Sevgili Okuyucularım, sizlerle sürekli iletişimde olmak benim için çok önemli, keyif verici ve öğretici bir hediye. Bana gelen üç türlü mesaj var. Siz de bu kişilerden biri ya da üçü birden olabilirsiniz:
- Gündelik dertleri içinde neredeyse kaybolmuş kişiler, çare arıyorlar
- Ruhları var olanla yetinmeyen, bundan fazlası olmak zorunda diyerek arayışta olanlar
- Yüksek benlikleriyle iletişim halinde olup gelişimlerine devam eden kişiler
Sizlerle yüz yüze çalışmalarımda da gruplar yukarıdakine çok yakın. İşte o yüzden bazı deneyimlerimi yardımcı olması amacıyla sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Öncelikle şunu yeniden söylemek istiyorum ki YALNIZ DEĞİLSİNİZ! Ne deneyimlerinizde, ne sorunlarınızda, ne de ruhani açıdan yalnızsınız. Hepimiz birbirinden çok farklı ancak kökeninde benzer sorunlar yaşıyoruz. Ve hepimizin Yüksek Benliği, Çok Boyutlu Benlikleri, Melekleri ve Rehberleri her zaman yanımızda.
Kafesten çıkmak: Çocukluğumuz ve gençliğimizde öğrendiğimiz yanlış inanışları silmek
Çalışmalarımda ortaya çıkıyor ki hepimiz kendimizi çeşitli şekillerde sahte kafeslere kapatmışız. Bu kafesler bazen iç içe etrafımızı sarıyor. Biz bu kafeslere yani yanlış fikirlere olan inancımızı sildiğimizde birden bire rahatlıyoruz. Bu kafesleri kişisel ilişkiler, para kazanmak, belli yaşam tarzlarına olan özen gibi tanımlayabiliriz. Özünde herkes ÖZGÜR olmak istiyor. Özgürlük ve bağımsızlık ise yanlış inanışları silmek kadar kolay.
Örneğin “Başkaları yapabilir, ama ben yapamam, ben de o yetenek, güç, cesaret, şans vs. yok!” inancı büyük ihtimalle çocuklukta öğrendiğimiz, ebeveynlerimizden ve etrafımızdaki kişilerden kopyaladığımız bir inanç. İşte o zaman gelecekteki en olası gerçekliğe gitmek çok işe yarıyor. Bir de bakıyorsunuz ki o yapamam dediğiniz şeyi başarmışsınız. Yüksek benliğinize soruyorsunuz: “Nasıl?”. Ve zaten içinizde olan ama sizin büyük ihtimalle hiç düşünmemiş olduğunuz, ya da zihninizin arkasında kalmış olan bütün bilgiler akmaya başlıyor. Yine örnek verirsem: Kitap yazmak isteyen bir öğretmene, “öğrencilerine danıştın ve çok iyi fikirler geldi” diyor. Ya da alternatif tıpla ilgilenen bir hekime “aklındaki o eğitime gittin ve bütün hayatın o noktada değişti” diyor. Ve ekliyorlar “Neden olmasın? Bu inançsızlık ve güçsüzlük de nereden çıktı? Zaten gerekli tüm bilgiler içinde. İnan, güven, iç sesini dinle ve harekete geç!”
