2022 Oğlak Dolunayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Bir zamanlar genç bir savaşçı vardı. Öğretmeni onun korkuyla savaşa girmesi gerektiğini söyledi. Genç kız bunu yapmak istemedi. Bu ona çok saldırgan göründü, ürkütücüydü, hiç de dostane değildi. Fakat öğretmeni bunu yapmak zorunda olduğunu iletti ve savaş talimatlarını verdi.

En sonunda savaş günü geldi. Öğrenci savaşçı bir tarafta, korku diğer tarafta durdu. Savaşçı ufacık hissediyordu, korku ise kocaman ve hiddetli görünüyordu. Her ikisinin de silahları hazırdı. Genç savaşçı ayağa kalkıp korkuya doğru gitti, üç defa yere yatarak selam verdi ve sordu, “Sizinle savaşa girmeme izin verir misiniz?” Korku, “İznimi isteyecek kadar saygı göstermene teşekkür ederim.”

Ardından genç savaşçı dedi ki, “Sizi nasıl yenebilirim?” Korku yanıtladı, “Benim silahlarım çok hızlı, çok seri bir şekilde konuşmam ve bu sırada yüzüne iyice yaklaşmamdır. O zaman cesaretin tamamen kırılır ve ben ne diyorsam onu yaparsın. Sana dediklerimi yapmazsan, benim gücüm kalmaz. Beni dinleyebilirsin, bana saygı duyabilirsin. Hatta benim tarafımdan ikna bile edilebilirsin. Fakat dediklerimi yapmadığında benim hiç gücüm yoktur” İşte böylece öğrenci savaşçı korkuyu nasıl yeneceğini öğrendi.

Pema Chödrön, When Things Fall Apart: Heart Advice for Difficult Times
Sanatçı: Chris Anne

Plüton’un gölgesinde bir dolunay daha yaşıyoruz sevgili Bilge Baykuşlar. Son birkaç yılda yaşamaya neredeyse(!) alıştığımız gibi süper güçlü, dünyaya çok yakın, ultra önüştürücü bir enerjiyle yıkanıyoruz. Kathy Biehl (empowermentunlimited.com) bu enerjiyi harika bir şekilde sözcüklere dökmüş: 


Oğlak dolunayı evrimsel, devrimsel seviyede bir arınma ve salıverme sunuyor. Gözünüzü korkutuyor mu? Belki hayır. Belki de tam olarak ihtiyacınız olan şey budur.

Oğlak genellikle duygusal olmaktan çok uzaktır. Çelik gibi bakışlı, hesapçı ve kararlıdır. Şimdi bütün bunlar büyük şiddetle ve benliğimizin derinliklerinden yükselen güçle geliyor ve dürtüsel, tam manasıyla gerçekçi olmayan tepkiler ve davranışları serbest bırakıyor. Bu da göz korkutucu geldi mi? Belki değil. Yine, belki de bu tam da ihtiyacınız olan şeydir. 

Dolunay bir tutulmanın yoğunluğunu ve bir ihtimal bitirme enerjisini taşıyor. Sebebi, ayın sır olan her şeyi tutan, kaçınılmaz değişim ajanı Plüton’a olan yakınlığı. Plüton şu andaki 27 derece Oğlak pozisyonunda aylarını geçirdi, güvenliğimizi dayandırdığımız hemen hemen her şeyin yıkımını hızlandırdı,  temeller, yapılar, ailevi ve toplumsal kurumlar ve dahası. Bu meseleler şimdi zirveye çıkan dramalara ve gelişmelere yol açıyor, özellikle de onlarla ilgili duygular doruğa çıkıyor.

Bu zirve geçen yılın sonlarından beri oluşum halinde. Ekim ayından Mart’a kadar oluşan dolunayların hepsi kendi burçlarının 27 derecesindeydi, saflaştıran, arındıran Plüton niteliklerine her ay tam olarak açı yapıyorlardı, bir, bir yönden, bir diğer yönden ama hiç kafa kafaya gelinmemişti – şimdiye kadar. Bu birleşme o dansın en son noktada doruğa ulaşmasıdır, Ekim ayının Boğa dolunay ve ay tutulmasından beri yaptığımız duygusal yolculuğu özümsemeye ve değişimle kaynaşmaya taşıyor.

