2020 Yaz Gündönümü ve Güneş Tutulması – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sevgili Bilge Baykuşlar, birlikte ne koridorlardan, ne güncellemelerden, ne portallardan geçtik! Bu bloğun ilk altı ayı dolmadan gökyüzünde Süleyman’ın Mührü vardı. Bütün dünya yıllar sürecek Uranüs-Plüton karesiyle isyandaydı, Arap Baharı, Occupy hareketi ve elbette Türkiye’de de Gezi. 2014 Nisan ayında öncü burçlardaki büyük kare açı ile kalbimizi açtık. 2015’de kan dolunayı tetradı duygularımızı tanımamızda ve yaratım gücümüzde büyük aşamalar kaydetmemize yardım etti. Ya 2016-2017? Müthiş Eris-Uranüs birleşmesi bize Brexit, Trump ve 15 Temmuz’u getirirken önceliklerimizin neler olduğunu ve arkamızı toplamamızın gereğini hatırlattı. 2017’deki büyük Amerikan güneş tutulmasının devasa etkilerini şimdi berrakça görmeye başlıyoruz. 2018’de Venüs’le ateş yolundan ileri-geri üç defa yürüdük. Her şey bizi yılın başındaki Satürn-Plüton buluşmasına taşıdı. Ve sonrasını da yaşıyoruz işte. Tüm bu dans ve burada sayamadığım çok güçlü vuruşların etkileri hala daha hayatımızda ve gelişerek yayılıyor. Müzik susmadı, dans durmadı! Hatta tempo çok daha tutarlı bir halde kendini sürdürmeye başlıyor.

Bir günde üç büyük enerji girişinin toplamını yaşayacağız.

• 21 Haziran, saat 00.43 – Yaz gündönümü (İst.)
• 21 Haziran, saat 08.35 – Halkalı güneş tutulması maksimum (İst.)
• 21 Haziran, saat 09.41 – Yeni ay ve yeni siyah ay döngüsünün başlangıcı (İst.)

Pazarcılar gibi “bir değil, iki değil, tam üç tane!” diye  seslenebilirim. İnanılmaz güçlü bir günle birinci trimester bitiyor ve ikincisine adım atıyoruz. Ve bütün bunlar dünya ekseninde gerçekleşiyor.

Öncü burçların ilk dereceleri aynı zamanda ekinoks ve gündönümlerinin oluştuğu çok önemli noktalardır. Koç (Zodyak’ın başlangıcı ve İlkbahar ekinoksu), Yengeç (En uzun gün ve günlerin kısalmaya başlayışıyla yükselmeye başlayan kutsal dişi enerji, yazın başlangıcı ve gündönümü), Terazi (Sonbahar ekinoksu ile dengelenme), Oğlak (En uzun gece, güneşin geri dönüşüyle yükselen kutsal eril enerji, kışın başlangıcı ve gündönümü)

Bunlar her zaman belirleyici anlardır. Önümüzdeki ayların temasını açıkça ortaya koyarlar. Bu eksende yaşanan bir güneş tutulması ise bizi kucakladığı gibi hayat kontratımızdaki hedefe fırlatabilir. Özellikle bu tutulma gibi kuzey düğümü tutulmasıysa! Kuzey düğümü dünyada bulunma amacımızı, gidilmesi gereken yolu işaret eder. Haritadaki en önemli noktalardan biridir.

Yukarıda saydığım gibi pek çok dönüşü olmayan noktadan birlikte geçtik. Bu enerji ise KESİNLİKLE VE BÜYÜK HARFLERLE DÖNÜŞÜ OLMAYAN NOKTAYI İŞARET EDİYOR. Ve bu nokta bizi bambaşka bir zaman çizelgesine sıçratıyor.

Sonra? Evet, 2020 verdikçe veriyor… Yaz gündönümü enerjisi bizleri kış gündönümündeki Satürn-Jüpiter birleşmesine taşıyacak, Kova’nın en başına. Bir başka dönüşü olmayan nokta. Benim doğum anı dediğim yer.

