Astroloji ve Yansımaları 3: Dokuz Ay

Tamara Phillips - Rebirth

Ay düğümleri, Yay-İkizler Ekseni, Venüs gerilemesive toplu gerilemeler dönemi, Eris etkisi derken, oldukça çeşitli bilgilere baktık. Bugün sohbetimiz hepsini bir araya toplamakla alakalı olsun. Artık kısa dönem için takvime benzer bir görüntü de bir araya gelmeye başlıyor. Fakat hatırlatmadan geçemeyeceğim, Astroloji bize potansiyel ve enerjiyi sunar, onunla ne yapacağımıza biz karar veririz.

Birinci Trimester

Astrolojiye ve enerjiye baktıkça, yaşadıklarımızın gebeliğin aşamalarıyla çok uyumlu olduğunu görmeye başladım. Dokuz ay, üç belirgin zaman aralığı ve sonuçta asla geri dönülemez değişiklikler.

Aralık ayından beri değişim dalga dalga kendini hissettiriyordu. İlkbahar Ekinoksu ise neredeyse bütün dünyanın içeriye kapandığı veya kapanma kararı aldığı noktaydı. Tam o zaman “Ruhunuzun Bahçesi” mesajı bizlere ulaştı. Tohumlama yapılmıştı. Ve böylece gebeliğin ilk üç ayı başlamış oldu. İçeride bir yerde, henüz ne olduğunu pek de bilemediğimiz bir gelişme var…

Şimdi, gebeliğin ilk üç ayı düşünülürse, genelde zorlu geçer diyebiliriz. Önce değişim fark edilmez, sonra mide bulantıları aşırı duygusallık, karar aşamaları, aşırı yorgunluk, bir takım başka değişimler açığa çıkmaya başlar.  Beden yeni oluşuma yer açmakta, onun için gerekli ortamı sağlamaya çalışmaktadır. Tohum için de bunlar en önemli zamanlardır, hayata devam edip etmemenin henüz tam olarak bilinemediği aylar. Ekinoks hakkında “Tünel” yazısını yazarken, Sabian sembolünü sizlerle paylaşmamış olsam da doğum kanalına benzetmiştim. Ama şimdi görüyorum ki doğum kanalına daha var. İlk üç aylık dönem halen sürüyor ve sezgilerime göre  Yaz Gündönümüne kadar devam edecek. Bu sırada Haziran ayı tutulma dönemini başlıyor ve ilk olarak “isyan” enerjisi taşıyan bir Yay-İkizler ay tutulması da bizi bekliyor.

İkinci Trimester

Biraz daha rahatlama yaşayacağımız dönem olduğunu hissediyorum ama kesinlikle eskisi gibi değil. Yaz Gündönümü, çok güçlü bir vuruşu olan bir güneş tutulmasıyla geliyor. Bu başlı başına büyük bir olay. Geçmiş senelerde olsaydı, yılın astrolojik hareketi olurdu. Şimdiyse sadece diğer etkilerin arasında bir başkası olarak bakıyoruz!

İkinci üç ayda, gerileyen Satürn, Plüton ve Jüpiter de eski gruplaşmalarına geri dönüyor, 30 Haziran’da Plüton ve Jüpiter ikinci defa buluşuyorlar. İlk birleşme 5 Nisan’da gerçekleşmişti, Covid-19 etkilerinin tüm dünyada büyük yankı yaptığı, her gün yüzlerce ölüm haberinin ekranlardan yankılanmaya başladığı zaman. Bu seferki birleşme gerileme sırasında olacağı için dış dünyada böyle kıvrandırıcı değişimler beklemiyorum, bu etki bu sefer içimizde görülecek bence. Fakat enerjideki değişimi hissedeceğinizden de eminim. Bir önceki yazıda tek tek saydığım uzun gerilemeler de iyiden iyiye enerjisini belli etmeye başlayacak.  Ve üçüncü bir tutulma daha gerçekleşecek.

Hatırlayalım, gebeliğin ikinci üç ayı daha keyiflidir, yeni yaratımın işaretlerinin görüldüğü zamandır.

