Ben Yeshua. Enerjimin aranızda olduğunu hissedin. Ben dostunuzum, kardeşinizim, sizden yüksekte birisi değilim. Ben yol arkadaşınız ve yeryüzündeki aydınlık ve karanlık oyununuzdaki oyun arkadaşınızım. Bu oyun sizin için çok tanıdık, zirveleri ve vadileriyle, neşe-keyif-coşku, bağlantı ve birliğin yüksekleri ve korku, çaresizlik, perişanlık ve kimsesizliğin düşük seviyeleriyle.
Hepinizi görüyorum ve biliyorum sizler insanlık halinin tüm aşırılıklarını deneyimlediniz. Bir dakikalığını bunu içinizde hissedin ve bir şeyin aydınlık veya karanlık olduğuna dair bir yargılama iliştirmeyin. Biri diğerinden daha iyi değil, her ikisi de yeryüzü yaşamının parçaları.
Derinlerde, her iki aşırı ucu da biliyorsunuz. Ne kadar zengin olduğunuzu hissedin, bilincinizin ne kadar ilerlediğini. Siz çok şey görmüş ve deneyimlemiş yaşlı bir ruhsunuz. Bilgeliği, deneyim zenginliğini alın ve gözlemleyin. Bu tecrübenin başından sonuna dek bir bütün olarak bakıldığında nasıl da dingin ve huzurlu hale geldiğinize bakın.
Aynı zamanda, yeryüzü yolculuklarınızdan bir sürü başka şeyler getirdiğinizi de fark edin. Geçmişin ağır “bavulları” altında eziliyorsunuz, ama şimdi o yükten kurtulmanın vakti geldi. Sadece geçmişten, eskiden özgürleştiğinizde yeni zamanın eşiğinden adım atabilirsiniz.
Bagajınıza detaylı bir şekilde bakın. Sırtınıza çok çeşitli eşya, pılı pırtı yüklenmiş olduğunuzu düşünün: Çantalar, valizler, paketler, çok çeşitli şeyler. Onları sırtınızdan indirin ve çevrenizde bir çember halinde dizin. Ve bunu yaparken, her parçayı onurlandırın; hiçbir şeyi çöpe atmayın. Bunların hepsi çok kıymetli zengin deneyimler ve size çok şey kattılar.
Her parçayı alın ve çevrenizdeki çemberde sergilenmek üzere yerleştirirken derin saygıyla bakın. Kendinizi özgür, hafif ve yüksüz hissedene kadar her parçayı yaymaya devam edin. Bununla beraber, bagajınızla takdir ve minnet dolu bir ilişkide olmaya devam edin. Çünkü bütün bu deneyimler sizi bugün olduğunuz yere getirdi. Hepsini yayma işini bitirdiğinizde, çemberin tam ortasında oturun ve geçmişin enerjilerine teşekkür edin.
Yüksek anlara, zirvedeki anılara bakın. Yeryüzünde daha önce de bulundunuz ve tüm hayatlarınızda yoğun aydınlanma, gerçek ve berraklık anları yaşadınız. Kim olduğunuzu anladığınız anları; bir başkasıyla yoğun bağlantı hissetmiş olduklarınızı; ruhun enerjisinin akıp da yeryüzüne dokunduğunu hissettiğiniz zamanları çağırın. Öyle anlar gerçekleşti. O enerjiyle bağlantıya girin ve size gelmesini isteyin. Büyüklüğünüzü, harikalığınızı ve bilgeliğinizi tanıyın. İç bilişinizi tanıyın, çünkü hem yaşlı hem de bilgesiniz.
