Bugün, aranızdan bir kişinin “ışık taşıyıcısı” olduğunu öğrenmesiyle ilgili ilginç bir sorunun cevabını vererek pek çok soruyu cevaplamış olacağız. Işık taşıyıcısı nedir ve ışık taşıyıcısı olarak nasıl yaşanır?
Bize bu soruyu soran kişiye şunu söylemek isteriz, size çok büyük bir onur verilmiştir. Bu onur, geniş “zaman dilimleri” boyunca verilmiş olan adanmışlığı ve başarıları tanımaktadır. Bir yan not: Zamandan bahsettiğimizde ne kadar sık tırnak işaretleri kullandığımızı fark ediniz. Bazen bazı şeyleri sadece çizgisel zaman anlayışınızla anlatabiliyoruz. Fakat aşağıdaki açıklamanın devamı bu onuru hiçbir şekilde eksiltmeyecektir.
Kozmostaki her yaşayan varlık, bu da her şey anlamına gelir, bir ışık taşıyıcısıdır. Yani dostlarımız, davranışlarını affedemediğiniz o kişi de bir ışık taşıyıcısıdır. “Onun yolu nasıl buraya düştü? Görevi nedir? Neden? Ve neden şimdi? Neden? Niye? Neden? Eğer bu doğruysa, bir Yaratan olamaz!”
Şimdi, pek çoklarınızın kabullenmekte oldukça zorlanacağı bir takım açıklamalarda bulunacağız. Bunların ilki şudur; O kişi, o durum Yaratan’a dâhildir. Mükemmeldir. İhtiyaçtan doğmuştur. Hata, tesadüf yoktur.
Bunu anlamamanızın en büyük sebebi, çoğunluğunuz için görünüşte ayrısınız. Ben o kişi değilim. Ben şu şey değilim. Ben değilim, değilim, değilim. Ve bu ayrılıkların en büyüğü de; Yaratan bizden ayrıdır, benden ayrıdır. Bunların hepsi gerçek dışıdır. Bunu size açıklamaya ihtiyaç bile yoktur. Eğer size şunları sorsaydık nasıl cevaplardınız? “Yaratan nerede? Yaratan her yerde mi? Yaratan her şeyin içinde mi?” Bu çağda çoğunluk buna evet der, çünkü bu anlayışa sahipsiniz. Öyleyse, nasıl “Ama şu yer hariç. Bu insan hariç. O şey hariç” olabilir?
İşte cevabınızın diğer parçası. Her şey ilahidir. Her şey ışıktır. Her insan ışığın canlı beden olarak yaratıma girmiş halidir. Yani herkes bir şekilde ışık taşıyıcısıdır. Başka bir şey olamazlar.
Peki, buraya öğrenmeye mi, öğretmeye mi geldiler? Kendiniz hakkında bunu bile bilmiyorsunuz. Öğrenmek mi? Öğretmek mi? İkisi de mi? Buraya ışık getirmeye geldiğinizi kabul ettiğinizde, geri kalan tüm o şeyler sizi ilgilendirmez. Bunu, şunu, o insanları, o insanı, görünüş ne olursa olsun, nasıl davranırlarsa davransınlar, oldukları gerçek üzerinden kabul ettiğinizde dünyanız değişecektir. Hayatlarınız değişecektir.
Peki, neden? Neden siz? Ne yapmalısınız? Kendiniz olmalısınız. Olduğunuz ışık olun. Bir başkasının olduğu şey olmaya çalışmayın. Olmanız gerektiği söylenen şey olmaya çalışmayın, bunu biz söylemiş olsak bile. Kendiniz olarak bildiğiniz şey olun ve onun da değişip evrimleşeceği olasılığına kendinizi açık tutun. “Evet, ama ne yapmalıyım?” Sizin sözcüklerinizi kullanırsak, içinizde şarkı söyleten şeyi yapın.
Ayrı değilsiniz. Kesinlikle değilsiniz. Bundan dolayı, her biriniz sizi gerçekten mutlu eden şeye odaklansanız, bütün bir dünya yükselirdi. Ve şimdi de yükselecek diyoruz, çünkü değişim yolda ve şu anda öngördüğünüzden çok daha fazlasını göreceksiniz.
Ve bir defa daha, yakında daha fazla sorularınızı cevaplamak üzere döneceğiz diyoruz. Her birinize teşekkür ediyoruz.
Konsey ve Ron Head’e çok teşekkürler. (ronahead.com)
Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
bu ayrı olmama halinin kendi orjinal halimizi deneyimlerken nasıl bir rolü var? ?
