9 Haziran, Cuma saat 16.09’daki dolunay (İstanbul) bir mikro ay, yani dünyadan en uzak noktada ve normalden %30 daha küçük görünebilir. Fakat bu sizi yanıltmasın. Bu dolunay dopdolu ve çok kuvvetli! Bir şeylerin dönüm noktasına geldiğini, bir şeylere gebe olunduğunu ve çok yakında doğuşu göreceğimizi, tohumun çok yakında kendini çatlatıp filizi dış elementlere göstereceğini hissediyoruz. Bunu içten biliyoruz. Bilinçaltımızın derinlerinde pek fark ettirmeden doğuma hazırlanan, gelişen şeyler şimdi dolunay ışığında tam olarak bilincimizin yüzeyine ulaşacak. Gizli olanlar görünür olacak, kendilerini tam olarak ifade edecekler. Bunlara olumsuz ya da olumlu etiketleri yapıştırmak ise sizin bakış açınıza bağlı.
Bilgiyi Ayıklayıp Gerçekleri Kabul Etmek
Tam bir İkizler sezonu yaşıyoruz. Merkür de İkizler’e girdi ve yaşam hızının süpersonik motorlarını yeniden çalıştırdığını hissedebilirsiniz. Söz konusu İkizler olunca, yelpazenin her köşesinden bilgi bombardımanına tutuluyoruz, propagandalar, fikirler, yargılar, yorumlar… Hem özel yaşamınızda hem de toplumsal hayatta, medyada, sosyal medyada bir sürü hızlı ve kesilmeyen bilgi akışı görüyoruz. Bilgi her yerde, ama gerçek mi? Faydalı mı? Gerekli mi? Bu bilgi, bu haber size sizin hakkınızda ne diyor? Birbiriyle çatışan sayısız bilgi balonu ortalıkta dolaşıyor.
İşte Yay, tam bu noktada yardımımıza koşuyor. Gelen bilgilerin değerlendirilip anlam çıkarılması Yay’ın işidir. İkizler bilgi toplar ve yayarken, Yay sol beynin bazen içinden çıkamadığı şeyleri bile sezgisel olarak kavramamıza yardımcı olur. Kısaca Yay, büyük resmi sever ve ona ulaşmamıza yardım eder. Ama aynı zamanda, nasıl bazı oluşum ve yapıları ancak uydu fotoğraflarıyla görebiliyoruz, işte öyle derinleri de anlamamızı sağlar. Bir şeyleri tam olarak nasıl bildiğimizi bilmeden bildiğimiz zaman sezgilerimiz ve Yay görevini yapmıştır. O şeyi henüz kanıtlayamayabiliriz ama biliriz, en derin benliğimizde hissederiz.
Bu dolunay, en derin benliğimizde hissettiklerimizi dile getirdiğimiz, “bildiğimiz” ve “olduğumuz” anları yanında getirecektir. Yay, evrenle olan bağlantımızı ve varoluşumuzun gerçeğini arar. Doğal kanunlar, felsefe, kozmoloji, din ve metafizik onun konularıdır. O yüzden gerçeğe âşıktır! Gerçekler ve dürüstlük Yay deneyiminin büyük bir parçasıdır. Ama her tek şeyin aslında iki ucu vardır. Yani gerçeğin peşinde koşarken bir sürü yalan keşfedebiliriz.
Satürn ve Neptün bu dolunayda görev alıyorlar. Yani, kendimizi gerçek olanı (Satürn), illüzyondan (Neptün) ayıklarken bulabiliriz. Ya da gerçekler (Satürn) fazlasıyla gerçek ve çok ağır gelebilir ve kaçmak için temelsiz fantezilere (Neptün) dalabiliriz. Gerçek – illüzyon karşıtlığını en çok din ve inanç konularında gözlemleyebiliriz.
