İşte bir dolunay daha ve sevgili Bilge Baykuşlar son yıllarda sık sık olduğu gibi nereden başlasam bilmiyorum. O kadar çok devasa enerji bir araya sıkıştırılmış durumda, öyle çok şey oluyor ki!
Dolunayın Sabian sembolüyle başlayalım isterseniz. “Hayal kırıklığına uğramış büyük seyirci/dinleyici kitlesi” Eh, bu hiç de sürpriz değil. Açıklamama bile gerek yok sanırım, ne olduğu belli. Fakat gizli anlamlar da olabilir… Bu gökyüzü raporunun sonlarında Sabianların işaret ettiği potansiyele bakacağız. Ama şimdilik hayal kırıklığı sembolünü aklımızın bir köşesinde tutalım.
Plüton-Eris-Mars-Ay-Güneş
Plüton-Eris karesi 2020-2021’in en büyük, en gözle görülür etkilerini yarattı. Salgın, isyan, yasaklar, özelde ve toplumsal hayatta kirli çamaşırların ortaya saçılması, çalışmayan ekonomik sistemlerin çöküşü, görmezden gelinemeyecek kadar sert ayrımcılıklar, iklim felaketleri… Bunların hepsini biliyorsunuz. Bu ikisi bizi gölgelerimizin hepsiyle yüz yüze getirirken ortada tek bir talep, tek bir mesaj var:
“Kendinize çeki düzen verin, yeni sistemler yaratın, hayatla ilgili tavırlarınızın hepsini ama hepsini değiştirin!”
Sert tabii. Ama Eris yumuşak olsa mesaj alınmayacak, hepimiz insan ruhunun nasıl da yumurtayı kapıya dayamayı sevdiğini biliyoruz. Bu beşinci ve son kare diğer hepsinden çok daha güçlü. Şimdi Koç dolunayını da arkasına alıyor. Müthiş bir bileşim.
Mars 6 Ekim’deki yeni aydan beri güneşle birlikte ilerliyor. Terazi de o bildiğimiz Terazi değil bu sene… Rahatsız, iğneleyici, zorlayıcı, kefeleri havalarda bir o tarafa bir bu tarafa uçuyor. Terazi konuları, ilişkiler, ortaklıklar, para ve adalet inip çıkıyor. Mars ve güneş ilerlerken çok önemli enerjilere birer birer açı yapıyor.
Dolunayda dev bir T kare görüyoruz. Güneş ve Mars bir tarafta, Plüton karede, ay ve Eris güneşin karşısında, ay bu pozisyona Chiron’daki yaralardan geçip de geliyor.
Bu, uyanışın en zorlayıcı, en güçlü enerjilerinden biri. Yakıcı, hırslı, değişim isteyen kitlesel bir enerji.
Kolektif olarak bir kavşaktayız. Bu sözlerin tekrar ve tekrar söylendiğini duyduk. Bu sefer gerçekten KAVŞAKTAYIZ. İçten içe köpüren bir öfke var. Hatta kuduran bir öfke desem? Ve bu öfke sağlıklı bir çıkış yolu bulmalı. Kişisel dünyanızda çok dikkat edin. Öfkeniz haksız değil ama daha da önemlisi onunla ne yaptığınız. Öfke değişim ister. Hareket ister. Bunların olmadığı yerde sıkışır, birikir ve patlar, ardından yaralar ve gözyaşları gelir. Burada olay haklı veya haksız olmak değil, ÇÖZÜM ODAKLI olmak. Çünkü öfke aradığımız turbo güç olabilir, içimizde devasa bir kudret, asla dinmeyen bir istek bulabilir ve dağları yerinden oynatabiliriz. Yakıp yıkarak değil, çözümlere koşarak.
Çok şükür Mars Kova’daki Jüpiter’le çok tatlı bir açıda ve bize ihtiyaç duyduğumuz özgüveni ve iyi şansı veriyor. Cesaretimiz büyüyor. Kova’daki Jüpiter gerilemesini 18 Ekim’de durdurdu. Merkür de yarım gün sonra ilerlemeye başladı. Bu, gerçekten hareket zamanı. Gruplara katılmanın, toplum hizmetimize ve hep birlikte gelişmeye odaklanmanın zamanı.
Hayata katkısı olmayan grupları da terk etmemiz gerekeceğini eklemeliyim. Tabii aynısı ilişkiler için de geçerli. Dostlar, uzatmalar çoktan oynandı bitti. Artık arada kalamayacağız ya da “idare” edemeyeceğiz.
