Sevgili Dostlar, geldik büyük güne… Bugün önce saat 13.02’de Kış Gündönümünü sonra da saat 21.20’de Büyük Birleşmeyi yaşayacağız.
Sonra da yarın sabah kalkıp her zaman ne yapıyorsak onu yapacağız!
Satürn-Plüton birleşmesinin gerçekleştiği 12 Ocak 2020 tarihinden sonra da öyle yapmıştık. 13 Ocak Pazartesi sabahı kalktık, aklımızda yapılacak işler listesi, belki de hafta sonundan kalma mahmurlukla kendimize çeki düzen verdik, yola çıkıp işe, okula giderken ya da evdeki işlere koşuştururken hiçbir şey farklı gelmiyordu. Her şey aynıydı. Ama değildi. Kesinlikle değildi. Sadece henüz göremiyorduk. Ardından 2020 sürprizleri birbiri ardına vurmaya başladı. Yıllar değil, on yıllar sürecek değişimi başlattı. Bu sırada, Plüton’un 2008’den beri Oğlak’ta ortamı hazırladığını ve yine Uranüs’le bir dizi kareye girerek (2010-2015) bireyle ataerkil sistemlerin birbirine uymayan ihtiyaçlarını vurgulamış olduğunu unutmamalı; Örneğin Arap Baharı, Occupy Wall Street hareketleri, vs. ve o hareketlerden doğan değişimin de işi henüz bitmedi.
İşte yarın da böyle olacak. Hiçbir şey olmamış gibi. “Niye büyüttük ki!” diyeceğiz, “Her şey aynı”. Sonra hissetmeye başlayacağız. Ardından biliş başlayacak. Görmeye başlayacağız ve en sonunda belki Plüton da Kova’ya girdiğinde ama büyük ihtimalle çok daha önce kanıtlarını da hiçbir şüphe olmadan işaret etmeye başlayacağız. Ve bir gün gelecek, yarattığımız yeni düzene ve yeni hafifliğe alışacağız. Sanki daha öncesi hiç yaşanmamış gibi, uzak, yarı solgun anılar ve izlenimler…
Zodyak’ın bugünkü görüntüsü bize adeta YENİ DÜNYA EL KİTABINI sunuyor. Ne yapılmalı, hangi yaklaşımlara sahip olunmalı, bakış açılarında nasıl ayarlamalara gidilmeli… Bu, yeni doğana armağan edilen dopdolu bir yıl sonu sepeti gibi. Ebeveynlik kullanma kılavuzunu da içeren. Evet, yeni doğan. En sonunda yıllar gibi dolu ama bir o kadar da hızlı geçen dokuz ayı bitirdik. Doğumunuz, yeniden doğum günümüz, yeni gelen bebek dünya, kutlu olsun!
Öncelikle, bugün ve bu haftalar en yalın haliyle sevgiye ve şükrana odaklanmamızı öneriyorum. Bana ne yapalım, nasıl meditasyon yapalım veya yapalım mı diye soracak arkadaşlara yanıtım şimdiden şöyle: İçinizden gelen neyse onu yapın! Bence hepiniz birer Bilge Baykuşsunuz ve içinizden gelen doğrudur. Kimi ritüellere çekilebilir, kimi bir duaya odaklanır, kimi nefese. Bu doğum sizin. Hem anne, hem baba, hem de ebesiniz. 9 ayın sonunda, kalbiniz ne istiyorsa, nasıl istiyorsa onu hak ediyorsunuz.
Şimdi eğer içinizden geliyorsa bugün, isterseniz daha sonra, aşağıda enerji etkilerine, nasıl da toparlanıp büyük değişim dalgası yarattıklarına ve sunduğu yönlendirmelere birlikte bakalım. Uyarı: Bu uzun bir yazı. Kahvenizi ya da çayınızı hazırlayıp da gelin.
