Sevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz.
Hem 3D gerçekliğinizde hem de ötesinde dünyalar üzerine dünyalar var. Çok farklı bireylerin oluşturduğu topluluklarınız var, hepsi de küçük parmağınızın bir santiminde yaşıyor – cilt hücreleri toplulukları, kemik hücreleri, kan hücreleri, kılcal damarlar, kütiküller, hormonlar, nöronlar ve çok daha fazlası! Arka bahçenizde sayısız çeşitlilikte farklı toplumlar var – yapraklar, toprak, bakteri, böcekler, küfler, su, kökler, vs. Aynı şekilde, sindirim siteminizde yaşayan milletler var. İstisnasız, bütün bu doğal toplumlar Kaynak’tan gelen yönlendirmeleri takip eder ve çevresindeki yaşamın çeşitliliği ile uyum ve denge içinde var olurlar.
İnsanlar da bu şekilde tasarlanmıştır.
Çeşitliliğinizin güç ve sağlamlığınız olduğunu unuttuğunuzda sorunlar çıkmaya başlar. Çeşitliliğiniz gelişip genişlemenizi sağlar. Eğer sevgiyle kullanılırsa, çeşitliliğiniz insan ırkının sorunlarını çözme becerisini katlarca geliştirebilir. Çeşitliliğiniz, sizleri kişisel bakış açınızı incelemeye ve insan ırkının ekosistemindeki doğal yerinizi bulmaya yönlendirir. Bu yeryüzüne geldiğinizde çeşitlilikle hemfikir oldunuz. Bir olan, olabileceği her şeyi keşfetmek için pek çok haline geldi ve sizde o BİR’in bir parçasısınız ve bununla birlikte tamamen özgünsünüz. Her biriniz yeryüzünün bedeninde ve İlahi olanın Bütününde kıymetli hücrelersiniz.
Bunu bildiğinizde, diğer herkesin sizin düşündüğünüz gibi düşünmesinde veya davrandığınız gibi davranmasında ısrarcı olmak hiç de mantıklı değil. Bunu bildiğinizde, herkesle aynı olmanızı beklemek de eşit derecede saçma. Bütün bunların yerine, ruhunuza büyük katkılar yapacak olan şey, çeşitliliği tercihlerinizi araştırmak için kullanmanızdır, yemek büfesindeki yiyecekleri tadar gibi. “Bunu beğendim. Şunu beğenmedim.” Bir büfede ev sahibinin beğenmediğiniz bütün yemekleri ortadan kaldırmasını istemezsiniz. Yargılamaz veya saldırmazsınız! Diğerlerinin keyfine varması için o yemekleri orada bırakırsınız ve sadece hiçbir dram olmadan hoşunuza giden yiyecekleri alırsınız. Yeni bir şey deneyebilir ve beğendiğinizi de keşfedebilirsiniz veya yeni bir şey deneyip beğenmediğinizi.
Her iki durumda da, sizi SİZ yapanın ne olduğunu bulup açığa çıkarma çabasındasınızdır. Sizi özgün yapan nedir? Sizi özel yapan nedir? Turşunuzu yerfıstığı ezmesine batırıyor musunuz? Bunu söylediğimizde çoğunuz yüzünüzü buruşturursunuz ama birkaçınız meraklanıp deneyebilir. Bazıları için tatlı, ekşi ve tuzlu hoştur, diğerleri için değil.
Sadece aynılık arıyorsunuz çünkü farklılıkların kendi kişisel gerçekliğinizi tecavüzünden veya tehdit etmesinden korkuyorsunuz. Bu bir yanlış önermedir. Kendi titreşiminizin nasıl olacağına sadece ve sadece siz karar verebilirsiniz ve titreşiminiz de “insan deneyimi büfesinin” hangi parçasını deneyimleyeceğinizi belirler.
Yani, sizin gibi düşünmeyenlerden korkmak yerine; siyasi adayların birinden veya diğerinden korkmak yerine; radikal inançları olanlardan veya aşırı tutucu olanlardan korkmak yerine; sizin varoluş yollarınızın dışındaki herhangi bir şeyden korkmak yerine, kendinize hatırlatın, “Ben Gerçek BEN’le birim.” “Ben her şeyde, her varlıkta yaşayan sevgiyle birim. Seçimlerim, düşüncelerim ve davranışlarımın yaydığı titreşimle bu devasa hayat büfesinin titreşimime uygun elementlerini çeken BENİM ve bunlar sayesinde Gerçek BEN oluyorum.”
