Yeni Ay ve Büyük Kare Açı: İmkânsız potansiyeldir – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

“İmkânsız, sadece dünyayı değiştirmek üzere sahip oldukları gücü keşfetmek yerine, önlerine konulan dünyada yaşamayı daha kolay bulan küçük insanlar tarafından ortalıkta oradan oraya savrulan büyük bir sözcüktür. İmkânsız, bir gerçek değildir. Sadece bir görüştür. İmkânsız, bir açıklama değildir. O bir meydan okumadır. İmkânsız potansiyeldir. İmkânsız geçicidir. İmkânsız hiçbir şeydir.”

Muhammad Ali (1942-2016)

Sevgili okuyucularım, herkesin kendine göre “imkânsızları” var. “İstediğim konuda okumam imkânsız, bu ilişkiyi düzeltmek imkânsız, özgürlük imkânsız, zayıflamam imkânsız, daha rahat yaşamam imkânsız, affetmem imkânsız, kendi işimi kurmam imkânsız…” Sizin imkânsızlarınız neler? Bu zamanda bütün imkânsızları çöpe atıyoruz, gerçek gerçeklere dönüyoruz!

Büyük Kare Açı - Haziran 2016

Bazen bir resim binlerce kelimeden fazla şey söyler. Ben de oldukça amatör olan grafik yeteneğimle sizlere yukarıda bir resim çizmeye çalıştım. Resimde bazı eksikler var tabii. Ama hafta içinden beri etkisi altında olduğumuz büyük kare açıyı oluşturan mavi kutuların nasıl birbirini itip çektiğini görüyor musunuz? Büyük kare açılar ve zıt açılar her zaman yaratımın açılarıdır. Yüksek gerilim hep sonunda doğumu, yeniden doğuşu getirir. İmkânsız olduğunu sandığımız şeylerle yüzleşiriz ve onları dönüştürürüz. Ne kadar kaçınsak da sonsuza dek ne gebe olarak, ne de fetüs olarak hayata devam edebiliriz.

Önümüzdeki bir ayın, hatta yaz aylarının temel enerjilerini listelersem:

Detaylara itina etmek, düşünceleri paylaşmak:

Bu ay bir İkizler ayı, yani düşünce süreçlerimiz öne çıkıyor. Bununla beraber düşünceleri paylaşmak da öne çıkıyor. Tipik İkizler gibi, bu yeni ayın iki Sabian sembolü var. İlk sembol yeni ayın ilk 4 dakikasında geçerli, ama gelen enerji dalgası henüz kırılmadan daha güçlü ikinci sembole giriyoruz. İlk sembol, “Birbiriyle konuşan, bilgi değiş tokuşu yapan iki Flaman çocuk” bize kendimize yakın bulduğumuz, hemfikir olması kolay kişilerle bir araya geleceğimizi söylüyor. Bu belki aile içinde olacak ya da “networking” çabaları ortaya çıkacak. Belki yeni gruplara, derneklere üye olacaksınız. Ne olursa olsun, kendi dilinizde konuşan, sizi anlayan insanlarla iletişime gireceğinizi söyleyebiliriz.

Bu sembolü ve Başak’taki Jüpiter’i bir araya getirdiğimizde, detaylı, geniş kapsamlı, pratik düşünce kalıpları ve iletişim görüyoruz. Jüpiter’in sembolü “İnce detaylı dantelle süslü zarif mendil” bize keskin bir görüşü, detaylara olan ilgiyi ve hayranlığı anlatıyor. “Şeytan detayda gizlidir” derler, bence tamamen yanlış bir anlayış. Aslında Yaratan’ın güzelliği, doğamızın görkemi detaylarda gizli. Aradığımız cevaplar, peşinde olduğumuz onay, çözümler detaylarda gizli olabilir.

Merkür’ün bu ayki Sabian sembolü de “Açık bir kitaptaki pasajı işaret ederek hareket eden parmak”, yani yine detaylara, gözden kaçırmış olabileceğimiz bilgilere işaret ediyor.

Tipik Başak, İkizler, Merkür karakteriyle, detaylara fazlaca gömülüp büyük resmi kaçırabiliriz. O zaman bu senenin temel enerjisi “uçan halımıza” binip yükselmeli ve büyük resme bakmalıyız. Arkadaşlar, bu dönemi rahat geçirmek için meditasyon gerçekten muazzam yardımcı olacak, büyük resme ancak böyle hâkim olabileceğimize inanıyorum.

Gerçekler ve geçmişin gün yüzüne çıkması:

Satürn ve Neptün geçmişten bahsediyor. Neleri bir sır gibi saklıyoruz? Kendimize bile yalan söylediğimiz konular var mı? Neden gerekli dersi kabul edip, yola tertemiz ve hafiflemiş şekilde devam etmiyoruz? Sevilmemekten mi korkuyoruz, kabul edilmemekten, kaybetmekten… Oysa bunlar sadece bizim korkularımız, gerçek sevgi koşulsuzdur ve gerçeklerin kendisi özgürlüktür!

