Yaşadığımız Dönem Üzerine Düşünceler (Kasım 2020) – Görevimiz Merkezde Kalmak

Eye In The Sky_ Breathtaking Digital Paintings Of Skies By Alexander Rommel

“Hayatın en kritik, en önemli kavşaklarında, dış sorunlar ve içerideki gelişim ihtiyacı her birimizi uyanış ve inisiyasyon yoluna yerleştirmek üzere işbirliğine girer”  Michael Meade

Bu üçüncü trimesterde yani 21 Aralık tarihine kadar her enerji akışı çok önemli. 21 Aralık’ta ise her şey bitmeyecek, yeni bir aşamaya geçmiş olacağız. Fakat farklı bir enerji akışı hissedilecek. Önümüzde neredeyse iki ay var. Şu anda hala daha Cumartesi günkü dolunay enerjisindeyiz. Merkür birkaç gündür iyice yavaşlayıp durdu ve 3 Kasım akşamı dokuza doğru ileri dönmeye başlayacak. Daha önce de konuştuğumuz gibi Ateş Yolunda yürümeye devam ediyor. Bu hafta Merkür’den beklenmeyecek kadar uzun bir Satürn kare açımız var. Bu sırada belki de dünyanın kaderini belirleyecek bir ABD seçimi, bir küresel salgın, tecritler, son günlerde yükselmiş terör ve tabii ki yürekleri dağlayan bir depremin sonuçlarını yaşıyoruz.

Diğer enerji etkilerini de unutmamalı. Bütün bunlar ne anlama geliyor? Bizi ilgilendiren şey aslında, “acaba enerjileri hayatımızda nasıl yaratıma sokacağız?” sorusu. Dışımızda bir güç kaderimizi çiziyor gibi mi? Yoksa, “tamam, ben bu enerjiyi tanıyorum, buna hazırlıklıyım, anlayışım çok daha yüksek, şimdi tepkilerimi en yüksek enerjide tutarak onunla işbirliğine gireceğim” diyerek mi? Bana göre büyük 2020 resetlenmesinin, yeniden doğuşunun, büyük evrimleşme sıçramasının son ayağına girdik. Her şey daha hızlı ve daha yavaş, daha anlamlı ve anlamsız, daha sağduyulu ve daha delice! Büyük çelişkiler yaşıyoruz. İnsan gözlerimizle gördüğümüz her olay, her tuhaflık, “pes artık!” dedirten her bir durum, iç gözlerimizle bakıldığında büyük bir yaratıcı kaosu gösteriyor.

Büyük Öncü Resetleme

Bazen bir bilgiye rast geliyorum, bana çok önemli geliyor. Kendini üsteliyor.  İşte bunlardan biri 4 Kasım ile ilgili… ElsaElsa.com’da yazan Midara’nın ilgili kısacık bilgilendirmesi gerçekten çok dikkatimi çekti. Aşağıda çeviri yapmadan sadece paylaştığı bilgileri kendi yorumum ve eklerimle aktarıyorum:

4 Kasım’da başlayarak iki gün kadar, her öncü burcun yöneticisi kendi yönettikleri burçta olacak. Mars Koç’ta, Ay Yengeç’te, Venüs Terazi’de ve Satürn de Oğlak’ta.

Bu, Midara’nın paylaşımına göre son derece ender bir yerleşim. Gerçekten de ben astrolojiyle ilgilendiğim yıllar süresince böyle bir durumla karşılaşmadım. En son bu durum 1783’de yaşanmış. Bu dönemler her zaman büyük bir yeni çağın başlangıcı olarak görülmüş. Öncü burçlarda kare açılar birkaç aydır devam ediyor. Öncüler, adı üzerinde başlatırlar, liderlik ederler. Yine Midara’ya dönersek;

1370-1380’lerde Avrupa’daki büyük salgın köylü isyanlarına yol açtı ve güç kaymaları yaşandı. 1570’lerde Amerika’ya yayılan Avrupalıları ve yeni ticaret yollarını, 1790’larda ise endüstriyel devrimin ve insan hakları hareketinin başlangıcını görüyoruz.Bütün bunlar bilinen hayatı değiştirdi. Özellikle 1500’lerde ve 1700’lerde Plüton şimdiki gibi Oğlak’ta vakit geçirip Kova’ya girdiğinde.