KIŞ GÜNDÖNÜMÜ
Gündönümleri ve ekinokslar dünyanın ekseninde kritik önem taşıyan köşelerdir. Özellikle gündönümleri birer keskin dönüş ve kırılma noktasıdır. Güneş tam kış gündönümü anında 0 derece Oğlak’a girer. Güneş bizim sistemimizin merkezi ve Zodyak’ın en önemli varlığıdır. Güneş, “ben” dir, gerçek benliğimiz, prana kaynağımız ve içimizdeki Yaratan’ın temsilcisidir. Kutsal Eril enerji (Yang) yeniden yükselmeye başlar. Güneş bir tam döngü boyunca Zodyak’ın her burcuna uğramış ve evrimleşme için gerekli hareketleri tetiklemiştir artık yıllık evrimin son noktasına gelinmiştir. Kış Gündönümü, güneşin durduğu ve yeniden yepyeni enerjiyle doğduğu zamandır. Önümüzdeki 3 ayın enerjilerine, yani İlkbahar Ekinoksuna kadar, yeni bir katman daha ekler. Her kış gündönümü Güneş en soluk enerjisi ve en uzun gecesiyle aydınlığa dönerken şu Sabian sembolünü aktive eder:
“Kabileler topluluğundan güç talep eden Kızılderili Şefi”. Yani değişimi uygulayacak, yayacak, yeni stratejiler geliştirecek bir döngü başlamış, yeni bir seçimle yeni bir güç başa gelmiştir.
Kış gündönümünde ayın aktive ettiği enerji her zaman önümüzdeki 6 ay için belirleyici olmuştur. Ay, “Üzerinde ikamet edilen ada” sembolünde. Bu sembolü Lynda Hill şöyle değiştirmiş: “Bir ada engin okyanusta kaybolmuş gibi görünürken, üzerinde yaşayan mutlu nüfus kendi dünyalarını yaratmışlar.”
Sembol, oldukça açıklayıcı. Ay halkları, anneleri, çocukları, çocukluğumuzu, yuvamızı, duygularımızı temsil eder. Ay, deneyimler sırasında onları belirleyen hislerimizdir. Şimdi bu gözlerle baktığımızda, sembol kendi küçük dünyalarında yaşayan toplulukları anlatıyor. Birlikte var olabilmek için kaynakları paylaşan, uzlaşmaya giden bir topluluk, çünkü ada sınırlı ve diğer her yerden uzak. Bu zamanda bizler de kendi topluluklarımızda paylaşmayı öğrenmeye çağrılıyoruz. Adayı çevreleyen okyanusu tam olarak anlayamayabiliriz ama kendi aramızda uyumla yaşayabiliriz. Eğer açgözlülükten uzak durursak, yardımlaşmaya önem verirsek, kısıtlı kaynaklarımızı tüketmeden doğaya da saygı duyarsak, sağlıklı ve ferah bir toplum yaratabiliriz. Gündönümü enerjisi bizi birbirimiz için çalışmaya, birbirimizi desteklemeye, tüketici olmak yerine tabiatla işbirliğinde üreticiler olmaya çağırıyor.
BÜYÜK BİRLEŞME:
Jüpiter ve Satürn, Kova’nın ilk derecesinde birleşirken, Sabian sembolü; “Eski kerpiç misyon” veya Dane Rudhyar ve Lynda Hill ekolüne bakarsak, “Kaliforniya’da eski kerpiç öncü misyon evi”
Bu sembolü açıklarken, Sabian sembollerinin 1925’te medyum Elsie Wheeler ve Marc Edmund Jones tarafından Kaliforniya’da yaratıldığını hatırlamakta fayda var. Tarihe baktığımızda, öncü misyoner evi, ya da bir başka anlatımıyla “ileri karakol”, Amerika’da batıya doğru ilerleyen öncülerce, yani bir bölgeye ilk ulaşan kişiler tarafından kuruluyordu. Bu kişiler arasında çiftçiler, haritacılar, madenciler, vs. yanında din adamları da bulunuyorlardı. Toplum düzeninin sağlanması için inanca büyük önem veriliyordu. Hayat kolay değildi tabii. Beklenmedik olaylarla, düzensizliklerle, iletişim sorunları ve yokluklarla doluydu. Büyük bir özveri, inanç ve metanet isteyen bir hayattan bahsediyoruz. Daha gerçekçi Western filmlerini düşünün. Bir tarafta yeni bir hayat, yeni bir toplum kuruluyor, diğer tarafta da gözler yolda, nasıl daha da ileriye gideriz düşüncesi var.
