“Fikirler canlıdır. Fikirler kendine en açık insan ortağını arar. Fikirlerin bilinçli iradesi vardır, ruhtan ruha hareket eder. Fikirler her zaman yeryüzüne en hızlı ve en etkin iletim aracısını ararlar – tıpkı yıldırımın en etkin iletim hattını aradığı gibi”
Elizabeth Gilbert (Ye, Dua Et, Sev yazarı)
Sevgili Dostlar, bu sabah karşıma yukarıdaki söz çıktığında hala daha Merkür gerilemesini yaşadığımızı ve bunun yeni fikirleri zihnimize indirmek için en iyi zaman olduğunu hatırladım. İçe dönmenin, meditasyonla yeni fikirlere yer açmanın ve onları kucaklamanın en iyi zamanı Merkür gerilemesidir. Merkür yarın gerilemesine son verecek ama daha bir süre gölgede devam edecek, bu sırada altı gün sonra Neptün’le bir daha birleşecek. Yani, özellikle bu dönemde çok yoğun bir halde yeni fikirler, kozmik bilinçten zihnimize fizikselde yaratıma girmek amacıyla inmeye hızla devam ediyor olacak.
Yazara katılıyorum, fikirler insandan insana geziniyor, kaç defa “keşke x yapılsa”, “şöyle bir şey icat edilse” veya “aslında x çok iyi fikir yapsam ne iyi olurdu” dediniz ve bir süre sonra onu bir başkasının uyguladığını ve çok da başarılı olduğunu gördünüz? Siz atalete teslim olduğunuzda, fikir derhal onu uygulayacak, ondan faydalanacak, onu bütünün hizmetine sunacak bir başkasını buluyor.
Bugün isterseniz bir-iki dakikanızı ayırıp düşünün, son 3 haftada acaba aklınıza ne gibi yeni fikirler geldi? Hep dönüp dolanan düşüncelerden bahsetmiyoruz, yeni çözümler, “daha önce neden bu aklıma gelmedi” dediğimiz şeyler ya da kesinlikle alışık olmadığımız ilhamlar… (Hatırlayın, içinde bulunduğumuz ayın başlığı İlham Akışıydı. Bağlantısı burada.)
Ve sonra da öncelikle o düşünce balonuna, o fikre teşekkür etmeyi öneriyorum, bizi buldu, bizi buna layık gördü. Demek ki biz bu fikir için YETERLİYİZ.
Çoğu zaman yeni bir ilhamı sıfırlama yolumuz “ben bunu nasıl yapacağım, yapamam ki…” şeklindeki düşüncelerden geçer. Mazeret üzerine mazeret uydururuz. “Başkaları ne der, evdekilere nasıl anlatacağım, bunun için x,y,z gerekli ve bende o yok, vs., vs.….” Bunları bırakın. Ve gelen fikre bir bakın, ona bir şans verin. Belki ufak bir araştırma, belki fikri bir dostunuzla paylaşmanız mucizeler yaratacak, hayatınızı tamamen değiştirecek ve siz şu anda bunu bilmiyorsunuz. İzin verin fikriniz kendini daha da fazla köklendirsin, o bir tohum ve nasıl bir filiz vereceğini henüz aklımızda tam olarak canlandıramıyoruz. Zihnimiz hep geriye dönerek ilerideki sonuçları tahmine çalışır ama yeni bir şeyin sonucu da yenidir, geriye bakmak eskiyi yaratır, yeniyi değil.
Fikre yaşama izni verdiğinizde büyük ihtimalle bir dönüşüm yaşanacak, hem sizde hem de fikrin kendinde. Bundan dolayı fikrin ilk haline saplantı geliştirmek de işe yaramaz. Bu gibi durumlarda inat yapıcı değil, yıkıcı olur. Fikri bırakmayın ama gelişip değişmesine izin verin. O bir ilk rüzgardı ve tohumu ekti. Siz de hafif olun. Bu fikir ve gelişimi size neşe-keyif-coşku veriyor mu? Nasıl hissediyorsunuz? Korku dışında tabii. Çünkü yeniye eşlik eden en tipik duygumuz başarı veya başarısızlık korkularımızdır. Unutmayın, zihinler tanıdık olmayan şeyi sevmezler. Fikri tanıdık hale getirin.