Şimdi, bagajınızın diğer parçalarına bakın, çok daha ağır olanlara – üzüntü, çaresizlik, terk edilmişlik, sefalet duygularına – ve onları da öne çıkmaya davet edin. O yükler sizin için bu duyguları taşıdılar. İnsan duyguları yeryüzüne aittir. Korku, umutsuzluk, şüphe, çaresizlik kötü şeyler değildir, yeryüzü deneyiminin bir parçası olarak yer almaktadırlar. İyiye ve hafife kesin karşıtlığıyla bu karanlık enerjiler insan olmanın ne olduğu ve sizi insan yapan şeyin derinliğini ve enginliğini öğretirler. Bu eski yükler ve onlardan da geçmiş olmanız tam olarak sizi derinden insan yapan, merhametli bir öğretmen ve örnek olmanızı sağlayan şeydir. Bunlar savrulup atılacak şeyler değildir.
Bu ağır parçaları tamamen kendinizin olarak tanıyıp onayladığınızda, onları bütünüyle kucaklayıp değerlerini bildiğinizde, bilge bir öğretmen ve diğerleri için örnek olabilirsiniz. İçten doğru yargılamayan bir sevginin ispatı olan bir insan; her şeyi kapsayan bir sevgi, yıkıcı davranışları bile olsa kişinin içindeki BİR’i tanıyan bir sevgi. İşte yeni zamana geçişin anahtarı da orada yatar: Işığınızı ve bilgeliğinizi kucakladığınız gibi, korkunuzu, küçüklüğünüzü, şüphelerinizi de kucaklayarak. İçinizde bütün bunları tanıyarak, insanlığınızın tamamını kucaklarsınız. Yeni Dünyaya giden yolda işte bu eşikte duruyorsunuz.
Bu işlemi başka bir şekilde de imgeleyebilirsiniz. Burada olan hepiniz, ruhaniliğe ve kalpten yaşamaya dair doğal bir anlayış taşıyorsunuz. Enerji alanınızın üst çakralarıyla, kalp, boğaz, üçüncü göz ve taç çakrayla çok şey anlıyorsunuz. Kalp ve ruhunuzu kaynak alarak yaşadığınızda Yeni Dünyada gerçekten neler olduğunu her zaman anladınız. Fakat, yeryüzünde enerjinin onurlandırılmadığı, hoş karşılanmadığınızı hissettiğiniz hayatlar yaşamış olduğunuzdan, aşağı üç çakranızda acıyı sürekli kıldınız: göbeğinize yakın solar pleksus, duygularınızın kırılgan merkezi sakral çakra ve kök çakranız, kuyruk sokumunuz ve dünya ile olan bağlantınız. Pek çoklarınızda üst çakralar gelişir ve yeniye açılırken, aşağı üç çakrada acı yaşamaya devam ediyor: Korkulara yol açan eski anılar ve hatta yeryüzünde bir daha yaşamama isteği.
Enerji alanızda nasıl bir uyumsuzluk olduğunu görebiliyor musunuz? Bir başka dünya için arzu ve özlem olduğu zamanlar var, hafiflik, uyum kolaylık ve basitlik titreşimiyle Yuvayı hatırlatan bir dünya. Evet, o içinizde yaşıyor. O hafıza ve ona olan arzu sizi bu dünyada gerçekten ilerlemeye itiyor. Fakat başka zamanlarda enerji alanının diğer parçasını, eziyet çekmiş, alt çakralarda yaşayan, varlığınızın travma geçirmiş, travmaya saplanmış parçasını unutuyor veya görmezden geliyorsunuz. O parça, burada hayatla tam bağlantıda olmaya, dolu dolu yaşamaya karşı çok yoğun korkular yaşıyor. Gerçekten kalpten yaşamaya ve bunu diğer insanlara göstermeye karşı korkular. Bu korkular sizi çekiştiriyor ve tereddüt etmenizi sağlıyor, tam da yeni zamanın eşiğindeyken.