(Bunları daha önce de aktarmıştım, ilgili yazılar: 2019 Terazi Yeni Ayı, Küresel Etkiler ve Büyük Resim, Satürn- Plüton Buluşması: Kıyamet?, Astroloji ve Yansımaları 4: İkinci Rönesans ve Büyük Resim: Işığın, Azmin ve Amacın Yolu)

Biz de kendi devrimimizi yaşıyoruz ve buna benzer dönemlerde yaşamış olan herkes gibi tam ortasında olduğumuz için farkında değiliz. Ağaçlardan ormanı göremiyoruz.

Günümüz dünyasının sorunlarına bakarsak, özellikle de Uranüs Boğa’dayken, belki bu bir tarım devrimi olacak, çok daha sürdürülebilir tarım sistemleri ya da bir başka Boğa konusu: Para devrimi! Önce Satürn, Jüpiter ve 2024’de Plüton da Kova’ya girince, bunun bilişim, teknoloji ve toplum yapılarında, bireysel ve toplumsal hak ve özgürlüklerde büyük devrim olması kaçınılmaz görünüyor, belki alternatif ve geliştirilmiş demokrasi? 

Kısa döneme dönersek; bu hafta çok çalkantılı. Zaten çalkantılıydı, dalgalar daha da yükselebilir. Bu sırada dengede kalmak çok önemli.

Köpüklü Dalgalar, Sert Akıntılar

Pam Younghans bu hafta için rafting örneği kullanmış, çok da iyi anlatmış. Kanomuz çılgın debiyle akan nehirde, köpük köpük dalgaların ve kayaların arasından geçerken, alabora olmamanın tek yolu denge. Dengeyi nasıl sağlarız? Haftalardır güven, güven, teslimiyet diyoruz. Kanoya güveneceğiz. Akışa teslim olacağız. Karar verirken geçmişe bakmanın hiç anlamı yok, çünkü bugün düne benzemiyor. Bir akıntı diğerinden çok farklı. O yüzden yüksek prensiplerine bağlı ve kanoda merkezde kalarak sezgilere güvenmekten başka yolumuz yok. Kanomuz yüksek benliğimiz, ruh ailemiz, rehberlerimiz ve meleklerimiz. Tek yönümüz var, bu önüne geçilemez akıntı bizi sevgiye taşıyor. Ve yine ekranlarda sevgi ve umut görüyoruz. Yine sevinç gözyaşları, dualar ve şükürler. Bazen dış felaketler bizi yaklaştırır, bunun da öyle olmasını umuyoruz. Bu sırada ölüm de var. 10000’den fazla Covid kaybımız, iki depremde çok sayıda vefat, yaralı ve mal kaybı. 2020 bizi anda kalmaya, şefkat elini uzatmaya, yardımlaşmaya zorluyor. Bir usta 22-4 yılı mesajını ancak bu kadar net verebilir! (Bağlantısı burada)

“Keşke lütuf ve şifa daha abrakadabra tarzı şeyler olsaydı. Aynı zamanda, lütufların gelişini zarif gümüş çanlar haber verseydi. Ama hayır, yerlerde çerçöp ve balçık var, sessizlikte, karanlıkta.” – Anne Lamott 

Lütuflar ve şifa hiç umulmadık şekillerde ve yerlerde karşımıza çıkıyor. Kapkara bir yoldayız derken ve sonunda her şeye, hepsine teslim olmuşken, köşeyi dönüp doğmakta olan güneşe şahit oluyoruz ve içimizi tuhaf bir his kaplıyor. Adı umut o hissin. Hiç kaybetmediğimiz ama bir şekilde karanlıkta görmekte zorlandığımız.

Baş Melek Gabriel’in Shelley Young (trinityesoterics.com) aracılığıyla dün verdiği mesaj diyor ki;

Sevgililer, alan tutmakta büyük güç vardır. Hiçbir şey yapmıyormuş gibi hissedebilirsiniz ama lütfen bunu değersiz görüp bırakmayın. Çünkü bunun diğerleri ve sizin için baktığınızda hayran kalacağınız bir dengeleme ve sabitleme etkisi vardır.