Misyon kelimesi ise özellikle burada yaşayan din adamlarını ve bir araya gelmek veya kendi inançlarına göre ruhani ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilmiş derme çatma dini binaları öne çıkarıyor. Bu misyonlar o zamanlar medeniyetin öncüleri olarak görülmekteydi. Günümüzde, öncülerin bütün bunların yanında yerel halka büyük haksızlıklar yaptıklarını da biliyoruz.
Şimdi sembolün taşıdığı enerjiye odaklanalım.
Şu anda en önemli şey, insanlık ve bireysel hayatınızın sürekli gelişmeye açık olduğuna dair inancını asla ve asla kaybetmemektir. Yani burada sorun sadece neye inandığınız ve bu inancın ne kadar güçlü olduğu konusudur. Ancak durumu daha iyi değerlendirmek için bilgi toplamak, daha önce gidilmemiş yerlere gitmek ve konuşulmamış insanlara ulaşmak da gereklidir. Bu sırada dogmadan ve bağnazlıktan kaçınılmalı, açık bir zihin ve kalple gelen bilgi işlenmelidir. Evrensel değerlerinize ne olursa olsun sahip çıkın. Evet, zorluklar var ama bütün yaşananların sonucu buna değecektir.
Kerpiç veya toprak binalar kil ve çamurdan yapılır. Toprağın ta kendisinden. Sonra güneşin (İlahi bilinç) altında kurutulur (güçlendirilir). Dolayısıyla, bireyin fiziksel ve ruhani doğaları, ilahi amaca hizmet etmek üzere harmanlanmıştır. Görev (misyon) hem fiziksel hem de ruhanidir. Dane Rudhyar, bu sembol için BİR İDEALİN SOMUTLAŞMASI kelimelerini kullanmış.
Bu çetin, ilerici ve umut dolu bir sembol. Ama sembolün bir de uyarısı var:
Bu zamanda kendi görüşlerinizin mutlak gerçek ve başkalarının yanlış olduğunu düşünmek ve kontrolü elinde tutmak arzusu da bir uyarı olarak karşımıza çıkıyor. Gerçek, bireylerin bakış açısına göre değişebilir. Toplumdaki diğer kişilerin hayatına katkıda bulunmak için kendi görüşlerinizi zorla kabul ettirmek, bunun tamamen aksi etki yapabilir. Onun yerine, arada köprüler kurmalı, herkesin ilahi özünü görmeye ve kabul etmeye çalışmalıyız. Bu sefer, 19. Yüzyıl Amerika’sındaki öncüler gibi değil, 21. Yüzyıl öncüleri olalım.
Bu sembol ve bu derece çok önemli. 31 Mart 2020 tarihinde yine Satürn, bu sefer Mars ile bu sembolü aktive etmişti. Bugünlere hazırlık mıydı? Bence evet.
Önümüzdeki 20 yılı ideallerimizi somutlaştırmakla geçireceğimize yürekten inanıyorum.
DİĞER AKTİVASYONLAR:
Bu sırada Jüpiter ve Satürn Kova’nın ilk derecesinde ay hariç bütün varlıklara açılar yapıyorlar. Çok güçlü bir görüntü var karşımızda. Şimdi öne çıkanlara bakalım:
Güneş ve Merkür bir arada:
Başlı başına bir makale edebilecek bir birleşme. Galaktik Merkezde başladı ve bugün Oğlak’ın ilk derecesinde. Düşünce şekillerimize ve iletişim yollarımıza büyük bir ışık tutuluyor. Nasıl düşünüyoruz? Nasıl konuşuyoruz, haberleşiyoruz ve ne iletiyoruz? İletişim önümüzdeki yıllarda da önemini sürdürecek.
Venüs, Kuyruklu Yıldız Neowise ile birlikte:
İlişkiler, para, sevgi, sanat, adalet, uzlaşma konularında yeni bilgelik geliyor. Bu konulara yaklaşımımızı değiştireceğiz. Sabian sembolünü özellikle paylaşmak istiyorum:
“Yeryüzünün derinliklerinde yeni oluşumlar şekilleniyor”
Derinlerde, gün ışığının henüz ulaşmadığı yerlerde bilgi, yaratım ve yeni yetenekler gelişiyor. Göz önünden çok uzaklarda. Hayatın bizleri hayatta tutacak, bize bakacak ve ilerlememize yardımcı olacak şeyleri getirdiğine ve getireceğine dair inancımıza sıkı sıkı bağlanmalıyız. O yüzden hemen küsmeyin! Bulunduğumuz dönemde bilincimizle kavrayabileceğimizden çok daha fazlası oluşurken bir şeyleri fazlasıyla zorlamak doğal gelişimi engelleyebilir.
