2020 Sonbahar Ekinoksu – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Yılda iki defa gelen dengelenme fırsatımız yine burada. Birincisini yeni astrolojik seneye girerken 20 Mart günü yaşamıştık. Sabian sembolümüz ise “Tünele giriş yapan tren” idi. Karanlık ve upuzun bir tünelden geçmiş olduğumuz doğru (Bağlantısı burada). Pek çoğumuz için bu tünel muazzam bir inisiyasyon oldu. Sonra, yaz gündönümüyle “bayrak değiştirerek” (Bağlantısı burada) yola devam ettik. Bunları yazarken hala daha tünelde yolunu bulmaya çalışanları düşünüyorum, umudun ışığına odaklanmak yerine aydınlığın kendiliğinden gelmesini bekleyenleri, ruhun karanlık gecesini oldukça uzun yaşayanları… Brenda Hoffman’ın kanallıkları onlara “takipçiler” veya “ikinci/üçüncü dalga ve ötesi” diyor biliyorsunuz. Bizler yolu açarken, onların çok çabuk toparlanacağını ifade ediyorlar ve şaşırtıcı bir biçimde peşimizden yetişip geçebileceklerini – sadece şu anda yapmaları gerekeni yapıyorlar.

Denge ve Esneme

Bir yılı uzun bir yol olarak düşünürsek, ekinoks ve gündönümleri birer mola anları gibidir. Bu anlarda yolun niteliği değişir, bir tazelenme gerçekleşir, nefes alıp bedenimizi esnetiriz, ihtiyaçlarımızı tedarik eder ve sonra da çok vakit kaybetmeden yolculuk devam eder.

Terazi’nin ilk derecesinde gerçekleşen Sonbahar ekinoksu her zaman daha derin bir dengeyi işaret eder. Aylar boyu yollarda gerilmiş bedeni, ruhu düşünün. Tutulmuş omuzları, dikkatini yola vermekten yorulmuş gözleri…

Ekinokslarda gün ve gece neredeyse eşittir, bu da hem zıtlığı hem de birliği temsil eder. Kuzey yarıkürede ekinoks Sonbaharın başlangıcıdır, hem hasat hem de solup toprağın derinliklerine çekilme zamanı. Ekinokslarda BİRe bağlanmak çok daha kolaylaşır. Aydınlık ve karanlık dengeye gelir. Biri olmadan diğerinin var olamayacağını hissederiz. Sadece gölgelerin içine daldığımızda ışığı tam anlamıyla takdir edebiliriz. Ve bir defa daha ışığa çıktığımızda ise karanlığı tam anlamıyla anlamış oluruz. Bu sene kolektif olarak karanlığı tünelde tanıdık ve şimdi günler tekrar kısalmaya başlarken üç ay boyunca yılın başında edindiğimiz bilgileri kullanacağız – 21 Aralık’taki yeniden doğuşa kadar. Ancak, ışık ve karanlık bizim için bu boyutta ne kadar gerçek olursa olsun, onlar bile birer yanılsama. Çünkü her şey BİRden geliyor.

Bu zamanda dengesizliği tanımamız önemli. Dengesizlik rahatsızlık yaratır, aşırısı ise bedensel sorunlar. Ya bir şeyden gereğinden fazla vardır, ya da gereğinden çok daha az. Hislerinizi kontrol edin. Bedeninizi tarayın. Neresi rahatsız? Günlük iç konuşmalarınızda en çok hangi konularda şikâyet ediyorsunuz? Orada denge kaybolmuş. Ne çok fazla veya ne çok az? Solan yapraklara ihtiyacımız kalmadı bırakın gitsinler ve ihtiyaç duyduklarınızı, meyveleri ise kendinize vermeyi, fazlasını da paylaşmayı niyet edin. Ne de olsa Terazi’ye giriş yapıyoruz, BİZ mevsimindeyiz. Bırakılanlar sadece bu dünyaya geri dönüşüme verdiklerimiz, bir sonraki sezon için toprakla beraber yeni filizleri de besleyecekler. Kendinize aldıklarınız ise kışı sağlıklı geçirebilmeniz için çok önemlidir. Kendi kabını doldurmak büyük bir ihtiyaç, taşanları paylaşmak da büyük ihtiyaç.

Fakat, ne zaman dengeden ve salıvermekten bahsetsek, sanki bizim için çok önemli, devasa şeylerden vazgeçmemiz gerekiyormuş gibi gelir. Bu bizi korkutur, dengesizlikle yaşamaya razı olmaya hazır bir ruh haline gireriz. Oysa ufacık dengelemeler bile çok önemlidir. Orada ufak bir oynama, burada minik bir adım, şurada küçük bir alışkanlık değişikliği ve işte! Hiç de rahatsız olmadan büyük dengelenmeyi başlatmış olabiliriz. Hayatta hiçbir şey kesin çizgilerle ayrılmaz. Siz de bu ekinoksun getirdiği salıverme ve şifa şansını yumuşak dalgalar ve önemli ama hafif kararlar şeklinde kullanabilirsiniz. Uyum böyle oluşur.