Dolayısıyla, önemle sizi kendinizi merkezlemeye ve orada kalmaya çağırıyoruz, böylece bildiklerinizi hatırlayabilirsiniz. İç bilgeliğinizle bağlantıya geçin. Dengenizi bulun. Güvenin. Huzur ve potansiyel enerjisini demirleyin.

Ve bilin, bazen en basit hareketler en derin anlam taşıyanlardır. Bu, sizin bütüne olan çok büyük bir katkınızdır ve bildiğinizden çok daha yardımcıdır. – Baş Melek Gabriel (Cebrail)

Kano benzetmesini çok güzel destekliyor değil mi? Aşırı uçlara gitmeyelim. Sakin, sağduyulu ve kasıtlı bir şekilde davranalım. Yine gözlerimizin önündeki bir örneğe bakarsak: Eğer kurtarma çalışanları sakin, sağduyulu, merkezde ve bilimsel davranmasalardı, her hareketlerinin yaşamı kurtaracak ya da sona erdirecek kadar önemli olduğu bilmeselerdi böyle hayata dönüş hikayelerine şahit olabilir miydik? Merkezde olmak, dengede kalmak hayat kurtarıyor.

Merkür gerilemesinin bugün sona erdiği Sabian sembolünü hatırlayalım:  “Birbirine dönüşen kartal ve güvercin” Kısaca bu sembol aşırılıkların dengelenmesini ifade ediyor. Yin ve Yang, eril ve dişi, vermek ve almak, gündüz ve gece… Zıt kutuplar arasında bir denge sağlanmalı. Sadece içimizdeki zıtlıkları kabul ettiğimizde orta noktayı, dengeyi buluruz.

©Mor Alev 2020


En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

13 comments

  1. Yazıyı okumadan ilk yorumumu yapacağım çünkü az önce merkezde kalmak şuan ne kadar önemli diye düşünüyordum. Bu kadar senkron olmamız o kadar hoşuma gidiyor ki sizinle ve bir kaç takip ettiğim insan daha var, onlarla da. Aynı şeyi hissediyoruz, aynı cümleleri kuruyoruz, sonra açıp burada okuduğumda işte benim ruhsal ailem diyorum. 🙏

    Liked by 5 people

  2. Benim danışmak istediğim bişey bugün sabahtan beri ağlıyorum sabah işe gitmek için
    evden çıkmamla sitede baktığımız kedilerden birine araba çarpmış ve ölmüş yavrucak
    ne yazıkki minik iki yavrusu vardı henüz emzikli onlara yuva yapmıştık orda kalıyorlardı yavrunun birini alıp getirdik ofise biraz kendine gelene kadar burda bakalım diye ama diğeri kaçtı malesef bakalım gelirse onada bi şekilde bakacağım. Deprem oldu onun üzüntüsü var zaten evet biliyorum herşey bir ilahi plan dalilinde oluyor ve akışta kalmaya niyet ediyorum daima Ama bu olaymı tetikledi bilmiyorum mühthiş bir baş ağrısı ve epeydir geçmeyen alerjim var burnum tıkalı ve nefes alamıyorum hani nefes çok önemli ya ben bunda çok zorlanıyorum şu sıralar. Yani dengede olduğumu düşünüyordum ama o kadar çok ağlamak geliyorki içimden bu durum sizce normal mi ağlamak arınmaktır diyorlar öylemidir gerçekten. Sevgilerimle

    Beğen

    1. Sevgili Aynur, bunlar kolay zamanlar değil. Duygularımızı da inkar etmek yerine onurlandırmalıyız. Ancak belli ki kendinizi dışarıda gördüğünüz bir şeylerle de bağdaştırıyorsunuz. İçinizde ne var ki belki de kendinizi annesiz kalmış bir yavru kedi gibi hissediyorsunuz? Üzücü, kahredici durumlarda kendimizi daha da fazla üzersek kimseye hiçbir katkımız olmayacağını biliyoruz. Bu duyguları görmezden gelin demiyorum ama altındaki sebeplere bakın. Kendinize sorun, benim neye ihtiyacım var ki kendimi bu yas denizinde buldum? Ve cevabı kabul edin, o ihtiyacınızı giderin. Ayrıca, negatif düşünce sarmalından kurtulmak başlıklı yazıma da bir bakın. Orada karamsar düşünce alışkanlığına son vermek için çok çeşitli yöntemler var. Umarım bütün bunlar yardımcı olur. Sevgilerle

