Yeni bir gün. Yeni bir şafak. Yeni bir yıl. Sevgili Bilge Baykuşlar, yılbaşından önce defalarca aynı illüstrasyon karşıma çıktı:
Ufka doğru bakan bir çocuk ve kedi düşünün. Çocuk diyor ki, “Acaba yeni yıl neler getirecek?” Kedi de cevap veriyor; “365 yeni fırsat!”
(Ama bu yazıyı yazarken tabii ki, orijinalini bulamıyorum, onun yerine bir başka görsel ekledim, çok sevdiğim Pascal Campion imzalı.)
Evet, 365 yeni fırsatı aklımızda tutarak devam edelim…
Ve bitirdiğimiz yıldan başlayalım. 22 Aralık, 2018’den. O gece rekor kıran uzunlukta harika bir dolunay bizi aydınlattı. Bu dolunayın yansıttığı ışık, gündönümüyle yenilenmiş, yeniden doğmuş güneşin ilk ışıklarıydı. Bütün dünya güncellenmiş güneş ışığıyla yıkandı, gündüz doğrudan, gece ise dolunay sayesinde… Bugün burada bu yazıyı okurken pek de bir şey olmamış, rutin hayatın rutinlikleri devam ediyor gibi gelebilir. Bu yazılara şöyle bir bakıp geçebilir, oyalanmak için kullanabilirsiniz. Bir enerjinin ne kadar önemli olduğunu okurken, sansasyon yaratmaya çalışıldığını da düşünebilirsiniz. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben de bazen öyle düşünüyorum. Geçen gün Buddha’nın önemle üzerinde durduğu “muhakeme” becerimle çalışıyorum ve kalbime seslenmeyen “enerji bilgilerini” eliyorum. Yarattığı beklentiler ve veriliş tarzı renkli basın hissi verdiğinde bazen okumuyor ya da gerçekten dikkatle okuyor ve titreşimime dikkat ediyorum. Bunu söylüyorum çünkü bu gibi “enerji” bilgilerinin bir başka yönü daha var. İnsan parçamız bahsedilen enerjilerin dünyamızda, toplumumuzda, yaşantımızda bire bir ve ani değişiklik yapmasını istiyor. Bir parçamız gerçekten hayatın derhal değişmesini çok ama çok arzuluyor. Fakat biliyoruz, iç değişimdir dış değişimi tetikleyen. O yüzden dış değişim “kehanetleri” söz konusu olduğunda ince eleyip sık dokuyorum.
Ve sonra geliyor, 22 Aralık gecesi yaşamış olduğumuz gibi bir dolunay gerçekleşiyor. Bir geceliğine, buz gibi soğuk kış gecesinde, bulutların bile ardından geceyi aydınlatabilen dolunaya bakıyoruz. Hatta gece uykumuzdan uyanıp yeniden bakıyoruz. Ve o zaman binlerce yıl önce atalarımızın hissettiği gibi hissediyoruz. Ay yaşıyor. Hayat gizemlerle dolu. Doğal düzen saygıya layık. Bizlerse, devasa bir düzenin molekülleriyiz. Taş devri dürtüleri ve büyük bir saygı… Kendimizden daha büyük şeylerin de farkına varmak… Belki de korku. Şşşşş… Sessiz olun… Fısıltılarla inen kodlar, ışığın taşıdığı fotonlar… Ve o gece içimizde bir şeyler değişiyor. Dünya değişiyor. Şimdi, o dolunaydan 18 gün sonra, biliyorum. Sessizce değiştik. Dünyamız da buna cevap verdi. Nasıl bildiğimi bilmiyorum. Sadece değiştik. Kendimdeki değişimi fark ediyorum ve umuyorum siz de fark ediyorsunuz. Ve bu değişmiş benlik, değişmiş titreşim, değişmiş dünyamızla 2019’a adım atıyoruz.