Yine Dişi Enerji

Ekinoks haritası önümüzdeki üç ayın temelini oluşturan enerjileri sunar. Bu sefer öncü burçlarda bir T kare açımız var. Terazi’deki Merkür, Koç’taki Mars, Eris ve Siyah Ay Lilith’le karşı karşıya ve hepsinin karesinde ise Oğlak’taki Satürn ve Plüton. Bu kombinasyonun dev gücünü nasıl anlatabilirim? Son trimester gerçekten gümbür gümbür geliyor. Yukarıda bahsettiğim ufak oynamalar, minik dengelemelerin ne faydası olur demeyin, onlar bu devasalığın karşısında kesinlikle fark yaratacaktır.

Haritada yer alan dişi arketiplerin yerleşimlerine bakarsak, herhangi bir konuda başarılı olabilmek için dişi enerjiye ihtiyacımız olacağını da görüyoruz. Almak, kabul etmek, beslemek, bakmak, bütünün hayrını hesaba katmak… İkinci bir dişi mesaj daha var ki, dişi enerji, ister Tabiat Ana olsun, ister cadı olarak yakılmış şifacı, ister erile boyun eğmeyi reddetmiş Lilith, sabrını tamamen tüketmiş durumda. Ve isyan göreceğiz. Örneğin, hemşireler (dişi arketip ama hem erkek hem de kadın olabilir) kazan kaldırabilir. Her türlü dişi enerjinin daha baskın olduğu iş kolu (yine meslek sahibinin erkek ya da kadın olması önemli değil) durumlarında düzelmeler isteyerek isyana gidebilir. Bu sırada sadece sokakta güvende hissetmek isteyenlerin isyanları da olası. Veya “ben de buradayım!” diyenlerin. Önümüzdeki üç ay kitle hareketleri için çok müsait.

Tabii, bu T kare ile gerilemeye hazırlanan Merkür ve zaten gerileyen Mars sayesinde Ocak ayındaki Satürn-Plüton buluşmasını tekrar ve tekrar aktive ediyor. 2020 ve çalkantılar henüz bitmedi.

Bütün bunlara karşın, ekinoksta bir iyimserlik var. Ay, karanlık günlere ateşini taşıyan ezeli iyimser, özgür ve maceracı Yay’da ve yine ilginç bir Sabian sembolünde:

“Sol Tapınakta Yanan Fiziksel Aydınlanma Lambası”

Bu sembolü önce parçalara bölelim, olası anlamlar şöyle olabilir: 1- Aydınlanma: Farkındalıkla gelen bilgelik ve yükseliş 2- Sol: Dişi enerji ve/veya sosyal düzenler, sosyal adalet 3- Fiziksel aydınlanma: Bedenin aracı olduğu bilgelik 4- Lamba: İçimizdeki ışık 5- Tapınak: Fiziksel bedenimiz ve/veya tabiat

Şimdi birleştirelim;

Bedenlerimiz bize ne bilmemiz gerekiyorsa söylüyor, onu dinlemek ve mesajını anlamamız ise içinde bulunduğumuz durumlar ve gitme ihtiyacında olduğumuz yol ve hedefler hakkında çok önemli bilgiler almamızı sağlıyor. Ne söylersek söyleyelim, kim bize ne söylerse söylesin, beden dili sözcüklerden çok daha dürüst. Bedenlerimiz bize asla yalan söylemiyor ve karşımızdakine de son derece hakikatli davranıyor!

Bedenlerimiz birer kutsal “ışık iletkeni”. Eski Maya ve günümüzdeki pek çok modern spritüel kaynaklara göre, bedenimiz titreşimsel bir araç. Bedenlerimiz yeryüzüne köklenmiş ve ruh olarak giriş yaptığımızda  biz de kökleniyoruz. Sonra da yeryüzü ve cennet arasında birer titreşimsel verici-alıcı gibi çalışmaya başlıyoruz.

Güneş Terazi’ye giriş yaptığına göre bu sembol ilişkilerimizde de etkili olacaktır. İlişkinizi sadece zihinsel olarak anlayıp değerlendirmek yerine hem aklınızı kullanın hem de bedeninizi dinleyin. Bedeninizin kutsallığını onurlandırın ve ona saygı duyulan ilişkilerin sizin için de sağlıklı olduğunu hatırlayın. Bu sadece cinsellikle alakalı bir uyarı değil, yorgunluğunuzun görmezden gelinmesi veya istemediğiniz bir şeye zorlanmanızın da bedeninizde tepkiler yaratacağını hatırlayın. Eğer bir şeyin lafı bile bedende rahatsızlık veriyorsa, beden size “sen bunu onaylamıyorsun, bu sana uygun değil” diyordur. Aynı testi işiniz, anlaşmalarınız veya herhangi başka bir seçiminiz için kullanabilirsiniz.