Ama sadece bu değil, Ay önce (geçen gün belirttiğim gibi) Büyük Çekici’den geçiyor. Büyük Çekici’de dolunay haline geliyor, hemen sonra Galaktik Merkezde Satürn’le hizalanıyor. Bütün bunlar olurken, Uranüs’le de üçgen açıya giriyor. Yani elektrikli, hareketli, yoğun, çılgın denilebilecek bir dolunay yaşayacağız. Hatta birkaç gündür yaşamaya başladık bile. Hep gerçeklere bağlı kalmanızı, çıkış yolunun burada olduğunu özellikle belirtmek isterim.
Hayal Kırıklığına Uğramış Kitleler
Uranüs 31 Mayıs’tan beri çok ilginç bir sembolde ve bir ay burada kalacak: “Hayal kırıklığına uğrayan büyük bir seyirci/dinleyici kitlesi“. Arkadaşlar, bunu bütün dünyada gözlemlemiyor muyuz? Özellikle seçilen kişilerin bir kelimeyle vermiş oldukları sözlerden dönmelerini, global platformda yapılmış olan anlaşmaların bir çırpıda yok sayılmasını, gölge benliklerinin bir anda ortaya çıkıp kendilerini yok ederken başkalarını da yanında götürmelerini izlemiyor muyuz? Şubat ayından beri bahsetmiş olduğum sirk gösterisi iyice zorlayıcı hale geldi ve Ağustos’a kadar devam edecek. Baş aktörler bizi artık oyalayamıyorlar. Bazılarımız bütün olanlara öyle yabancılaştı ki, artık dinlemiyor, seyretmiyor. Bazılarımız çareler düşünüyor, çözüm arıyor. Bazılarımız ise öfke ve endişe içinde. Hepimiz, bütün bir insanlık büyük hayal kırklığı içindeyiz. Ve diyoruz ki, ne zaman düzelecek bütün bunlar? Bu oyun ne zaman bütünün hayrına gelişecek? Hareketi de, değişimi de dışarıdan bekliyoruz. Birileri bizim için bunları düzeltmeyecek. Önce bunda hemfikir olalım. Eğer değişim gelecekse tabandan gelecek.
Kişisel olarak ne yapacağımızı bilemeyebiliriz, hayatımızı nasıl devam ettireceğimize şu anda karar veremeyebiliriz. Acele etmeyin. Bu dolunay enerjisini iyi kullanın. Hayatınızda gerçek olmayan her şeyi elemeye niyet edin. Böylece bir sonraki adımınızın ne olacağı konusunda çok daha iyi fikir sahibi olabilirsiniz. Yay’ın kuşbakışı görme yeteneğini kullanın.
Ve şu anda girmekte olan büyük enerji dalgasını (Yeni Enerji Spektrumunu) özümsemeye bakın. Bu girişten sonra farklı hissedeceksiniz ve farklı kararlar alacaksınız.
Göç
Bütün bu enerjiler bize bir seçim şansı tanıyor. Kalmak mı, gitmek mi? Peki, nereye? Bulunduğumuz yer fiziksel ya da enerjik alan, şu anda bizi pek de mutlu etmiyor olabilir. Bütün dünyada bunu görmüyor muyuz? Fiziksel olarak hangi ülkeye, hangi kıtaya yerleşsek yine kendi enerjimizi yanımızda götürmüyor muyuz? Bir başka gezegene taşınamayacağımıza göre çözüm nerede?
Dolunayın Sabian sembolü: “İnsanların çöpleri ve davranışları tarafından tehdit altında hisseden pelikanlar yavrularını yetiştirmek üzere yeni yaşam alanlarına gidiyorlar”
Pelikanlar, yavrularını gagalarındaki torbada beslemeleriyle, hatta besin kıtlığı olduğunda kendilerini yemelerine izin vermeleriyle tanınırlar. Bu ebeveynler, yavrularını tam anlamıyla korumak, aileyi bir arada tutmak için ellerinden geleni yaparlar. Burada, belli ki artık güvende hissetmiyorlar. Şartlar değişmiş, yeni olasılıklara kanat açıyorlar.