Ama önce günümüze dönelim: Bu tutulma haritasında pek çok etki var. Jüpiter ve Plüton giderek yakınlaşarak bir sonraki birleşmeye hazırlanıyor. Eris, Plüton’la tam karede. Mars’ın kendi burcu Koç’a girmesine çok az kaldı. Boğa’daki Uranüs çok güçlü. Chiron şifasını dünya eksenin bir ucundan iletirken Mars ile buluşmasıyla gelecek bireyleşme şifası çok ilginç olacak. Satürn, Kova’nın ilk derecesinden tutulmaya katkıda bulunuyor.

Derinlerde huzur var

Tarih yazmak için o tarihi yaşamak gerekiyor. Biz de şu anda tam olarak bunu yapıyoruz. Her seçimimiz, ne kadar ufak olursa olsun, tarihe katkıda bulunuyor. Bu da bizleri baskı altında hissettiriyor, orası kesin.  Çalkantılar arasında çırpınma hissi, adapte olabilmek için harcanan büyük efor… Güvende hissettiğimiz, duygularımızın onurlandırıldığı, aidiyet hissettiğimiz bir dünya yaratmak istiyoruz. Hepsi Yengeç konuları.

Bir derin nefes alıp duralım….. Bir daha… Derin ve yavaş soluklar. Dingin denizde ara sıra gelen dalgalar gibi. Yengeç. Su, duygular, gelgitler ve dalgalar. Bütün akıntının altında denizin, okyanusun dibinde kumda yan yürüyen yengeçler. Bu görüntü bana meleklerin bir mesajını hatırlatıyor: Çalkantıların Ortasında Huzur. Bu enerjiye çok uygun. (Bağlantıdaki ikinci bölümü okuyun)

Ateş çemberi

Hem gündönümünde hem de tutulmalarda güneş bir anlığına duruyormuş gibi gelir. Ve o noktada sanki kadim sırlar fısıldanıyordur. Tarihte bu anı solumaya devam edelim. Hayatlarımıza lütuflar taşıyan değişim rüzgarlarını içimize alalım.

Bazen hayat bir kitap okumak gibidir. Günler, haftalar, hatta yıllar kendini tekrar eder… ta ki siz sayfayı çevirene kadar. – Evren

Not: Salıvermek vazgeçmek değildir. Çok daha iyisinin gelmekte olduğunu anlamaktır.

Tut.com

Bu büyük enerji portalı sayfayı çevirmek, bir kitabı bitirip yepyenisini yazmaya başlamak gibi. Sanki bütün bir dünya olarak kitlesel bir şekilde eski yolculuğu bitirdik ve bir yeni maceraya göz kırpıyoruz.

Tutulma da ilginç bir tam tutulma. Güneş ve ay tam hizalanacak ama ay güneşi tamamen kapatamayacak, bunun için dünyadan çok uzak. Bu sefer inanılmaz güzel bir ateş çemberi yaratacak. O ateş çemberi, güneşin tacını (koronasını!) çok daha belirgin görmemizi sağlayacak. Korona günleri derken, gerçekten korona deneyimleri yaşamak!

Ezoterik anlayışa göre halkalı güneş tutulmasında açığa çıkan ateş çemberi hem yaratım, hem de yıkım sembolüdür. Güneşin üzerine düşen ayın gölgesi hem geçmişin acılarını ve mücadelelerini temsil eder, hem de yeni yaratımı doğurmayı bekleyen derin dişi enerjiyi, yeni için yaratılan bir boşluğu, bir rahim gibi. Ateş çemberi, yeni yaratımın ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlarken, o yaratım için gerekli alanı açacak salıvermeyi de yerine getirir. Hepimizde yaratımın gerçekleştiği o boşluk var. Karanlık ve sessiz. Ama önce geçmiş yanmalı. Biz yanmalıyız. İşe yaramayan her şey eriyip gitmeli.

Ateş ve sudan bahsettik. Yaratımın iki önemli elementi. Önce meleklerin önerdiği gibi okyanusun dibine inip huzuru hissedin. Sonra da ateş çemberinin eski kitabı yakmasına izin verin. Bu önce bir yıkım gibi görünebilir ama yıkımı her zaman yeniden doğuş takip eder.

Dokuz aylık yolculuğumuzun ilk aşaması “tünel”, yaz gündönümüyle sona eriyor. İlk üç ay, bebeğin yaşayıp yaşamayacağından pek de emin olamadığımız, çalkantılı aylardı. Şimdi karanlık tünelin ucundaki ışığa ulaştık.  Artık yeni bebek için yeni bir bayrak açma vakti geldi!