Ve en sonunda bu sembolle yine dişi-eril enerjiye ve bedenin sağı ve soluna geliyoruz. Bu lamba bence sadece denge olduğunda ışıldamaya başlıyor ve aydınlanmanın tapınağı haline geliyor, ne dersiniz?

Covid-19’u düşünürsek, kitlesel bir halde aydınlanma yoluna girmemiz için bu sefer Evren tetikleyici olarak bedenlerimizi kullanmayı seçti. Sağlıklı bedende kalabilmek için evlere kapandık ve bu dönemde, eğer zamanı verimli kullandıysak, kendimiz, ilişkilerimiz, isteklerimiz ve istemediklerimiz, yaşadığımız toplum, bolluk, üretkenliğimiz ve nasıl bir dünyada yaratmayı arzuladığımız konularında berraklaştık. Oturduğumuz yerde geçmişle hesaplaştık, gelecek hayallerimizin kimini budadık, kimini geliştirdik. Farkında olmak zorunda kaldık! Aydınlanmaya bir adım daha yaklaştık.

Sonbahar Ekinoksu 22 Eylül saat 16.30’da (İst.). Benim önerim bugün mümkünse dışarı çıkmak, yeryüzünün bedenimizi, ruhumuzu ve zihnimizi dengelemesine izin vermek, nefes ve şükran. Bırakmamız gerekenleri ufak hareketlerle salalım gitsinler. Denge niyetlerimizle ve minik adımlarla alışkanlıklarımızı değiştirelim. İçimizdeki dişiyi ve bedenimizi dinleyelim.

Ufak bir moladayız. Hala daha yeniye gebeyiz, yola devam edeceğiz. Yaşamakta olduğumuz bu evrenin en kolay doğumu olmayabilir ama en sonunda en ihtişamlısı olmaya aday!

Hepinize harika bir üçüncü trimester diliyorum.

©Mor Alev 2020


En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

6 comments

  1. Sevgili Mor Alev,
    Guzel makalen icin cok tesekkur ederim! Sembolle ilgili benim icime dogan bilgi de bu sekilde oldu, 3.trimester boyunca disil enerjinin bilgeligi ve sabriyla fiziksel bedenimizle ilgilenmemiz gerektigini, bagisikligimizi yuksek tutmak icin rahatlamayi, farkindalik dolu olmayi ve biraz da esneyip dans etmeyi ogrenmemiz gerektigini dusundum. Bunun icin cinsellikte de kadin veya erkek olmamiz fark etmeksizin disil enerjimizi uyandirmamizin onemli oldugunu dusunuyorum. Partnerimle son zamanlarda yaptigimiz bir calisma var. Uyumadan once sirayla birbirimizin yuzune, kaslarina, ellerine, ayaklarina dokunuyoruz. Cinsel bir amac gutmek zorunda degil bu. Onemli olan sevdigimizin bedenini, tapinagini fark etmek, icinde akan yasam enerjisini iyice anlamak. Bizde olan ruh,onun da bedeninde! Bu tarz pek cok calisma var, herkese tavsiye ederim. Partnerimizi kutsal sevgiye acilan bir kapi gibi kullanmamiz onemli diye dusunuyorum 🙂 sembol bunlari getirdi aklima. Sevgilerimle.

    Liked by 2 people

  2. Gene muhteşem bir yazı sevgili Mor Alev.
    Nefes, meditasyon ve yoga bedenle iletişim kurmak, onunla işbirliği ve BİR lik içinde olduğunu hissedebilmek be dinleyebilmek için şart. Bu çalışmalar müthiş bir araç bedenimize açılan yolda ve onu bir kere keşfettin mi bu muhteşem organizmaya hayran oluyorsun ve saygı sevgi duymaman bakmaman mümkün değil. Bu olağanüstü zamanlarda daha bile elzem herkese bu konuda motive olmalarını tavsiye ederim; özellikle kışa hazırlanmak ve son trimester için gerekli
    Hazırlandık … sukunetle şükranla minnetle hazırız…
    Olmuşlara, olanlara ve olacaklara şükürler olsun 🙏
    Sonsuz sevgi ve teşekkürlerimle

    Liked by 1 kişi

  3. ❤ 🙂
    İlk 2 trimesterden öncede kendimin takılı kaldığı konuları süreçlerinde alıp kabul ederek teslim olarak izin vererek çalışmalarımı yaptım. Son 2 trimesterde de devam etti şükürler olsun. Şu son 3 haftadır daha derinlerde olanlar çıkmaya başladı ve aslında son belki 7-8 ay ya da 6 aydır yazdığınız yazılarınız olsun, Başmeleklerin ve blog yöneticilerinin aktarımları çok güzel destekleyici oldu hatta daha kolay geçmemi belki de herkesin de daha kolay geçmesini sağladı. Varlığınıza şükran. Nameste ❤

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.