      Liked by 1 kişi

  3. Evet şimdi okuduktan sonra da şunu söylemek istiyorum ; bugün herkesin şu dönemde bir görevinin olduğunu ve üzerine düşeni yaptığını düşündüm. Birileri enkazdan hayat kurtarıyor, birileri yardım malzemeleri gönderiyor ulaştırıyor, birileri covid olmuş hastaları iyileştiriyor, ve birileri de enerji yükselirken dengede kalmaya, dua ve meditasyon ile türlü türlü çalışmalarla kendindeki direnci temizleyerek kolaktife katkıda bulunmaya çalışıyor. İşte bu biziz. Birileri dışarıda çalışırken bizde içeride çalışıyoruz. Bugün benim üzerime düşen dedim; merkezinde kalmak. Öyle bir kayıyor ki çünkü bırakınca bu zamana kadar ki hissettiğim en yüksek hali. Ve ben o kadar güçlenmişim ki teslim oldum, gurur duydum ve şükrettim. 🙏

    Liked by 2 people

  4. “geçmişe bakmanın hiç anlamı yok, çünkü bugün düne benzemiyor. Bir akıntı diğerinden çok farklı. O yüzden yüksek prensiplerine bağlı ve kanoda merkezde kalarak sezgilere güvenmekten başka yolumuz yok.” sevgili Mor Alev, tum kalbimle katiliyorum. Bugun verilmis buyuk bir kararin imzasini attim, yasama sevinciyle doluyum ama zihnim bir an “bilinmezlik korkusu” ile sarsildi,ilk kez dedim ki korkuyu da sarmaliyorum ve kabul ediyorum cunku sen ezberledigin tekerlek gibi dondugun gecmisten farkli bir yola girdigimizi algiladin ey zihin,merak etme guvendeyiz. 🙂 gercekten her sayfasindan macera akan, heyecandan elimden dusuremedigim bir kitap gibi tum gelismeler hem bireysel hem kuresel.
    Bugun Covid’in bize getirdiklerini dusunuyordum, evet saka degil cok can kaybi oldu, bir yandan hayatta hicbir sey simsiyah degil, bembeyaz da olmadigi gibi. Dusunuyorum koca koca binalari gerek olmadigi icin yiksak ve yemyesil ormanlara parklara donusseler, insanlar evden calissa, ofisi sosyallesmek icin kullanmak yerine, is arkadaslariyla gercekten sosyallesseler. Ofiste kaybedilen bu vakitler evden calisinca azaldigi icin herkes haftada 3 veya 4 gun calissa, 5.gun ofisle sadece paylasim ve sohbet icin bir araya gelse, ayni parkta daha onceleri sirketin koca cirkin binasinin yukseldigi parkta! Tum mimari boylece degisse.

    Boylece biz hekimler psikolojisi duzelen yetiskinler sayesinde daha az hasta gorsek ve kalan hastalar daha cok zaman sahibi olabilse… Vaktimizi bilimsel calismalara daha cok ayirirdik…

    Boyle boyle, Covid in krizini avantaja cevirirsek, gercekten her seyi donusturebiliriz! Ama bu sadece bir ornekti, isin basi hep soyledigin gibi denge! Sevgilerimlerimle.

    Liked by 1 kişi

  5. Merkezde olma hissine dair önceki gün bir anda gelen harikulade farkındalığı paylaşmak istiyorum.

    Kendimizi bedende konumlandırdığımız bir varoluş alışkanlığımız var. Birliğin farkındalığına eriştiğimizde, çiğ katmanında her şeyin özünde sessizce akan süptil yokluk da olduğumuzu farkedebiliriz. Gözlerimizi kapadığımızda bedenimizin hacmini bize anlatan şu mütevazi yokluk hani. Şimdi bu hacmi yaratan şeyin aslında onun etrafında, akıl almaz bir hız ve yoğunlukta dönüp duran tersyüz bir sarmallar bütünü olduğunu hayal edelim. Bir başka deyişle, şu an için olduğumuzu düşündüğümüz bedenin varlığını taşıyan boşluğa aktaralım varlığımızı.

