“Tesadüf yoktur ve tüylerin ürpermesi asla yalan söylemez. Bedeniniz cevabı çoktan biliyor. Tek ihtiyacınız olan fırıl fırıl dönen zihninizin hızını yavaşlatmak ve işaretleri takip etmektir. Çünkü her zaman mümkün olan en iyi olmaya değersiniz, benliğinizin gerçekleşmiş hali olmaya.”
Victoria Erickson
Sevgili Bilge Baykuşlar, evet, önümüzde çok yoğun enerjileri olan bir dolunay var. Eski geleneklerde bu dolunaya “şimşek dolunayı” da denirmiş. Bu defa, şimşek dolunayında, bir tarafta Ay ve Plüton, karşısında Güneş ve Mars var. Ben şu kelimeleri yazarken Güneş-Jüpiter kare açısı devam ediyor, fakat telaşa gerek yok! Hiç Plüton etkisi yaşamadık mı? Bu bloğun kısa yaşamı süresince bile en az yılda 4-5 defa Plüton’la, gölgelerimiz ve hayati olarak algıladığımız meselelerle yüz yüze geldik.
Pazar günü yaşamış olduğumuz dev bir enerji cümbüşüydü değil mi? Tam Mars, Plüton’la karşı karşıyayken bir de Güneşten gelen taç kütle atılımı yaşadık (büyük güneş patlaması – ya da solar fırtına sonucu oluşan radyoaktif dalganın dünyaya ulaşması). Peki, ne oldu? Bir güncelleme daha almış olduk ve şimdi en iyi bildiğimiz şekilde yolumuza devam ediyoruz, değiştirmemiz gereken şeyleri görüyoruz, onları değiştiriyoruz, arada dinlenecek cepler yaratıp tekrar işimizin başına dönüyoruz. Yapmaktan “olmaya” geçişte biraz zorlansak da hayat devam ediyor.
Bunları yazıyorum çünkü bu çok önemli dolunay hakkında hepinizde alarm zilleri çaldıracak pek çok analiz görebilirsiniz. Korkabilir, içinizde bir yerlerde felaketler bekleyebilirsiniz. Yapmayın. Gerilmeyin. Beklentiniz neyse onu yaşarsınız. İçiniz neyse o dışınıza yansır. Bunu ezberledik!
Bizler 2012-2015 arası Uranüs-Plüton karesini yaşadık, aradan bir sürü öncü ve değişken burç büyük kare açıları geçti, kan dolunayları serisi bitti, 2015 de devasa bir Gamma enerji dalgası yaşadık, ah, evet, Uranüs-Eris birleşmesini bir yıldan fazla süre deneyimledik, 2016 sonundaki enerji koridorundan alnımızın akıyla geçtik. Bu arada topluca bir darbe, seçimler, Brexit, Trump faktörlerini, büyük göçleri gördük. Kişisel yaşamlarımızda çok çeşitli dönüşümler yaşadık, hissettik, yaptık, olduk, bitirdik, başlattık, başa çıktık, muzaffer olduk ve bazen de yenildiğimizi düşündük. Ve işte şimdi, hala buradayız. Devam ediyoruz. Biz bu enerjilere hazırız!
Her zaman Oğlak Dolunayı çok şey başarır ve gergindir. Bir tarafta dış dünya, işimiz, kurumlar, bankalar, ordular ve vergi daireleri, onun tam karşısında ise duygusal dünyamız, yuvamız, çocukluğumuz, ebeveynliğimiz, halklar, toplumlar vardır. 2016’da bu dolunay için “bu ciddi bir dolunay” demişim. 2015’de “basınçla elmas haline gelen kömür” benzetmesini kullanmışım. Yani, bu enerji blog tarihine de baktığımıza baskılı ama birçok şeyin de açığa çıktığı bir dönemi gösteriyor.
Plüton
Plüton söz konusu olduğunda bir şeyler geri alınamaz şekilde değişir. Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgi gibi, bir okuldan mezun olmak gibi, bazı şeyler geri dönülmezdir. İşte Plüton böyledir. Tüm “dış” gezegenler yani Uranüs, Neptün, Plüton, “durum değişikliği” başlatırlar. Onların enerjileriyle karşılaştığımızda yeni bir hale geçiş yaparız.
