19 Kasım günü saat 11.57’de Boğa Dolunayı gerçekleşiyor. Bu sırada 15. yüzyıldan beri gerçekleşen en uzun ay tutulmasına şahit oluyoruz ve dolunayın hemen ardından saat 12.02’de maksimuma ulaşıyor. Bu neredeyse tam tutulma, ayın %97’si gölgede kalacak ve 6 saat 2 dakika sürmesiyle rekor kırıyor. Yani bir parçalı ay tutulması Machu Pichu’nun inşa edildiği döneme denk gelen 1440 yılından beri böyle uzun sürmemişti. (İlgili bilgilere timeanddate.com ve earthsky.com dan ulaşabilirsiniz.) Tabii yavaş ilerleyen, sabit, pratik, ayakları yere basan Boğa’yı düşünürsek bu çok uygun geliyor. Gerçek ve köklü (Boğa) değişim zaman alır.
Tutulma Etkileri
Tutulmalar kumandadaki hızlı ileri alma tuşu gibi davranırlar. Hayatınızın ihtiyaç duyduğu yerlerde olayları hızlandırır ve ruhunuzun buraya yaşamak için geldiği deneyimleri önünüze getirirler. Bazen tutulmalarda çok önemli ve elle tutulur olaylar yaşanır. Hayatınız sonsuza kadar değişir. Bazen de geri dönüp düşünene kadar olan değişiklikleri fark etmezsiniz ama kesinlikle hayat yolunuzu tamamen değiştiren olaylar olmuştur. Bazen tutulmalar ‘iç iyileştirme’ yaşatır ve bunun etkileri dış hayatınızda da değişime yol açar.
Tutulmalar kesinlikle bir yol ayrımı getirdiği ve içimizde ya da dışımızda düzeltilmesi gereken bir sorunu aydınlatıp ortaya çıkardıkları için insanlar arasında bir telaş ve endişe kaynağı olabilir. Ancak, tutulmalar gerçekte cennetten çıkmadır ve kendi başımıza yapamayacaklarımızı yapmak için bize yardım ederler. Gitmekten korktuğumuz yerlere gitmek için bizi arkadan iter ve korkulacak bir şey olmadığını görmemizi sağlarlar. Daha önce içimizde iletişim kuramadığımız parçalarımızla ilişkiye geçmemizi sağlar. Bazen tutulmalar bir kayıp şeklinde, bazen de beklenmedik büyük bir kazanç şeklinde etki gösterirler. Ama her iki olasılıkta da bizi bir ya da daha fazla armağanla bırakırlar.
Bu dönemde dikkatinizi çekmeye çalışan şeyleri görmek ve tanımak çok yardımcı olacaktır. Ay tutulmaları dolunay zamanında olduğu için etkileri duygusaldır. Eskimiş, varlığınıza zarar veren düşünceleri, alışkanlıkları, inançları ve şablonları bırakmak için idealdirler. Güneş tutulması ise yeni ay zamanında olur ve genellikle dış dünyamızda olan olayları etkiler ve yeni bir dönemi başlatırlar.
Bundan yıllar önce paylaşmış olduğum Carl Boudreau’nun şu açıklamasının tutulma enerjisini daha iyi anlamaya yardım edeceğine inanıyorum:
“Tutulmalar hakkında genelde iyi konuşulmaz. Tarihte sıklıkla felaketlerle bağdaştırılırlar. Onların iyi şeylerle anıldığı çok nadirdir ve aslında bu yanlıştır. Tutulmaların temelde yaptığı şey, olayları bir sonuca bağlamak, meyvelerini göz önüne sermek ve durumu yeni bir düzeyde dengelemektir. Örneğin, uzun süredir çözülememiş sorunlar yeni ve önemli bir dönemece ya da kırılma noktasına ulaşır. Tutulmalar görevini yapmış, bilinçli ve çalışkan olanı daha fazla varlık, bolluk ve tutarlılıkla ödüllendirir. Bunun tam aksi durumları ise yine aksi şekilde daha da kötüye gider.
Örnek verirsem; paslanma sürecini düşünün. Bir köprünün yıllardır bakım görmesi gereken ama hep ihmal edilmiş çelik yapısı paslanmıştır. Tutulma o köprünün çökme anını simgeler. Eğer köprünün bakımını yapsaydık, tutulma gelip, geçecek ve hiçbir şey olmayacaktı. Tutulmalar aynı zamanda doğal ve insan yapısı felaketleri daha görünür kılarlar; deprem, volkanik patlama, ekonomik sarsıntılar, siyasi isyanlar, vb. Çok güçlü görünen kişi ya da kurumların sonunu getirebilirler.