Orada olduğunuz için, hepiniz Yeni Dünya ile bağlantı kuruyorsunuz, ve Yeni Dünya da sizin aracılığınızla uyanıyor. Ancak içinizde bazen sizi geride tutan, çekip koparan o eski acı da var. Nasıl çaresine bakacağınızı bilmediğiniz bir acı. Ve şunu söylemek istiyorum: Yeniye sadece üst dört çakradan giriş yapamazsınız – bu mümkün değil. Sadece bütünüyle ve tamamen insan olduğunuzda eşiği atlayıp geçebilirsiniz. Ve bu da demek oluyor ki, sizi geride tutan içinizdeki acıya bakacak ve direnen şeylere sevgi ve yumuşaklıkla sarılacaksınız.
Üst çakralarınızdaki enerji bazen çok coşkun, fazlasıyla erken zamanda çok şey istiyor. Bazen, içinizdeki gerçekliğin çok ötesine yürüyorsunuz, çünkü hepiniz kalplerinizde Yeni Dünyaya öyle bağlısınız ki. Ancak hala daha içinizde yanlış anlamalar, reddedilme, acı ve kahırlarla karşılaştığında büyük eziyet çekmiş bir çocuk var.
Size söylemek istiyorum: Bu çocuğu ciddiye alın. O sizi geride tutan bir pranga değildir, o yolunuzun bir parçasıdır. Sadece bu çocuğun önünde diz çökerek doğrudan yüzüne bakıp hikayesini dinleyerek ve böylece bu çocuğu tüm duyguları ile kabul edip tamamen anlayarak Yeni Dünyanın bir vatandaşı olursunuz.
Işık varlığınızın alt çakraları da yumuşakça aydınlanıp ışıldamaya başladığı zaman, siz de kesinlikle Yeni Dünyanın İnsanı haline gelirsiniz. Ve o merhamet ve anlayış enerjisini, o topraklanmış ruhaniliği, gelişimi sizinki gibi ilerlemekte olan diğer insanlara nakledebilirsiniz. Bu, birlikte attığımız bir adımdır, birbirimizi tanımaktan, her insandaki insanlığı takdir etmekten doğan bir adım: Diğer kişilerdeki özlemi, iç bilişi, bilgeliği tanımakla beraber, eziyet çekmiş, umutsuz, öfkeli, kederli, direnen çocuğu da takdir etmek. O çocuğa, o enerjiye elinizi uzatabilir misiniz? İşte soru budur.
Bunu yapmazsanız eğer, içinizde sizi tüketebilecek bir çatışma yaratırsınız. Enerji alanınızın yukarı parçası ilerlemek isterken, sabırsızdır ve beleyemez. Aşağı parçası ise direnir, karşı çıkar çünkü ne inanır ne de güvenir. Üst bölüm alt bölüme arkasını döndüğünde, alt bölüm daha da terkedilmiş hisseder ve daha da direnir.
Bu, bedeninizde şikayetler yaratana kadar devam edebilir, çünkü gerçekte bunlar bloke edilmiş enerjiyi temsil eder. Bu şikayetler içinizdeki eziyet çekmiş çocuğun sizden şunu istemesinin bir başka yoludur: “Ne yapıyorsan, şimdi onu bırak, önümde çömel ve benim hikayemi dinle. Ben henüz o eşikten geçmeye hazır değilim ama sen burada beni destekler, bana yardım edersen, bana sabırlı davranırsan, belki bunu birlikte yapabiliriz.” İşte bu zamandaki ruhani mücadeleniz budur.
Üst parçanızı tanıyorum. Yukarı çakralarda yerleşik enerji Yeni Dünyayı inşa etmek, dış dünyanızı değiştirmek ve fark yaratmak istiyor. Ama size söylüyorum: O eşikten yarım insan olarak geçemezsiniz. İçinizdeki acı ve karanlığa dönmeniz, onunla berrakça yüzleşmeniz bazen cesaret ister. Şimdi bunu içinizdeki çocukla beraber yapmaya davet ediyorum.