Atlantis Etkisi
Bu dolunayda Eris dakikası dakikasına asteroid Atlantis’le karşı karşıya. Bunu ben bulmadım, bir yerde kısacık değinilmişti, çok ilginç geldi ve araştırdım. Atlantis hepimizin psikolojisinde derinlerde bir yerde hala daha yaralarını taşıdığımız kötü bir hatıra mı? Yoksa altın çağının güzelliklerini bugüne taşımak için kıvrandığımız bir kristal medeniyet mi? Gerçek mi? Bu dolunayda bir anlam taşıyor mu? Bana göre Atlantis hikayesi aşırı kibirli bir toplumun doğal yaşamı ve evrensel yasaları yok saymasıyla zirveden düşüşünü anlatıyor. O ukalalık Eris’in hedefinde. Eris söz konusu olduğunda her şey mümkün, biliyorsunuz. 2015’ten beri Eris’i anlatıyorum ve etkisini anında görüyoruz. Tabii bir de Atlantis’in şimdi taşıdığı enerji var, pişmanlık, suçluluk ve çaresizlik hisleri… İşte o hislere teslim olmak yerine saygı kavramına tekrar dönmeli ve sıkı bir öz-gözlemle nerede kibirli yaklaşımlarımız varsa bulmalı ve geri adım atılmalı.
Saygı ve Güç
Bu dolunay saygı çok önemli. Bir başka tanrıça enerjisi Mars ile el ele, Hawaii’nin bereket ve doğurganlık tanrıçası Haumea’nın doğal süreçlere ve yeryüzüne saygı istediği şüphesiz. Yanında Mars’la ilerlerken bir süredir patlayan volkanlara şaşmamak gerek. Haumea’nın bir özelliği de inanılmaz bir yaşama ve yaşatma arzusu olmasıdır, betondaki incecik çatlaktan büyüyen çiçeği düşünün, işte o Haumea’nın ruhunu taşır.
Çok çeşitli güç çekişmeleri göreceğimiz kesin. Herkes, her şey kendini kaptırıp adına güç dediği şeyi çalmaya, zorla el koymaya ya da onun için kılıçları kuşanmaya çalışabilir. Ya da tam tersi hiç gücü olmadığına inananlar da olabilir. Oysa bu zaten içinde bulunan gücü dışarıda aramaktan başka bir şey değildir.
Bu dönemde içimizdeki güç ve saygı kavramlarını şifalandırmamız için fırsatların kucağımıza düşeceğine inanıyorum. Gözleri dört açın ve Chiron’un hayat arkadaşı Chariklo’ya bağlanın. Dişi şaman Oğlak’ta Plüton’un biraz ilerisinde gerekli şefkat ve şifayı veriyor. Sınırlarımızı ve yönümüzü belirlememize yardım ediyor.
Pandora
Pandora’ya ilk defa 2018’de değindim. Sonra bu Ağustos ayına kadar pek adı geçmedi ama oradaydı, arka planda çalışıyordu. Fakat işe bakın ki, tam da Merkür’ün Terazi’de Pandora ile buluştuğu gün Pandora kağıtları yayınlanmaz mı? Bir astroloji hayranı olarak kendi kendime güldüm. O kutu açıldı ve içinden çıkanlar asla geri girmeyecek!
Şimdi bu dolunayda Pandora güneşle birleşmiş ve kutudan daha da çok şey çıkacak gibi görünüyor. Hazır olun, duyduklarınıza, gördüklerinize inanamayabilirsiniz.
Ama açığa çıkanlardan ne Pandora, ne Eris, ne de çok korkulan Plüton sorumlu. O şeyler zaten vardı ve yeni farkındalıklarımız sayesinde bir daha asla ve asla tekrarlamamaları için çalışabiliriz. Ancak şunu görmeliyiz artık, o kötülükler, o yanlışlar, hatalar, o kutudaki her şey bizim yaratımımız. Kimini biz aktif bir şekilde yaptık, kimine göz yumduk, kimini engellemeye üşendik. Bunların hiçbiri bizim dışımızda değil.
Kitlesel Hayal Kırıklığı ve Depresyondan Çıkış
Bu da bizi Sabian sembollerine geri taşıyor. Dolunay hayal kırıklığı derecesinde.
Kaynağı, dünyaya baktığınızda gördükleriniz veya kendi hayatınız ya da ilişkileriniz olabilir. Hayal kırıklığı, beklentilerin yerine gelmemesinden kaynaklanan olumsuz hisler ve üzüntüdür. Anahtar kelime: Beklenti.