Merkür de tek tek saydığımız gerilemelere katılacağı için dış seslerden çok iç seslere odaklanacağız, şimdinin tam tersi. İçimizde ne oluyor? Ne istiyoruz? Neye önem veriyoruz? Bu dönemde sessiz ve derinden iç işlerimizi tamamlamamız çok önemli.

İkinci trimesterin son haftaları daha hareketli olabilir, çünkü Mars 10 Eylül’de kendi burcu Koç’ta gerilemeye başlayacak ki, bu hareket başlı başına uzun bir makale gerektiriyor.

Üçüncü Trimester

Gebeliğin son üç ayı ilk üç ayı gibi zorludur. Ağırlık, rahatsızlık hisleri, tansiyon sorunları olasıdır, hatta her iki ebeveynin içten içe hissettiği acaba iyi bir anne-baba olabilecek miyim şüpheleri, bebek sağlıklı olacak mı düşünceleri… Bir tarafta hazırlık, diğer yandan sabırsızlık, tedirginlik ve hayatın tamamen değişeceğini bilmek… belki önce sahte sancılar ve en sonunda gerçek doğum sancıları…

Üçüncü üç ay, Sonbahar Ekinoksu ile başlıyor ve Kış Gündönümüne kadar sürüyor. Kasım ayında Jüpiter ve Plüton üçüncü defa birleşiyor ve Oğlak’ta değişiklikleri dışa yansıtmaya başlıyorlar. Satürn Oğlak’ın kritik son derecesinde vakit geçirip Kova’ya kalıcı olarak geçiyor. Mars boş durmuyor, Oğlak’a kare açılarla gerileyip ilerliyor. Hepsinin toplamının son derece güçlü olacağı kesin. Size harfiyen şunlar, şunlar olacak diyemem, bu kehanete girer ama zaten hepimiz biliyoruz, daha işin başındayız ve olanları, olacakları da enerjimiz ve inançlarımız dikte ediyor.

Doğum

21 Aralık Kış Gündönümü, doğum günü gibi… Jüpiter ve Satürn Kova’nın ilk derecesinde buluşurken en uzun gece yaşanacak. Ertesi gün günler uzamaya başlayacak. Kova Çağı geliyor… Ama henüz bir bebek. Ve yeni doğanlar ne yapar? Uyur, beslenir, bir daha uyur… Yetişkinler de onun için elinden geleni yaparken, merak ederler, acaba büyüyünce nasıl birisi olacak? Neleri sevip, neler başaracak? Onun hayatını nasıl sağlıklı, mutlu, verimli kılabiliriz?

Anlamış olduğunuz gibi, derhal bu sene sonunda yeni dünyaya göz açacağımızı düşünmeyelim. Yeni Dünya bir bebek. Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Önce iç değişikliğimizi tamamlayıp önceliklerimizi berraklaştırmamız, sonra da bunları gerçekleştirmek için fiziksel harekete geçmeliyiz. Bu hareketleri yönlendirmesi açısından bir önceki yazıda verilen sorular oldukça fazla önem taşıyor.

İyi haber şu ki, bu bebek burada, büyümeye, gelişmeye hazır. Bebek biz onu nasıl şekillendirirsek öyle olacak ama… ama kendi enerjisini de taşıyor. Onun enerjisi yenilik, bolluk, eşitlik, paylaşım, herkes için yaşanabilir bir dünya!

O zaman şimdiden çalışmalara başlamalıyız, ilk adımlar sadece içimizdeki gerçeğimizi bulmak olsa da. En çok neye değer veriyorsunuz?

Hatırlayacaksınız, bu bir internet kesintisinin ilham verdiği bir yazı dizisi. 🙂 Bu kadar uzun olacağını ben de düşünmemiştim. Bulmacanın parçaları bir araya gelirken, son bir bölüm daha var. Bir sonraki yazıda 2025’e uzanacak ve İkinci Rönesans’ı konuşacağız.

Böyle yazılarda yıllardır sıklıkla olduğu gibi “yayınla” butonuna tıklamadan hemen önce bir Yaratan Mesajı gördüm ve bu yazıyı sonlandırmak için harika göründü:

Benliğinize Dönüş

Bir gün, çok yakında, bulmacanızın parçaları kusursuzca bir araya oturacak. Bileceksiniz, Evren hep yanınızdaydı, yumuşakça elinizden tutup yönlendiriyordu ve o zorlu anlar ise sizi kendinize geri döndürmek amacını taşıyan büyük planın bir parçasıydı.