Plüton’la yüzleştiğimizde kendimizle yüzleşmiş oluruz. Bunu yılda birkaç defa yaşarız. Bu arada hayatlarımızda doğum haritamıza göre bazen Plüton’a daha uzun dokunuruz. Örneğin yaklaşık 38-42 yaşları arasında doğum haritamızdaki Plüton’la güncel Plüton kare açı yapar ve bu sayede eski, konformist kişiliğimizi değiştirip kendimize çok daha yakın, özgün bir kişiliğe, alışkanlıklara, ilgilere, işlere çağrılırız. İlişkilerimiz de değişir. Bunun adı da halk tabiriyle 40 yaş bunalımıdır. Aslında bunalım değildir tabii. Sadece bizim biz olma yolumuzdaki çok önemli bir aşama ve arınmadır. Eğer bir Koç, Yengeç, Terazi ya da Oğlak’sanız, Plüton etkisini çok daha iyi tanıyorsunuz. Hayatınız, Plüton’un Oğlak burcuna girdiği 2008’den çok farklı şimdi.
Dolunayın Sabian Sembolü
Bu dolunayda Plüton ve Ay neredeyse birleşmiş durumda. Dolunayın Sabian sembolü ise çok ilginç: “Büyük Britanya bayrağını çekmiş savaş gemisi”; sembolünde milliyetçilik, emperyalizm, savaş oyunları, böl ve yönet, paranoya, gücün kötüye kullanılması ve isyan anahtar kelimelerine aynı zamanda kanun ve düzen, onur, dürüstlük, saygı, temsil gücü sözcükleri de eşlik ediyor.
Tekrar hatırlatmak isterim, bu semboller 1925 yılında dünyaya sunuldu. Bu bayrağa o zamanki bakış açısıyla şimdiki bakış açısı arasında oldukça büyük bir fark var. O yüzden doğrudan sembole bakıyoruz, bayrağa değil. Şimdi, bu sembol için Lynda Hill’in kelimelerini hiç değiştirmeden aşağıda veriyorum:
“Bu sembol, gözetim, sınır koruma ve kontrolden bahsediyor. Belki büyük bir “imparatorluğu” yönetmek zorunda kalabilirsiniz ve bunu başarmak için liderliğiniz ve güvenilir olmanız gerekmektedir. Sizin “imparatorluğunuz” ne olursa olsun, ev, iş, toplumsal ortamlar ya da hareketler… Bu sorumluluk yorucu gelebilir ama atalardan kalanı korumak konusunda bir farkındalık da ortaya çıkabilir. Geçmişin siyasi ve sosyal kısıtlamaları bir şekilde “savaşmanıza” sebep olabilir. Devlet ve yönetimlerle ilgili sorunlar ortaya çıkabilir, onlarla hemfikir olsanız da olmasanız da. Kendi bölgenizi korumak, varlığınızın bilinmesini sağlamak zorunda kalabilirsiniz. Diğer taraftan etkin gözetim ise rahatlamanızı sağlayabilir.”
Dane Rudhyar ise şöyle demiş: “Bu sembol, siyasi gücün taşıdığı ikilemi anlatır, onun değerini ve tehlikelerini.”
Arkadaşlar, bu sembol, 27 Ocak’taki yeni ayda da karşımıza çıkmıştı. O zaman Plüton uzun süre bu sembolü aktif kılmıştı. Yaşadık ve gördük.
Ayın hemen yanındaki Plüton ise hala daha “pazar alışverişiyle dolu çantayı taşıyan beş yaşındaki çocuk” sembolünde. Hızlandırılmış olgunlaşma bizimle. Geçen gün bu sembol hakkında uzunca yazmıştım. Bağlantısı burada
Güneş ise, “civcivleri için toprağı karıştıran tavuk” derecesinde. Bu, klasik bir Yengeç burcu sembolü, evlatlarını beslemek için çalışan bir anneyi görüyoruz. Temel ihtiyaçlar için çalışmak, günlük çabalar karşımıza çıkıyor. Burada önemli olan hayatın sorumluluklarını yerine getirmektir.