Yıldız Tohumları ve İlahi Amacımız:
Ben bu ülkede bu kadar çok yıldız tohumu kişi olduğunu bilmiyordum. Bazı kişiler her zaman diğerlerinden biraz daha farklıdırlar, bunu bebekliklerinden beri yaşamaktadırlar. Ve Yüksek Benlikleri ile olan ilk sohbetlerinde bunun sebebini öğrenmek isterler. Ve ben bu çok özel konuşmayı dinlerken tamamen konuyla alakasız, hiç aklınıza gelemeyecek kişilerin daha önce hiç duymadıkları çok çeşitli güneş sistemleri ve galaksilerden bu dünyaya yardım etmek için geldiklerini öğreniyorum. O kadar çok Sirius’lu var ki, Sirius’luların bizim medeniyetimiz üzerindeki etkisi ve yardımları tartışılmaz ve şimdi de kendi çocuklarını burada yeniden doğarak uyanışımıza yardımcı olmak için gönderiyorlar. Hatta Sirius A ve B detaylarını bile veriyorlar. Bir başka yıldız grubu ise Lyra. Lyra’lılar 11-12. boyutta yaşayan son derece ileri varlıklar. Lyra galaksimizin yüksek boyutlara açılan kapısı, doğrusunu söylemek gerekirse ben Lyra’lı kimseyle karşılaşmayı beklemiyordum ve birden bire ofisim Lyra’lılarla dolup taşmaya başladı. Pleaides’lılar bize çok benzeyen ve çok yakın varlıklar ve artık sokakta bile onlara rastlamaya başladım. Hoşuma çok giden aydınlanmaların arasında Venüs’ten geldiğini anlayan kişiler var, o kişilere her zaman bizzat Sanat Kumara rehberlik ediyor. Sanat Kumara ya da çok sevdiği insan ismiyle Raj, her zaman sevgi dolu ama son derece direkt bir rehber.
Bu bahsettiğim kişiler her yaş grubundan, her sosyal sınıftan ve her meslek grubundan olabiliyorlar. Anneler, babalar, çok sayıda öğretmen, doktor, sanatçı, henüz ne yapacağına karar verememiş öğrenciler, finansçı, pazarlamacı… Aklınıza gelebilecek her türlü kişiyle görüşüyorum. Aralarındaki ortak nokta ise neyi neden yaşadığını bilmek ve yaşamlarını daha anlamlı ve verimli geçirmek arzusu. Yıldız tohumu kökeninizi bilmenin ne yararı var derseniz, Yüksek Benliğiniz aslında sizin ne kadar güzel de olsa kısıtlayıcı ve sizi güçsüz hissettiren Dünya’ya son derece güçlü varlıklar olarak geldiğinizi hatırlatmak istiyor. Bazı şeyleri neden yaptığınızı anlıyorsunuz. Örneğin, neden denize ve suya bu kadar düşkünsünüz, çünkü Sirius’lusunuz. Siz denizlerimizi ve akarsularımızı temizlemek, korumak ve onları canlandırmak için buradasınız. Bunu direkt olarak yapabilirsiniz, örneğin bu konuyla ilgili bir meslekte çalışarak, bir yardım derneği ile yapabilirsiniz, ya da öğrencilerinize doğanın inanılmaz güzelliğini öğreten bir öğretmen olarak da yapabilirsiniz. Hayat amacınızın gerçekleşmesi için tek bir yol olmadığını öğreniyorum her gün.
Galaksiler arası gezintilerimize bundan sonraki yazılarda da devam edeceğiz.
Aramızdaki Melekler:
Bugün bir okuyucum “neden melekler, yüksek ruhlar inip bize yardım etmiyorlar?” diye soruyordu. Cevabı kolay, o melekler sizsiniz! Aramızda yeryüzü melekleri, yüksek benliği doğrudan Baş Melek olan çok kişi var. Bu ofiste ilk olarak Baş Melek Jophiel’in benliklerinden birinin terapi koltuğumda oturduğunu anladığımda ben kendi koltuğumdan düşüyordum! O kişiler geçtikleri yerlerde hiçbir şey yapmasalar bile sadece ışıklarıyla bizim iyi hissetmemizi sağlıyorlar. Her biri kendine ait bir misyonla gelmiş buraya. Ancak melek kökenli kişilerdeki bir ortak nokta ise bu kadar sevgisiz ve şiddet dolu bir ortama alışmamış olmaları. Yani bazen depresyon ağına düşebiliyorlar. Sonradan düşündükçe dünyamızda çok fazla sayıda melek olduğuna inandım, çünkü depresyon son 20 senedir tam bir salgın gibi yayılıyor. Ancak Yüksek Benlikleriyle tanışan bu kişiler neden kendilerini yalnız ve sevgisiz hissettiklerini anladıklarında harika bir açılım yaşıyorlar. Çok çabuk melek benlikleriyle güçlü bir bağ kuruyorlar ve onlardan aldıkları yönlendirmelerle bu rahatsızlığı aşıyorlar.
Dedikleri gibi, karşınıza çıkan kişilere dikkat edin, ne zaman bir melek ağırlayacağınız belli olmaz!