Size zarar verebileceğini düşündüklerinize öfkeyle odaklanırsanız, kendinizi korktuğunuz ve hoşlanmadıklarınızı daha fazla çekerken bulacaksınız. Güçlendirmek istediklerinize sevgiyle odaklandığınızda, aynı şekilde benzer kalp ve düşüncedekilere çekileceksiniz. Bedeninizdeki sağlıklı hücreler, tüm çeşitlilikleriyle, birbirleriyle savaşmıyorlar. Birbirlerinden korkmuyorlar. Onun yerine, kendi “benzer düşünceliler” toplumlarını kuruyorlar ve uyumlu, dengeli bir gerçeklikte birlikte var oluyorlar.
Büfedeki tavuk tatlıları ne hor görür ne de yargılar ama bu ikisini aynı tabakta karışmış halde görmeniz çok enderdir!
Siz kendi titreşiminize bakın sevgili dostlar. Güçlendirmek istediğinize odaklanın. Fırtınalarda olmak istemiyorsanız, huzurlu dingin havayı resmedin ve ona odaklanın. Ve sonra, eğer bir fırtına gelirse, ya dağılacak ya da güvenle onun yolunun üzerinden çekilmeye yönlendirileceksiniz.
Eğer bir siyasi partiyi veya diğerini istiyorsanız, istediğiniz tarafta neyi sevdiğinizi düşünün ve ona odaklanın. Daha da iyisi, dünyada görmek istediğinize odaklanın. Bir başkasıyla siyasi konulara girdiğinizde, neyi beğendiğinizi konuşun, nefret ettiğiniz şey hakkında değil. Aranızda o kadar çok insan neyi beğenmediğini biliyor ki, ama ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Bunu bulmak için zıtlığı kullanın. Ama sonra, birisi öfkeyle veya nefretle konuşmaya başladığında, konuşmanın yönünü değiştirebilirsiniz. “Söyle bana, kendi adayın veya partin hakkında sevdiğin şeyler nedir?” Hemfikir olmasanız bile saygıyla dinleyin. Doğrudan kendi görüşünüzü savunmak yerine, diğerlerinin bakış açılarını öğrenmeye çalışın. Bunu yaparak, daima sevecen olan ruhunuzla bağlantıda kalır ve diğerleri için daha büyük şefkat ve sevgi bulursunuz. En sevecen kendinizi açığa çıkardığınızda, en mutlu halinizdesinizdir. O zamanlar, en çok gerçek kendiniz olarak hissettiklerinizdir.
Sevgililer, aynılığın gerekli olduğunu söyleyen yanlış önermeden dolayı dünyanız kaynama noktasında. O kadar çok insan kendi yollarının doğru yol olduğu konusunda ısrarcı ki, ve doğru da… ama sadece onlar için! Sizin yolunuz ise sizin için doğru. Eğer herkes sevdiği şeylerde neyi sevdiklerine odaklansaydı, insan ırkının en iyi hali doğardı. Tabiat Ana ise sizin basınçlarınızı böyle şiddetli yollardan salıvermek zorunda kalmazdı. Zıt gruplar birbirlerinden öğrenebilir ve en güçlü yönlerini bir araya getirebilir. Farklı ırklar yaratıcı düşünce kuruluşlarında birlik olabilir ve en iyi niteliklerinden güç alabilirler.
“Yaşa ve yaşat” gerçekliği yeryüzünüzde kendini korkularıyla zincirleyen veya korkup beğenmediklerine karşı olan nefretlerine köleleşen pek çokları için henüz gerçek değil.
Buna rağmen, özgürlük bulabilirsiniz! Çeşitliliği inceleyebilir, zıtlıklardan öğrenebilir ve kim olmak istediğinize karar verebilirsiniz. Sizinle hemfikir olmayanlardan nefret etmeden veya korkmadan kendinizi ve bakış açılarınızı sevmeyi seçebilirsiniz. Diğerleri nefret etse de sevmeyi seçebilirsiniz. Diğerleri korksa da, hayata güvenmeyi seçebilirsiniz. Gezegeninizde hakikatten de kaosun tam ortasında doğmakta olan çok daha büyük gerçekliğe yol, ışık, sevgi olabilirsiniz.
