Ay ve güneş, 15 Kasım sabahı Akrep’teki yıllık birleşmelerine girerken, içlerde biraz da olsa ürperti olabilir. Akrep burcu, güneşi Akrep’te olmayanları ve hatta bazı Akrepleri bile korkutabilir. İçgüdüsel olarak bu tepkiyi vermemizin sebebi ise Akrep’in nihai hedefi, son noktasıdır: KUSURSUZ ŞEFFAFLIKTAKİ DÜRÜSTLÜK.
Akrep, kapalı kapılar, kilitli kutular, halının altına saklanmış girişler, tavan arasında terk edilmiş sandıklardan hoşlanmaz. Gider hepsini bir bir açar ve bunu öyle bir dehayla yapar ki, kaçamayız, yoğun bakışları altında hipnotize oluruz, utançlarımız, sırlarımız, tabularımız, kendimize bile itiraf edemediklerimiz ortaya saçılır. Bu da iki şeyden birine yol açar: Ya ortaya çıkarılanlarla çalışıp şifalanacağız, ya da depresyona saklanıp onları görmezden geleceğiz.
Akrep, ruhumuzun dedektifidir. Hiçbirimiz çıplak gerçeği böylesi kucaklamaya alışmadık. Küçük bir çocuk düşünün, merakla dünyayı öğrenmeye çalışırken sorduğu zor soruları… Kaçınız küçükken sorduğunuz sorulardan dolayı azar işitmediniz? Çok azınız. Kaçınızın açık sözlülükle ebeveyninizin misafiri için “bu amca çok kötü kokuyor” gibi aleni bir durumu dile getirip de haşlanmadığınız oldu? Nerdeyse hiçbiriniz. Çoğunluk daha konuşmayı yeni sökmüşken dürüst olmamayı, inkarı ve gördüğünü görmemeyi öğrendi. Ve şimdi birer yetişkin olarak gerçeklerle göz göze gelmek korkutur. Çalışma öncesinde içinden çıkacak gerçeklerden ürkerek eli ayağı titreyen danışanlarımın sayısını bile unuttum! İçimize kapattığımız gerçek benliğimizden daha fazla korkulan bir şey görmedim. Ve tabii o sırada odaya Akrep girer, kuyruğu havada, siz başka şeye bakarken ayağınızdan sokar ve o anda panzehri alana dek, bütün bir hayat gözünüzün önünden geçer. Günümüzü doldurduğumuz boş işler kaybolur, mallar mülkler akla bile gelmez. En sevdiğimizi düşünürüz, en çok değer verdiklerimiz ama duyarsızca davrandıklarımız, kalpten istediğimiz ama asla vakit ayırmadıklarımız, pişmanlıklar ve boşa harcanmış zamanlar… Ölümün kapısından bakarken, hayat bir anlığına berraklaşır. İşte Akrep faktörü budur. Kendimizi uyuttuğumuz palavraları geçersizleştiren güç. İki seçenek var demiştik. Ortaya çıkanlarla çalışırsak eğer, Akrep’in ikinci sembolü haline geliriz: Küllerinden doğan Anka kuşu. Sıyırıp attığımız dış kimlik asla biz olmamıştır. Şimdi gerçekle birlikte özgürlük de gelmiştir!
Akrep yeni ayı yeniden doğuşumuzu tam anlamıyla destekliyor. Oğlak’taki Jüpiter, Plüton ve Pallas Athena ile güzel bir üçgen açıda. Son derece pratik enerjileri harmanlıyor. Su ve toprak bir arada. Bu enerji, saçmalıkları, oyalanmaları kabul etmiyor ve sağduyu ile disiplin istiyor. Bu süreçte bir şeyleri salıvereceğiz, orası kesin. Çünkü bu enerjinin bahanelere tahammülü yok. Ancak buna değecek, emin olabilirsiniz.