2019 astrolojisine baktığımız zaman önce herhangi bir yılın astrolojisi gibi görünüyor. İki tutulma dönemi, Kış ve Yaz. Üç güneş, iki ay tutulması. Üç defa geri giden Merkür. Mars ve Venüs 2019 da gerilemeyecek. Tabii her ay gerçekleşen yeni ay ve dolunaylar, iki ekinoks ve iki gündönümü… Sanki her zamanki hikâye. 2012’den beri öyle şeylerden geçtik, öyle iç ve dış umutlar yaşadık ve bazen her şey öyle hızlı, bazen de öyle yavaş geldi ki… Biraz da duygusuzluk, biraz da “ben bunları çoook okudum, sonunda ne oldu?” diyen bir heyecansızlık gelişebilir. Sevgili Bilge Baykuşlar, haklısınız. Bir parçanız git gide yükselen enerjilerde çok yoruldu. 3D hayatta ise her şey değişirken, hiçbir şey değişmiyormuş gibi de görünebilir. Ama kedi dedi ki, “365 yeni fırsat!”
Yine ve yeniden yükselen enerji akışıyla inşaat başlıyor
Bu, insanlık tarihinin en kolay, en rahat senesi olmayacak. Sanırım bunda hemfikiriz, astrolojiye, özel sezgilere ihtiyaç yok. Fakat sizin en kolay, en rahat seneniz olabilir mi? Neden olmasın? Evet! Akışta kaldıkça, sadeleştikçe, değişime direnmedikçe muazzam bir ruh huzuru, iç ve dış bolluk yaşayabilirsiniz. İşte o yüzden yıldızlara bakıyoruz. Nerelerde kendimizi geliştirebiliriz, nasıl evrimleşebiliriz ve kendimizi hangi otomatik tepkilerimizden kurtarabiliriz?
Bu sene diğer her yıldan daha fazla kendi gerçekliğinizi titreşiminiz, bakış açılarınız, düşünceleriniz, tavırlarınız ve tepkilerinizle yaratma şansınız var! Çünkü bütün bunların birleşimi sizin başrolünü oynadığınız dünyanızı değiştirir.
Öncelikle, sezgisel olarak söyleyebilirim ki, 2019’un enerjisi bundan önceki hiçbir seneye benzemiyor ve benzemeyecek. Aralık 2018’de bir köşeyi döndük. Bir şeyler değişti. Ve o şeyler bir daha geri gelmeyecek.
Şu anda yeryüzü, bu gezegen, sadece içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisinin değil, galaksiler-üstü yepyeni bir enerjiye ilk defa doğrudan açılmış durumda. Bunu hissedeceksiniz ve içinizde bir yerde bundan kesinlikle emin olacaksınız.
Enerji yükselişinin en az 100 yıllık tarihi var ama biz 2012’yi bir enerji miladı olarak alırsak, 7 yıl boyunca sürekli olarak yoğun arınmadan geçtik. Hiç durmadan tüm gücüyle kayalık kıyılara vuran dalgaları düşünün ve bir gün kayalar önce ufak ufak parçalanmaya, sonra da büyük parçalar halinde kopup karada büyük bir değişime yol açar. 7 yıl ufak erozyonlarla yaşadık, şimdi temeli zayıflamış o uçurumların yıkımını göreceğiz. Bu sırada yeniden yapılanma da bu sene başlayacak. Yıkılmakta olan yerleri (yapıları/kurumları/sistemleri) terk edenler, yepyeni yerlerde yepyeni yapılar kuracak.
2019 yeniden yapılanmanın başladığı yıl, hücresel değişimden başlayarak… ve ben önümüzdeki yıllarda da buraya yazmaya devam edersem, bu seferki dalga bir öncesindekinden de güçlü geliyor demeyi sürdüreceğim sanırım. Ya da belki yeni bir sözcük buluruz! Öngörülerim, enerji akımının yükselmeyip de aynı seviyede kaldığı zamanlar olarak 2024 sonrasını gösteriyor. Bakalım öyle olacak mı?