Gündönümü ve Güneş Tutulmasının Sabian sembolü:

“Gemi sancağından bir bayrak indirilir ve bir diğeri çekilir.”

Bayrak değişimi. Yön değişimi. Dramatik değişim. Bütün bu tarifler bu sembol için kullanılabilir. Bir şeyler kökten, geri dönülemez şekilde değişiyor. Ve bu değişim ciddiye alınmalı. Bir şeyler bitiyor. Kapılar kapanıyor. Bir zamanlar değerli ya da kullanışlı olan şeyler artık işe yaramıyor. Bir dönem tamamen sona eriyor.

Ve ne demişler? Bir kapı kapandığında diğeri açılır.

Her bitiş bir başlangıçtır. Ama bitene bakmakla o kadar meşgul olabiliriz ki, başlayanı görmeyebiliriz. Kendimizi zamanda esir tutabiliriz. Evet, geçmişi değerlendirmek, çocukluğunu, bir zaman olan şeyleri yeni gözlerle incelemek zaman zaman yardımcıdır. Bu bir takım bilinçli çıkarımlara gitmemize ve bu çıkarımlara dayalı yeni tavırlar ve yaklaşımlar geliştirmemize yol açar. Ama o noktada çok kalmayın. Yeni tavır, yeni yaklaşım, yeni fikirler sizin yeni kapınızdır. Yeni bayrağınızı göndere çekin ve yeni yönünüzü belirleyin. Kendinizi ilan edin!

Sevgili Dostlar, zihnimizin sinemasını kullanalım biraz. Bir donanma var. Görüntüyü romantik yapalım, diyelim ki belki iki-üçyüz yıl önce. Büyük bir gemide, yelkenler rüzgarla dolmaya hazırlanıyor. Mürettebat arı gibi. Ortalık heyecanlı görünüyor. Normalin üzerinde bir gerginlik. Belki alınmış emirler de var. Sancakta hangi ülke, kraliyet, vs. ye bağlı olduğunu belirten bir bayrak. Sonra birdenbire bayrağın aşağı çekildiğini ve başka biriyle değiştirildiğini görüyoruz. Başka bir ülke belki, belki de kendi bağımsızlığını ilan eden bir bayrak. Kaptan ve mürettebat aldıkları emirleri uygulamaktan vazgeçtiler, yeni bir rota çizdiler. Belki gemide isyan yaşandı ve kaptan da kaptanlıktan oldu. Ne olursa olsun, durumumuz tam olarak budur.

Hem küresel anlamda, hem de bireysel olarak bağlılıklarımız ve önceliklerimiz değişebilir. Taşıdığımız bayrak her zaman neye yürekten bağlı olduğumuzu göstermelidir; İdeallerimizi, dileklerimizi, umutlarımızı ve hatta inançlarımızı. Belki başkasının bayrağını taşımaktan bıkıp kendi bayrağınızı açacaksınız. Ya da inançlarınızın değiştiğini görüp kendinizde radikal değişime gideceksiniz.

Ne olursa olsun, bayrağınızı gururla yükseklerde dalgalandırın. Bu aynı zamanda bir yeni ay, yeni tohumlar için ideal. Bayrağınızda ne var? Huzur? Sevgi? Bolluk? Çevre dostu çözümler? Kadın hakları? Çocuk hakları? Herkese eşit fırsat? Adalet? Ve daha bir sürü konu olabilir. Hepsi yeni zaman çizelgesine katkıda bulunacak konular, tutkuyla bağlanacağınız yeni hedefler. 

Bütün bunlar önümüzdeki aylar ve haftalarda daha da berraklaşacaktır. Ve bir gün belki bundan birkaç hafta sonra bir de bakacaksınız ki, yönünüz tamamen değişmiş, konuştuğunuz konular değişmiş, sonuçta hayatın ta kendisi değişmiş! Bunun siyah ay dönemi olduğunu da düşünürsek, ilk bir ay sessizce içe dönmeyi ve iç arınmamıza devam etmeyi tercih etmek yerinde olacaktır. Bırakalım ateş çemberi yakması gerekenleri yakıp bitirsin ve sonunda yepyeni bir güne başlarken, onu ışıldayan yeni bayrağımızı göndere çekerek selamlayalım.

©Mor Alev 2020

---

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.

---

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com