Hiçbir istisnasız, kimse titreşimsel gerçekliğinize siz izin vermeden tecavüz edemez. Ve her zaman, yolunu açtığınız şeyleri, kendi bireysel hayat deneyiminize aldıklarınızı sizin titreşiminiz dikte eder.
Asla birörnek olmanız niyet edilmedi. Asla aynı düşünmeniz, aynı davranmanız, aynı şekilde oy vermeniz, aynı şeyleri pişirmeniz, aynı şeyleri yemeniz, öğrenmeniz, aynı şekilde gelişmeniz niyet edilmedi. Aynı görünmeniz, aynı şekilde konuşmanız, birbirinizle aynı şekilde etkileşime girmeniz kaderinizde yok. Siz, BİR olanın engin çeşitliliğinin bedenlenmiş halindeyken sadece sevmek üzere tasarlandınız, yaşayıp yaşatmak, ortak fayda için kullanılabilecek farkları bulmak ve faydasız olandan uzaklaşmak için.
Size ihtiyacımız var sevgililer. Sevginize ihtiyacımız var. Yeryüzünüz sarsılmış, karıştırılmış ve girdaplar halinde ve buna rağmen kalpleriniz kim olduğunuzu, neyi sevdiğiniz, nasıl yaşamak istediğinizi bilmenizle merkezlenebilir. Bunun hiçbir şekilde kimsenin sizden alamayacağını bilmenizle. Titreşimsel olarak, siz özgürsünüz ve her zaman özgürdünüz, hemfikir olmayan kim olursa olsun.
Sizleri çok seviyoruz.
Melekler
Ann Albers ve Meleklere çok teşekkürler. (visionsofheaven.com)
En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Çok güzel,tam da ihtiyacımız olan cevaplar. Teşekkürler, sevgiyle kalın.
BeğenLiked by 3 people
Nasıl muhteşem bir anlatım. Çoğumuzun unuttuğu his ve düşünceler. Sevgi herşeye kadir. Sevgi çoğaliyor dünyamız guzellesiyor🐝🌻🌴😊
BeğenLiked by 2 people
Sistemin izahati bundan daha iyi nasıl yapılabilirdi bilemiyorum😘 bize düşen ise bunu gerçekten anlayıp, içselleştirip yaratıma geçirmek, bizim ve bütünün hayrına olarak, ve oldu da Amin🙏
Sevgiler💖 Sevgili Melekler, Ann Albers ve Mor Alev💖
BeğenLiked by 3 people
Bu zamanlarımız için gelebilecek en muhteşem mesaj. 🙏🏻💕 Çeviri için, yıllar boyu uyanış yolundaki bizlere vermiş olduğunuz tüm sevgi, destek, emek ve yüreklendirme için çok teşekkürler Mor Alev. 🙏🏻💕 Yolumuz açık, apaydınlık olsun.. öyle de! ☀️
BeğenLiked by 3 people
Sevgili Mor Alev,
Evrenimizde ve biricik gezegenimizde, ayni agactaki bir yaprak bile digeriyle ayni degil. Bedenimiz bir nehir gibi akiyor, her an degisiyor. Her an yeni bir yaratim. Hal boyleyken aynilik hicbir seyimizle iyi ki uyusmuyor, yasasin farkliliklar yasasin deneyim! 🙂 gelecekte sonuc ne olacak bilmiyorum, gucumuz gezegeni kurtarmaya yeter mi bilmiyorum. Ama her zaman cozum olan, cenneti kurmaya calisan tarafta yer alicam, her zaman sevgiyi secicem. Ezelden verilmis sozum bu 🙂 sevgiler!
BeğenLiked by 3 people
Hayırlısıyla 🙏 Sevgiyle 🙋♀️🙏🤟
BeğenLiked by 2 people
Sevgili Mor Alev size, Ann Albers ve Meleklere bu güzel anlatım için teşekkür ediyorum.
Yolumuz aydınlık şükürler olsun 🙏🙏🙏💖💖💖
BeğenLiked by 1 kişi
🌹 Yeni özdeyişimiz; “Büfedeki tavuk tatlıları yadırgamaz.” 😅
BeğenLiked by 1 kişi
❤
BeğenLiked by 1 kişi