Hala daha geçmişten gelen bagajınızla çevrili olduğunuzu düşünün. Şimdi en ağır, en karanlık parçaların öne çıkmasını isteyin. Nerede en kederli, en ümitsiz, en cesaretsiz hissettiyseniz, orada bir çocuk figürünün belirmesine izin verin. Çocuğun yüzündeki duyguları iyice görebilmek için sakince zaman ayırın. Tarafsızca ve yumuşakça gözlemleyin. Çocuğa size gelmeyi isteyip istemediğini sorun, “Seninle buluşmak istiyorum” deyin. Elinizi uzatarak onu cesaretlendirin. Bu çocuk uzun zamandır yalnız kalmış, bundan dolayı hemen kendini size bırakmayabilir. Göz kontağına devam edin ve onun size ait olduğunu, onu asla terk etmeyeceğinizi, birlikte bir yolculuğa çıkmayı istediğinizi söyleyin. Yaklaşmayı isteyip istemediğine bakın veya onun elini tutabilir ve şu anda en çok eneye ihtiyacı olduğunu sorabilirsiniz: “Sana nasıl yardım edebilirim? Rahatlamana, daha fazla kolaylık ve neşe yaşamana yardım etmek için ne yapabilirim?” Bunu sorun, böyle basit sorularla kendinizi çocuğun enerjisine açıyorsunuz.
Şimdi bu çocuğun sizinle yaşamaya izni olduğunu düşünün, ona bir yer veriyorsunuz. Bedeninizde en doğal haliyle nereye gitmek istediğine bakın, sizinle olumlu bir bağ oluşturmak, hem yardım hem de dostluk için enerjisini nereye yuvalandırdığını görün. Bu çocuk, üzgün, umutsuz, sefil hissettiğinizde sizin için geçmişin yüküne katlandı. Ancak bu enerjiden çok daha fazlasını içeriyor. O aynı zamanda yeryüzü bedeninizle, fizikselliğinizle, hayat gücünüz ve canlılığınızla olan bağınızı kuruyor.
Bu çocuğu şifalanıp iyileşirken, rahatlarken, neşe-keyif-coşku hissederken ve sizin korumanız altında güvende hissederken düşünün. Bunun bedeninize ve enerjinize olan etkisini hissedin. Bu çocuk topraklanmanıza yardım edecek ve böylece yeryüzü insanlığınızda gerçekten tam ve bütün olarak ayağa kalkacaksınız. İşte Yeni Dünyanın anahtarı budur: İçinizde bütün olmak. Hem aydınlık, hem de karanlık taraflarınızın değerini ve tecrübesini görün, hem yüce ve yüksek hisler, hem de karanlık acı dolu duygular. Her ikisinin de size verecek şeyleri var ve sonunda, bütünleşmenizi, tamamlanmanızı sağlıyorlar – eğer onları kabul ederseniz.
Şimdi, haydi yeni dünyanıza, şu Yeni Dünyaya bir daha bakalım. İçinizdeki çocuk benliğinize entegre olmuş halde, eşikten içeriye bir adım atıyoruz. Orada gördüklerinizi gözlemleyin. Yeni Dünya neye benziyor ve hangi hissi iletiyor? İlk neyi görüyorsunuz ve ona nasıl tepki veriyorsunuz? Bu yeni Dünyanın şifalandırıcı gücünün sizinle iletişime girmesine izin verin ve davetini hissedin. Burada hoş karşılanıyorsunuz ve hatta çok daha fazlası. Ve buradayken, etrafınıza bakın belki tabiat, huzur, sükûnet ve sadelik manzaraları görürsünüz. Bunun sizi çektiğini hissediyorsunuz, bu yeni dünyada bir şeyler sizi davet ediyor. Şöyle bir bakın, acaba çekildiğiniz bir yer var mı? O yerin hiçbir çaba olmadan, doğallıkla içinizden yükselmesine müsaade edin. Belki doğada bir yer veya diğer insanlarla ya da havanlarla olduğunuz bir yer, belli bir ikamet yeri de olabilir. Ne olursa olsun, onu deneyimleyin. Bu resim size geleceğinizle ilgili bir şeyler söyler.