Oldukça sık bir şekilde, değişiklikler sessizce gelişir ve sonra birden bire dışarıya yansır. Değişikliğin genelde beklemediğimiz bir olay ya da yepyeni bir davranış kalıbı şeklinde yansıdığını görürüz. İlerlemeniz ve gelişiminizle ilgili bütün olasılıklar matriksini siz taşıyorsunuz. Ama bazı şeyler şu anda sizin bilincinizin dışında yani beyninizin, ruhunuzun çok derinlerinde, arkalarda bir yerde gerçekleşiyor. İçinizde büyüyen yeniyi ve dış yaşamınıza şu anda evren bakıyor. Bu sembol anne karnına yeni düşen bir embriyoyu hatırlatıyor. O noktada henüz bu oluşumdan haberdar olunmayabilir ya da sadece sağlığına iyi bakmak, iyi uyuyup, iyi beslenmek dışında bir şey yapılamayabilir, embriyoya bu ilk haftalarda müdahale edemeyiz. Ama içimizde bir inanç vardır. Her gün milyonlarca insan, milyonlarca hayvan bir bebek yaratırken, başından sonuna bir mucizeye şahit oluruz. Şu anda büyük şeylere gebeyiz. Hayatımızı kökten değiştirecek yeni farkındalıklar, yeni durumlar yolda. İnancınızı ve umudunuzu koruyun!
Mars ve Eris birleşiyor:
Havada isyan kokusu var. Öfke, kesin bir ‘hayır!” Dişi enerji ayakta!
Sabian sembolü diyor ki; “Açık bir pencereden içeriye esen rüzgârla bolluk simgesi boynuz haline gelen tül perde”. Olasılıklar, zengin hayal gücünün getirdiği yaratıcılık, fırsat kapıları, zenginlik, bolluk, bereketi anlatan bu sembol, ister istemez içeriye giren değişim rüzgârlarını anlatıyor. Burada her deneyimin, ister zorluklar ister taze bir nefes gibi olsun, hepsini eşit inanç ve hevesle karşılayan açık bir zihin ve kalp var. Şu anda bunu yaparak hayatın sunduğu en iyiyi, şansları ve değişimi de kabul etmiş oluruz. Sembol aynı zamanda henüz öyle görünmeyen bir şeyin sonunda büyük bir lütuf olduğunu anlama halini de anlatıyor.
Uranüs ve Siyah Ay Lilith birleşmesi:
Evet, kesinlikle dişi isyana hazırlanın! Dişi savaşçı ruhun özgürlüğü, bağımsızlığı ve isyanı. “Artık yeter!” enerjisi. Sembolünü de eklemek istiyorum, enerjiyi öyle güzel açıklıyor ki; “Yakup’un kuyusunun başındaki Semeriyeli kadın”
Önce hikayesini tekrar anlatıyorum, bunu hatırlayanlarınız üç paragraf sonrasına atlayabilirler. Bu hikâyenin pek çok farklı anlatımı bulunuyor, aradan geçen iki bini aşkın yılda ne kadar değiştirildi bilmiyoruz, ancak burada biz sembolün söylemek istediğine odaklanıyoruz.
Hikâye antik Semeriye’de geçiyor. Burası Batı Şeria’nın Kuzeyinde antik Filistin diyebileceğimiz bölgede. Toplum ikiye ayrılmış durumda. Kudüs merkezli Yahudiler ve karşı dağlardaki Semeriyeliler. İşte binlerce yılda pek de ilerleme kaydetmediğimiz bir halin, şartlanmaların bir başka temsili. Ayrılık ve düşmanlık sebebiyse din. Bu hizipleşmenin tarihi çok karmaşık ve hikâyenin geçtiği dönemin de yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Yahudiler Semeriye’de değil yürümek, sınırlarına yakınından geçmekten bile sakınıyorlar.
