Arkturus Grup Mesajı: İlahi Gerçek, “Var olan Her şeydir” ve sonsuzdur – Marilyn Raffaele

I stand amazedArkadaşlar, Arkturuslular bu mesajlarında aktüel olaylardan, birliktelik bilincine, “gerçek” kavramının tanımına ve içimizde var olan bilgilere kadar çok geniş bir yelpazede bilgi veriyorlar.

Arkturuslulara, Marilyn’e ve çeviriyi yapan Mor Alev Dostuna çok teşekkürler. (www.onenessofall.com)

Arktrus Grubu olarak bizler, bu çatışma ve kargaşa döneminde her birinize Barış, Neşe ve İyilikler dilemek için geldik. Çoğunuzun acı çektiğini biliyoruz. Ancak bu deneyimler sayesinde, büyük bir uyanışın gerçekleştiğini de görüyoruz.

Şimdiye kadar tamamen üçüncü Boyut inanç sistemiyle yaşamış olanların çoğu, kendilerini aniden eski inanç çekirdeklerini sorgularken buluyor. Nedenini fark etmeseler de, gitgide çoğalarak Yeryüzüne akmaya devam eden Işık sayesinde, içsel olarak değişiyorlar. Ve bu durum, onların uyanmasını sağlıyor.

Artan sayıda evrimleşen enerji alanlarından (uyanan kişilerden) yansıyan Işık, Evrensel Dünya Bilincine akıyor. Böylece, sistemdeki gölge alanları açığa çıkarıyor ve yok ediyor. Gerçeğe ve Işığa olan en küçük bir farkındalık, illüzyonu (yanılsama) çözüyor ve sadece Birlik kavramı var olduğu için, Bütüne katkı sağlıyor. Bu şekilde de, Dünya’nın uyanışı gerçekleşiyor. Çok yakında, Toplum Bilincini değiştirecek kadar yeterli Işık, Dünya’ya yayılmış olacak. Burada bahsedilen değişimin anlamı, şu anda egemen olan (olumsuz) enerjilerin yerini, yeni enerjilerin almasıdır.

Her şey, kişinin fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal seviyesine göre algılanır. Şimdi, bu seviyeler doğrultusunda algılanan “Sıradan ya da Mutlak Gerçek” hakkında konuşmak istiyoruz. Bu mesajda bahsettiğimiz Gerçek, “Mutlak” yani İlahi Gerçektir.

Gerçeğin içinde, sadece “Her zaman, her yerde var olan İlahi Bilinçten” başka hiç bir şey yoktur. Ancak insanlığın gözünde “gerçek” akıl ile yorumlanabilen bir materyal gibi görülür. Üçüncü boyut düzeni, “ayrımcılık filtresinden” Yaşama bakar. Her şeyin ya iyi, ya da kötü olduğu (zıtlık/ayrımcılık) inancını sürdürür. Bu Boyutta kişinin bireysel inanç sistemi, ekseriyetle Dünya’nın hemfikir olduğu Bilinci hiç düşünmeden kabul etmesiyle oluşur.

Sahip olduğunuz bazı düşüncelerin, aslında gerçekten sizin düşünceleriniz olmadıklarını hatırlamak çok önemlidir. Tabii şayet o düşünceleri, kendi düşünceleriniz olarak kabul etmediğiniz sürece… Dünya Bilincine ait bir sürü doğru ya da yalan düşünceler ve inançlar, ortalıkta uçuşmaktadır. Bu “davetsiz” düşüncelere önem vermeyerek sadece akıp geçmelerine izin verirseniz, enerjinizi geri kazanmış olursunuz ve Gerçeğin içinde hareket edersiniz. İstenmeyen fikirlere veya düşüncelere tepki göstermek, onlara sahip olmadıkları gücü yüklemek olur.

İnsanlığın sahnesinde “Gerçek” (bir şey doğru olsun ya da olmasın) o şeyin doğru olduğunu bildiğinizi veya doğru olduğuna inandığınızı “ısrarla” beyan etmenizle belirlenir. (Çoğu zaman yeminler ederek, kişileri konunun doğru olduğuna inandırırız.) Ayrıca, sözde bir “uzman” ya da iktidarda olanlar tarafından dikte edilmesiyle “fikir birliğine varılmış bir görüş” olarak algılanan konular da, gerçek olarak kabul edilir. Üçüncü boyut düşünme tarzıyla yaşamak, işletmelerin ve hükümetlerin yanı sıra bireylerde de, “dürüst olma veya gerçeği söyleme yükümlülüğünün” hissedilmemesine neden olur. Bu yükümlülük hissedilse bile, “ayrımcılık inancını” yansıtmadığından ve bu inanca ters düştüğünden dolayı, kişisel çıkarlarına veya gündemlerine uygun bulunmaz.

İnsanoğlu, “Herkesin Bir” olduğunu kavrama seviyesine evrimleştikçe, günlük hayatta kullanılan sıradan kelimelerin ve davranışların önemini de anlamaya başlayacaktır. Çünkü birisi bir diğerine, ne söylerse ya da ne yaparsa, kendisine söylemiş veya yapmış olur. Kasıtlı ya da kasıtsız olsun,  sahtekârlığın ve yalan söylemenin temelinde; Yetersizlik, kısıtlanmışlık, reddedilme, başarısızlık, ceza alma gibi korkular yatar. Ve bu tür korkular sadece, Gerçek ile yok edilebilir.