Yeni Dünyanın size ne bildirmek istediğini hissedin. Yeni Dünyada kimsiniz ve kendinizi nasıl deneyimliyorsunuz? Orada ne yapıyorsunuz? En doğal halinizle yapmayı sevdiğiniz bir şey olup olmadığını görün, gerçekten yapmaktan keyif aldığınız bir şey. Doğallıkla yaptığınız şey zaten içinizdedir, çünkü o şey size aittir. Belki yalnız yaptığınız bir şey olabilir veya başkalarıyla birlikte yaptığınız. Ama korku ve kaygıdan uzak bir şeydir ve size zevk verir. Başkalarını da mutlu eder ve ilham sağlar. Fakat en çok kendi enerji akışınızı deneyimlemenizle ve bununla neşe-keyif-coşkuda olmanızla bağlantılıdır.
Ve şimdi Yeni Dünyanın geleceğine dair resmi bırakıyoruz be ana geri dönüyoruz, kendi gücünüzü hissetmeye. Siz geçmişi şifalandırma becerisine sahipsiniz. Bu, ufak bir çocuğa elinizi uzatmak kadar kolaydır – işte bu. Ne yüksek fikirli idealler ne de büyük planlar fark yaratacaktır. Tek ihtiyaç duyulan basit bir davranıştır, o ufak, incinmiş çocuğun önünde diz çökmek. Hepinizden bunu kendiniz ve dünyanız için yapmanızı rica ediyorum. Çünkü şifalanmış iç çocuk, aynı zamanda küresel seviyede değişimin anahtarıdır. İnsanlar arası, ırklar arası, halklar arası o kadar çok çatışmaya yol açan şey, kesinlikle insanların içinde yaşadıkları derin mücadeleler ve kendi karanlıklarına olan karşıtlıktır. Bu karşıtlık kolektif seviyeye çıkma yolunu bulur.
Ancak bir değişim de oluşuyor; insanlar Yeni Dünyanın çağrısını duyuyorlar. Yeni dünya sizi çağırıyor ve insanlığınızı kucaklama sürecinde size yardımcı ve destek olmak istiyor. Fark edeceksiniz, bu işleme başladığınızda, Toprak Ana tarafından destekleniyorsunuz. O size hayatta neşe-keyif-coşku ve güç veriyor. Yeryüzünün içinde de hareketlenme devam ediyor. O değişmek ve yeni bir enerjik gerçeklik çekmek istiyor. Mücadele, zorluk ve korku temelli eski yapılar dağılıp yıkılacak. Yeni Dünya artık bu yapılara dayanamıyor, o yapılar artık hayatta kalamaz. Siz yeninin ön safhalarında ve eğişindesiniz, çevrenizde kaos ve karmaşa görseniz bile. İşte bu da fark yaratacaktır, o fark da yeni şifalanmış Dünyaya olan yolu açacaktır.
Burada olduğunuz için çok teşekkürler. Hepinizle derinden bağlantımız var.
Yeshua ve Pamela Kribbe’ye çok teşekkürler. (jeshua.net)
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu nedir Allahım 🙏💜ben bir soru sordum on dakika ğeçmeden sorumun cevabını verdin🙏🙏🙏hemde okadar detaylı ki ne ve nasıl hareket etmeme dair 🙏çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim 🙏💜🙏
BeğenLiked by 5 people
Sevgili mor alev,
Dün tüm gün ilham gelmedi ve sayfam için yazı yazamadım. Meditasyon yaptıktan sonra bir anda yazı yazmaya çekildim ve paylaşımımın metaforu tam olarak bu! Valizimiz ve hayat yolculuğunda yanımıza aldıklarımız. Blog yazısının başlığını görür görmez şok oldum, büyük bir sevinçle tabi 🙂
Mor alevi ilk okumaya başladığım günleri hatırlıyorum…
Şimdi, özümü hatırlıyorum.