2019’un gücü
2019, çok güçlü bir yıl. Üç büyük gezegen de 2 Aralık 2019’a kadar kendi hükümdarlıklarında olacaklar. Jüpiter, Yay’da (ateş), Satürn Oğlak’ta (toprak) ve Neptün Balık’ta (su). Her biri kendi alanlarının uzmanı, tüm niteliklerinin en saf haliyle çalışıyorlar. Ve deneyimlerimiz de yoğunlaşıyor! Jüpiter kâhin, gezgin ve filozof, güvenir, umut ve inanca sahiptir, uzun dönemli vizyonları vardır. Satürn usta inşaatçı, öğretmen ve zamanın yöneticisi, kullanışlı sonuçlar için Jüpiter’in vizyonlarını en etkin çalışmayla fiziksele çevirir. Neptün, hayalci, sanatçı, mistik ve sufi, tüm seviyelerdeki varoluşu ve enerjiyi eş-zamanlı yapar. Onun sayesinde vizyonlarımız ve fikirlerimizden (Jüpiter) doğan kurallar ve yoğun emekler (Satürn) sadece kendimiz için değildir. Bütün için çalışırız ve bütün sadece insanlığı kapsamaz, bütüne tüm topraklar, denizler, gökyüzü, tüm canlılar dahildir (Neptün).
Üç bilge adam efsanesini düşünün, birbirini tamamlayan. Hem de bu “3” senesinde!
Neptün, Jüpiter’le üç gergin açı yapacak ve etkileri nerdeyse bütün bir yıl sürecek. Hedefte eski ruhani kalıpların kırılması ve eski bağımlılık davranışlarının arınması var. Daha büyük gerçeğe ulaşmak için kutsal gördüğümüz şeylerin bile birer bağımlılık olduğunu anlamamız mümkündür ve oradan doğru da gerçeği idrak ederiz.
Gerçek sadedir, süslenmeye ihtiyacı yoktur. Ama kutsal gördükleri şeylere sıkı sıkıya sarılanlarla, onları başka amaçlar için kullananlar gerçek gerçekten pek de hoşlanmayabilirler.
Neptün, Satürn’le de üç defa uyumlu açıya girecek ve yine etkileri bütün bir yıl sürecek. Satürn, Neptün’le Jüpiter’in yarattığı vizyona saygı duymaktadır ve fizikselde o hayali inşa etmek ister. Satürn bu ikisini yeryüzüne demirleyen gerçekçi yardımcı rolünü oynarken, onların aşırılıklarını da eleyecektir. “Bir dakika, bunu bir deneyelim, bir pilot çalışma yapalım” her zaman iyi bir yaklaşımdır. Yani dünya vizyonlarımızda aşırıya kaçtığımızda ya da o vizyonları gerçekten kaçmak için kullandığımızda Satürn bizi derhal bulutlardan indirecektir!
Bu analizin ikinci bölümünde neden Satürn ve Plüton’un da neşe-keyif-coşkulu olabileceğini, Chiron’u, Uranüs’ü ve 365 fırsatı konuşacağız.
©Mor Alev 2019
Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın veya moralev@outlook.com adresine yazın.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com
Her yaziniz muhtesem. Ama bazilari var ki… Sarsılarak urpererek okuyorum baştan sona ve bu da onlardan biriydi. Her gelen enerjiye şükürler olsun🙏 iyi ki varsin mor alev🌸💜
BeğenLiked by 2 people
içim titredi. muhteşemsiniz.Şükürler olsun teşekürler mor alev. çok şükür
BeğenLiked by 2 people
Her yıl için benzer şeyler yazınız,benzer şeyler söylendi merak edenler her yıl başında yazılanlara bakabilir,geçen yıllarda ne olduysa bu yılda o olucak,umut bir tuzak
BeğenBeğen
Sevgili Cem, öncelikle daha önce yazmış olduğum her analizin arkasındayım. O yüzden geçmiş yıllara dair yazıları asla saklamıyorum, silmiyorum. Böylece geri dönüp bakabilir ve yaşamış olduklarınızı anlamlandırmanızda yardımcı olmalarına izin verebilirsiniz.
İkinci olarak bu bloğun başlığına hiç baktınız mı? “Mor Alev – Yükseliş Enerjileri İle Pozitif Yaşama Yolculuk” der. Yani bu bloğun konusu olumlu yaşam, yükseliş ve enerjilerdir. Bundan başka bir şey değil. Yükseliş bir evrimleşme sürecidir. Evrimleşme ise bir günde gerçekleşmez. O yüzden bazı enerjilerin başlığı ve gündemi de iki-üç ayda değişmez. Bir Uranüs döngüsü 84 yıldır, Chiron 51-52, Plüton 248 yıl! Yani 2017 sonundan beri Satürn’ün Oğlak’taki yolculuğu aynı enerjidir ve 2020 ye kadar da aynı kalacaktır. O yüzden nasıl bir fark aradığınıza dikkat ediniz. Değişik bir yazı olsun diye dürüstlükten ayrılarak yazmamın imkanı yoktur.