BeğenBeğen
Sevgili Ece, kendinizi bir hücre gibi düşünün, gerçekte zaten öyleyiz. Büyük bir bedenin hücresiyiz. Şimdi diğer hücrelerden ayrı olduğunuzu ve onları beğenmediğinizi düşünün. Örneğin savaş veya anlaşmazlıklar var, kendi görevini bırakıp bir başka hücrenin işine göz dikenler var… Hem diğer hücrelerle birlikte siz hastalanırsınız, hem de içinde yaşadığınız beden yani yeryüzü. Umarım bu benzetme yardımcı olabilir. Sevgilerimle
BeğenLiked by 2 people
sevgili mor Alev bu açıklama müthiş hayal ettim bi an dünyanın bu bozuk hali bu yüzden işte…düşman hücreler yüzünden..kendini ayrı gören hücreler yüzünden…kanser de bu işte…
BeğenLiked by 1 kişi
ve ben sabaha karşı rüyamda adı Özgün Müzik olan bir binaya girdim. Müzik stüdyosu gibi bir yerdi. Seyrettiğim bir filmden etkilendim sanmıştım ama burada “içinizden şarkı söyleten şeyi yapın” kısmını okuyunca başka bir anlamı varmış demek ki diyorum…
BeğenLiked by 1 kişi
Şükran ve teşekkürlerimi sunuyorum tüm kalbimle…
Daha az evvel kendi ilişkilerimin içinde nasıl bir yol almalıyım diye otomatik bir yazılım çalışması yapmıştım…
Şu an buraya gelen mesajlarla birebir örtüşmesi beni öyle mutlu etti ki…
Işık taşıyıcısı olduğum her ana şükürler olsun iyi ki varım iyi ki varsınız teşekkürler, Sevgiler…
BeğenLiked by 1 kişi
insan deneyimini yaşamışlar mı çok merak ediyorum ?
BeğenBeğen
Sevgili Gökhan, cevabınız bu iki yazıda:
https://moralev.com/2017/03/17/kim-ne-ne-zaman-nerede-neden-ve-nasil-bolum-1-konsey-mesaj-107/
https://moralev.com/2017/03/17/kim-ne-ne-zaman-nerede-neden-ve-nasil-bolum-2-konsey-mesaj-108/
Sevgiler
BeğenBeğen
Teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Bir gün de MorAlev’i okuyunca ‘klik’ sesi gelmese,hedefe atış gibi resmen,bu durumda öğrenmek lazım ve uygulamak..Beni direnirken yakaladınız 😄Teşekkür ederim…
BeğenLiked by 3 people
Harika💜Isigim Evren e,tüm varliklara sifa OL’sun 💜Tesekkür ederim💜🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Bazen bir 😊melek gibi hissediyorum. İyilik falan gibi bir anlamda değil. Herşey ve herkes o kadar,nasıl anlatsam olduğu haliyle tamam ki… Herşeyiyle… Bu öyle herşey tastamamken falan da olmuyor. Bazen olmadık zamanlarda, daha önce saçımı başımı yolacağım hallerde bile. Bazen de kelimeler kafama üşüşüp konuşuyor da konuşuyor, herşeyin nasıl da berbat olduğuna bir ikna süreci sanki. E tabii bazen bunun içine dalıp kendimi kararttığım da oluyor. Hayali bir el ile bu bulutu dağıttığım da. Ama artık çoğunlukla kendimi kararttığım(ki hakkatten yüzümün ifadesi bile başka bu anlarda) hallerde daha kolayca çıkıp halime güler bir durumda buluyorum kendimi. Şarkıyı duyuyorum, içimde öyle güzel bir şarkı var ki. Bunu duyamadığım anlarda herşey nasıl da karanlık. Oysa şarkıyı duyabildiğimde aydınlanıveriyor her yer. Bunu dün yazmıştım defterime😊
BeğenLiked by 2 people
Son bir senedir neşe ve coşku içindeki ben, her nasıl olduysa son iki günde çevremdeki ve sosyal medyadaki insanların davranışlarından, hiç takip etmediğim ülke gündeminin karşıma çokmasından çok etkilendim. En gözüme batan ve gerilmeme sebep olan şeyse, göz göre hile yapan ve bunun farkedilmediğini sanan insanlarla fikir hırsızlığı yapıp bundan rahatsız olmayan insanlardı. Kendime baktım egomu yokladım ilkin herkeste ön plana çıkma ve önemli hissetmek arzularını gördüm. Milyonlar onaylanmak istiyor özünde, ama neden bunu bir başkasının düşünce ve fikirlerini çalarak ya da ha bire geçmişteki bir olayı sürekli sürekli örnek vererek yapmayı tercih ediyor anlayamadım. Sınırımı koymak durumunda kaldığım anlar yaşadım ve hep çenemi sıkarken buldum kendimi, içime gelecek kaygısıyla ilgili korkular hücum etti sanki. Bu yazı yine tam zamanında yumuşacık hissetmemi sağladı fakat yine de kendimi empati yeteneğim kalmamış gibi hissediyorum ve gelecek ile ilgili endişelerim gerçek olabilirmiş ve ben geçiştirerek sanki şimdilik bunu öteliyor gibi hissediyorum.
BeğenLiked by 2 people
bu öfke benzeri nöbetleri hepimiz yaşıyoruz zannederim zeynep. ama aslolan bunun farkına varıp, hemen önlem alıp hatta “öteliyormuş gibi hissetmek” meselesi de dahil olmak üzere bilginin bilince geçme serüveni sanırım hemen küt diye anında olmuyor, bizlerin farkındalığı ve her daim farkında olmanın açık zihin halinde bulunma çabamız / dururmumuz önemli bence..ve bu farkındalık bilincine ayıracağımız emek zaman ve hatta para dahil tüm enerjilerle doğru orantılı olarak, o yukarıda bahsettiğiniz öteleme duygusu da kalkacaktır zannederim… bu yazıyı kendime de yazmış oluyorum bir anlamda pratik anlamında… bilvesile üç kelime yazarken moralevin hayatlarımızdaki muhteşem farkındalık katkıları için de ne kadar dünya kelamı etsek azdır diye düşünüyorum…
BeğenLiked by 1 kişi