Akrep’in eş-yöneticisi Mars ise daha yeni ilerlemeye başladı hala daha tam hızına ulaşmadı ama yine de enerjide bir ilerleme hissedilecek. Mars gerilemesi o kadar uzun geldi ki sanki yıllar sürdü, fakat aslında sadece 9 Eylül’de başlamıştı.
Akrep’i çok güçlü hissetmemizin bir sebebi de Merkür’ün de onun alanına giriş yapmış olması. Merkür, 17 Kasım’da Uranüs’le zıt açıya geçecek ve işte bu sırada Uranüs ünlü yıldırımlarından birini fırlatıp bizi şaşırtabilir.
Eğer gerçeklerle dostsanız, yukarıdakilerin hepsi destekleyici etkiler. Bu güzel bir yeni ay. Ancak bu 2020 yılı! Bir şekilde bir yerde gerilim olmak zorunda! Yine öncü burçlar. Yine bir köşeyi Oğlak kümelenmesi tutmuş, diğer köşede Eris, tam karşısında ise Terazi’deki Venüs. Bir T kare yaşıyoruz. Akrep sayesinde gerçekleri gördüğümüzde, en yakın ilişkilerimiz ne olacak? Devlet, güvenlik sistemleri, ordular, büyük şirketler ve bankalarla ilişkimiz nasıl değişecek? Kariyerimizle ilişkimiz? Eris’in en büyük görevinin bizi ruhumuzun gerçek niyetine yöneltmek olduğunu da eklediğimizde… Anka kuşu gibi yükselmek için atacağımız çok safra olduğunu, fakat bunu yalnız yapmak zorunda olmadığımızı görebiliriz.
Yeni ayın Sabian sembolü;
“Bir adamı dinlemek için dağlardan inen kitleler”
Bu görüntü neredeyse bir peygamberi dinlemeye gelen halkları hatırlatıyor. Bir film sahnesi gibi. Bu nasıl bir çekim gücüdür ki, işini gücünü bırakıp insanlar uzaklardan yürüye yürüye bu adamı dinlemeye gelirler? Gündelik gerçekliğin çok dışında bir şey. Sembolün anahtar kelimeleri bilgelik, onur, takdir ve maalesef belki de otorite ve manipülasyon. O zaman dikkat edilecek şey şu:
Siz, kendinize çektiklerinizsiniz, o yüzden ne olduğunuza dikkat etmelisiniz. Olmadığınız şeyi kendinize çekemezsiniz.
Hatta bunu Akrep’e uygulayalım: Dürüst olun dürüstlüğü çekin. Açık olun, açıklığı çekin.
Bu sembolün indirilen bir vahiy gibi mistik bir havası da var. Açığa çıkan bilgilerle uyanışı da anlatıyor olabilir. Ancak benim sormak istediğim soru şu: Acaba bizden daha iyi bildiğini söyleyenlere gücümüzü vermeli miyiz? Yoksa gerçeği içimizde mi aramalıyız?
Son trimesterde ilginç bir ay daha yaşayacağız. Bence bu sembole de bir şeyler yaşadıktan sonra bir ara geri dönüp, yeniden değerlendireceğiz.
Gerçeklerle barışarak gerçek güzelliğimizi gördüğümüz bir yeni ay diliyorum.
©Mor Alev 2020
En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com
Mor Alev 
Gücü kimseye vermemeli bence.Eger Yaradan’i biliyorsak cevaplar icimizde.Gercekten biliyorsanız Yaradan’i kim sizden daha iyi bilebilir ki ?? Dolayisiyla yonetilemezsiniz, ihtiyacınız olmaz zaten.