Dane Rudhyar bu sembolün ana fikrini “olgun bir ön hazırlık ve öz-eleştiri ihtiyacı” olarak veriyor. Burada kelimenin tam manasıyla karmayı düşünüyoruz: Ektiğimiz neydi ki, hasattan memnun değiliz? Ne verdik ki, ne bekliyoruz? Hangi işaretleri gördük ya da görmezden geldik ki beklentisinde olduğumuz şeye inandık ve şimdi de bununla ilgili öfke, üzüntü ya da benzeri olumsuz hisler yaşıyoruz?
Dostlar, bu derece benim gözümde her zaman “sarsıl ve kendine gel” derecesidir. Aslında bu sözler bizi sorumluluğumuzu kabul etmeye çağırır. Evet, bir sürü şeyden mutlu olmayabiliriz, beğenmeyebiliriz ve hatta dayanılmaz bulabiliriz ama bunun tek sebebi “seyirci” kalmak ve/veya çözüm odaklı olmamaktır.
Bu dolunay bizden bakış açımızı değiştirmemizi, davranışlarımızı, söylediklerimizi, tavırlarımızı ve tepkilerimizi incelememizi istiyor. Hatta ısrarla talep ediyor desek daha uygun olur. Seyirci olmaktan, katılımcı ve değiştirici olmaya geçişi yaşıyoruz.
Güneş ise “Meleklerin yardımına koştuğu adam” derecesinde. Bu çok önemli çünkü Zodyak’taki her varlık güneşin ışığını yansıtır. Bizim bulunduğumuz sistemde temel enerji güneşten gelir. Güneşin enerjisi, mükafatların, mutlu deneyimlerin ve iyi insanların geldiği bir zamanı anlatıyor. Daha da önemlisi, kararlı bir şekilde hayata karşı neşeli ve iyimser bir tavrın bu şeylerin ta kendisini çektiğini gösteriyor.
Düşünün en sıkıntılı, en zorlu zamanlarınızda, kurtarılmaya, desteğe en çok ihtiyaç duyduğunuzda ve belki de ruhun karanlık gecesini tam anlamıyla yaşarken birden, bir şekilde yardım gelir. Öyle bir yardımdır ki, hiç beklemediğimiz için önce anlamayabiliriz bile. Kasvetin tam ortasındayken, ne olacağını bilemezken ve en kötüsünü beklerken gelen yardımı kabul etmekte zorlanabiliriz. Ama umuttur insanı hayatta tutan. En başında ufacık görünen ışığı fark etmek hayat değiştiren bir deneyimin ilk adımı haline gelir. Bunalımın koyu sisi dağılmaya, biz de meleklere inanmaya başlarız. Bizim meleklerimiz belki insan kılığındadır, belki aklımıza gelen fikirlerdir. Nasıl olduğunun önemi yok. Aslında olan “artık ne olacaksa olsun, aklıma hiçbir çare gelmiyor” deyip teslim olmak ve işi akışa bırakmaktır. İşte o akıştayken iç yönlendirmemizi duymaya başlarız ve “meleklerin” de yardımıyla harekete geçeriz.
Kavşak
Neden bu dolunayı anlatmaya nereden başlayacağımı bilemediğimi anladınız sanırım. Çok sayıda oyuncu kendi görevini yerine getirirken hepsi bizi bu kavşakta yön belirlemeye çağırıyor. Güç-çaresizlik, kibir-saygı, aktif katılımcı-seyirci, umut-depresyon, patlama-çözüm zıtlıklarında neyi seçeceğiz?
Dikkatinizi bir başka ikiliye çekmek istiyorum: Sebep ve sonuç. Ya da ektiğini biçmek. Sorumluluk aldığımız anda hayat değişecek. Dolunay kitlesel bir hayal kırıklığından bahsettiğine göre bu üç beş kişinin değil, hepimizin sorumluluk almasıyla olacak bir şey. Ama olur mu acaba? Bence olur. Öyle ilginç şeyler oluyor ki, bu da olur. 2025’e az kaldı. Bir zamanlar 2020 enerjisi için uyarı niteliğinde şeyler yazardım, şimdi 2025’in aydınlanma enerjisini yazıyorum. Yapacak çok işimiz var ama 2025’deki dünya buna değecek.