Burada, bütünün hayrı için büyük bir özgünlük çağrısı görüyoruz. Bunu şöyle açıklayabiliriz:
Kendine has, daha önce düşünülmemiş çözümlerle ortaya çıkmak, buna gönülden bağlanmak ve bütünün iyiliği için tek başına değil, grup çalışmasıyla uygulamaya koyma cesaretini göstermek, bunun uğruna alışılmışı bırakıp tüm korkulara ve çekincelere rağmen yeniye kanat açmak.
Böyle büyük bir değişim, başka alanlara taşınmak ya da geçiş yapmak için en geçerli ve temel sebep, genel esenliği iyileştirmek üzere sahip olduğumuz en derin dürtülerimizin harekete geçmesidir. Dahası, böyle bir motivasyon, kendi kendini besler. Çünkü fasa fiso değil, gerçekten önemli olan şeylerin gelişmesine ve hayatta kalmak konusuna en köklü şekilde eğilir. Yani, Tabiatın (yani Evrenin) ve Kaderin (ya da Hayat Kontratları diyebilirsiniz) bu hareketi desteklemesi söz konusudur. Bu sembolde önerilen, kendinizin ve sizden sonra gelenlerin özellikle çevre şartları konusunda sağlığını, esenliğini ve olumlu gelişimini sağlamak için zihninizi açık tutmanız ve çözümlere açık bir tavırda kalmaya kararlı olmanızdır. Dikkat edilmesi gereken şey ise kolektife hizmet ederken, bunu kendinizi tüketecek, sizin sağlığınızı bozacak şekilde yapmamanızdır.
Kadim Bilgelik
Güneş, “Devasa kadim kitap” sembolünde. Burada resmedilen kitap, gerçek bilginin ve zamansız doğruların günümüzde bile aydınlatma kaynağı olarak süregelmesidir. Bu bilgiler belki efsaneler, mitoloji ya da ezoterik yazılarla günümüze gelmiştir ya da kişisel deneyimlerimiz ve öğrenme sürecimizin toplanarak belli bir birikim oluşturması da söz konusu olabilir. Bütün diğer açılar ve enerjilere baktığımızda aslında bu kitabın bu dönemde, sizin “hayat kitabınız” olduğunu anlıyoruz. Daha da doğrusu “bütün hayatlarınızın deneyim ve derslerinin toplandığı kitap”. Buna sizin kişisel Akaşik Kayıtlarınız da diyebiliriz. Bu devasa deneyimler ve dersler kitabı, sizin en önemli bilgi ve içgörü kaynağınızdır. Ama her şey ona dalıp dalmama arzunuza bağlıdır. Hafızamız, bir bilgisayarın ana hafızası gibidir. Hepsi oradadır ama bu hafızaya nasıl gireceğinizi bilmelisiniz. Bazen bu giriş otomatikman olur. Bazen, bunun için çalışılmalıdır. Daha da derinlere gitmek ve bu muazzam kitabın en faydalı bölümlerini kullanabilmek için meditasyon, özünü dinlemek, nefes çalışmaları, niyet etmek ve hipnoz çalışmaları faydalı olabilir.
Farkındaysanız iki dolunay peş peşe Güneş bize Kadim Bilgeliği ve Akaşik Kayıtları işaret ediyor. Bu yönlendirmeyi dinlemenin kesinlikle tam vaktidir. (Geçen dolunayda güneş, “Açık bir kitaptaki satırları işaret ederek hareket eden parmak” sembolündeydi. Bağlantısı burada.)