Özümsemenin bir parçası içimizde dönüp dolanan duyguların yükselmesi. Bir parçası arındırıcı, yaşam destek ünitesine bağlı durumların fişini çekip alıyor, önceliklerde budama yapıyor, ya kısaltıyor ya da tamamen kesiyor. Ve bir parçası da ilkel, yabani ve belki de çok öfkeli. Ay ve Plüton birleşmelerinin hepsi dürtüseldir, yüzeyin altındaki güçlerce yönetilir ve hatta acımasızdır. Bu seferki, uzunca bir süredir Plüton’a meydan okuyarak ilerleyen Eris’e kare açı yaparak ekstra yakıt almış durumda.

Bireysel ve kolektif olarak çok şeyler yaşadık ve en sonunda çok ama çok şeyden kurtulabileceğimiz atık boşaltım alanına ulaştık. İki aşırı uç olası: Soğuk, acımasız, sert, “bu da böyle, artık gerek yok” anları veya değil anlaşılır sözcükler, mantıklı düşünce yeteneğini bile mümkün kılmayan hıçkırıklar eşliğinde kulakları tırmalayan feveranlar. Ay Yengeç’teki Merkür’ün tam karşısında, inanılmaz duygusallığı vurguluyor ama sözcüklerle açıklama teşebbüslerini engelliyor.

Açığa çıkan ne olursa olsun, arındırıp duygusal gerginliği düşürecek. Nihayetinde, bu salıverme aylardır oluşum halindeydi ve diğer tarafına geçince çok daha iyi hissedeceksiniz. Bırakıp saldığınız kesinlikle yeni ya da çok daha hafiflemiş durumlara yer açacak. 

Ay, çabuk değişim sanatçısı Uranüs’e ve Boğa’daki kuzey ay düğümüyle üçgende. (Geleceğe giden yol burada!) Bu açık akış, sürprizler, uyanışlar ve belki de bol miktarda kopmalar sözü veriyor. Bir şeyleri atmayı çok faydalı bulabilirsiniz, özellikle bir anda dürtüsel davranırsanız. Atmakta olduğunuz bazı nesneleri kırmayı da faydalı bulabilirsiniz. Eğer maddi durumunuz uygunsa yakınlarınızda bir yerde kırılacak şeyleri çekiçle parçaladığınız ama odayı başkalarının temizlediği bir öfke odası var mı bakın. 

Öfkeli canavarlar salgını yaşanmak zorunda değil. Ayın yumuşak, sisli Neptün ve evlilik ile bağlılıklar yöneticisi Juno ile yaptığı olumlu açı sayesinde yüksek anlayış ve rehberlik de sunuluyor, özellikle yakın ilişkilerle ilgili konularda. 

Bağlılıklar veya en azından sorumluluk ve görevler şu andaki curcunanın bir başka parçası. Oğlak ayının yöneticisi Satürn’le arasında bir rahatsızlık var. Bu bağlantı bizi otorite veya toplumlar tarafından verilmiş veya dayatılmış yükler, yükümlülükler, sorumluluklar konularında azarlayıp, kusurlar buluyor. Olgun tepki için kalkın, giyinip kuşanın ve gidin yapın. Ardından da yükünüzü hafifletin. 

Hala daha göz korkutucu geliyor mu? Ciddi misiniz? Bazen insanın kontrolden çıkması da iyi olabilir. (Biraz sorunlu da olsa bu noktaya iyi bir örnek: Orijinal Star Trek’teki Mr. Spock’ın efsanevi gerçekçiliğini ansızın etkisiz kılan yabani dürtülere teslim olduğu “Amok Zamanı” bölümü.)

Dürüst olun: Sisteminizden bir sürü şeyi atma ihtiyacınız zaten vardı, belki hayatınızda da bir sürü şeyden kurtulmak istiyordunuz. Güvenli bir alan bulun ve oraya gidip bunu yapın.


Bu salıverme şansını sanırım bu usta kalemden başka hiç kimse bu kadar güzel anlatamazdı. Fakat Sabian sembolünü gördüğünüzde her şey daha da fazla anlam kazanacak:

“Yenilgiyi zarafetle kabul eden general”

Ha, ha. Dostlar, ne zaman bu sembol aktive olsa, yenilgiyi pek de zarifçe kabul edemeyenleri görüyorum. Bu sefer de aynen öyle oldu. 10 Numaraya tırnaklarıyla tutunup ancak sürüklenerek çıkarılabilen Boris Johnson, halkın sarayının havuzlarında yüzdüğü bir türlü istifa edemeyen Sri Lanka başkanı… Başkaları da vardır tabii ama ilk aklıma gelenler bunlar.