Korku, üçüncü Boyut deneyimlerinden, ya da bu veya geçmiş yaşamların öğretilerinden kaynaklanan bir duygudur. Bunların çoğu, kişiyi dehşete düşürmüş olan deneyimlerdir. Böylece hem hücresel hafızada, hem de enerji alanlarında uzun süreli etkilere neden olurlar. Şimdi arınmaya çalıştığınız enerjiler, bu eski hücresel ve duygusal enerjilerdir. Çok daha yoğun olan bazı enerjilerin temizliği, sizi bitkin bırakabilir ve depresif hissettirebilir. Bunda herhangi bir yanlışlık olmadığını bilmelisiniz. Siz evrimleşiyorsunuz. Dolayısıyla bu duygulara tutunmayın. Çünkü sizin üzerinizde herhangi bir güç elde ettiklerinde, tekrar enerji alanınıza yerleşeceklerdir.

Korku ya da cezalandırma yöntemiyle bir şeyler öğretilmediği sürece, çocuklar daima gerçeği söylerler. Birçok yetişkin ise, ayrımcılık inancının bir yansıması olarak (Sevgi/Ben) “doğru olmanın” kendilerini önemli, ya da daha fazla sevilesi kıldığına inanır. Böylece her zaman, doğru diye bildiği şeyleri söyler veya yapar. Bireyler genellikle, kulaktan duyma bilgilerden yola çıkarlar ve aslını bilmeden konuşurlar. Ama tüm eylemlerde olduğu gibi, niyet önemlidir. Konuşulan kelimelerin altında yatan niyet o kelimelere enerji verir. Masumca konuşulan uydurma bilgiler bile, şayet kişi bu bilgilerin doğru olduğunu inanıyorsa, o kişinin inanç enerjisini taşırlar. Tabii burada “kötü niyetli dedikodudan” söz etmiyoruz.

Dedikodu ve eleştiri, kişinin kendisine duyduğu nefret duygusunu yansıtan, zıtlık ve ayrımcılık inancının suretleridir. Bu suretler, kişinin başkaları tarafından kabul gördüğünü hissetmesi veya kendisini sevmesi için, kendisini diğerlerinden üstün görme ihtiyacı yaratırlar. Bu insansı “faaliyet” enerjisi, (gerçeklikte asla yoktur) sadece dedikodusu yapılan kişiye zarar vermez. Aynı zamanda dedikoduyu yapan kişinin enerji alanına yerleşmek üzere kendisine geri döner. Bir kez daha söyleyelim. “Çünkü sadece Birlik ve Bütünlük vardır.”

Evrimleşmeyle birlikte, kişinin kendi çıkarı için yalan söyleme alışkanlığı da yok olacaktır. Spiritüel bir öğrenci ne zaman böyle bir şeye yeltenecek olsa, “omuzundaki nazik dokunuşun” giderek daha fazla farkına varıyor ve o anda spiritüel bağının kısaldığını anlamaya başlıyor.

İlahi Gerçek, İlahi Yasa tarafından korunan, daima korunmuş ve sonsuza kadar korunacak olan,   Mutlak gerçektir. Mutlaklık, sınırlı insan zekâsı ile asla tam olarak bilinemez veya anlaşılamaz. Zaten insanoğlu asırlar boyunca bundan dolayı, o dönemlerde önemli olduğuna inanılan nitelikleri yansıtan “kendi benzerliğinde” Tanrılar yaratmayı sürdürmüştür.

Dünya Gezegeninin yanı sıra, bütün diğer Gezegenlerdeki ve Boyutlardaki ruhların tek amacı, Birliği gerçekleştirmek için evrimleşme işlemini tamamlamak ve böylece Bir olmaktır. Ruh her zaman mükemmel olmuştur. Ancak tüm yaşam yolculukları boyunca mükemmel olduğunu hatırlamadığından dolayı, asırlardır “uyanmak” için çırpınıp durmuştur. Ruhun yaşam amacı, ruhsal yolculuğunun sonunda, kendi “kutsallığını” tanımak ve bu bilinç seviyesiyle yaşamaktır. İlahi Gerçek ancak,  zamanla daha derin seviyelere ulaşarak kişinin gerçekliğine yani “bilinç durumuna” dönüşmesiyle, idrak edilebilir ve düşünsel olarak yorumlanabilir. Her ruhun yolculuğu, şu anda hepinizde olduğu gibi, sonsuz şekil, yöntem, yol ve deneyimlerden geçer.