Evinize hoş geldiniz, sevdiğim! – Yaratan

Jennifer Farley  (thecreatorwritings.wordpress.com)

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

©Mor Alev 2020


Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın veya moralev@outlook.com adresine yazın.

2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com

11 comments

  1. Vay canına! Dun yazdigin en cok neye deger veriyorsunuz sorusuna “kendime” cevabini vermiştim. Once kendime… daha başlıkta verdiğim cevap buydu,yazinin sonunda icimden fışkıran cevap da buydu ve bugün bu yazıda yın aynı soruda içinden geçen yanıt da yine aynıydı…en sondaki yaratan mesaji cevabımı mühürlemiş gibi oldu… kendi değerini hatırla…vay canına… ve hamilelik zorluklarina rağmen güzeldir…

    Liked by 1 kişi

  2. Muhteşem bir anlatım. Sabah meditasyonundan sonra yazınızı okudum. Sanki evet mührü oldu benim için. Yol arkadaşlığımıza tşk.ederim

    Liked by 1 kişi

  3. Sevgili Mor Alev,

    Varligina tesekkur ederim. Ben astroloji pek bilmem,en cok senin makalelerinle ogrenmisimdir. Fakat 3 makalede de her bir enerjiyi,hareketlerin gezegenlerin ne demek istediklerini cok iyi anladim,birebir idrak ettim. Döndüm 2020 yili makalelerini okudum, o zamanlar cok az dikkat etmisim,her sey burnumuzun ucundaymis,okurken güldüm.

    Gokyuzu hareketlerini,enerjilerini bu kadar berrak aktardigin icin ne kadar tesekkur etsem az. Ben ilk trimesteri,hatta belki tum sureci ruhun karanlik gecesine benzettim.en anlamli geceye. Gece dişidir, rahminde buyudugumuz annemiz. Sevgiler.

    Beğen

    1. Katılıyorum. 9 aylık ruhun karanlık gecesi gibi. Ancak bebekler karanlıktan korkmaz. İki korkuyla doğarız, ikisi de hayatta kalmamız için gereklidir: İlki çok yüksek ses, patlama gibi, hemen başımızı korumaya alırız. İkincisi ise yükseklik değil, yüksekten düşme korkusudur. Karanlıktan korkmayı yetişkinlerden öğreniriz. İlginç, değil mi? Sevgilerle

      Liked by 2 people

  4. Sevgili Mor Alev, iyi ki geçen gün internetiniz kesilmiş, inanılmaz bir bereketle gelmiş yine size bilgiler, inanılmaz…böyle birkaç kez okudum ve yatmadan önce gene okuyacağım…kesinlikle paylaşacağım…verdiğiniz tarihleri daha önce de ajandama yazmıştım şimdi de yazıyorum…allahım bu bilgiler bize nasip oluyor ya ben kendimi o kadar şanslı ve mutlu hissediyorum ki…bizler de ışık olalım kendimize ve tüm dünyaya..çok sağolun hep varolun…

    Liked by 1 kişi

  5. Sevgili Mor Alev astroloji ile ilgili bilgim olmamasına rağmen astroloji yazılarınızı şu sıralar büyük bir ilgiyle takip ediyorum.Belki astroloji belki de sadece sizin zarif anlatımınız ilgimi çekiyor bilemiyorum😊Astrolojiyi biraz araştırdığımda çeşitleri olduğunu gördüm:klasik astroloji,psikolojik astroloji vs.Sizin yazılarınızda yazdığınız astroloji hangisinin kapsamına giriyor acaba?
    Böylesi güzel bir bloğu bizlere sunmanız dolayısı ile size çok çok teşekkür ediyorum.Sevgilerimle

    Beğen

    1. Sevgili İrem, ben yol göstericiliği açısından evrimsel astrolojiyi seviyorum. Ancak yazılarım tam anlamıyla astroloji yazısı da değildir, astrolojiyle başlar ve sonra kanallığa dönüşür çoğu zaman. Buna belki de sezgisel astroloji de diyebiliriz… Ben teşekkür ederim. Sevgilerle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.