Sevgiyle kucaklıyorum. ❤
BeğenLiked by 4 people
dün gece uyurken geleceğimi görmeye niyet ediyorum demiştim sonra zihnim bunun ne kadar saçma olduğunu söyledi ve saf tarafımla zihnim arasında ufak bir tartışma oldu:) Sonrasında zihin ne istiyorsan yap deyip aradan çekildi ve o niyetle uykuya daldım. Sabah uyanıp da yazının içinde yeni dünya tarifi uzun zamandır hissettiğim hafifliğin kelimelere dökülmüş tanımıydı:) Ayrıca içsel çocuğu kendi içimizde göremiyorsak kendi çocuğumuza bakmalıyız. Yansımamız orada… Oradan bize göz kırpıyor.. Ben kendimi, kendi çocuğumu büyütürken fark edip şifalandırabiliyorum sanırım. Ona verdiğim tepkilerde durup bende neyi tetiklediğini ne olmuş olabileceğini fark edip algımı değiştirme yoluna gidiyorum. Bende çok işe yaradı…
Ve yazı yine şahane .. Teşekkürler Mor Alev…
BeğenLiked by 5 people
Yeshua’yi kalbim kadar yakin hissettim ve kalbim kadar seviyorum.
Aktarimi ozellikle cakra kismi, aklima Hermes’in Zumrut levhasindaki 2.maddeden bir kismi getirdi “As above,so below.”
Cok tesekkur ederim Mor Alev.
BeğenLiked by 3 people
Şoktayım…birkaç gündür yine kafamdaki soruların cevabı geldi,bu nasıl olabiliyor..biz nasıl görünmez bağlarla birbirimize bağlıyız..koskoca evren sonsuz ve sınırsız bu alemde bu nasıl oluyor..biliyoruz okuyoruz ama bir anda 3D boyuta geçiveriyourz. Ben 2 gündür bu şekildeydim ve 2 gün önce bağışıklık sistemimi güçlendireceğim diye saçma sapan şeyler yedim içtim..ve zehirlendim tam da Yeshua nın belirttiği çakralarımda sorun yaşadım..korkunçtu…bir sürü astroloğu bir sürü insanı yazılarını okudum durdum felaket senaryolarıydı hepsi….neden yaptım bilmiyorum…ama bu bir uyarıydı sanırım..şifalandım …çok pişman oldum..neden öyle yaptım? Ama bu anıyı da bagajıma koyup kucaklamam lazım…sizi seviyorum…ve mucizeleriniz için çok teşekkürler…Mor Alev…
BeğenLiked by 5 people
Ne diyeceğimi bilemedim, çok etkilendim. Blogdan benzer kanallıklar benzer pratikler almamıza rağmen bu mesajdan çok etkilendim.
Çakralar ya da enerji merkezleri anlamadığım bir konu, anlamaya çalışmadığım bir konu. Etraftaki ilgili bilgi ve çalışmalara da hiç heveslenemediğim bir konu. Hatta blogdaki çakra yazılarını dahi zoraki isteksiz okumuştum. Çakra kelimesi itici gelmekle beraber, şimdi ve burada olabildiğime göre çakralarım da uygun ve düzgün işliyordu bana göre.
Yedi sekiz sene önce bir gündüzün günlük rutinindeyken bir an bir görüntü görmüştüm. Şu an dünyamızda görmediğimiz bir Canavar. Gölgeler vadisinde karanlıklar içinde. Kocaman gözlerini açmış, gözlerinde korku ve kurtulma isteği var. Gözlerimin içine bakarak acıdan çığlıklar attığını ve o çıkardığı sesleri duyabiliyorum.