Ruhani açıdan bakarsak, birisi, bir şey her zaman size göz kulak oluyor, esenliğinizi sağlıyor. En temel ve sade ihtiyaçlarınız her zaman karşılanıyor. Ve bu gözle baktığımızda, hayatın en büyük değer taşıyan, en önemli şeyleri aslında gündelik, sade şeylerdir. Küçük gibi görünen detaylar, ufak kibarlıklar, bir gülümseme, basit bir yemek ve derin güzel bir nefes almak, tatlı bir koku gibi incelikler hayatı hayat yapar.
Büyük Resim ve Sembollerin Bilgeliği
Arkadaşlar, 2017 toplumsal bir yıl olacak demiştik. Oluyor. İsyan şekli nasıl olursa olsun yaşanacak demiştik. O da oluyor. (2017 genel öngörüleri bağlantısı burada) Sabian sembolleri de bize adım adım yolu gösteriyor. Dikkatinizi çekmek istiyorum: 25 Mayıs’taki yeni ay “Radikal dergi/gazete, sansasyonel kapağıyla halkı eyleme çağırıyor” sembolündeydi. O zaman şunları aktarmıştım:
“Şimdi, bu sembole iyice dalarsak aslında kökten değişim arzusunu görüyoruz. Bazen dikkatleri üzerine çekmek için, ciddiye alınmak için sansasyonel olmak zorunda kalınır. Çünkü insanlar alıştıklarından vazgeçmek istemezler, uyandırmak zordur. Ama uyanış bir yerlerden başlamalıdır. Ve işte o bir yerde, pek de umulmayan bir noktada bir çığlık yükselir. Yankıları yavaş yavaş yayılmaya başlar ve bir gün bir dergi ya da gazete bunu baş sayfasına taşır, ya da günümüzde twitter’da TT olur. Artık dikkat çekilmiştir. Ama ne yapmalı? Nasıl çözüm getirmeli? Bu noktada halk hareketini görmeye başlarız. Değişimin sesi olmaya kararlı topluluklar, yazılan dilekçeler, siyasileri göreve çağırma, belki mahkemelerde açılan davalar, hatta gösteri ve protestolar… Eylem başlamıştır. Bu aşamada önemli olan olaylar çığırından çıkmadan, onları zeki şekilde yönetmektir. Ancak böyle arzulanan sonuca ulaşılır. Ama çok sayıda harici ses, uydurma haberler ve korkular işe karışırsa gruplar kutuplaşır, bütünün hayrı göz ardı edilmeye başlanır. Bu gibi durumlarda tekrar tekrar kendimizi merkeze, tarafsız bölgeye çekmek zorundayız. Dürtüsel tepkiler hiçbirimizin işine yaramayacaktır. Dane Rudhyar diyor ki; ‘Devrimci hareket şiddet içerse de, barışçıl da olsa, acı bir kin de içerse ya da sevgiyle yapılsa, buradaki tek arzu yerleşmiş, resmileşmiş formların dışına çıkma isteğidir.'”
Bu sembolün etkisi altında “adalet yürüyüşü” başladı. Bu dolunayda ise, Venüs aynı derecede yani tüm değerlerimizle radikal değişim istiyoruz, onu bekliyoruz. Bu enerji bir süre daha aktif kalıyor.
Mars ise bu dolunayda “edebiyat kulübü” derecesinde, buna zihinlerin bir araya gelmesi de diyebiliriz. Bir araya gelin. Konuşun. İnceleyin. Tartışın. Paylaşın. Ama çatışmayın. Bu kulüpte herkese yer var. Bu tartışmalarla hepimizin anlayışı yükselecek, bilmeyenler bilgilenecek, bildiğini sananlar kendilerini yeniden ayarlayacaklar. Yeni bakış açıları ortaya çıkacak. Ama bunun için bir araya gelmeniz gerekiyor. Konuşun. Komşunuzla, iş arkadaşınızla, otobüste yanınızda oturan adamla… Toplantılar düzenleyin ya da toplantılara katılın.
Geçen ayın dolunayın sembolüne bakmıştık birlikte, “hayal kırklığına uğramış kitleler” ve “yeni yaşam alanlarına göç” öne çıkmıştı. (Bağlantısı burada)
Şimdi taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı değil mi? Hayal kırklığı söz konusu olmasa neden bunca insan yürüsün? Bu durum fiziksel olarak göç edilmesine de benziyor, o zaman yazarken hiç aklıma gelmezdi, binlerce insanın bir arada günlerce yürüyeceği. Ama semboller biliyor!