Kitaplar, kurslar ve öğretmenler, sadece o kitapları yazan kişilerin veya öğretmenlerin ulaşmış oldukları bilinç seviyesine kadar, size yardımcı olabilir. Biz size bu kitapların, kursların veya öğretmenlerin, uygun olmadığını söylemiyoruz. Belli bir süreliğine sizin için mükemmel olabilirler. Ancak bir şeyin sizin için doğru olup olmadığına karar verirken, her zaman sezgilerinizi kullanmalısınız. Çünkü o sırada çok popüler olan bir kitabın, öğreti veya yöntemin, sizin için de doğru olduğu anlamına gelmez. Aslında siz, belli bir öğretimin veya bir öğretmenin çok daha ötesinde olabilirsiniz. Gerçek her zaman sizin içinizde bulunur. Ve sadece içinizdeki gerçek tarafından “öğretileceğiniz” dönemler gelecektir.

Sizin, “Şimdi anladım!” dediğiniz anlarla sonuçlanan Bilgiler, cevaplar, açıklamalar ve fikirler kendi içsel çalışmalarınızın meyveleridir. Bu durum genellikle hiç beklemediğiniz bir anda, örneğin bulaşık yıkama gibi sıradan bir şey yapıyorken ama aynı zamanda sessiz ve algıya açık olduğunuz zamanlarda ortaya çıkabilir. Yaşamsal sorunlar birden, farkındalığın yeni seviyelerinden görülmeye başlanır. Ve daha önce okuduğunuz, üzerinde düşündüğünüz ama asla tam manasıyla anlayamadığınız bir gerçek, aniden basit ve apaçık bir hale gelir.

İlahi Gerçek, “Var olan Her şeydir” ve sonsuzdur. Doğu’da eski bir deyiş vardır. “Mutlak olan şeyi aklınıza sığdırabiliyorsanız (ki herkes bunu yaptığını sanır) o zaman o Mutlak değildir.” İlahi Bilincin içinde somutlaşmış olan her ruhsal fikir, Mutlak gerçektir. Her daim böyle olmuştur ama insanlığın zihninde, “Bireysel ve Toplum Bilincine” uygun olarak yorumlanmıştır.

O bilinç seviyesine erişmeden önce “mutlaklığı” yaşamaya çalışmak, pek çok ruhsal öğrencinin yaptığı bir hatadır. İlahi bir Varlık olarak bütünlüğünüzün ve kusursuzluğunuzun bilincine ulaşmadan önce “tedaviyi” bırakmak, tamamen insansı bir eylemdir. Gerçi bir şey artık sizinle aynı rezonansta titreşmiyorsa, onu bırakmaktan da asla çekinmeyin. Sadece alışkanlıktan dolayı yaşamınızın bazı suretlerine tutunmanız, uyanış işleminiz için bir engeldir. Sizler, aşina olduğunuz gerçeklikte yaşarken aynı zamanda çalışarak ve pratik yaparak gerçekliğin daha derinlere inip, ulaşabildiğiniz en yüksek bilinç durumunuzda yaşamalısınız.

Çoğu kişinin inandığı gibi, ruhun “diğer tarafa intikal” etmesiyle, Gerçeği de aniden kavrayacak diye bir şey yoktur. Sizler, kendi bilinç seviyenizden ibaretsiniz ve bu nedenle gittiğiniz her yere, o bilinç durumunuzu götürürsünüz. Ama aynı burada olduğu gibi, diğer tarafta da herkes sevgi dolu bir şekilde eğitilmekte, öğretilmekte ve yönlendirilmektedir.

Evrimleşme işlemi, “gerçekte kim olduğunuza dair gittikçe artan farkındalık” demektir, Sevgililer. Evrimleşme, bir gecede olup bitecek bir işlem değildir. (Tabii daha önceki yaşamlarınızda sizi, o bilinç seviyesine ulaştırmış olan görevlerinizi tamamlamışsanız, o başka). Yaşamınız monoton ve sıradanmış gibi göründüğü için, hiçbir ilerleme kaydetmediğinizi zannetseniz bile, cesaretinizi kaybetmemeye çalışın.

Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın. Elinizden gelenin en iyisin yapın ve rehberleriniz tarafından yönlendirildiğinizi, asla yalnız olmadığınızı unutmayın. İnsanların sebep olduğu bazı yüklerin ağırlığı altında ezildiğinizde bile, onları suçlamaktan sakının. Düştüğünüz yerden kalkın ve sadece yolunuza devam edin. Hata yaptığınız zaman Gökyüzünün başınıza yıkılmadığını veya yolculuğunuza tekrar en başından başlamak zorunda olmadığınızı, kısa zamanda anlayacaksınız. Başarısızlık, üçüncü Boyutun düşünce kavramıdır. Gerçeklikte, başarısızlık diye bir şey yoktur. Sadece öğrenmenizi sağlayan, deneyimler vardır.

Hepiniz çok seviliyorsunuz, değerli Sevgililer. Ve evrimleşmek için gösterdiğiniz çabanızdan dolayı sizlere büyük saygı duyuyoruz. Merak etmeyin, her şey büyük plana uygun gelişiyor.

Bizler Arktruslular Grubuyuz.

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha yakın iletişime geçmek ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

One comment

  1. Beklediğim gereken ve zamanında ihtiyaç karşılayan çok net bir yazı. Teşekkür ederim ,
    Hazır hissetiğimde ve zamanı geldiğinde sizinle karşılaşacağım
    Sevgiler

    Beğen

Yorumlar kapatıldı.