Arkadaşlar bu konularda yazmaya devam edeceğim, ben de sizlerle birlikte her gün yeni şeyler öğreniyorum. Ve daha konuşacağımız çok konu var.
Mor Alev
ben galiba birinci şıkta yer alıyorum arayıştayım ve bana yardım eden yok bilgilenmek konusunda
BeğenBeğen
Siz kendinize yardım edeceksiniz sevgili Meryem. Zamanla görüşleriniz, bakış açılarınız ve zorluklarla mücadele yöntemleriniz değişecek. Ve bu da sizi kesin başarıya götürecek. Sevgilerimle..
BeğenBeğen
Doreen Virtue- Yeryüzü melekleri adlı kitabın hangi melek grubuna girdiğinizle ilgili bilgiler okumuştum. Küçük mavi bir el kitabı
BeğenBeğen
Doreen Virtue’nun çdevrim yaratan ve ufkumuzu açan çok çalışmaları var. O olmasaydı ben burada olamazdım. Ancak o kitaptaki şablonlar biraz fazla belirli, biraz 12 burç gibi. Halbuki benim karşılaştığım kişiler çok daha çeşitli karakterler taşıyıp çok farklı kombinasyonlarda olabiliyorlar. Yine de okunmasında bir fayda var. Sevgilerimle…
BeğenBeğen
sevgili mor alev,
kalın harflerle İŞTE BU! diyeceğim harika bir yazıyı emek verip hazırladığınız ve bizimle paylaştığınız için, çok teşekkürler. bu yazının beni bu denli heyecanlandırması ve içtenlikle mutlu etmesinin sebebi, bizzat sizin deneyimleriniz olduğu içindir. içimizden birisi olarak sizin bunları anlatmanız, bazı şeylerin gerçekliğine çok daha fazla inanmamı sağladı. lütfen kendi deneyimlerinizi yazmaya devam edin.böylelikle hem kendi adıma hem de toplumumuz adına umudumu yüksek tutabileceğim. zira son zamanlarda, kendime ve çevreme boş gözlerle bakıp, neler olup bittiğine anlam veremiyorum. bir şeylerin düzeleceğine dair inancımı yitiriyorum. evet, bir çok kitap okuyorum, araştırıyorum ama çoğu zaman onların kişilere yardım etmek amacıyla, dürüstlükle yazıldığına inanamıyorum. ancak size olan güvenimiz ortadır. bizlerin aydınlanması için çabaladığınız gerçeğini, hiç birimiz yadsıyamayız. bundan dolayı, bu yazınızı okuduktan sonra çocukluğumdan beri inandığım ama o dönemlerde bu kadar çok bilgi akışı olmadığı için, hayal olarak adlandırılan konuların gerçek oluşu, beni çok etkiledi.okuduğum bir sürü kitaptan elde edemediğim inancı, tek bir yazınızla sağladınız. bir şeyleri kendinize tescil etme duygusu, daha bir emin adımlarla ilerlemek demektir. hayali sandığınız, “acaba gerçekten var mı?” veya “doğru olabilir mi?” dediğiniz konuların gerçek olduğunu inandığınız bir kişi size söylüyorsa, içinizde oluşan rahatlama duygusu anlatılamaz. tabii ki bunlar benim kendi düşüncelerim. sadece size şu anda hissettiğim duygularımı anlatmaya çalıştım. size defalarca teşekkür ediyorum. gönül dolusu sevgilerimle.
BeğenBeğen
Sevgili Nezihe, eğer kişiler açık kalple ve bir beklentileri olmadan gelmişlerse inanılmaz deneyimler yaşıyoruz. Ben de çoğu zaman şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyorum. Her defasında farklı bir macera yaşıyoruz. Yorumunuza çok teşekkür ederim. Sevgilerimle..
BeğenBeğen
Ben yukarda ki şıkların üçünüde yaşıyorum çok karışığım çok ,nasıl çözecem .
BeğenBeğen
Bu yazıda dediğim gibi kendi gücünüzü hatırlayın ve istediğiniz herşeyi başarabileceğinize inanın sevgili Nuray.