Günümüz Nablus’unda bulunan bir kuyu var, adı Yakup’un kuyusu. Semeriye’li bir kadın bu kuyudan su çekerken İsa geliyor. Kadın, dışlanmış bir kabilenin de uç noktalarında yaşayan bir üyesi. Beş defa evlenmiş ve şimdi yeni bir eşi olmak üzere. Ona oldukça iyimser bir kadın da diyebilirsiniz! Ama hor görüldüğü, diğerlerine verilen şansların ona tanınmadığı çok açık. İsa, ondan içmek için su istiyor. Kadın şaşırıyor. Sadece bir Yahudi’nin onunla konuşmasına değil, üstüne üstlük bir de su istemesine ağzı açık kalıyor. O sadece bir Semeriyeli değil, hem de bir kadın! Uzun bir sohbet başlıyor ve İsa ilk defa mesih olduğunu ona açıklıyor. Kendine yakın pek çok kişi olduğu halde onlara değil bu kadına açılıyor. Sonrasında Semeriye’de birkaç gün geçiriyor. İşte hikâye bu!
Bu kadın, Siyah Ay Lilith’le çok güzel bağdaşıyor. Sadece kendi arzu ve isteklerini seslendirdiği, ataerkil düzene başkaldırdığı için hor görülen, aşağılanan dişi. Ve ona normal bir insan değeri verildiğinde, eşit davranıldığında gerçek güzelliği dışına yansıyor.
Şimdi sembolün bize söylediklerine gelelim. Burada hesabı tutulacak bir durum yok. Burada bir dogma, fırsatçılık, ahlakçılık yok. Bu durum derin gerçeği kendine çekiyor. Oysa “arayanlar” bir sürü beklentilere sahip oldukları için gerçeği hiç bilemeyebiliyorlar. Bu kadın bu gerçeği ilk duyan kişi oluyor. Çünkü o bağımsız ve bağlantısız. Bilse de olur, bilmese de… Burada cömert bir ruh var ve bu ruh cömertliği hem sizin hem de karşınızdakinin ruhunu ışıklandırıyor. Yeniye açık olmayı, hırslardan uzak olduğunuzda korkuların da akıp gittiğini gösteriyor. Olanı olduğu gibi kabul etme ve kabul edilme hissi ve bunun ifadesi, aradaki uçurumu yok ediyor. Birden bire gerçek değerlerimiz ortaya çıkıyor.
Bu sembol çok güçlü bir dişi enerji taşıyor. Kabul eden ve edilen kadınlık. Bu sembol kuyu dolayısıyla bereketi de içeriyor. Açıklanan bilgi dolayısıyla aydınlanma da bütün bunların bir parçası ve sonucu haline geliyor. Günlük yaşamımızda bu sembol diyor ki;
İlginç, tuhaf bir kader… Neredeyse bu dünyaya ait olmayan bir saflık ve özünde kalmak, iyimserlik bizleri beklenmedik ve büyük bir göreve hazırlıyor. Biz bu görevin peşinde koşmadık, onu arzulamadık. Çelişki şu ki, eğer bu görev ve rolün peşinde koşsanız ona ulaşamayacaksınız. Bu hayal kurmayın demek değil. Ama egonuzun dikte ettiği şekilleri bırakın ve daha serbest ve bağımsız olun demek. Tarafsızlık, bağımsızlık her şeyden önemli. Önyargıları atın gitsin! Neredeyse bütün dünya ülkelerindeki nüfuslar hastalık, aşı, ekonomik sıkıntılar, göçmenler, hayat görüşleri, ideolojiler, vs. derken kendi aralarında ayrışırken, biz gerçekten ne istiyoruz? Kabul etmek ve edilmek. O zaman buna doğru adım atalım. Ruhumuzun cömertliğinde, berraklığında öğretilmiş olan korkuları, sözde tehlikeleri, şartlandırılmış kalıpları savuralım havaya ve önce kendi değerlerimize odaklanalım.
Bu sayede Dane Rudhyar’ın dediği gibi bütün bunların üzerine çıkabiliriz ve “VAROLUŞUMUZUN YENİ BİR NİTELİĞİ” açığa çıkar.