Şimdi bu astrolojik senenin bir yıl boyunca geçerli sembolünü hatırlayalım: “Rüzgâr doğudan esiyor.” O zaman şu yorumu yapmışım: “Doğudan esen rüzgârın değişim rüzgârları olduğunu anladık ama acaba değişimin kendisi de gerçekten doğudan mı gelecek? Uzak Doğu? Yakın Doğu? Belki Orta Doğu? Bilmiyorum.” Hımmmm, bu yürüyüş de doğudan batıya yapılmıyor mu?
Peki, bana “Mor Alev, geçmişe bakıp da semboller çok zeki demek iyi de, bütün bunların sonu ne olacak?” diyebilirsiniz. Haklısınız. Elimizde sadece ipuçları var, onları anlamlandırmaya çalışalım.
Bunun için öncelikle 23 Temmuz’a kadar geçerli olan yeni ay sembolüne yeniden bakalım: “Arktik kâşif” sembolü için detayları burada bulabilirsiniz. Ama kısaca geçen yazımdan alıntılarsam; “Bu sembol, insan kararlılığını, gücünü ve cesaretini anlatır. Başarıya, değişen ihtiyaçlara adapte olarak ve zorlukların farkında olup onlara yaratıcı çözümler bularak ulaşırız. Durma ihtimali yoktur. Yavaşlayamayız. Yola devam edeceğiz. Çetin bir iklim, bambaşka bir coğrafya. Ne kadar hazırlanmış olsak da çevremizi daha önce hiç deneyimlemedik. Bazen dürtülerimize, bazen bilinçli öğrendiklerimize güveneceğiz ama ne olursa olsun biz bu yolu başarıyla tamamlayacağız!” Ben elbette ilk baktığımda bunu ruhani bir keşif olarak algılamıştım. Hala daha bu keşfin büyük bölümünün yeni enerji alanını tanımak üzere gerçekleştiğini düşünüyorum. İçimiz değişmeden dışarıda değişim mümkün değildir. Ama dışavurumunun bir kısmı bu yürüyüş olabilir.
Ağustos ise bambaşka bir ay olacak. Isı yüksek ve enerjinin düğmesi sonuna dek açılmış. Tutulma dönemine gireceğiz. Fakat şimdilik bulunduğumuz yerde biliyoruz ki, öfkenin mesajını alıp kendini salıvermeliyiz. Bölünmek yerine birleşmeliyiz. Her söylenene inanıp tuzağa düşmek yerine iç sesimizi dinlemeliyiz. Merkezde, sevgide ve dinginlikte kalmalıyız. Hayatın ufak güzelliklerinin farkında olmak için anda yaşamalıyız. Sorumluluklarımıza sahip çıkmalı, yapamadığımız şeyler için ise yardım istemeliyiz. Ortak düşünceler, işbirliği enerjiler tarafından destekleniyor, herşeyi tek başına göğüslemek zorunda değiliz. Ve en önemlisi, tüm temel ihtiyaçlarımız karşılanıyor ve karşılanacak. Biz Kutsal Annenin, Evrenin civcivleriyiz. İşte bu yüzden, olduğumuz kişiyle, gerçek benliğimizle onur duymalı ve en içten, en dürüst halimizle yola devam etmeliyiz! Biz hazırız! Baskılı bir dolunay mı? O da ne?
Bu dolunay, 9 Temmuz sabah 07.06’da (İstanbul) gerçekleşiyor, etkilerini yaşamaya başladık bile. Hepinize harika bir dolunay dönemi diliyorum.