Kocaman gövdesini de görüyorum. Çok büyük. Ama aslında bir yavru. Bir canavar yavrusu. Ve tüm korku ve acısına rağmen, o heybetli bedenine rağmen çok sevimli, çok sevgili. Ona sarılıp sevmek istiyorsunuz. Bir ejderha, dragon da diyebilirim. Ayaklarını görmüyorum. Ama biliyorum ki ayakları kalın güçlü bir halatla sımsıkı birbirine bağlanmış, düğümlenmiş. Canavar insanlar tarafından avlanmış. İnsanlar halatın uzak ucundalar. Ama o avcılarına değil bana bakıyor. Dimdik. Gözlerimin içine ve çığlık atıyor. Onlara değil bana haykırıyor.
Bugünkü kanallıktan etkilendiğim gibi etkilenmiştim bu görüden. Ve hâlâ aynı canlılıkta hafızamda. Bu mesaj daha da canlandırdı. O Canavar ben miydim? Kurtardım mı tatlı canavarı halatlarından? Kendi esaret prangalarımı çıkardım mı? Çakralarım açıldı mı? ☺ Enerji merkezlerim rahatladı mı? İşledi mi? Parladı mı?
2019 sonlarından beri yüksek benliğimi deneyimliyorum. Fiziksel olarak deneyimliyorum. Kanatlar ne demekmiş örneğin, öğreniyorum. Öğretiyor. Bu altı-sekiz ayda yavaş yavaş onu tanımaya, anlamaya, yaşamaya başladım. Ben olan o varlığı.
Bu daha önce, yolun başındayken olsaydı asla kabul etmezdim. Aşkla Yaratana Aşka hizalanmıştım, bir başka varlığı göremezdim, görmezdim. Onu kendimden, Yaratandan ayrı zannederdim, istemezdim.
Şimdi o ben, ben o. Ama belime kadar😄😃. Altı at, üstü insan mitolojik formlar geliyor aklıma. Ki o formlarda alt beden de güçlü, zarif, canlı.
Şimdi enerji merkezlerini anlamaya, sevmeye, onlarla birliğe hazırım. Her bakımdan bütün olmaya hazırım.
Kalp Kafalı Kadın imgesi vardı bende. Mesajdaki uygulamada küçük çocuk geldi sol karın boşluğuma oturdu. Başı kalbimin altında. Başında kalp taşıyan çocuk yerleşiyor yerine. Çok ilginç; burası, seçtiği yer, bedenimin en zayıf en ağrılı beni iki üç yıldır çok zorlayan bölgesi. Sol ayak, sol bacak, kalça kemiğinin solu, buradaki kemikler kaslar ve omurgada birkaç fıtık. Şifa olsun inşallah. Ona da bana da bütüne de.
Kısa yazamadığım için özür dilerim. Okuyanlara da tüm yazanlara da teşekkür ederim. Ve benim gibi eş-zamanlılık yaşayan arkadaşlar; bu doğal halimizdi, doğal halimiz. Hep birlikte tekrar tekrar yıllardır deneyimlediğimize, her deneyimde hafifleyip neşe-keyif-coşku dolduğumuza göre, görünen o ki; eş-zamanlılığa “Yeni Dünyanın rutinlerinden biri” de diyebiliriz.
Sevgiyle. Hepimize. 💜❤💙💛💚💖
BeğenLiked by 6 people
Blogdaki aktarimlar kadar okuyucu yorumlarindan da cok etkileniyorum bazen. Bugun de sizin yazdiklariniz icimi sevincle doldurdu❤ Paylastiginiz icin tesekkurler 😇
BeğenLiked by 2 people
Sevinci paylaşabilmek ne güzel. Teşekkür ederim. Sevgiyle. Günaydın Hepimize. ❤
BeğenLiked by 2 people
Ruhum yükselirken , içimden kısa saçlı bir ergen kız çocuğu çıktı ve önce koşmaya başladı . Biraz uzaklaştıktan sonra döndü bedenine baktı . SankiNemrut’taki taş heykeller kadar yaşlıydı . Baktığı beden . Göz göze gelmek istedi . Baktı baktı . Ama benim saçlarım güneş rengi diyordum ki yeniden Bİr olunca herşey güzelleşti . Meditasyonumda ki gibi ..