Pallas Athena Kova’da, Jüpiter-Satürn ikilisinin çok yakınında:
Bu sene öncü rollerden birini alan bu dişi enerjiye de mutlaka yer vermemiz gerektiğine inanıyorum. Dişi mantık, dişi zekâ ve strateji Kova’yı Jüpiter ve Satürn’e hazırlıyor. Sembolü, “Gizem Tiyatrosunda rolünü oynayan aktör”
İlginç bir enerji. Gizem tiyatroları özellikle orta çağda gizemli yazıtlar ve öğretileri anlamak ve anlatmak için sergilenirdi. Ancak bu geleneği şamanik inançlarda da görüyoruz. Bu sembol diyor ki; Şu anda hayatı her yerde her zaman olan bir şey olarak görmek iyi olacaktır – ve sırf bundan dolayı onu fark etmeyiz. Çünkü her yerde! Hayat gerçekte Yaratılış ve Evrimleşme güçlerinin kendini göstermesidir ve bu dönemde bunu çok daha dramatik bir şekilde görebiliriz. Mitolojik yaklaşımla şöyle de denebilir: Tanrılar kendilerini insanlar aracılığıyla ifade ediyorlar. Önerilen ise ne oluyorsa, ona izin vermemizdir. O şey kendini geliştirip açılacak ve siz de onun içinde yer alan kendi rolünüzü keşfedeceksiniz. Biraz sabır ve anlayış rolünüzü çok daha iyi oynamanıza yardım edecektir. Bu sırada aşırı tepki vermemeye, rolünüzü abartmamaya da özen gösterin.
TOPARLARSAK;
Yenide olduğumuzu biliyoruz. Ama henüz nasıl sorusunu yanıtlayamıyoruz. Yeni olan bir şey için geçmişe dönüp örnek gösterme şansımız da yok. Belki de gelecek şu anda gözümüzde canlandırdığımızdan çok başka görünecek. Bilmiyoruz.
Bugünün gökyüzü haritası bir el kitabıysa, bize sunulan öneriler: Paylaşım, yardımlaşma, saygı, açgözlülükten uzak durmak, beklentisiz olmak, özgün benliğimizi kabul etmek ve sergilemek.
İçimizdeki dişiyi bastırmaktan artık vazgeçmeliyiz. Bu süreç boyunca oldukça fazla isyan ve kargaşa görebiliriz. “Ben de buradayım!” dalgası gitgide büyüyecek.
Zihinler ve yol ise aydınlık. Güneşin sıcak, can veren ışığı iletişimimizi de aydınlatıyor.
Hava döngüsüne giriyoruz ama toprak önemini kaybetmiyor. Ona ve üzerinde yaşayan tüm varlıklara şimdi çok daha incelikle, özenle yaklaşmalı ve vermiş olduğumuz zararı telafi etmeliyiz. Yeni bebeğimize çok iyi bakmalıyız.
Tekrar doğumumuz kutlu olsun! Hepinize harika bir gündönümü diliyorum.
©Mor Alev 2020
Not: Bugün başlangıcını yaşadığımız yeni 200 yılın enerjisini anlamak için şu yazıları okumak yardımcı olabilir:
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Uyarı: Bu uzun bir yazı. Kahvenizi ya da çayınızı hazırlayıp da gelin.
Elimde çayımla bu yazıyı okuduğumda içim neşe ve sevinçle doldu… o kadar samimi ve içten sıcacık kahve ve çay gibi yani kalpten gelen bir cümle ki… günün hediyeleri geliyor bu da onlardan bir tanesi oldu yürekten teşekkürler moralev… henüz yazının diğer bölümlerini okumuş değilim elbet okuyacağım ama benim için anlamlı olan bu cümlenin keyfini çıkarmak istiyorum bir süre … Hepimize sonsuz şükran ve tüm minnettarlığımla….
Tüm olanlara şükürler olsun 🙏
BeğenLiked by 2 people
Sevgili Mor Alev güzel paylaşımın için teşekkür ederiz. Yıllar önce -yanlış hatırlamıyorsam- 21 Aralık için You Tube’da bir meditasyon paylaşmıştın. Bu akşam için onu yapmaya niyetlenmiştim fakat bulamıyorum. Link paylaşman mümkün mü?