Ama tutulmalar aynı zamanda güneşte muhteşem parlak bir gün ile yeteneği, gelişmekte olanı, sevgiyi, özeni ve çalışkanlığı ödüllendirirler.”
Akrep-Boğa Ekseni
Tutulmalar her zaman ay düğümlerine bağlıdırlar. 2020 Mayıs başında Yay-İkizler eksenine geçmiş olan ay düğümleri ile tutulmalar da bu burçlarda gerçekleşmeye başladı. Kendimizi bilgi ve inanç arasına sıkışmış bulduk.
Yaşadığımız 18 ayda ay düğümlerinin bize sunduğu gelişim fırsatı günümüzde hayata ve bütüne faydası kalmayan eski inançları salıvermeyi (Yay) ve yeni fikirlerle, yeni zihinsel şablonlara açılmayı, bilgiyi tarafsızca incelemeyi (İkizler) öğrenmemizdi. Tabii salgın, siyasi ve mali krizler derken pek çok insan kendi düşünceleriyle çelişti ve bir kısmı da eskileri salıverdi.
Şimdi Akrep-Boğa eksenine geçiş halindeyiz. Bu dolunay yeni grupta gerçekleşecek, düğümler de Yay-İkizler eksenindeki hareketin sonundalar. Bir sonraki güneş tutulması Aralık başında son defa Yay burcunda gerçekleşirken çok ilginç bir dereceye ışık tutacak ve ardından resmen Akrep-Boğa eksenine yerleşeceğiz.
Bu ay tutulması süresi ve bulunduğu yer açısından son derece derin ve psikolojik, aynı zamanda oldukça fiziksel. Güneş Akrep’ten doğru patlıyor – evet patlıyor dedim, hata değil. Son 4-6 haftadır müthiş güneş patlamaları oluşuyor, plasmanın hepimizi etkilediği kesin.
Tutulmanın çıkış noktası Akrep, hedefi Boğa. Güvendiğimiz materyal şeylerin burcu, değerlerimizin geliştiği yer. Rahatlık alanımız. Oturduğumuz yerde akrep varmış gibi fırlayıp hareketlenecek miyiz? Bence öyle olacak, hatta geç bile kaldık dostlar.
Bu tutulma için içimden silkelenme, silkinme, çırpılma sözleri geçiyor, biraz da sallan-yuvarlan gibi ama o kadar Rock’n Roll değil tabii. Çizgi film gibi görüntüler geliyor gözlerimin önüne, hani ceplerini boşaltmak için bir adamın ayaklarından tepe taklak sallanması ve üzerinde ne var, ne yok yerlere saçılması gibi. Şu anda sizleri korkutabileceğimin farkındayım. Ama silkelenmek çok iyi bir arınmayı beraberinde getirir ve bu dünya için bunu yapmak zorundayız.
Gerçek şu ki, Boğa konularındaki silkelenmeyi anbean yoğunlaşarak yaşamaya başladık bile. Çevre, toprak, tarım, üretim, verimlilik, para, emlak konularındaki değişim gözle görülüyor. Önce Uranüs’le başladık, ardından Satürn-Uranüs kareleri geldi ve şimdi de Akrep-Boğa tutulmaları.
“Lütuflar ve şifanın daha abrakadabra tarzı şeyler olmasını dilerdim. Ve tabii ki, lütufların gelişini haber veren minik gümüş çanlar çalmalıydı. Ama yok, öyle gelmiyorlar, bata çıka çamurda yürürken, sessizlikte, karanlıkta karşına çıkıyorlar.”
Anne Lamott
Gelişim
Bu iki sabit burcun da istediği şey gelişmemizdir.
Akrep gerçekleri görmemizi ve gerçeği kabul ederek olgunlaşmamızı ister, bir çocuk gibi gözlerimizi kulaklarımızı kapayıp korktuğumuz şey yokmuş gibi yapmamızı değil. Psikolojik gelişimin ve bu sayede yeniden doğuşun burcudur. Travma terapisi yapar ve geçmiş acıyı gerçekte ne ise öyle görmemizi ister: Bugün geçerliliği olmayan, dünde kalmış, dersleri alınmış eski yaralar… Akrep koridorundan hakkını vererek geçtiğimizde biliriz artık o insan değiliz, bitti. Daha da önemlisi bir daha böyle bir şeyin asla olmaması, kimsenin bunu yaşamaması için gerekli olgunluğu ve şefkati geliştirdik. Akrep karanlıktaki yolculuklarımız sayesinde içimizdeki anlayışı ve şefkati geliştirmemizi sağlar. Garip değil mi? Herkesin bu kadar çekindiği burç sevgi ve merhametle tazelenmenin, yeni bir başlangıç yapmanın burcudur.