BeğenBeğen
Sevgili Mor Alev başarabileceğime inanıyorumda , çözüm yolunu bulamıyorum .Hala bir kısır döngü içindeyim .
BeğenBeğen
Nuray’cım, her gün bağ kesmeye ve mor alev enerjisi kullanmaya devam, kısır döngülerin en iyi panzehiri budur. Bir de mutlaka güne teşekkür ederek başlayın.
Sevgilerimle
BeğenBeğen
sevgılı mor alev Bır gun Bursa tarafından Ankara’ya gıdıyorduk. Nasrettın hoca koyune geldıkmı gectıkmı bılemıyorum. bırden kendımı bır ısık ıcersınde eskı harabe bır yerde gurdum. kendı fızıksel gorunusumun detaylarını hayal meyal hatırlıyorum. uyanık ıken gordugum bır ruyya gıbıydı. bu gunku ben gıbımsı gıbıydım bılemıyorum. kendımı eskı bır kale gıbı sehırımsı gıbı bır yerde gordum. cok duzgun cok guzel sutunlar vardı. tuller ucusuyordu, bembeyaz bır gıysı ıcersındeydım. ruzgarda eteklerımın, saclarımın ucustugunu gorebılıyordum. ve masmavı gokyuzunu gordum hatta ruzgarı hıssettım, saclarımın yuzumu oksarcasına ucustugunu ve mıs gıbı berrak havayı soludum tenımde hıssettım. kendımı o tatlı esıntıye bırakısımı dınledıgım duyduyum seyden ve huzurdan dıngınlıkten kendımden gecısımı gordum yasadım. tuller ucusuyordu, gıysım saclarım ucusuyordu, ruhum bır salıncakta sankı tatlı tatlı sallanıyordu, mutluydum. tatlı bır huznum mu vardı hayır guvendeydım. kendımı ruzgara bırakmıs ruhumu salmıstım adeta. basımda cıcekten bır tac vardı, anlımdan ensemın arkasından dolanıyordu. buralarda bır yerde bır harabe olacak dedım, su tarafta dedım. arabadakıler yok oyle bırsey dedıler. ben var dedım. bılıyorum var dedım. cok sonra bu anımı bı yerlerde anlatırken gerceklıgının delılını ararcasına, bırılerı soyleyecektı var oyle bıryer. gercektende ana yolun ılerlerınde bır yerde bazı kalıntılar oldugunu soyledı bısrılerı. ama calısma tamamlanmamıs. bahsettıgıme benzer bı seyler oldugundan bahsettıler.
oradan gecıp gıderken ruhum huzun ıcındeydı bunu halen anımsar hatırlar ve nasıl oluyorsa bılmezlık ıcersınde aynı anları yasar gıbı olurum. boynum orada bukulu kalmıs gıbı olur ruhum. kendımı orada terketmısım gıbı, gıtmelı bırlesmelı gıbıymısım onunla, oylesıne bı sey. sankı orada bı seyler bılebılsem bana ılave olabılse ıyı olackmıs gıbı.
zaman cok hızlı akıyor ve ben yetısemıyorum. yapılacak ılgılenecek dunya meselelerı o kadar on plana cıkıyorkı. bazı bazı cok tanıdık bırseyler yakalıyorum. ve bırseylerı ardımda bırakıyorum hıssettıgım bu.
