Teslimiyet ve Umut

Phyllis Shafer

Sevgili Bilge Baykuşlar, son haftalarda hep aynı konunun farklı yüzlerini inceliyoruz, astrolojik ve enerjik olarak ve genel duygusal, ruhsal ve zihinsel sağlığımız açısından… Bu sabah Gabby Bernstein’ın “Evren Sizi Destekleyecek” kitabından alıntıladığı parçayı gördüğümde, konunun daha bitmediği çok açıktı. Diyor ki;

“Kontrolde olmayı seven parçam umut kelimesini sevmiyor. Korku dolu zihnime göre umut, kendi başıma yapamayacağım bir şey olduğu anlamına geliyor. Ben o kavramı beğenmesem de, tam olarak ihtiyacım olan da buydu. Umut, sorunların arasından geçmemizi ve onları yeni bir şekilde görmemizi sağlar. Umut, mucizelerin akması için gerekli kanaldır. Hüznün, utancın ve kontrol etme ihtiyacının ötesine geçebilmem için, umuda teslim olmam ve bütün planlarımı da salıvermem gerekti.

Bu süreçte, yanıtlar için içime dönmem gerektiği de hatırlatıldı. Carl Jung der ki; “Dışarıya bakan, rüyalarda kaybolur, içine bakan, uyanır.” İnancımızı dışarıda aradığımızda, olmamız gerektiğini düşündüğümüz insanla, ihtiyacımız olduğuna inandığımız şeylerle  ve o şeylere ne zaman sahip olmamız gerektiğiyle ilgili rüyalarda kayboluruz. Fakat içimize döndüğümüzde, varolan tek gerçeğe, yani sevgiye teslim oluruz. Sevgiye teslim olduğumuzda, en karanlık anımızı dönüşüm için büyük bir hızlandırıcı olarak deneyimleriz.

Umuda geri dönen yol teslimiyetten geçer. Bu bize en doğal haliyle gelen bir şey değildir – günlük alıştırma ister.”

Gabrielle Bernstein

Arkturusluların dediği gibi, teslimiyet, teslimiyet, teslimiyet!

“Teslimiyet için gerekli hazırlık seviyesine ulaştınız. Teslimiyet güçsüzlük duygularıyla vazgeçme anlamı taşımaz. Fakat şifalandırma, değiştirme veya düzeltme teşebbüsleri olmadan her anı, her şimdiyi en yüksek ruhani farkındalığınızla yaşamayı seçmenizdir. O sadece kolay olduğunda değil, 7/24 gerçeğin yaşanmasını talep eder.”

Bu yeni ayın kasırga gücündeki sevgi enerjisi hayatlarımızda esmeye devam ederken, hepinize umut ve sevgi dolu bir hafta sonu diliyorum.

Mor Alev


En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Telif Hakkı© 2020 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2020  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

14 comments

  1. Bir onceki gun ic sesim ne derse; siz ertesi gun ya da bi kac saate
    dogruluyorsunuz ♾

    Liked by 1 kişi

  2. Merhaba Birşey ilgimi çekti de sormak istedim.Şifalandırma değiştirme ve düzeltme teşebbüsleri olmadan diye Son bölümde bir yer var.Anlayamadım o zman biz değiştirme şifalandırma çalışması yaparsak teslimiyet içinde olmuyormuyuz?Anlayamadım

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Cem, her şifa çalışmasının temelinde, kendini olduğu gibi sevmek ve kabul etmek yatar. Kendini değiştirmek değil. Bunu yöntemler sekmesinde verdiğim her metotta görebilirsiniz. Şifa dirençle yapılmamalı, durumu kabulle ve kendine dönüşmeyle yapılmalı. Bu da teslimiyettir. Bu önemli bir soruydu, sorduğunuz için çok teşekkürler. Bu konuda akıl karışıklığı yaşanabiliyor. Oysa değişimin ta kendisi kendini olduğu gibi sevmek ve o an için mükemmel olduğunu onaylamaktan geliyor. Mükemmel değişiyor tabii, ama zorla değil. Sevgilerle