Boğa ise fiziksel dünyada gelişmemizi ve güvenli, sürdürülebilir, saygılı, güzelliklerle dolu bir yaşam tarzı yaratmamızı ister. Fiziksel güvenliğimiz olmadan ve karnımız doymadan rahatlamamız, gelişmemiz mümkün değildir tabii. Değerlerin burcudur. Bu tutulmada hayatımızda neye değer verdiğimizi soracağı kesin. Boğa bize bu dünyada yaptığımız her şeyin, odaklanıp değer vererek yapıldığında ruhani olduğunu hatırlatır. İster ev temizleyin, ister çocuğa ders çalıştırın, işe gidin, dans edin, arabanızı tamir edin, isterseniz tarlada çalışın. Hepsi ama hepsi kutsaldır. Bu çalkalama, sallama zamanında değerlerimizi sorgulayacağız ve umuyorum en sonunda gerçekten kalpten değer verdiğimiz şeyleri bulacağız.
Hatırlarsanız bizi bu ay tutulmasına hazırlayan Akrep yeni ayında bu dört hafta boyunca isteklerimiz konusundaki berraklık ihtiyacından bahsetmiştik, hatta buna bağlı olarak 11-11 kapısında bir niyet çalışması paylaşmıştım. İşte iki hafta içerisinde hakkında konuşmuş olduğumuz bütün bilgiler şimdi bir araya toplanıyor. Silkelenmenize izin verin dostlar, ne çıkacaksa, neyi elememiz gerekiyorsa ceplerin derinlerinden düşsün gitsin. Gerçekleri görmekten kaçmayın. Önümüzdeki dalgayla hepsi süpürülüp temizlenecek. 2022’ye berrak bir bakışla ve net hedeflerle girmek için geride sadece bizim için gerçekten değer taşıyan şeyler kalmalı.
Bu tutulmada destekleyici bir sürü açı var, Zodyak bizim için en zor olan şeyin gerçekleri itiraf etmek (Akrep) ve gündelik alışkanlıklarımızı (Boğa) değiştirmek olduğunu biliyor ve desteği esirgemiyor.
Pleiades ve Algol Faktörü
Bu tutulma analizlerini okurken en çok gürültü koparacak şey dolunayın Algol ya da diğer adı Medusa ile hizalanmış olması. Yedi Kız Kardeşlerdeki (Pleiades) çifte yıldızın süper güçlü dişi enerjisinin ataerkil tarafından şeytanileştirilmesi elbette şaşılacak bir şey değil. Böyle felaket haberciliğine kulak asmanızı pek önermiyorum, bu sadece kutsal dişi enerjinin korkuyla süslendiği bir ataerkil karalamadır. Ataerkilin baskın enerji olmasından önce bu enerjiye büyük hayranlıkla bakılırdı, bilge ve çok güçlüydü. Ataerkil gücün gelişiyle çoğu tanrıça ya evlendirildi ve güçleri erile aktarıldı ya da şeytanlaştırıldı, bastırıldı, kolektif bilinçten silinmeye çalışıldı. Tıpkı burada daha önce de anlattığım Eris, Sedna, Lilith gibi. Veya süper güçlü Koşulsuz Sevgi tanrıçası Venüs’ün “bir elinde ayna, bir elinde cımbız” şeklinde değerini ona eril enerjinin nasıl davrandığına bağlayan gösterişçi bir budala olarak sunulması gibi.
Cathy Pagano diyor ki; Medusa ile ilgili her şey ama her şey inanılmaz sembolik. Saçlarındaki yılanlar yenilenmeyi, bilgeliği ve Kundalini enerjisini temsil eder. İnsanı taşa döndürme gücü aslında egoyu teşhis edip dondurarak kırıp geçmesidir. Gerçek benliği özgürleştirir. Karanlıkta görme gücü bilgeliğinden gelir. Bu tutulmada yedi kız kardeşlerden çok büyük bir dişi bilgelik akışı olacağından emin olabilirsiniz.