Sabian Sembollerinin ve Açıların Hepsine Baktığımızda
Belli bir yön görüyoruz. Öncelikle bir hoşnutsuzluk var. Bu hoşnutsuzluk sadece kendi hayatımızı değil, gelecek nesilleri de ilgilendiriyor. Değişmek ve değiştirmek istiyoruz, gelecek nesiller için, dünya nüfusu için, kendi mutluluğumuz için…
İyi haber şu ki, şu anda bizlere gönderilen inanılmaz yoğun enerji akımı yani “Yeni Enerji Spektrumu” bizleri zaten yeni alanlara taşıyor. (İlgili bilgiler için buraya tıklayın) Yani, göçümüz fiziksel değil, enerjik bir göç olabilir. Yeni şehirler, ülkeler yerine, yeni enerji alanlarına, yeni varoluş şekillerine, yeni düşünce ve davranış kalıplarına doğru taşınıyoruz. Bu yeni enerji alanı sizi belki fiziksel olarak yer değiştirmeye de yönlendirecektir. Ancak burada asıl olan enerjinizin değişmesidir. Bu dolunay bunu tam anlamıyla yapıyor. Direnmeyin, izin verin aksın…
Yay, aynı zamanda seyahatin, göçün ve öğrenmenin burcudur. Seyahatiniz içsel bir seyahat olabilir. Gerçeği aradığınız bir seyahat… İçinizde her şey zaten var. Tüm bilgiler, yol haritaları, derin bir bilgelik ve değerlendirme gücü. Ruhunuzun kitabına ait kilidi açmak için gerçeğe ve kalbinizin sesine sadık kalın. (Bir öneri daha: Bilinçaltı yazı dizisi ve özellikle Akaşik Kayıtlarla ilgili olan bölümü bu sembollerle öne çıkan enerjiler hakkında açıklayıcı olabilir.)
Çok ama çok bilgi geliyor, gelmeye devam edecek. Bunları eleyin, sadece gerçekte kalın. Doğaya dönmeniz, doğal kanunlara ve oluşumlara dikkat etmeniz ve topraklanmanız en büyük yardımcınız olacaktır.
Ben hepimizin bu çok güçlü enerji nehrine teslim olduğunda, tüm gereksiz yükü akıntıda bırakarak, hızla yepyeni alanlarda buluşacağına ve çok daha iyi bir yaşam alanı oluşturacağına içten inanıyorum. Nehrin debisi çok hızlı. Her zaman böyle olmayacak. Akışın daha sakin olduğu bölgeler de gelecek. O yüzden tutunmaya çalışmayın. Kıyıya kaçmaya çalışmayın. Kendinizi dalgalara bırakın ve dengede kalmaya özen gösterin.
Hepinize harika bir dolunay diliyorum.
©Mor Alev 2017
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Teşekkür ve sevgilerimle… Bütünün en yüksek hayrına olsun, hep beraber mutlu, huzurlu, barış, esenlik ve dengede olduğumuz bir dünyada ve tüm güzelliklerle…
BeğenLiked by 1 kişi
Gözümüzü kapatalım ve öz güzelliğimizi görelim. Her şey yoluna girecek, giriyor, girdi bile. Umutla kalın…
BeğenLiked by 1 kişi
bu sene ülkenin tasınmadıgım sehri basıma gelmeyen olayı neredeyse kalmadı. bu sure içinde surekli olarak valizler ve yeni esyalar degistirdim. işler degiştirdim. evler degiştirdim. değişmeyen tek şey yanımda tasıdıgım ve her yeni yere gittigimde yazdıgım kitabın uzerine eklenen yeni nushaları oldu. en sonunda kitabı yazdıgım kalemler de, nedense hersey kayboldu bir tek o kaybolmadı. sımdı yine yeni bir yerde yeni bir hayattayım. geldigim yerde ilginc olarak ev sahibesi arkadasım seyehate gitmis ve nasılsa buraya gelir diye bana bir anahtar bırakmıs. evde sınırsız yiyecek ve bir bilgisayardan başka bir sey yok. suanda kitabımı dijital ortamda son rutuslarını vererek temize geciriyorum……
BeğenLiked by 2 people
İyi ki varsın Mor Alev iyi ki…
Bu zamanda burada bulunmak…
Aracı olduğunuz bilgilere ulaşabilmek…
Bu bilgilerin ışığında kimi zaman kendimi tedirgin kimi zaman rahatlamış hissetmek…
Tüm bunların içinde çarenin ve çözümünde kendi kaynağımızda olduğunu bilerek her defasında yazdığınız satırlarda hatırlamak …
Teşekkürler Mor Alev…
BeğenLiked by 1 kişi