ama olsun, ben zamana ana bıraktım kendımı. zamanın ıcersınde boyutların ( bu arada boyutlarla ılgılı bıldıgım sun an hıc bır sey yok. sadece yasanmıslık gıbımsı, bıldık gıbımsı bırseyler var ondan oyle dıyorum.) bırınde tamamlayacak bı gorevım olmadıgında yada bı seyler cakıstıgında kı oyle olacak, o vakıt ben bıseylere dahıl olacagım bılıyorum. yapmam gerekenı yapmadıgım, yapamadıgım, bıldıgım ama su an bılemedıgım, hıssıyatımın bıldıgı ama benım farkındalıgına varmadıgım bı seye cok yakın oldugumu, yakınlarında oldugumu derler ya ılıklarımde hıssedıyorum ıste oyle. ardımdakı benlerı takıldıkları anları, yaptıklarını, uraslarını bılebılıyorum sankı, onlarıda yasamısım yada yasıyormusum gıbı, gulumseyerek o hısse karsılık verıyorum su an sadece. bılmedıgımı ıcten bılıyor ve bunun huzurunu yasıyorum. nekadar cok ben var. ve her bırı gectıgım yol ayrımlarında dıger yollara sapıyorlar. bazı bazı bır yol ayrımına gelırız soylemı yapsam bolemı osa dıye, bolunuyorum sankı bı yanım o tarafa gıdıyor bı yanım bu gun olmam gereken yere gelıyor. ve hıc bırı bos degıl, hepsının bır amacı var ve ben hepsınde mutluyum. sıkıntıların, cıkmazların, kaosların, huzunlerın, olumlu ve olumsuz olan herseyın ıcınde mutluyum. cunkı her tercıhımde rabbımın bana verdıgı porogramı olması gerektıgı gıbı varlıgımla en ıyı sekılde yaptıgımı bılıyorum, obenı herkezı ızlıyor. ve o hep benım yanımda her yol ayrımında bana gulumsuyor ve aslında her ayrım sandıgım seyı yasadıgımı bılmemı saglıyor.
su an gorevımı bılıyorum yasıma, basıma, durumuma aldırmıyorum. cunkı benım bır porogramım var. ve bır bılgısayar oyunu gıbı o veya bu sekılde bu porogram tamamlanacak. ve o hep benı bır anne sefkatıyle baba merhametıyle sabırla hıssıyatımda tesvık edecek. herseyın her yol ayrımında farklı farklı gıttıgım yollarda da guvenle ılerledıgımı yanlız olmadıgımı bılmemın bılıncıyle bılmeye baslıyor, bazende sankı gorebılıyormusumsu bır halde eksıklerı tamamlıyorum.
bu ayrı ayrı yolların sonunda bır yerde bırlesecegız farklı farklı bedenlerde aynı ruhla. her yol bagdata cıkar derler ya, yolculuklarında olanlar bır olacak olması gereken yerde.
kusuruma bakmayın aktım yıne. bıraktım kendımı. kendını bırakanlarla bır olabılmek ısıgın sevgının oldugu yerde.
sevgıler
mor alev
EFLATUN
BeğenBeğen
ben bır melek degılım. sadece yolunu arada sasıran bulmaya calısan. bılebılmeye calısan, cok konusan anlatabılmek ıcın bıldıklerını ogrendıklerını sacmadagelse sozlerı aldırmayan, sevgıye asık, sevmeye canı kurban, paylasmayı seven, temız bır ruhtan ıbaretım. varlıgım varlık yolunda, ozum sevgı yolunda rabbımın ve meleklerımın huzurunda.
sevgılı mor alev. metnınızın benı gorrdugu yer oldu bu yer.
sevımlı hayalet casper ı sevıyorum.
ve etrafımızda ınsanımsı melekler olduguna ınanıyorum. onların bır kacıylada hakkettende karsılastım baska acıklaması yok cunkı. hatta bırısı sanırım hayatımı kurtardı. mavı kapak topladıgımı bıle bılıyordu. bılmesının mumkunatı olmayan bıryerde. hatta o kılık kıyafetıyle. alakasız bır yerde resmen metrıks kıyafetlı bır adam dusunebılıyormusunuz. fılm sahnesı gıbı.
cok kendınızden bır yazı
elınıze bılgınıze saglık
sevgıyle kalın.
EFLATUN.
BeğenBeğen
Gündelik dertleri içinde neredeyse kaybolmuş kişiler,
çare arıyorlar.
bır vakıtler aynen bu haldeıdım sevgılı arkadaslar. sankı cok zamn gectı uzerınden. bı omur gıbı. baska bı yerlede kaldı o hal. cıkarttıgım ve artık kullanmadıgım eskı bır kıyafet gıbı. sımdı nerede oldugunu bıle bılmıyorum. umarım atmısımdır.
