Sevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz.
Dünyanız şu anda çalkantılı bir deniz gibi görünüyor – yüzeyde fırtınalı, ancak her zaman varlığınızın derinlerinde sakin ve huzurlu.
Yüzeyde büyük ayrılıklar var. Ortak özünüzün derinlerinde ise birlik.
Yüzeyde çarpışan fikirler. Ortak insanlığınızın derinlerinde ideallerin birleşmesi.
Yüzeyde hastalık, öfke, hayal kırıklığı, korku. Ürünü olduğunuz sevgiye teslimiyete gönüllü her bir ruhun derinlerinde, esenlik, sağlık, huzur, güvenlik ve daha iyi, daha zarif, daha birlik içinde bir dünyaya doğru hareket ettiğinize dair farkındalık var.
Dünyanızda doğum sancıları devam ediyor. Tıpkı bir annenin doğum sırasında bebeğin doğuşuna yardım etmek için teslimiyete geçmesi ve hiç karşılık beklemeden seve seve müthiş bir güç harcaması gibi, siz de – ışık işçileri – kontrol edemediğiniz olaylara teslim olmaya, sevgiden doğuş çabasına emek vermeye çağrılacaksınız – sevgi olmaya, sevgi için dua etmeye, huzur olmaya, huzur için dua etmeye ve gerçekte olduğunuz ışığı ve sevgiyi yansıtmaya.
Dünyanıza kaosa katılarak yardım etmeyeceksiniz. Haklılık iddiası, yargılama, üstünlük duruşuyla dünyanıza yardım edemezsiniz. Dünyanıza kimsenin karanlığına zorla ışık sunmaya çalışarak da yardım edemeyeceksiniz.
Bütün bunların yerine, ışık olun. Sevgi olun. Huzuru koruyan olun. Sabah kalktığında gece boyunca başını özenle taşıyan yastığı takdir eden olun. Duşunuzdaki suyu ve sabunu sevin. Kahvaltınızı sevin. Yuvanıza şükredin. Ailenize şükredin. Köpeğinizi sevin. Çocuklarınızı övün. Partnerlerinizi takdir edin. Sonra dua edin sevgililer, tüm insan kalplerin canlanıp yükselmesi için. Acı içinde olanların acılarının dinmesi için. Korku içinde olanların Yaratan’ın sevgisini hissetmesi için. Huzurda olmanız için dua edin.
Birisine baktığınızda, kalplerindeki ışık kıvılcımının giderek daha fazla parlamaya başladığını düşünün, ta ki o insan bu ışıkla tamamen aydınlanıp ışık saçana dek. İster medyada ister fiziksel olarak gördüğünüz her ruha telepatik olarak fısıldayın, “Seviliyorsun”. Bunu bütün ruhlar için yapın, sadece hemfikir olduklarınız için değil, inançları, davranışları, tavırları ne olursa olsun, çünkü her şey, herkes kaynağını aynı ışıktan almıştır.
İç ışığa sessizce şahit olurken, diğerlerinin gerçekte kim olduklarını hatırlamalarına yardım edersiniz. Telepatiyle ruhlara fısıldarken, onlara titreşimsel sevgi dalgası yollarsınız, ruhları bunu enerjik olarak tercüme eder ve hissederler.
Sizden yayılan sevgi belki de şiddet uygulamak üzere olan bir insanın acı içindeki kalbini sakinleştiren etki olabilir. Telepatik fısıltınız, o kadar acı çeken ve kendi elleriyle bu gezegenden çıkmaya hazırlanan bir ruhu rahatlatan şey olabilir. Sizin sevginiz umutsuzluk ve çaresizliğin derinliklerine düşmek üzere olan bir ruhu yükselten huzur dalgası olabilir. Bu ruhları hiç tanımayabilirsiniz. Kim olduklarını hiç bilmeyebilirsiniz. Buna rağmen, ortak özünüzün derinliklerinde, bağlantıdasınız ve sevginizin bir önemi var. Titreşiminizin bir önemi var.
Sevin – bilinçli olarak, kasten yapabileceğiniz her anda sevin. Teknolojinizi sevin. Bulaşıklarınızı sevgiyle yıkayın. Arabanızı kullanırken veya sıradan günlük işleri yaparken, en sade gerçekleri fısıldayın, sanki tüm ruhlara fısıldar gibi. “Sen seviliyorsun. Sen önemlisin.” Herkese, her şeye olabildiğince “Seni seviyorum” deyin, sadece kalbinizin mahremiyetinde olsa bile. “Seni seviyorum dünya. Seni seviyorum, marketteki yabancı. Haberlerdeki sen, sözlerine dayanamadığım, sen, senin içindeki ışığı seviyorum. Seni seviyorum insan ırkı. Senin sevildiğini bilmeni istiyorum.”