Ayrıca, 21. yüzyılda yeni tanrıça enerjilerinin giderek çok daha fazla etkisini görmeye başladık. Her astrolojik olayda daha da fazla yer alıyorlar. Aklıma 2020’de yayınlamış olduğum Summer Bacon kanallığı geldi. Şöyle diyordu: “Dr. Peebles koronavirüsün “dişi” olduğunu söyledi. Ve bunu duyunca, kaygılandım. Bir defa daha mı kadınlar suçlanıyor, utandırılıyor? Yani şimdi koronavirüs dişi enerjinin suçu mu? Dr. Peebles’a bunu sordum ve bana dişi koronavirüsün dünyada nasıl İlahi Dişi gibi hareket ettiğini gösterdi. Yavaşça, sessizce dünyanın kaç bucak olduğunu göstererek, öğreterek, kendi ardımızı toplamaya bizi zorlayarak, birbirimiz hakkında farkındalığımızı yükselterek, gerçek hayallerimizi yaşamamız için bizi isteklendirerek ve birbirimize ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu öğrenmemizi sağlayarak.” İşte Eris, Haumea, Pandora, Chariklo, Juno, Pallas Athene, Sedna ve diğerleri de aynen bunu yapıyorlar. Sanki anne azarı işitiyoruz ve toparlanmamız gerekiyor gibi.
Bu dolunay meleklerin yanınızda olduğunu hatırlayın Bilge Baykuşlar ve öfkeyi olumlu yönlendirmeye özen gösterin, sorumlulukla dost olun, sizinkilerle tabii, başkalarınınkiyle değil. Sınırlarınızı gözden geçirin. Sorumluluk almak hepimize iyi gelen bir güç ilanıdır.
Dolunay 20 Ekim 17.56’da (İst.) Hepinize meleksi çözümlerle dolu harika bir dolunay dönemi diliyorum.
YEPYENi! 12 Nisan 2021’den itibaren “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Daha güzel nasıl anlatılabilir, bu yazıyı çoğaltıp uçaklardan atasım geldi, herkes okusun diye.. Tanıdığım pek çok insan, ailemin her ferdi depresyon ve öfke arasında kendini hırpalayıp duruyor. Onları sakinleştirmeye çalışıyorum telefonlarla beni hiç duymuyorlar, dinleyemiyorlar sanki o kadar dolmuşlar. Annem sürekli ne zaman geleceksin Türkiye ye diyor, ama aslında üç aydır yanındaydım😍
Şu sihirli değnekleri elimize alsak top yekün, cümleten, hep birlikte, beraber artık 😇💫🌈
BeğenLiked by 2 people
Dişi enerjinin gücü adına……..💜💜💜💜💜💜💜🙏
BeğenLiked by 2 people
Vaayyyy dedirten muhteşem bir mesaj.. Sorumluluğu alma zamanı çoktan geldi! Yine çok güzel bir hatırlatma oldu.. Teşekkürler sevgili Mor Alev ❤
BeğenLiked by 2 people
🙏🙏🙏🙏🙏🙏🙏🙏
BeğenLiked by 2 people
Güncel durumu yorumlayan ve “Sevgililer” diye baslayan bir mesaj isteginde bulunabilir miyim? Aylardır şiddetli dalgalarla boğuşuyorum, belki kısa bir süre de olsa sakin sularda biraz soluklanabilirim diye dusunurken fırtınanın daha da şiddetlendiğini öğrenmek bana pek iyi gelmedi
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Green Cloud, Güneş “Meleklerin yardımına koştuğu adam” derecesinde. Daha ne istiyorsunuz? Uzun uzun anlattım. Sorumluluk almak, teslimiyet ve ardından yardımın gelişi… Fırtına dışarıdaymış gibi düşünüyorsunuz ama hepsi içinizde. Sakin sular da içinizde. Bu yazı zaten güncel durumu yorumluyor. Kötü bir şey olmuyor ki, tavır ve bakış açısı değişikliği ile her şey yoluna giriyor. Sevgilerle
BeğenLiked by 2 people
Yardım istediğim melek tarafından azarlanıyor muyum? Yanlış anlamayın, sizinle aramızda derin bir bağ var. Sizi kalpten seviyorum ve varlığınıza minnettarım, dünkü dolunayın ilk etkisini sizinle tartışmak olarak yaşamak istemem. Yaptığım mızmızlanmak değil, kendi zihnindeki berraklığı kaybetmiş biri olarak sevgi dolu ve geniş bir bakış açısından nerede durduğumuzu öğrenebilmek ve o tarafa yönlenebilmekti.