Düşüncelere bakarsak, biliyoruz ki gün içinde zihnimizden 60-70 bin civarında düşünce geçiyor. Uyuyoruz, uyanıyoruz ve ertesi gün yine aynı 60-70 bin düşünceyi tekrar düşünüyoruz. Ha, ha… Söylememe gerek yok belki, o binlerce düşünceden büyük bir çoğunluğu olumsuzu işaret eden eleştiri, şikâyet ve yargıdan oluşuyor!
Arada birkaç adet yeni fikir çıkıyor, onları ayırmak ise o kadar da zor olmamalı. Onların verdiği his ve enerji bambaşkadır. Heves, heyecan, şevk, sevgi, olumlu titreşimler… Ve diğer düşüncelere gelince, beynimizi ne kadar da boşa yorduğumuzu, zamanımızı nasıl da boşuna harcadığımızı tekrar görüyorsunuz, değil mi?
Oysa, yepyeni bir fikir, yeni öğrendiğimiz bir şey, tek bir bilgi partikülü, bedende yaklaşık 1300 civarında yeni bağlantı kurar, çok çabuk kendini ikiye katlar 2600 bağlantı haline gelir. Eğer o yeni bilgiyi uygulamazsak, tekrarlamazsak bir-iki gün hatta saatler içinde bu bağlantılar dağılır, ölür. Halbuki beynimiz ilk fikirle ateş almıştı, hayata dönmüştü. Nöronlar derhal ilgili noktalara yerleşmeye ve ışıldamaya başlamıştı. Bundan dolayı tekrar etmek, yazmak, konuşmak, uygulamak ve hatta bir şekilde bedeninde hissetmek önemlidir. Yeni bilgiyi, fikri, ilhamı böyle geliştirerek nöron sayısını da katlayarak çoğaltırız. Artık o fikir ya da bilgiyle ilgi yeni bir zihin anayolu yaratmaya hazırızdır. Buna da Nöroplastisite denir. Beynimiz öğrenmeye her zaman çok açıktır, onu her zaman kaç yaşında olursanız olun eğitebilirsiniz.
Bu dönemde, fikirler, ilhamlar, nereden geldiği belli olmayan düşünceler fark ediyorsanız, onlara özellikle önem verin. Onları yazın. Yeniden okuyun. Araştırın. Bir parçanız yapın. Bırakın büyüsünler. Çıkan korkuları tek tek eleyin. Siz yeterlisiniz ve değerlisiniz, yapabilirsiniz, o fikir de, bilgi de o yüzden sizi buldu!
Yine bu sabah gördüğüm en son Yaratan mesajı ise her zaman Evrenin bizi desteklediğini hatırlatıyor ve diyor ki;
Bu anda sizlere devasa miktarda bilgi veriliyor. Yeni ritminize alışmaya çalışırken bu akış size biraz fazla gelebilir ya da aklınızın karıştığını düşünebilirsiniz. Ancak rahatlayacaksınız. Aynı zamanda, pek çoklarınız yine devasa seçimlerle karşı karşıya ve bu da fiziksel olarak sizi yorabilir. İhtiyacınız olduğunda kime döneceğinizi biliyorsunuz; Evren her zaman sizlerin en istekli ve sevgi dolu destekçisidir. – Yaratan
Jennifer Farley (thecreatorwritings.wordpress.com)
Bilge Baykuşlar, lütfen ne kendinizi ne de fikirlerinizi küçümseyin. Hepiniz müthiş bir potansiyel taşıyorsunuz. İnanılmaz bir düşünce, çözüm getirme, hizmet etme ve neşe-keyif-coşku yaratma kapasitesine sahipsiniz. Zihninize de siz sahipsiniz. Onu yönetin. Her gün tekrarlayan ve kendimizi kötü hissetmemize yol açan on binlerce düşünceye ihtiyacımız yok. Eğer düşünceleri tekrarlamamız gerekiyorsa, bunları en olumlu olanlarından seçelim. “Ben yeterliyim, yapabilirim. Bilmiyorsam, öğrenebilirim. Yeni çözümler üretebilirim. Hayatımı ve dünyamı bütünün hayrına en olumlu şekillerde geliştirebilirim.”
Uranüs Boğa’da en temel hayatta kalma yollarımızı savurup atarken önümüzdeki aylar ve yıllarda değerli fikirlerinize ihtiyacımız olacak. Onlara sahip çıkın, besleyin. Onlara fizikselde hayat verin. Yeni dünyayı onlarla şekillendiriyoruz.
©Mor Alev 2019
Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın veya moralev@outlook.com adresine yazın.