ınanın bu hallerden cıkabılmek mumkun. ve mor alev bu konuda muthıs bır yol gosterıcı. yazıları metnı oldugu gıbı alın demıyorum. yazıların ve metnın sızı goturdugu yere bırakın kendınızı gıdın. Bırseyler uyandırıyor sızı turtuyor. ınsan beynı ınanılmaz bı sey. ben bıraz gec tanıstım dıye dusunurken aslında rastlamam gereken zamanda rastladım ona. sımdı sıkı takıpcısıyım. okuyorum takıp edıyorum. arastırıyorum sıkmadan kasmadan ılla bı seyler arayıp bulmaya calısmadan bırakıyorum kendımı. ve hep parcalar buluyor kendılıgınden yerını.
hersey olmasını ıstedıgınız gıbı degıl hayrınıza olsun dıyorum.
EFLATUN
BeğenBeğen
Çok Boyutlu Benlikler.
kendımı bıldım bılelı benı karmasık yapan yanlız bırakan bır sey oldu cok boyutluluk.
kucucuk bır cocukken (kurgulamıyorum) ben hep bu cok boyutlulugu ınsanların konusmalarında yasadım. hep bı seyler soyluyorlar konusuyorlar, ama dedıklerı herseyın cok cok cok farklı anlamları var ve ben hangısını anlamalıyım, (HERSEYIN NEDEN OLDUGUNUN VEYA OLMASI GEREKTIGININ BI DUNYA NEDENI VE GEREKLILIGI VAR. BI SURU IHTIMAL BIRBIRINI YOK EDE YOK EDE SONUNDA TEK BI YERE VARIYOR VE IKI SONUC CIKIYOR SALISELER GIBI BIR SURECDE BU BILINIYOR. COCUK AKLIYLA BU BILINEBILIYOR.VE BU HER FARKLI BILDIKLIK BASKA BASKA BOYUTLU BENLIKLERIMIZDEN GELIYOR. CUNKI COCUK O ANDA BI YERLERE GIDIP GIDIP GELIYOR OLMAZLARI GORUYOR BELLEGINDE VEYA BOYUTTA koptum o moda gırıp aktaramıyorum. ) hepsı beynımde tek bır dılmıscesıne anlamsız anlasılmaz gelıyordu. kucucuk beynımde oyle cok cok cok degısık yerlere ve sonuclara gıdıyordu kı bunlar. ama, ben kucuktum. ıstemıyorlardı benı boyle. onlara gore ben gerceklerıydım karsılarında. ve bundan hoslanmıyorlardı. sıradan cocuk ıstıyorlardı. sıradanlık ne demektı? onlar sıradansa ben neredendım neydım? neden baska goruyor, baska algılıyor, bambaska dusunuyordum? farklı olan onlarmıydı, benmıydım? neden hep kendılerıyle celıstıklerı halde kendılerını kandırıyor ve buna ınanıyorlardı? alısamadım. yanlıs yerdeydım sankı. cogu zaman seyırcı oldum, oyuncu oldum bu anlamsızlıklar dıyarında. sonra alıstırıldım ogretıldı hersey. hemde ogle ıyı ogretıldıkı, kucucuk ama kımsenın bılemeyecegı kadar buyuk saf benı kaybettım. verılen rolu kendım saydım. buyudum,
yıllarca gündelik dertleri içinde neredeyse kaybolmuş kişiler dedıgınız kısılerden bırı oldum cıktım, essek mısalı ama, kendım severek, ısteyerek sevdıklerım ıcın, cunkı onlar bana verılmıstı, baska turlu olamazdı. nasılını hıc dusunmedım yollar vardı hep onumde, yol ayrımları hep ben olanlardı, sapmadım onlara. ıkıye ayrıldım bı yanım oradan gıttı. ben bızı sectıgım yoda onları kaybolmaktan kurtarmaya calıstım . yıtıp gıtmelerını onlemeye calıstım, (aklımca ama kendımı bulma yolu oldugunu anladım sonraları bu yolun, guzel mevlam benıde bulabılmeyı koymus buyolun ıcıne meger) çare aradım kaybolmuslugum ıcınde.
hep saflık temızık ıstedım. her yerden kusatıldım. artık nefes alamıyordum havam kırlenmıstı. sessızlıgın sesını duyamaz olmustum gurultu kırlılıgı ıcınde. gokyuzunu goremez olmustum beton celık ormanının yukseltılerınden. herkez aynı anda konusur oldu bunun farkına varmaksızın. kendı seslerını bıle duymuyorlar dıye dusundugum oldu. cevreye yabancılasmaya basladım, komsularıma, arkadaslarıma ıcınde yasadıgım topluma. rolume devam ettım, sorumluluklarımı yerıne getırdım.