Hepiniz seviliyorsunuz – düşünebileceğinizden çok daha fazla. Yönlendiriliyorsunuz. Şu anda gezegeninize ışık yollayan kalabalaıklarca melekler ve diğer yüksek boyutlu varlıklar var. Her düşüncenizi, her sözcüğünüzü, her sevgi davranışı kişisel olarak destekleyen ekibiniz var.
Yardımınızı isteyin. Kötü hissettiğinizde, yavaşça ve derinden soluk alın ve hislerinizin arasında sevgiyi arayın. Nefes alın. Bedeninizdeki herhangi bir iyi hisse odaklanın. Sevildiğinizi, sıcacık, yumuşak bir ışık alanıyla sarmalandığınızı düşünün, çünkü öylesiniz. Korktuğunuzda, bizden İlahi olanın huzurunda dinlenmek için yardım isteyin. Meleklerle çevrelenmiş olduğunuzu düşünün. Evinizin, mahallenizin veya işyerinizin İlahi olanın ışığı ile parladığını, çevrelendiğini ve korunduğunu düşünün.
Nereye giderseniz gidin, nerede yaşarsanız yaşayın, içinizdeki ve dışınızdaki alanın bir huzur vahası olduğunu olumlayın.
Sevgililer, ya huzurun varlığınızın derinliklerinden yükselmesine, ya da dünyanın kaosuyla zihninize sızmasına izin verebilirsiniz. Size neşe-keyif-coşku, huzur, memnuniyet, ilham ve umut verene odaklanın. Bilin ki, daha iyi, daha yüksek, çok daha sevecen ve huzurlu bir titreşime geçmeniz, yeni bir düşünce seçmek kadar kolaydır.
Sizler bu dünyadaki ışıklarsınız. Siz yeni ve daha yüksek gerçeğin ebelerisiniz. Sizler, İlahi olanın elleri, gözleri, kalbisiniz. Her yerde, herhangi bir yerde, olabildiğince sevin. Çünkü hiçbir sevgi çıkışı asla ve asla önemsiz olmamıştır. Görünüşteki küçük seçimleriniz, pekala acıyan bir kalpte ya da acı çeken bir dünyada dengeyi değiştirici olabilir.
Sizleri düşünebileceğinizden çok daha fazla seviyoruz.
Melekler
Ann Albers ve Meleklere çok teşekkürler. (visionsofheaven.com)
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Telif Hakkı©2020 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2020 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/
Harika
Emeğinize sağlık.
Sizi seviyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Cok ihtiyac duydugumiz bir yazi
Cok tesekkurler 💜🕉🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev,
Cok tesekkur ederim, mutluluktan gozyaslarimi yine tutamadim okurken. Yillardir hastalarimin odalarina girdigimde, onlari dinlerken bir yandan kalp cakrami bilinclice genisleterek onlara: “hepimiz adina bu zor rolu sectigin icin tesekkur ederim, sen cok guclusun” diye telepatik mesaj yollarim, bazen hicbir sey olmaz, ama cogunlukla 2-3 saniye icinde ferahlarlar, nedensizce gulumserler, sikayetlerini anlatirken birden sukrettikleri biseyi hatirlayip soylerler. Tum insanligin iyilesecegi ve dogasini hatirlayacagi o gune hizla yaklastigimizi biliyorum. Gezegenimizin atan kalbi olmaya her gun daha cok yaklasiyoruz. Cok minnettarim!
BeğenLiked by 2 people
Süper
BeğenLiked by 1 kişi
Tam da ihtiyacım olan anda ihtiyacım olan cümleler. Çok teşekkür ederim emeği geçen herkese. “Hepinizi seviyorum.”