Sevgili Mor Alev,
Sınırsız ışık, sevgi ve yükseliş frekansı yüklü bir mesaj💜😇
Her zaman söylediğim gibi, İyi ki varsınız✨✨✨✨✨✨✨
Namaste,
BeğenLiked by 3 people
Karma temizligi yaptırmak fikri dolanıyor beynimde, tıkanıkları açmak ve bilgi ve yürüdüğüm yolda birçok yabani otu temizler gibi hissediyorum ne dersiniz Mor Alev , yazılarınız için sonsuz teşekkürler.Dün gece St.Germaine araştırma hissi geldi saat gece 04 gibi tüm yazılarınızı okuyorum,başka kaynak önerirseniz sevinirim. Sevgiler.❤️🙏💫
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Şeyma, “karma temizliği yaptırmak” biraz yanılsama dolu bir düşünce. Geçen hafta Konsey’in verdiği bilgilere bakın isterseniz. https://moralev.com/2019/03/23/ruhani-gelisim-karma-ve-saglik-konsey-mesaj-201/
Gerçekte karma yok. Neden-sonuç ilişkisi var. Çekirdek korkularımız var. Bunu daha önce de özgün yazılarımda paylaşmıştım. Ve eğer karmaya inanıyorsanız, sizin için gerçektir ancak, temizliğini başkasına yaptıramazsınız, siz yaparsınız, kendinizi bağışlayarak. Örneğin yukarıda bahsettiğiniz gibi St. Germaine den yardım isteyerek bunun için Mor Alev enerjisini kullanabilirsiniz. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerle
BeğenLiked by 5 people
Aklimda Dünya barisina hizmet etmek icin cesiiit cesit fikir ve ilhamlarin birdenbire bu guzel Mart ayinda akmasina sasirmamali…. Aslinda uzun zamandir dusundugum seylerdi ama artik cok fazla beliriyorlar aklimda… Bunlardan biri de bir blog acip Uriel ile konusmalarimizi yayinlamak…Ama bunu size yazarken bile mideme kramplar giriyor. Zihnim hemen “Uriel ile aranizdakilerden diger insanlara ne, sen kendini kanal mi saniyosun, daha kac aydir bir seylere uyandin ki.hem vakit bulamayiz” falan diyor. Ah bilemiyorum Mor Alev, tek istedigim tum dunyayi sevginin ve barisin kusatmasi, kisisel hicbir sey istemiyorum bile.
Bu guzel blog icin tekrar tekrar tesekkurler, sevgiler! 💜
BeğenLiked by 2 people
Bu arada konusmalarimiz dedigim, defterime hic duzeltmeden yazip yazip dururken Uriel’in enerjisi birkac sefer benimleydi, bunu kastettim 🙂 ve o yazilari sonradan okuyunca soka giriyorum, harika mesajlar oluyo iclerinde. Bir seyler uretirken yardim edecek ruhsal rehberleri yanina cagirmak ile cagirmamak arasinda cok buyuk fark oluyor 🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler Mor Alev, tamda hissettiğimi sizden duymak harika oldu.Hala onaylanma isteği,geçmişten gelen inanç sistemleri ve içsese yeterince dinlememek ,çalışıyorum hergün ama yıllardır örülen bir anlayışın alt edilmesi saman alıyor.İçsel şifalanma ve hint gelenekleriyle yapılan bir arınma dikkatimi çekmişti insanların doğu felsefesindeki araçları kullanarak mantralarla şifalanabileceği gerçeği bir yansılmamı iç sesim Plecebo etkisi diyor.Evet belki bu düşüncelerin gidip gelmesi bana St.Germaine bulmamı sağladı.Tekrar Teşekkürler🙏St. Germaine den yardım istiyorum iç çözümlememi tamamlamak ve şifa için ve öylede oldu amin.!
BeğenLiked by 3 people
Gerçekten de bu aralar değişik ve çok da hoş fikirler geliyor aklıma,hissediyorum da çok güzel bir enerji veriyor..Yapabildiklerim de var yapamadıklarım da.Ama yapamadıklarım bile yapmışım gibi mutluluk verici ve hepsini paylaşıyorum arkadaşlarımla ailemle ve her gün teşekkür alıyorum birilerinden,kendime olduğu kadar başkalarına da yarıyor ve ilham olmak da ayrı bir keyif konusu..Fikirlerin canlı olduğunu önceden farketmiştim ve bunu hep söylerdim yazının başını görünce ben bunu düşünüp söylemiştim diye düşündüm 🙂🙂
BeğenLiked by 5 people