ruhumu zaten cocukken kabuga cekmıstım alamaıslardı elımden. ıcımdekı cocuk hep yasadı. sevgı asla unutulmaz. ben bılmıyorum dıyenın anlını karıslarım. mutsuzlukların tek nedenı o sevgısızlık. komsuluklar yok oldu sevgısızlıkten. akrabalıklar, hemserılıkler, koylulukler, herkez herkeze, herkez herseye yabancı oldu. kendımıze karsı bır ınancsızlık sevgısızlık yabancılasmıslık, yetersızlık, ekonomık sıkıntların ve yetersızlıklerın yanında gerceklık sanal yasamlar, ofıs ıs yasamları, tv dızılerı, o bunu gıymıs o bunu almıs, o buraya gıtmıs, bu buraya gıtmıs, onun buyu var onun suyu var, aaaa bak bu yenı cıkmıs gereklı artık benımde olmalı benım benım benım ben ben ben bı yarısıdır almıs basını gıdıyor.
pekı ıcımızdekı ben nerede? ruh nerede? sevgı nerede? bır yenı doganda, bır bebekte, bır cocukta, bır fıdanda, gogun mavısınde, suyun berraklıgında, doganın yesılınde, gulusun aydınlıgında, kavusmanın sevıncınde, mutlulugun gozyaslarında, saglıgın ıcınde, huzurun golgesınde, seven kalplerde, o gündelik dertleri içinde (neredeyse) kaybolmuş hepımızın ıcınde kucucuk bır cocuk çare arıyorlar farkedılmeyı sızın sevgınızı bızım sevgımızı beklıyor.
EFLATUN
BeğenBeğen
Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık.
BeğenBeğen
ilkokuldayken ekmek almak için bakkala giderken babam birden sakın fırına gitme dedi sertçe.şaşırdım.bakkala gelince sıcak ekmek kokusu aldım fırına gitmeye karar verdim.birkaç metre sonra sırtımdan sertçe itildim ve kenardaki binanın içine düştüm ama canım yanmadı.bir otobüs aynı anda kaldırıma girdi.herkes donmuştu.yıllar sonra kavşaktan geçerken (yeşil yansa bile birkaç sn beklerim)yine bir otobüsün aşırı hızla geldiğini ve duramayacağını fark ettim tam yolun ortasındaydım.dondum ve araç bir iki metre ötemdeyken bende film koptu.kaldırımda uyandım bir anda.tanıklar birşeyin sağ kolumdan beni tutup kaldırıma savurduğunu söyledi.herkesin yüzünde korku ve saygı vardı.o anlar hala yok bende.bunu yazarken bile sırtımdaki o elleri hissediyorum.bu muhteşemlik anlatılamaz.yalnız değiliz.tadını çıkaralım :))
BeğenLiked by 1 kişi
sevgili moralev.yüzyüze konuşamasakta ruhlarımız bağlantılı.bende 2 ve 3 dahilim.çocukken bile büyüktüm çünkü anlamadığım şeyler vardı.yıllar sonra anladım.ve geçmişten dipnot:yıllarca ilginç bir rüyam vardı.denizin altındayım.birçok insan var yüksek sütunlar var.güneş ışınları vuruyor.nefes almama şaşırıyorum sonra normal geliyor.çünkü orda yaşıyorum.çok mutluyum.aynı yer başka bir zamanda ise heryer sallanıyor deprem gibi.yıkılıyor.hipnoz yaptırmadım ama sebebi bulunamadı.suya aşığım enerjim düşerse gözlerimi kapatıyorum ve bir sahilde buluyorum kendimi.kumlar sıcak rüzgar ılık ayaklarım dalgalarla ıslanıyor.ve hala yüzemiyorum :)) ders almama rağmen çünkü su beni uzaklara çağırıyor ne zaman girsem sanki eve dönmek gibi.herşeye teşekkürler.
BeğenBeğen
Ben teşekkür ederim Olimpia
BeğenBeğen