      Liked by 2 people

  3. Sevgili Mor Alev,
    Cok tesekkur ediyorum! Ben de kendimi sevgiye teslim ediyorum ve tum ihtisamiyla gelen bilinmezlige kalbimi aciyorum. Harika bir haftasonu dilerim, sevgiler

    Liked by 1 kişi

  4. Sevgili Mor Alev , aslında geçen gün yazdığınız ”Yardıma Layıksınız ” başlıklı yazınıza yorum yapacaktım. Bir şekilde yazmaktan vazgeçtim. Beni o kadar etkileyen ve sarsan bir yazı idi ki. Yalnızlığı kendim seçmedim , daha önce bir yorumumda bahsettiğim gibi bu bir yıldır pek çok şey yaşadım. Bu süreçte en önce kocam sırtını döndü. Hiç dostum ,arkadaşım yokmuş. Hepsi çıktı hayatımdan . ‘Kabul ettim , bağımsız değilim ve çok yaralıyım ” Bunu kabul edeli aylar oldu. Hergün Tanrıdan , gökyüzünde her ne varsa onlardan yardım istiyorum. Ama şifa akmıyor.
    Yazınızda ”Peki o zaman neden bu kadar çok yalnız insan var? ” diye sormuşsunuz ya, muhtemelen onlarda yalnız bırakıldıkları için yalnızlardır.
    İçime döndüm,meditasyon, ho’oponopono, niyet , bir sürü çalışma yapıyorum. İçimde aranıp durup çıkış yolu arıyorum .Sevgiye teslim olmak istiyorum ama inanın sevginin ne olduğunu bilemiyorum.
    Yanıtlarınız bana iyi geldiği için yine içimi açtım. Teşekkür ederim.
    Sevgiyle kalın

    Beğen

    1. Sevgili pamukkız, yazıda sorunun olmasının sebebi, o sorunun yanıtını da sunmaktır. Bütün bir yazı, yalnızlığın altında yatan sebebi araştırıyor. Ve görüyorsunuz, yalnızlığın sebebi her türlü ilişkiden korkulmasıdır. Korkuyu durdurun ve insanları olduğu gibi kabul edin. Sizi siz yalnız bırakıyorsunuz. Sevgilerle

      Beğen

    2. Merhaba pamukkız sana bu konuyla ilgili bir kitap önerebilir miyim, belki faydasını görürsün.
      Yalnızlığın anatomisi – Teal Swan
      İnsan neden yalnız hisseder, bağ yeniden nasıl kurulur anlatıyor. Çokça sevgiler💕

      Liked by 1 kişi

  5. Bir ekleme , nette gezerken karşılaştım. 52 Mavi isimli bir balina varmış. Dünyanın en yalnız balinasıymış. Çıkardığı ses frekansı 52 hertzmiş, bu yüzden diğer balinalar onu duyamıyormuş. ( Balinalar da bütün iletişimlerini çıkardıkları sesler sayesinde sağlarmış ) Belki de bizlerin de kimi zamanlarda , olaylar sonucunda frekansı değişiyor ve sesimizi duyuramıyoruzdur .

    Beğen

    1. Kendinizi başkalarından ayrı koymayın sevgili pamukkız. Sizin gibi düşünen, davranan pek çok insan var. Kalbinizi açtığınız anda onlar da hayatınıza girmeye başlayacaklardır. Sevgilerle

      Beğen

  6. Neler oluyor? Önce sistemin beni bana rağmen koruduğunu anladım. Sonra senelerdir birbirimizin canını yaktığımız 3d boyuttan algıyla “düşman” kişiyle sarılıp ağladık. Duyan inanmıyor. Neler oluyor? Ciddi bir şeyler oluyor.

    Liked by 1 kişi

      1. Çook güzel sevgili Mor alev, harika 🙏♥️ Çözülme gibi… Sevgi tek gerçek olduğunu ilan ediyor gibi, mucize gibi.

        Liked by 2 people

Yorumlar kapatıldı.