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Ayşe, O benim açımdan çok başarılı değildi, çünkü son birkaç dakikası kesilmişti. Eğer bir meditasyon dinlemek isterseniz size kesinlikle yine eskilerden Sevgi Seli’ni öneririm. Bağlantısı burada: https://moralev.com/2014/12/12/suat-guzeyin-seslendirdigi-sevgi-seli-meditasyonu/
Sevgilerle
BeğenLiked by 2 people
Sevgili Mor Alev,
Dun ve ondan onceki gun ruhsal dogumumu yasadim, bu 9 ayda ve sonunda ne oldugunu anlayacagim sekilde. Bu deneyim tipki bir dogum gibi beni cok yordu, terletti, acitti ama hayatimin en ozel en muhtesem donemi olabilir bu, sessiz ama buyik bir mucize bir donusum söz konusu. Her nefesimde hissediyorum bunu. Bilinmezlikten dolayi urkegim, tam trapezler arasi ucucam bi bakiyorum serce parmagim eski trapezde, bir noktam hala tamamen vazgecmemis atlamamis. Cunku bu, benzetmenin aksine tek 1 anlik atlayis degil an be an bilinclice yapilan bir secim. Zor ama kararlilik ilerleyisimiz icin tek gerekli sey. Sevgilerimle.
BeğenLiked by 2 people
Teşekkür ediyorum Sevgili Mor Alev tekrar tekrar okuyacağım.
Meditasyon için ayrıca teşekkürler.🙏🙏🙏💖💖💖
BeğenLiked by 2 people
Jüpiter ve Satürn birleşimini gozumle gormek nasip oldu cok sukur🙏
Harika bir duygu.
Cok tessekurler 🎈
BeğenLiked by 1 kişi
Selamlar,ben bu yazıyı hiç farkinda olmadan dün tam 21.20 de okumaya başladım,hiç ayarlamadim takip etmedim tam okurken gözüm telefonun dijital saatine kaydı ve işte 21.20 idi…çok uzun süredir beynimi kurcalayan bir karar için düşünüp duruyordum acaba yapsam mı yamasam mi?bu durum bir işaret diye düşündüm evet yapmalıyım bundan iyi işaret olmaz,umarim doğru anlamisimdir,buna çok ihtiyacım var…
BeğenLiked by 1 kişi
Yazınızı adeta ders kitabı okur gibi okudum ve ders çalışırken yaptığım gibi notlar alarak, yazarak okudum… Nasıl da güzel ve berrak bilgiler geliyor, ruhum ve benliğim nasıl da hazır, tüm güzellikleri tabi ki sevgiyle kabul ediyorum ve tüm insanlığın ve bütünün hayrına olmasını diliyorum…
🙏🙏🙏❤❤❤
BeğenLiked by 1 kişi
Çok uzun, detaylı ve aydınlatıcı bir yazı, emeğinize, sevgi dolu yüreğinize sağlık Sevgili Mor Alev! ♥
BeğenLiked by 1 kişi
Emeğinize sağlık her bir satırı aydınlatıcı tekrar tekrar okuyorum okudukça da yol alıyorum … doğumumuz hepimize kutlu olsun .
BeğenLiked by 1 kişi
” Eğer açgözlülükten uzak durursak, yardımlaşmaya önem verirsek, kısıtlı kaynaklarımızı tüketmeden doğaya da saygı duyarsak, sağlıklı ve ferah bir toplum yaratabiliriz. Gündönümü enerjisi bizi birbirimiz için çalışmaya, birbirimizi desteklemeye, tüketici olmak yerine tabiatla işbirliğinde üreticiler olmaya çağırıyor. ”
2013 den beri beklediğimiz OLAY gerçekleşti ve Bebek doğdu. Her şey biz İNSANOĞLUNA bağlı. Yaratan ile, Toprak Ana ile BİR olup İNSAN olduğumuzda Cennet Dünyamızda yaşarız🙏🏻🌟☀
Işık OL sun hepimize Sevgili Mor Alev💜☀🌟♾
Namaste,
Feray
BeğenLiked by 1 kişi