Kendi yaşamlarımızdan, global olaylara, gerçeklerin gün yüzüne çıktığı bir dönem yaşıyoruz üç yıldır. Şimdi bunun zirve yaptığını düşünün. 2016 senesinin en ilginç, en aydınlatıcı zamanına hoş geldiniz! Gerçeklik anlayışınız tepe taklak olabilir. Güvendiğiniz kurumların, kişilerin, özellikle Yay etkisiyle dinlerin geçmişleri ya da gizledikleri ortaya çıkacak. Peki, bu kişiler ve kurumlar özür dileyecek mi? Verdikleri zararı en iyi niyetlerle karşılamaya çalışacaklar mı? Bağışlayabilir miyiz? Barış ilan edebilir miyiz? Koşulsuz sevginin beden bulmuş haline dönüşebilir miyiz? İşte asıl soru bu.

İsyan! Kutsal Kadın ve Kutsal Erkek bir arada

Gelelim yeni ayın ikinci ve enerji dalgasının tepe noktaya ulaştığı sembolüne; “Platformdaki kadın aktivist, duygusal bir konuşmayla davasını dramatik bir şekilde ortaya koyuyor”. Venüs, Ay ve Güneş bu derecede. Hemen karşı tarafa bakıyoruz, Lilith Akrep’te derinlere dalmış. Koç’a dönüyoruz, Eris-Uranüs birleşmiş. Kutsal Kadın enerjisi, Kutsal Dişi hem en derinlere inip kazı yapıyor, hem de bir yanardağ gibi patlamaya hazırlanıyor. Hiç fark ettirmeden magma toplanıyor.

Bu ilk bakışta feminist bir sembol gibi görünse de hepimizin içindeki dişiye seslenen bir enerji ve beklenmedik bir destekçisi var: Mars! “Peri padişahı ülkesine dönüyor” Bu sembol, diğer bütün sembollerden çok daha fazla kutsal erkeği anlatıyor. Bütün lütufları ve karakter özellikleriyle geri dönen erkek, içindeki ve hayatındaki dişiyi yüceltmek için sadece destek değil, aynı zamanda bir öncü görevinde. Üç tanrıça, üç feminen gezegen ya da üç dişi mitolojik varlık, Venüs, Lilith ve Eris “Biz de varız!” derken yanında erkeği buluyor.

İşin içine Uranüs de girince beklenmediği bekleyin. Dünyanın her köşesinde protesto ve isyanlar görüyoruz ve hepsinde bir artış görmeye devam edeceğiz. Kadınlar aktif olarak erkelerle kol kola kendileri, aileleri ve çocukları için arzularını ve hayallerini iletirken, bu hareketi sadece erkeklerin eline bırakmayacak.

Ancak, bir uyarı da gerekli: Savaşlarınızı akıllıca seçin. Sizin mücadeleniz önce kendi içinizde. Egoyla barış yapın. Kim ve ne olarak yaşamak istediğinize karar verin. Sizin isyanınız aile içinde ya da işyerinizde olabilir, nasıl en etkili şekilde değişime yol açarsınız? Provokasyon olasılığı çok yüksek. Detaylara değer verin, büyük resmi de gözden çıkarmayın. İsyan yüksek sesle, tehditlerle olmak zorunda değil. İsyan barışçıl olabilir.

İşte böylece, oyalanıp kaçma yolunu seçmezsek, “imkânsız” sözüne gülüp geçerek, kaderimizi değiştirebileceğimiz, hayatımızı tamamen dönüştürebileceğimiz yaz aylarına girdik.

Bu analizi bir alıntıyla başlattık, bir alıntıyla bitireceğiz. Öğretmenim Tom Lescher, Michael Beckwith’in aşağıdaki sözlerini bu hafta için paylaştı, ben de onun ayak izlerinden devam ediyorum:

“Her problemin arkasında kendini sordurmaya çalışan bir soru vardır. Ve her sorunun ardında kendini göstermeyi bekleyen bir cevap vardır. Her cevabın ardında, hayata geçmeyi arzulayan bir hareket vardır. Ve her hareketin ardında doğmayı bekleyen, bunu çok isteyen yeni bir yaşam vardır.”

Hepinize imkânsız gibi görünen, tüm potansiyeliyle yaşadığınız mucizevi bir yaz dönemi dilerim!

Yeni Ay, 5 Haziran, Pazar sabah saat 05.59 da gerçekleşti. (İstanbul)

©2016 Mor Alev

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

2 comments

  1. Çok teşekkurler yazilariniz dogru yolda olduguma dair isik oluyor.umudumu kaybettigim anda yola devam diyorum sayenizde.iyi ki varsiniz

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.