BeğenLiked by 2 people
Sevgili mor alev iyiki varsın mesaj beni çok duygulandırdı gözyaşlarımı tutamadım yazılarınla hepimizin hayatlarına dokunuyorsun çok teşekkür ederim canı yürekten 🙏
BeğenLiked by 3 people
Sevgili Mor alev çok etkileyici bir mesaj..Okurken birebir yaşadım çok anlamlı ve derin, şifalandırıcı..ağlayarak şifalandım çok teşekkür ederim..
BeğenLiked by 2 people
Bu inanilmaz guzel bir yazi, sarsici. Mor alev, cok tesekkurler. Hergun merakla icime, ruhuma, kalbime bakmami sagladigin icin.
BeğenLiked by 2 people
Çok etkilendim bu yazıdan, sanki olanların bir özeti gibiydi. Mesaj çok net gerçeği temsil ediyor.
2013 de bir sabah uyandığımda midemin olduğu bölgese duygusal bir acıyla karşılaştım. Çok ğarihti ve hiç gitmiyordu. Türlü şeyler denedim, ilaç kullandım, birçok spiritüel çalışmayla geçmesi için çabaladım ama olmadı.
Kalplerimizin mümkün bildiği daha güzel dünya düşünü ilk duyduğumdan beridir acılara ve korkulara bakışım değişti. Şimdi ne kadar büyüdüğümü görebiliyorum.
Midemdeki acı hala duruyor, ne kadar yol kat ettiğimi düşünsem de o acıyı görmezden gelmeye çalıştığımı bu yazıyla tekrardan hatırladım. İçimdeki çocukla tekrardan buluştum. İster istemez yazıyı okurken yer yer ağladım.
Kendi hikayemi okumak, aslında bunun sadece kendi hikayem olmadığını hatırlamak, yeniyi omuzlayan tüm varoluşla buluşmak çok iyi geldi.
Çok teşekkür ederim.
BeğenLiked by 4 people
Dün yazıyı okudum çalışmayı yaptım . Gece uykumda iki defa başka bir boyuta geçtim geri döndüm. çokteşekkür ederim Sevgili Mor Alev , eşiği geçtim.
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Moralev,
Bu yazıyı bugün okuyabildim. 13 Haziran gecesi rüyamda köklenebilmem ve 3. seviyeye (rüyamda bu şekilde söyleniyordu) atlayabilmem için bunları yaşamam gerektiğini söyleyen bir ses vardı. Yazının özellikle alt çakralar ile ilgili olan kısımlarında gözlerim doldu çünkü hayatımın bir dönemi dayanılmaz mide ağrıları ile geçti ve o süreci çok sonra anlamlandırabildim. Farkındalığım arttıkça yaşadığım bu sürecin geçmişten gelen bir yük olduğunu ve aynı zamanda gelişim alanım olduğu hissi doğmuştu kalbime.
Bir süredir gölge yanlarım üzerine çalışıyordum ve kısır döngü halini almış deneyimlerimin beni kabule çağırdığını hissediyordum. Kabul kısmında ise kendimi tek ayak üzerinde dengede kalmaya çalışan ve zaman zaman sendeleyen biri gibi hissediyordum. Hatta zaman zaman diğer ayağını da yere koymak zorunda kalan ve bundan ötürü suçluluk duyan bir çocuk gibi hissediyordum. Fakat bu bana rahatsızlık vermiyordu. Aksine her sendelediğimde bir parça daha açığa çıktı ve bana ışık oldu. Kendimle ve kalbimle bu sayede tanışıyorum.
Bu yazı kalbim ile o kadar eş zamanlı ki beni çok etkiledi.
Diğer dostların da söylediği gibi okuduklarım arasında en çok kalbime dokunan yazılardan biri oldu.
Emeğiniz için teşekkürler.
BeğenLiked by 1 kişi