©Mor Alev 2017
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Sevgili Mor Alev
12 Ocak’tan beri korku, gerginlik ve tam aksine bir yandan da ümitle beklediğim bir dolunay bu. Etkileri ile ilgili muhtemelen bir yorum daha yazacağım. 12 Ocak tarihinde hayatimda gerçekten ciddi bir değişim yaşandı. Bütünün ve benim hayrima olan bu değişim gerçekten zorlayıcı ve üzücü oldu. Her ne kadar bu dolunay ile ilgili negatif yazılar olsa da ben kendime milat olarak bu tarihi seçtim. (Burcum ve dereceleri nedeni ile iki dolunay da beni yakından ilgilendiriyor). Yengeç yeni ayından beri hayatımda bir hızlanma var ve aydınlanma ve yükselme yaşıyorum. Dolunay bana ne getirirse getirsin bunun benim ve bütünün hayrina olduğunu biliyorum. Olanı olduğu gibi kabul ediyor ve olayları pozitif yönde yönlendirmeyi seciyorum . Şans hepimizle olsun. Sevgiler.
BeğenLiked by 1 kişi
bu dolunayda genel olarak insanlar çocuklaşmış davranıyorlar ben de bunu farkettim. alınganlık üst seviyede ve bunu kontrol edemiyorlar.
BeğenBeğen
Sevgili MorAlev,
Ocak ayında yaşadığımız dolunay hayatıma kocaman bir hediye getirdi. Bu dolunay da öyle olacak hissediyorum:)
Hepimizin hayatı şuankinden nasıl daha iyi ve eğlenceli olur diye soralım dolunaya:)
Sevgilerimle
BeğenLiked by 1 kişi
Mor alev merhaba, deneyimimi paylaşmak istedim ama aslında yardımına ihtiyacım var, evet tam olarak böyle.
Dün gece, her zaman ağaçların arasından uçan yarasalardan biri nedense benim bahçede oturduğum açıklığa yani kuzey tarafına gelip bana çok yaklaştı o kadar şaşırdım ki 20 senedir bu evdeyim böyle bir şey ilk kez görüyorum ardından gece yatağımda uyumaya hazırlanırken vücuduma istemsiz bi kasılma geldi sanki başka birisi benim bedenime yerleşmeye çalıyormuş gibi, “öz benliğim” diye bi his geldi, ama egomda uydurmuş olabilir o ayrımı yapamıyorum.
Sabah erken saatte bahçede otururken öyle bir şey oldu ki sana burda anlatmaya çalışsam da kelimeler yaşadığım şeyi anlatmakta yetersiz kalacak, sanki bambaşka bir yerdeyim gibi hissettim soluduğum hava bile başkaydı sanki başka bir gerçekliğe geçmişim gibi manzara aynı ama diğer her şey değişmiş gibi.. sonra bana bir cevap geldi, ses bana “manyetik alan” dedi ve dünden beri 9 19 99 9 9 19 rakamlarını görüyorum ve son olarak bugün oturmuş film izliyordum, bence ben telepatik bağ kurabilirim deyip uzak bi şehirdeki arkadaşıma bana mesaj at diye seslendim aradan bi saat geçti telefonuma bi baktım arkadaşım mesaj atmış.. Şaşkınlık içindeyim çok farklı hissediyorum zaten bir haftadır hislerim o kadar kuvvetlendi ki… bütün bu anlattıklarıma çok sevindim ama bu bilgilerle ne yapacağımı bilmiyorum.
BeğenBeğen
Sevgili Zeynep, 9 bitiş ve başlangıç, 1 ise taze başlangıçtır. Bunu biliyorsunuz. İlginç bir dönem yaşadığınız her halinden anlaşılıyor. Keyfini çıkarın! Yarasanın sembolik anlamına baktığımızda da yeniden doğuş, inisiyasyon, iletişim ve sezgileri görüyoruz. Sembolik anlamlar özellikle hayvan totemleri konusunda en beğendiğim sitenin bağlantısı burada: http://www.whats-your-sign.com/animal-symbolism-bat.html
Sevgilerimle
BeğenBeğen
Merhaba Mor Alev yazılarını ilgiyle ve sevgiyle takip ediyorum. Farkındalığımı ve beni çok geliştiriyorlar. Ben çalıştığım işyerimden dün istifa ettim ve ihbar süresi bile gerekmeden herşey biranda bitti. Benim için yeni bi döneme geçiş yapıyorum. Bu geçiş döneminin çok zor ve yorucu geçeceğini düşünüyordum ama senin ve meleklerin yardımıyla çok rahat gidiyor. Çok teşekkür ederim. Sevgilerimle…
BeğenLiked by 1 kişi