Rehberliğiniz için çok teşekkür ederim.
Sevgiler❤️
BeğenBeğen
Sevgili Green Cloud, ben tartışma ya da azar görmüyorum yorumunuza vermiş olduğum yanıtta. Sadece kullanabileceğiniz bilgileri işaret ettim. Çünkü aradığınız şey zaten var. Moral pek yüksek olmayınca böyle yanlış anlamış olabilirsiniz, olsun. Önemli değil. Bir defa daha aynı bilgilere bakalım birlikte: Sorumluluk almaya yönlenin, salıverin, kendinizi güneşin enerjisine teslim edin. Yazıda dediğim gibi Chariklo ile de çalışabilirsiniz, süper şefkatlidir. İçinizdeki sakin sular için yöntemler sekmesinde seçmiş olduğum en etkili yöntemlerden birini deneyin. Ya da nefes alın. O da işe yarar. Ardından ne yapmanız gerektiğini bileceksiniz. İşte o zaman harekete geçmeyi ihmal etmeyin.
Bu enerjide kötü bir şey yok, hatta çok iyi çünkü bizi hızla ve kararlılıkla değişime çağırıyor. Zodyakta sabır yandı bitti kül oldu diyebiliriz, bizler de bu sürecin bir 30-40 yıl daha sürmesini istemiyoruz, o yüzden Konsey’in sözleriyle “elinizden geleni ardınıza koymayın” mesajlarını evrene yolluyoruz ve işte bu enerji geliyor. Sevgilerle
BeğenBeğen
Şimdi gördüm, daha ne istiyorsunuz sorsunun yanındaki gülümseme ikonu çıkmamış. Belki bundan dolayı böyle hissettiniz. Sevgilerle
BeğenBeğen
❤️❤️
BeğenLiked by 1 kişi
❤️❤️❤️
BeğenLiked by 2 people
muhteşem siniz yıllardır yazılarınıza bayılıyorum
öğle güzel tatlı tatlı dokunduruyor ve hatırlatıyorsunuz ki yolumuz kesiştiği güne şükürler olsun :)))
SORUMLULUK ( kendi sorumluluğumdan korkan bene dokundunuz)
DİŞİ enerjinin gücü hep bastırmışımdır.
SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM
Sebep ve sonuç. Ya da ektiğini biçmek. Sorumluluk aldığımız anda hayat değişecek.
Hayata katkısı olmayan grupları da terk etmemiz gerekeceğini eklemeliyim. Tabii aynısı ilişkiler için de geçerli. Dostlar, uzatmalar çoktan oynandı bitti. Artık arada kalamayacağız ya da “idare” edemeyeceğiz.
BeğenLiked by 2 people
Koç Dolunayı bende nasıl gerçekleşti:
Dün gribe yakalandım.
Bu sabah, sağ elimi böcek soktu, acıttı.
Sol el serçe parmağımı, sıkıştırıp, kanattım..
Cep telefonum su aldı, kullanamadım, masraf edip, ekran değiştirmek zorunda kaldım
Cam tencere kapağını kırdım, mutfak tuz buz cam doldu.
Hesaplarım arası eft yaptığımı düşünürken, başka bir hesaba eft yaptığımı farkettim, çağrı merkezini aradığımda, şubemden işlemi geri alabileceğimi öğrensem de, şehir dışındayım..
Bir gün için biraz fazla gibi görünse de.. Ankara dan Ege’ye kaçtım dün, tek başıma, beni neler bekliyor diye😅.
BeğenBeğen
Çok geçmiş olsun sevgili Ebru. Ne diyeceğimi bilemedim. Mars ve Eris işbaşında mı desem acaba? Bir ihtimal de, acaba bu kaçışla ilgili suçluluk duygusu mu var? Sevgilerle
BeğenBeğen
Canım Mor Alev, kişisi ve blogu, kanalları ve kaynakları, yazıları ve yorumlara cevapları… Çok sevgi, çok!
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim..Evet Mars ve Eris işbaşında zannediyorum. Suçluluk duygusu..evet..kesinlikle..
Eşim, çocuklar, kedim ve kuşum olmadan..uzuuuun zamandır ilk defa…kendimle başbaşayım.. garip bir rüyada gibi hissettim kendimi..burada, sanki etrafımdaki insanlar, sanal bir oyun kahramanı gibi.. beni görmüyor, pek ilgilenmiyor, umursamıyor gibiler..oysa öyle değildik yaz boyunca..sevgilerimle..
BeğenLiked by 1 kişi