Bu sırada ufak bir not düşmeliyim; Ağustos sonunda kuzeyin ve buzulların tanrıçası Sedna’dan ve değişim ile doğaya saygı talebinden bahsetmiştim. Harekete geçtiğini ve durdurulamayacağını da söylemiştim. Şu anda Kanada’da yaşanan devasa sellerin bu enerjiye ve tabii ki insan umursamazlığına bağlı olduğu çok aşikâr. COP26 boyunca aktif bir şekilde gözlemlediğimiz Greta Thunberg iyi bir Sedna/Medusa/Eris örneği, değil mi? Kararlı, gerçekleri yüze vuran, değişim isteyen savaşçı dişi.
Medusa da büyük olaylar yaratabilir ama Sedna özellikle tabiata, okyanuslar ve kutuplara odaklanırken, Medusa kadınlığa ve insan davranışlarına daha yakın. Dişi, saygınlığını geri istiyor. Çevrenizdeki ve global sahnedeki kadınlara dikkat edin. Çok şey değişiyor ve biz de fiziksel cinsimiz ne olursa olsun dişinin yükselişine uyum sağlamalıyız.
Plüton, Venüs, Uranüs ve Jüpiter
Plüton bu tutulmada destekleyici üçgen açıyla gölgelerle yüzleşmeyi daha kolay hale getiriyor. Ne kadar uğraşsak da onlardan saklanamayacağız. Zaten kendimizi kandırmanın ne faydası var ki?
Bu dolunayın yöneticisi Venüs ve Boğa’daki Uranüs de iş birliği içinde. Öz-değerimiz, ilişkilerimiz ve parayla ilgili şartlanmalarımızı temizliyor. Uranüs’ün özgürleştirici enerjisi bütün bu konularda alternatif yaklaşımlar bulmamızı sağlayabilir. Belki de Uranüslü bir elektrik şokuyla benliğimiz ve değerlerimizle olan ilişkimizi olması gereken yola sokabilir. Değer konusunda uyanışlar yaşanabilir.
Bir de arada Jüpiter var tabii. Enerjiyi büyütüyor, genişletiyor, bütün bir dünyaya yayıyor. Olan her şey herkesi etkiliyor. Çin’deki kelebeğin kanat çırpması benzetmesini düşünün, tutulma enerjisi öyle bir yankılanma ve genişlemeye açık.
Tutulmanın Sabian Sembolleri
Dolunay, “Yeni sevgiyi deneyimleyen olgun kadın” sembolünde.
Bu tutulma bizden gerçekten birer yetişkin olmamızı istiyor. Yıllar boyu o kadar oyalandık ki, artık enerji dalga geçmeyi kaldırmıyor. Ergenlik bitti dostlar. Aklımızı başımıza toplayıp mızmızlanmayı da hedefsizce gezinmeyi de bırakmalı ve çözümlere eğilmeliyiz. Ama o zaman hayat kuru, durgun, kahkahasız ve ağır mı geçecek? Hiç olur mu?!
Bu sembol olgunlukla gelen ilişkileri, sevgiyi, belki de romantik aşkı ve heyecanı anlatıyor. Ergenlikteki gibi sempatik bir şapşallık yok tabii ama olur olmaz şeyden etkilenen inişli çıkışlı durumlar ve bilinçsizce yapılan hatalar da yok. Bir düşünün, kendi sorumluluklarınızı yerine getirdiğinizde, işinizi bitirdiğinizde ne kadar rahat oluyorsunuz? Ufak tefek şeylere takmadığınızda ne kadar geniş yürekli hissediyorsunuz? Bu dolunay bizi bu hislere çağırıyor. Bilinçli, sorumluluk sahibi ve huzurlu bir varoluş şekli öneriyor. Böyle olunca, yeni fırsatlara verdiğimiz tepkiler de çok farklı olabilir.
Burada yine dişi enerji vurgusu var. Bu dünyada deneyimlerini hayata uygulayan kadınların aktif varlığına ve katkılarına ihtiyacımız var. Eve kapanan bilgelik yerine, saygı duyulan, yapıcı, üretken olgun kadınlık.
Tutulma olgunlaşmayla gelen yeniden doğuşa da işaret ediyor. Sembol Boğa burcunda ama Akrep kavramlarını anlatıyor. Yaşanan deneyimlerden sonra edinilmiş tecrübeyle gelen yeni bir hayat!
