Duygular, Zihinler ve Egoların Kozmik Patlaması

Sorun sorun değil; sorun senin sorunla ilgili tavrın.
Sorun sorun değil; sorun senin sorunla ilgili tavrın.

Geçen Cuma gününden beri kendimde ve etrafımdakilerde çoktandır görmediğim bir kızgınlık, hırçınlık, yanlış anlama, yanlış anlaşılma ve bunun sonucunda insanlardan kaçma eğilimi gözlemliyorum. Bu beni ilk başta çok şaşırttı. İki günden beri ışık işçisi arkadaşlarımla konuşuyorum. Hepsi buna benzer şeyler deneyimliyorlar. (Onlar bu yükseliş ve değişim enerjileri ile sürekli haşır neşir olan kişiler ve görevleri gereği kendi enerjileri ve günlük hayatları hakkında yüksek farkındalığa sahipler) Çıkardığımız ortak sonuç şu:

Şu anda rekor düzeyde enerji akımına maruz kalıyoruz. Yeryüzüne şimdiye kadar hiç olmayan şekilde enerjiler akıyor, bu enerjiler çeşitli yıldız oluşumlarıyla güçleniyor. (Bkz. Stargate, Aslan Kapısı) Bu enerjinin aslı sevgi enerjisi, bir başka tanımlama da gördüğünüz en saf, en parlak ışık enerjisi. Enerjiler yavaştan hızlıya doğru yıllardır büyük bir değişimi tetikliyor. 2008 deki küresel finans krizinden, Arap Baharına, Wikileaks’den, teknolojik ilerlemelere, değişen kişisel zevklerimiz, yaşam tarzlarımıza kadar her alanda değişimi yaşıyoruz. Özellikle bu yıl yavaş başlayan Ocak ve Şubat aylarından sonra önce her hafta, sonra her gün şaşkınlık verici yeni şeyler, yeni skandallar, yeni olaylar duymaya ve görmeye başladık. Işık o kadar güçlü ki her köşeyi, her gölgeyi, her eski küflenmiş duyguyu, inanışı, kavgayı, düşmanlığı, derinlerde saklanan aşağılık ve suçluluk duygularını ortaya çıkarıyor. Hem ülkeler, kıtalar, endüstriler bazında hem de kişisel anlamda bundan etkileniyoruz.

Evrende her şeyin olduğu gibi bunun da hizmet ettiği bir amaç var. Taktığımız maskeler, kendimize göre ‘kötü’, ‘karanlık’ ve ‘çirkin’ yönlerimizi arkasında saklamaya yarayan ince ince inşa etmiş olduğumuz dış kişiliğimiz çatlıyor, parçalanıyor. Evren bizi gerçek biz olmaya çağırıyor. İşte bu yüzden egomuz şaşkınlık içinde ve şımarıklık krizleri geçiriyor, duygu patlamaları ve karışık akıllar ile gerçek biz olmanın eşiğinde doğum sancıları çekiyoruz.

Ama önce var olanın belirtilerini görüp doğru teşhisi koymamız gerekiyor. Bugünlerde birden bire hiç kızmadığınız komşunun oğluna çok gürültü yapıyor diye kızabilirsiniz, 10 yıl önce olmuş bir olayı hatırlayıp eşinize, kardeşinize patlayabilirsiniz, en basit bir soruya son derece ters bir cevap verip kalp kırabilirsiniz, örnekler çok… Öncelikle bunları normal kabul edin. Ama bu duygulardan, kızgınlıktan, üzüntüden kaçmayın. Bırakın gelsinler. Geldikleri zaman kendinizi kaptırmadan vermeniz gereken ilgiyi o kötü duygulara verin, onları tanıyın, hatta takdir edin. Bu duygular sizin eskiden ve hatta geçmiş hayatlarınızdan sızan hayal kırıklıklarının, üzüntülerin tortularını taşıyor ve bir daha onları yaşamamanız için sizi uyarıyorlar. Onlara görevlerini yaptıklarını bildiğinizi söyleyin. Ve bu kötü duygularla savaşmayın, bırakın ne kadar kalacaklarsa kalsınlar. Onları kendi haline bırakınca, bir şeylere ve birilerine bu duyguların etkisiyle içinizdeki negatifi yansıtmadığınızda çok çabuk gittiklerini göreceksiniz. İşin harika yönü ise bir daha asla ama asla geri dönmeyecekler! Ben bu işlemden dün geçtim. Çok rahatladım.

İşin diğer yönü de var tabii. Ya size patlayanlara ne yapacaksınız? Onları oldukları gibi kabul edin. Eğer sizi dinlemek istemiyorlarsa bırakın. Kendi işinize dönün, kendi kitabınızı okuyun. Yapılan hiçbir hareket kişisel olarak size karşı değil. İçiniz rahat olsun. O kişiler sizi her zamanki kadar seviyorlar. Sadece bu negatifi deneyimlemek ve salıvermek zorundalar.

‘Her gün harika kartlar yorumluyorsunuz ve şimdi de asabi olmak üzerine upuzun bir yazı yazıyorsunuz, bunlar birbirine zıt şeyler değil mi?’ diyebilirsiniz. İlk bakışta haklısınız ama değilsiniz. O muhteşem pozitif enerjiler gelmeye devam ediyor, biz karanlıktan aydınlığa çıkarken ters tepki veriyoruz. Bu tıpkı sigarayı bırakan bir tiryakinin haftalarca öksürmesi gibi bir şey. Detoks oluyoruz. İçimizdeki nefreti, ayrımcılığı, ukalalığı, yalancılığı hatta potansiyel katili, hırsızı ortaya çıkarıyoruz ve sonra da asla dönmemek üzere geride bırakıyoruz.

Karma buraya kadar arkadaşlar. Karma artık bitti. Binlerce yaşam, binlerce rol oynadığımız bu oyunun son perdesindeyiz. Yükselişe hoş geldiniz!

Mor Alev

Pratik öneriler:

  1. Michael’ın Mavi Işığı ile korunmaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Her sabah yataktan kalkarken aklınızdan geçirmeniz bile yeter. Özellikle trafikte bir sürü canavarlaşmış insan olabilir, bu bayram kendinize dikkat edin.
  2. Her gece yattığınızda Mor Alevle kendinizi, evinizi, sevdiklerinizi negatiften dezenfekte edin. Yine sadece 5 dakika aklınızdan geçirmeniz yeter.
  3. Kendinizi aşırı sinirli hissediyorsanız topraklama yapın. Acilen koşun ayakkabıları çıkarın, toprağa basın. Vaktiniz varsa topraklama yazısındaki diğer yöntemleri de uygulayabilirsiniz.
  4. Kendinize karşı DÜRÜST olun. Sizden başka kimse bilmeyecek. Aklınızdan geçen ne ise onu kendinize itiraf edin. Ve sonra salıverin.
  5. Yarın 8 Ağustos, yani Stargate/Vorteks enerji akımının zirve yaptığı gün. Bu enerjinin nasıl bir etkisi olacak bilmiyorum. Yine her zamanki gibi kendinizi pozitif enerjilere açın. Dünyada ve kendi yaşamınızda huzur, sağlık,  bolluk ve mutluluk için dua edin.
Telif Hakkı©2013 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.wordpress.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2013 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.wordpress.com/