Sizi takip etmek cok guzel bu arada.Heyecanla bekliyorum hep yazılarınızı 💝
BeğenLiked by 3 people
merhaba mor alev yeni ay etkisi nekadar sürer benim haritamda güneş merkür venüs mars uranüs akrepte olması gerekenin olacağını biliyorum ama bu yeniay biraz meraklandırdı beni sence zorlu mu geçer
BeğenBeğen
Sevgili Figen, siz bu enerjiyi gayet iyi biliyorsunuz. Sizin gerçeklerle de aranızın iyi olması gerekiyor, ne de olsa doğduğunuzdan beri bu enerjidesiniz. O zaman neden zor olsun? 🙂 Bu sizin parlama zamanınız. Doğum gününüzde güneş güneşinizle birleşiyor. Zaten uzun süredir Oğlak’taki kümelenme size tatlı bir üçgen açıda. Merkür çok yakında Merkürünüzle birleşecek. İletişim harika. Mars yine kendi alanında ve geçiş yapmakta olan Mars ise Koç’tan doğru yine olumlu açıda… Bakın, yapılacak tek bir şey var: Akrep’in ünlü paranoyasını bırakıp, bu güzel enerjinin size ne kadar destek olduğuna odaklanmanız. Aynı şeyi öncü burçlarda kümelenmeleri olanlar için söyleyemeyeceğim ama sizin kaygı değil, kutlayacak şeyleriniz var! Gerçeği kucaklayın ve gerçek bir akrep-anka kuşu olun. Sevgilerle
BeğenLiked by 2 people
harikasın teşekkürler mor alev aslında benim paranoyalarım kızım doğduktan sonra arttı yine aklıma gelen olabilecek kötü senaryolar hep ona birşey olursa diye gerçekleşiyor ama cidden çok yol aldım kızım artık 4 yaşında bende onunla büyüdüm ve senin yazdıkların gerçekten çok kilit noktalarda gerçekleri doğru yorumlamamı sağlıyor heran hissettiğim yardımlar işaretler var yine de bu soruyu sordum tabi yol devam ediyor hepimiziçin ve kızıma doğru rehberlik yapmak için doğru olanları seçmeye çalışıyorum burası da en güvenilir kaynağım sana daha önce de yazmıştım tekrar yazacağım hayatımdaki en güvenilir insanlardan birisin sevgiler🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Namaste Sevgili Mor Alev🙏🏻☀✨💜💐🙏🏻♾
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev,
14 Kasim ayni zamanda Diwali isik festivaliydi ve ben butun evi mumlarla donatip guzel bir calisma yaptim. Akrepin gucunu yanima alip guclu niyetlerle baslamistim gune ve ta damm!! O gece icimdeki sahtekarla tanistim 🙂 kolay bir sey degildi, kendi kendimden sakladiklarim ve bunlarin hepsinin birbiriyle baglantisi, bunu gormek… Ve Sabian sembolu… Bireysel yasamimda oyle bir yere baglandi ki. Her acidan inanilmaz bir geceydi cumartesi gecesi. Ben de gucumuzu kimseye vermenin dogru olmayacagini dusunuyorum ama spirituel yolun bir de “devotion” boyutu var. Bence sembol buna da isaret ediyor. Gunumuz dunyasinda devotion sanki aptallikmis gibi goruluyor,spirituel yolda dahi herkes supheci yaklasmakta. Ama bence bir devotee zihnimizle hicbir zaman anlayamayacagimiz bir anlayisa, bir zekaya sahip. Bence bu sorunun net bir evet veya hayir cevabi yok, eger kalbimizin sesini iyi duymayi ogrendiysek, gerektiginde bir yol gosterenin, tabiri caizse vahiy getirenin elini tutmamiz yolun bir parcasi olabilir. Cunku o zaman bu da gercegi icimizde aramanin ta kendisi olmaz mi? Gercek bir guru, peygamber veya gercek bir lider, zaten bizim icimizdeki gurunun bedenlenmis halidir. Bu yuzden ben teslimiyetteki buyuk acilimi yabana atmamamiz gerektigini dusunuyorum. Sevgilerimle.
BeğenLiked by 2 people