Güneş ise “Ülkesine yaklaşan peri padişahı” sembolünde.
Periler ülkesinin bir eril hükümdarı olduğu gibi bir de dişi hükümdarı vardır. Eril hükümdar toprağı korurken, dişi de bereketi ve yeni yaşamı getirir. Ayın sembolü olgun dişi enerjiyi göreve çağırırken, Güneşin enerjisi yetişkin, aklı başında erkeklerin de kendi güçlerine sahip çıkmalarını istiyor. Şimdi erkeklerin de her zaman sahip oldukları sihri kabul etmesinin vakti geldi. Bu tutulma sadece kutsal dişi değil, kutsal eril enerjiyi de destekliyor.
Bu sembolün en kısa anlamı, ruhumuzun gücüne geri dönüşümüzdür. “Peri padişahı”, kişinin kendi egemenliğine sahip çıktığı görünmez, sadece hissedilebilir bir varoluş hali olarak açıklanabilir. Bu sizin psişik merkezinizin, sinir sisteminizin ana yönetim merkezinde olmanızdır. Bir anlamda orijinal varoluş şekline dönüşünüz ve bunun bilincinde olmanızdır. Burada bize verilen mesaj, çok daha bütünsel ve sağlıklı bir hale dönme şansımızın olduğu, adına “can” dediğimiz elektro-kimyasal tepkimelerimizi de yöneten ruhumuzun gerçekliğimizi yarattığını anlamamızdır. Biz ruhumuzuz. Gerçekte buyuz. Bunu bildiğimizde bir padişah gibi güçlü, bir peri gibi doğaya bağlı ve iyicil olduğumuzu da anlarız.
“Her gün, her birimizin kendini bütünüyle değiştirme hakkı, bütünüyle yenileme olasılığı var. Eğer siz kendinizi yenilemezseniz, başkaları tarafından değiştirileceksiniz. Yani, kendinizi yenileyecek kadar olağanüstü ve ıslah edilemez olmanız bilgeliktir.”
Maya Angelou
Evet, bunlar silkelendiğimiz zamanlar, dersleri derleyip topladığımız günler. Olgunlukla gelen yeni hayata açılıyoruz. Çok daha keyifli, yumuşak ve huzurlu, bilinçli bir şekilde çözüme uzanan bir yaşam şekli.
Ben bu sözleri yazarken uzaktan doğru televizyondaki haberlerin sesi yankılanıyor, bir iki sözcük yakalıyorum… ve konu tekrar değerlerimize geliyor… Değer nedir? Kendinize verdiğiniz değer nedir? Dünyamıza verdiğiniz değer? Diğer insanlar? Paylaşabilir misiniz?
Bir önceki dolunayda “Hayal Kırıklığına uğramış kitleler” sembolünü konuşmuştuk. Kalın harflerle mesajı şöyle iletmiştim: “Kendinize çeki düzen verin, yeni sistemler yaratın, hayatla ilgili tavırlarınızın hepsini ama hepsini değiştirin!” Haberler bu enerjiyi anlatıyor. Ama bir eksiği var, değişim tek tek her birimizden gelecek, gökyüzünden başımıza düşmeyecek. Bunun için iç sesiniz ne diyorsa onu yapmanız hayati önem taşıyor.
Bütün bir yaz Zodyak bizi yardımlaşmaya, paylaşmaya ve ortak çalışmaya çağırdı. Vakti geldi Bilge Baykuşlar. Çözümleri, bolluğu, sevgiyi paylaşma vakti şimdi.
Aslında korkmayı unutursak, çok heyecanlı bir dönem. Yeni bir dünya, yeni bir toplum anlayışı yaratıyoruz, hatta artık yumurta kapıya öyle dayandı ki, yaratmak zorundayız ve bunu yazarken gülümsüyorum.
Acaba gelecek kuşaklar bizi nasıl anlatacaklar? “Çok tuhaf insanlarmış, başlarına nelerin geleceğini bile bile hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmamışlar, onların sorumsuzluğu yüzünden büyük kayıplar yaşanmış” mı, “Cesur, yenilikçi, hayatı seven, çalışkan insanlarmış, son anda birlik olup her şeyi değiştirmişler, onlara çok şey borçluyuz” mu?
Yolumuzda yepyeni sevgiler var. Ben sizlerin paslı köprülerinizi çoktan onarmış olduğunuza güveniyorum ve hepinize olgunluğunuzu, içinizdeki kutsal eril ve dişiyi kucakladığınız harika bir tutulma dönemi diliyorum.