Üçüncü konu ise, bu yazıların enerjilerden ve potansiyellerden bahsetmesidir. Hemen hemen her analizde, her mesajda bu konuya eğiliriz. Peki, siz bu potansiyelle ne yaptınız? Ne değiştirdiniz? Neler yarattınız? Ya da bu potansiyeli olduğu gibi çöpe mi attınız? Olabilir. Potansiyeli kullanmayabiliriz. Hatta farkında bile olmayabiliriz. Bu yazıların amacı işte o farkındalığı yükselterek yükselişimize, evrimleşmemize yardımcı olmaktır. Ve biz mutlu olduğumuzda, rahat olduğumuzda başka insanları da rahat ettiririz.
Dördüncü madde ise “umut bir tuzak” sözlerinizdir. Neyin tuzağı? Bir düşünün. Peki, başlığında pozitif yaşamdan söz eden bir blog umutlu olmayacak da ne olacak? Gerçekte yaptığımız, söylediğimiz her şeyin ardında bir umut vardır. Her şeyin. Dün sabah ne kadar tersinizden uyanmış olursanız olun, o yataktan kalktınız ve buraya da bir yorum bıraktınız. Her davranışın ardında bir motivasyon, her motivasyonun ardında da bir umut yer alır. Bunu yazarken ne umut ettiniz? Belki sesinizi duyurmak istediniz, belki “siz öyle yazıyorsunuz ama ben hiç iyi hissetmiyorum ve yardıma ihtiyacım var” umuduyla yazdınız. Belki burada yazabilmenin getirdiği anonim olma hissi sizi özgürleştirdi ve sizi sevenlere söyleyemediğiniz bir şeyi genel halka ilettiniz. Ve onun ardında yatan gerçek, “eskiden umutluydum ama hayal kırıklığına uğradım, karanlıktayım ve nasıl çıkacağımı bilmiyorum, hatta bu karanlıktan çıkmayı isteyip istemediğimi bile bilmiyorum, ama bir umut buraya yazarsam, başkalarını da kendim gibi hissettirirsem, belki içimdeki acının ya da donukluğun bir kısmını da boşaltmış olurum” olabilir mi?
Sevgili Cem, koşulsuz sevgi sizinle olsun. Bugün bir umutlu yazı daha yayınladım. Belki daha iyi hissedersiniz.
BeğenLiked by 1 kişi
Yazıların tonu degisti … her seyin ve hepimizin degistigi gibi ☺️ Her paylasimin titresimi yukselyor … bir kac sene sonra yazar mıyım bilmiyorum kısmı da ilgincti … 😇🙏💙
BeğenLiked by 2 people
Gerçekten tüm yönleriyle farklı ruh hallerinde hissettiğim duyguları açıklamışsınız sanırım blogdaki diğer okuyucular içinde bu böyle ve ilginç bir şekilde bende sene sonuna doğru telefonumun ana ekranına gün batımına doğru oturmuş bir kız çocuğu ve kedi resmi indirmiştim
Bugünlerde bir sıkışmışlık hissi ve çok da olumlu gelmeyen bir ruh halindeyim ve nereye baksam 32 sayısı görüyorum sürekli heryerde
BeğenLiked by 2 people
Siz yazmaya devam edin lütfen hepimize iyi geliyorsunuz sizi seviyoruz ❤️🌹
BeğenLiked by 2 people
Paylaşımlarınız için teşekkür ediyorum,Keyif ve merakla okuyorum.Sevgiler
BeğenLiked by 1 kişi
❤️❤️❤️
BeğenLiked by 1 kişi
çok özür diliyorum sizden mor alev mail adresimi yanlış yazmışım
BeğenBeğen
Sevgili Olcay, lütfen özür dilemeyin. Ben ikinci mesajı aldım ve cevapladım. Gelen mesajlar kutunuza bakın. Sevgilerle
BeğenBeğen