Peki neden onurlarını böyle ayaklar altına alıyorlar? Gerçekleri kabul edemiyorlar herhalde. Sanırım kendilerini zihinlerinde öyle bir pozisyona yerleştiriyorlar ki, istenmeme, yenilme, başarısızlık, hata yapmış olma, özür dileme, öğrenme kavramları onlara yabancı.

Oysa biten bitmiştir. Bitme, sona erme, tükenme tsunamisine kimse dayanamaz. İkinci, üçüncü, onuncu perdeler oynanmış, paydos zili çalmıştır. İşte böyle bir salıverme zamanındayız. 

Egonun en büyük, en önemli uyanışı aslında hiçbir şeyin yönetiminde olmadığını anlamasıdır. Çok daha büyük bir güç iş başındadır, yani insan Ruhu ve onun parçası olduğu Kozmik Bilinç. Bu, teslimiyeti yanında getirir. Hatamızı görüp düzelttiğimizde takdiri de kazanırız. Diğerlerine kendimizi asla ve asla zorla, dayatarak sevdiremeyiz, böyle hiç saygı görmeyiz. Zincirlesek de, zindanlara da atsak insanların düşünce ve duygularını değiştiremeyiz.

Bu sembol olayları, durumları, şeyleri gerçeğin ışığında görmeyi anlatıyor. Hayal kırıklıklarının ve fantezilerle süslenmiş arzuların ışığında değil. 

Ve gerçek olanı kabullenmek zorundayız. Kabul ettiğimizde ise itiraf zamanı gelmiştir. Teslimiyete geçilir. Bu zarifçe, anlayışla ve açık bir kalple yapıldığında birdenbire güneş açmış gibi bile olabilir. İlgili herkes için… Ardından bir yeniden düzenleme ve düzeltme süreci gelir. General bu sürecin bir parçası olacak mı, olmayacak mı? Belki evet, belki hayır. 

Bu sembol Plüton enerjisiyle çok uyumlu. Bir şeyler biter, kapılar kapanır ve yerine yepyeni ve çok daha hafif şeyler gelir. Savaşın karanlık bulutları dağılmış, barış zamanı başlamıştır. Dostlar, biz buna ADALET de diyoruz. Çünkü bu sembol aynı zamanda zarafeti, sağduyuyu ve hayatın alıp başını, eskiye hiç takılmadan ilerlemesini anlatıyor. Bu sadece içe sinen, adil ortamlarda gerçekleşir.

O zaman yenilgi gerçekten yenilgi midir? Yoksa yükseliş yolunda bir başka aşama mı?

Geleceğin gözleri geriye dönüp bize bakıyor ve kendi zamanımızın ötesini görebilmemiz için dua ediyorlar.

Terry Tempest Williams

Gerçek şu ki, bu dolunay yepyeninin müjdesiyle geliyor. Duygu dolu, zaman zaman hırçın, belki temizlik gözyaşları, belki zafer çığlıkları, belki de dingin bir teslimiyetle… Bu enerjiyi kabul edin. Hiç olmadığı kadar hafifleyeceksiniz ve bir daha asla eski ağırlığın altında ezilmeyeceksiniz. 

Hepinize harika arınmalarla dolu bir dolunay dönemi diliyorum. Ayrıca eğer salıverme ve arınmayla ilgili yardıma ihtiyacınız olduğunu hissederseniz, öne çıkan yöntemler ve öneriler bu bağlantıda.

©Mor Alev 2022


YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!

En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com

HİZMETLER

One comment

  1. Sevgili Moralev,

    Bu yazıyı henüz okuyabiliyorum. Bir dönem her sabah en büyük keyfim yazılarınızı okuyarak kendimi keşfetmekti. Bu durum aynı zamanda beni oldukça korkutur, bu duruma bağımlı olacağımı düşünürdüm. Bu korkumu şu an ihtiyacım olanın bu olduğunu görerek hafifletmiştim ve bir süre sonra sizden daha az paylaşım yapacağınız haberi gelmişti.
    Akışına bırakınca korkunun aslında ne kadar hafiflediğini şu an bir kere daha hatırlıyorum.

    Bu hafta hiç beklemediğim şekilde öfke patlaması yaşadım. Dün, bu yazınızdan habersiz bir takım çalışmalar yapmak nasip oldu ve bu öfkeden bir dönüşüm yaşayacağımı hissetmiştim. Yukarıdaki yazınız da bunu destekledi. Umarım bu dönemin enerjisinden yararlanmak nasip olur.
    Teşekkür etmek istedim.

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.