Son anda eklenmiş bir not:
“Silkelenme” sırasında korkuya düşmemeniz için daha önce de birkaç defa paylaştığım ve en sevdiğim Değiştir Beni Bolluk Duasını buraya bir hatırlatma olarak ekliyorum:

YEPYENi! 12 Nisan 2021’den itibaren “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Merhaba Mor Alev.. Bu yazınız tam olarak bir ders niteliğinde altı çizilerek okunması gereken bir paylaşım. Bilginizi , öngörülerinizi bizimle paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim. Önümüzdeki yıllarda dönüp dönüp okuyacağıma eminim. Gökyüzünde olan her şey bizim hayrımıza olur , iyilik veya kötülük diye bir şey yoktur sadece biz olaylara nasıl anlam verip davranıyoruz bunun sonuçları vardır.
Her şey olması gerektiği gibi ,olması gerektiği zamanda olur….
BeğenLiked by 3 people
Dişil enerjiden korkmanın bir anlamı kalmadı. Zira yüzyıllardır cadı, şeytan ,eksik etek, kaşık düşmanı diye yok sayılan, ezilen, erkek egemen toplumun baskısıyla gerçek gücünü unutan kadınların olması gereken değişimi başlatacağına adım gibi eminim. Geliyor gelmekte olan……Medusa,Sedna ,Lilithlere selam olsun 🙂
BeğenLiked by 3 people
Içim acildi okurken🥰
BeğenLiked by 1 kişi
Cesur, yenilikçi, hayatı seven, çalışkan insanlarmış, son anda birlik olup her şeyi değiştirmişler, onlara çok şey borçluyuz” mu? kalpten diliyorum. sevgiler
BeğenLiked by 1 kişi
Çok değerli Mor Alev Zciğim, yaptığın her şey öyle değerli ki… İyi ki iyi ki varsın 🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Çok değerli Mor Alev Zciğim,
Yaptığın her şey öyle değerli ki… İyi ki iyi ki varsın 🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Gözümden süzülenlerle okudum. Öyleyse neyden korkacağım ki… İnsanın kendini aşma, hakikatini bulma eylemi adına koşulsuz sevgi tutulmalar ile gelecekse haydi gel korkmuyorum… Sandığım kadar korkunç yıkıcı olamaz. İyiki varsınız 🙏💐 İnanıyorum artık basmakalıp fikirler, yadırgamalar kalkacak. Bu olacak…
BeğenLiked by 1 kişi
❤️❤️❤️
BeğenLiked by 1 kişi
❤️❤️❤️
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkürler. Bu yazı beni hem mutlu etti hem de rahatlattı🙏🧿😘🦋
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev, tüm bu satırları yazmak için verdiğin zaman ve emek için sonsuz minnet ve teşekkürlerimi paylaşmak isterim.
BeğenLiked by 1 kişi
Bazen hayatın olumsuz sürprizleriyle karşılaştığımızda içimizdeki ışığı unutup korku,endişe, geçmişten gelen ve bize hüzün veren olaylar zincirine kendimizi kaptırıyor;o eski dünyamıza geri dönüyoruz. Mesajda da dediği gibi bata çıka öğreniyoruz sevgiyi, içimizdeki ışığı yakalamayı. Öyle durumlarda rehberimiz oluyor söyledikleriniz. Sevgiler, teşekkürler. Nur.
BeğenLiked by 1 kişi
“Acaba gelecek kuşaklar bizi nasıl anlatacaklar? “Çok tuhaf insanlarmış, başlarına nelerin geleceğini bile bile hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmamışlar, onların sorumsuzluğu yüzünden büyük kayıplar yaşanmış” mı, “Cesur, yenilikçi, hayatı seven, çalışkan insanlarmış, son anda birlik olup her şeyi değiştirmişler, onlara çok şey borçluyuz” mu?”
Son anda ikincisi☄ İlahi Olan’ ın Bizden istediği şekilde ♾🙏🏻🙏🏻🙏🏻💜🙏🏻🙏🏻🙏🏻♾
Namaste ♾
BeğenLiked by 1 kişi
Bende artık astroloji eğitimini tamamlamış birisi olarak burada bu güzel paylaşımı görünce tabi ki sevindim. İnsanları korkuya sevketmelerini sevmiyorum. Buna gerek yok, iyi ki varsınız üstad. Sevgiler❤️
BeğenLiked by 1 kişi