BeğenLiked by 1 kişi
Defalarca okunasi olmuş çok teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Tüylerim diken diken oldu okurken. Harika. Sevgi bir mucize ve bunu yaşayıp yasatabildigim için binlerce şükürler olsun. O kadar güzel bir yazı ki. Emeğinize saglik.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok güzeldi bi çırpıda okundu..🙏🏻
‘Seviliyorsun ‘ sende moralev tahmin edebileceğinden daha fazla..💜
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev ne güzelsiniz. Yazınızdaki sıcaklık yüreklerimizi ısıtıyor. Evet biz SEVGİ de buluştuk. Sayenizde her geçen gün çoğalıyoruz ve SEVGİ titreşimlerini çoğaltıyoruz. Size, Ann Albers ve Meleklere teşekkür ediyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev,
Bu yazi o kadar guzel ki en sevdigim sarkilardan birini hediye etmek istedim Meleklere ve bize:
The storm…
We will dance as it breaks
It will give as it takes
And all of our pain is washed away
Don’t cry or be afraid
Some things only can be made
In the storm
Sometimes we get swept away
We’re forced to take the change
The desert gives you comfort
You can’t stay here all your wounded life
Underneath as the tempest rage
Your secrets come undone
When mountains need movin’
Let me help you through it
The storm
Comes as fast as it fades
And all of our pain is washed away
Stare chaos in the face
We need only to embrace 🥰
BeğenLiked by 1 kişi
Bu blogda okuduğum en en en güzel yazılardan biri. Kalbi gülümsetenlerden ♥️ Teşekkür ederim♥️ Seviliyoruz ☺️
BeğenLiked by 1 kişi
Sizler bu dünyadaki ışıklarsınız. Siz yeni ve daha yüksek gerçeğin ebelerisiniz. 🌹🌹🌹
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler. Ama son günlerde; Güneş’in bir gün sönecek olması, tüm insanlığın hatta belki diğer canlıların yok olacak olması, galaksimizin milyarlarca galaksi içinde ufacık bir zerre olması, bana kendimi çok küçük ve önemsiz hissettiriyor. “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” diyor ama tüm bunların anlamı ne anlayamıyorum. Biz burada yükselmek, aydınlanmak için uğraşırken evrende bir simülasyon gibi kaybolup gideceğiz, o zaman neden yaşıyoruz?
BeğenBeğen
Bu soruyu siz soruyorsunuz demek ki yanıtını bulmak da sizin işiniz. Ancak ben de kendi görüşümü ilave edeyim. Siz kısıtlılık bilincinden yola çıkıyorsunuz. Sonsuz varlıklar olduğumuzu şekilden şekle girdiğimizi unutuyorsunuz. Ayrıca gelecek, şimdi ve geçmişin aynı zamanda gerçekleştiğini de öyle. Bu güneşin işi bittiğinde kim bilir ne güzel başka güneşler doğuracağız demiyorsunuz.Bu yazdıklarınıza genel bir yokluk bilinci hakim. Hayatınızın çok çeşitli alanlarında da bunu görebilirsiniz. Sevgilerle
BeğenBeğen
Yanıt için teşekkürler. Aslında başka bir galakside yaşamaya devam edebileceğimiz de geliyor aklıma ama sonsuzlukta da “e ne olacak yani böyle devam ederken, nereye varacağız” sorusu geliyor. Sonlu olduğunu düşünsem bu sefer de zaten bitecek neden uğraşıyoruz hissi geliyor. Herkes kaynağa ulaşana kadar devam edecek diye düşünüyordum normalde, peki ulaşınca ve O’nu bilince ve dahi tüm melekleri, bir sınavı tamamlamış kendimizi geliştirmiş mi olacağız? O en büyük resim/puzzle neden yaşanıyor.
BeğenBeğen
Sevgili Ahsen, öncelikle yine kısıtlı düşünüyorsunuz. Bu dünyadaki deneyiminizi şablon olarak kullanıyorsunuz ki, bu normaldir, çünkü sadece burayı bilinçli olarak tanıyorsunuz. Ben bunun cevabını kısıtlı zihin, dil ve iletişim becerilerimizle verebileceğimize inanmıyorum. O yüzden bir biliş haline ulaşmanız için meditasyon önerdim. Meditasyon yapın. Örneğin ben çalışmalarımda aynı zamanda hem burada insan olarak yaşayan hem de bambaşka evrenlerde varlığını sürdüren ruhlar tanıdım. Bu evrenin bambaşka bir sektöründe bir gezegen olanlar, ışık olup akanlar, bazen de bu dünyada bir dağda kaya olanlar… Sizin dediğinize göre bu galaksiyi bırakıp başka galaksiye geçeceğiz (lineer düşünce). Ama bunu zaten yapıyoruz! Sevgilerle
BeğenLiked by 1 kişi
Çook teşekkürler, bugün enkarne olsak bir yıldız, bir gezegen veya galaksi olarak da gelir miydik düşüncesi ile uyandım. Söylediğiniz gibi zaman gelecek ve geçmişi içinde barındırdığı için belki de çoktan olduk. Sönmüş yıldızları gördüğümüz gibi biz de zamanda bir halimizi görüyor olabiliriz. O zaman bu yolculuk saf kaynağa ulaşana kadar mı devam edecek, ulaşınca ne olacak, aynı zamanda çoktan ulaştık ve sadece aradaki yolu mu yürüyoruz? Gerçekten anlayabilmek için soruyorum. Galiba her şey yalnızca bizim küçük dünyamızla ilgili olsa böylesine büyük bir evren, milyarca galaksi yaratılmış olmazdı. Eskiden baktığım noktadan kendi insanlığımı mikro kozmos görürdüm, şimdi Samanyolu’nu mikro görür oldum, tüm bu yeni sorular böylelikle aklıma geldi.
BeğenLiked by 1 kişi