    Daha kolay olması açısından gündelik bir örnek verelim. Sokakta yürürken bedenden çıkıp sokak olalım. Sokak ve içerdiği herkes ve her şey olmak üzere, bedenimizi sarmalayan bu çevreye konumlandıralım varlığımızı.

    Varlığımızı bu bedenin hareketini her an kabul ve davet eden, bedeni boşluğunda her an yeniden yaratan saf yokluk olarak yeniden konumlandırdığımızda; mesela nefes alırken nefesi alan değil, nefesi bedene veren olduğumuzda bu yepyeni bir rahatlık hissi yaratıyor. Aciz olduğuna koşullandırdığımız vücudumuz bir anda tüm dünyanın el birliğiyle an be an yeniden yarattığı bir mucize oluveriyor. Kendimizden özgürleşip vücudun dışından doğru bir aktif koruma ve var etme sıfatının farkına varıyoruz.

    İfade etmesi kolay olmadı ama yine de denemek istedim.

    Son kez deniyorum; Merkezi her şeyin tam ortasındaki nokta olarak hissetmek yerine, bu noktayı sarmalayan sonsuz boşluğun farkındalığı olarak hissetmek, sanıyorum ki artık geçmiştir. Onlar yok, hepimiz biziz diyerek selam ediyorum. 😘💜

    Liked by 2 people

    1. Sevgili Hareki, harika orneklerle aciklamissin, bayildim. Sadece beden degil, aynisini zihinle yaptigimizda da ortaya cikan sessizlik/yokluk,sonsuzlukla hicbir sinir cizmeden birlesmek…bu an be an akiskan bir varolus/yokluk birligi iste gerceklik ve sonsuz bir enerjiyi kutlamak… Yasam bu. Sevgilerimle.

      Liked by 2 people

  6. Sevgili moralev , kalp dostları; olan biten çok acı dönem gerçekten kelimelerle ifade edilemeyecek kadar yoğun, ağır, sisli pekçok şeye gebe…Bunca ışık ruh bize o karanlığın iiçindeki şifa ve lütfu göstermek için ne yüce bir görevdeymişler ışıklar içinde olsunlar 🙏🏽Onları mutlaka onurlandırmamız gerektiğini düşündüm satırlarınızı okurken. Bir değişim dönüşüm farkındalık için yeni bir çağ adımiçin insanlığın sevgi şefkat ile yükselmesi için böyle bir hayat planıyla dünyaya gelmeyi seçmiş olan tüm ruhlar için bir ritüel; sade ama derin kalpten…
    Bugün tüm günüme gelecek olursam “hiçbirşey yapmıyorum” düşüncesi beraberinde gelen sıkıntılı bir duygu durumum vardı.. hiçbir şey yapmadan boşa geçen zaman için kendime hayıflanırken “meditasyon yap” diyen sesi duydum 🙏🏽 Sonra moralevi okuyup hiçbirşey yapmamak değil olduğunuz yerde alan tutmakta olduğumu anlayınca yüreğim kendime tekrar nezaketle doldu önce kendimizi hırpalamayı bırakmalı dedim görünenin ardında çook daha büyük birşeyler oluyor… aynı hamilelikte neden böyle cok uyuyorum dediğimde doktorumun dışardan belli olmuyor ama içerde koca bir fabrika çalışıyor bir can oluşuyor dediği gibi…Çağrıyı dinleyenlerden farkındalıkla yürüyenlerden ışığını parlatıp yayanlardan olalım çok teşekkürler♥️

    Liked by 1 kişi

      1. Kitap için teşekkürler🍃🌻Heyecan duydum daha okumadan 🎊
        çağırınca gelene buna vesile olana ve bağlantıda olmaya bin şükür🙏🏼🌀

        Liked by 2 people

        1. Ne güzel sözler.. Sayenizde 7 kişi de bu kitabı indirmiş oldu. Kim bilir ne kelebek etkileri dalgalanır bu ufacık köşesinden dünyanın. Mucize ya.. 🙂

          Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.