Okumak yerine dinlemek isterseniz, yazının hemen altındaki podcast bağlantısına tıklayın.
Sevgili Dostlar,
Herhangi bir bilgiyi anlama yolumuz hafızamızdan ve karşılaştırmalardan geçiyor. Eğer bir konuda ölçütlere sahip değilsek zihnimiz zorlanıyor. İyi ve kötü. Soğuk ve sıcak. Uzak ve yakın. Önce iki kutup, ardından ortasındaki derecelendirmeler. Bu ölçütler ve karşılaştırmalara daha ufak birer bebekken sahip olmaya başlıyoruz. Zihin bilgiyi anlamak için geriye gidiyor, ilgili geçmiş anılara bakıyor ve anda yaşananın ölçeğin neresinde olduğuna karar veriyor. Bu gezegende bir şeyi anlama yolumuz zıtlıklardan geçiyor, dolayısıyla her madalyonun bir arka yüzü var, her enerjiye şartlanmalarımızla verdiğimiz tepkiler, her tepkinin ışığı ve gölgesi. Bir deneyimin nasıl olacağını, ne hissettireceğini biz belirliyoruz. Ve bu da Yengeç’in konusudur. Çocuklukta neler yaşadık ve öğrendik, ebeveynlerimizin hangi parçalarını taklit ediyoruz, nasıl hissetmeye yatkınız, bilinçaltımızı nasıl düzenledik? Enerji ise sadece kendini sunuyor.
Benim için bu yeni ayın Sabian sembolünün çok iyi anıları yok. Peki, bu sembol kötü mü demek? Hayır. Sadece benim zihnim geriye gidip bu sembolü yoğunlukla düşündüğüm zamana rastgelen olaylara baktığında geri çekilmek istiyor. Çünkü bu, 15 Temmuz olaylarının olduğu gece yazıp paylaşmış olduğum enerji. İlginç, çok ilginç, neredeyse şifreli bir sembol. Birlikte bakalım:
“Sağ omuza bir anda fırlatılan siyah gölge ya da pelerin”
Bu, 1925’de Elsie Wheeler’in orijinal vizyonu.
Daha sonra Dane Rudhyar bunu “Kafasının dikine giden adam çok daha üstün bir güç tarafından gölgede bırakılıyor” olarak değiştirmiş.
Lynda Hill ise bunu sembolü bir daha değiştirip şöyle demiş: “Görünmez güç pelerinine sarınmış halk lideri”
Dediğim kadar var değil mi? İlginç bir sembol. Karar vermeliyiz, bu enerjiye karanlık bir gölge mi, görünmez bir güç pelerini olarak mı bakacağız?
Bu Yengeç yeni ayının çevresinde olanlar da oldukça yoğun, dopdolu bir güneş tutulmasının enerjileri kadar güçlü hissettiren olağanüstü bir akış söz konusu. Gelin hepsini bir araya getirip anlamlandırmaya çalışalım.
Bu yeni ay geçmişle gelecek arasında, öğrendiklerimizle öğrenmeye gönüllü olduklarımız, sen ve ben, eril ve dişi, çocukluk ve yetişkinlik…
Ay ve güneş, Uranüs, Neptün, Plüton ve Eris’le temasta. Dördü de çıplak gözle görünen gezegenlerin ötesinde dönüşümsel, sosyal gezegenler. Egonun ve küçük benliğin ötesinde. Uranüs yüksek zihin, yüksek bilgelik, Neptün yüksek sevgi, Plüton yüksek güç, Eris yüksek yaratıcı kaosu getiriyor. Bu enerji anlayışımızı geliştirmekte ve dönüşümümüzde müthiş yardımcı olabilir. O zaman sembolümüzdeki “kafasının dikine giden adam” yani egolarımız, “çok daha üstün bir güç” yani yüksek zihin, kalp, kudret ve yaratıcı kaos tarafından gölgede bırakılıyor diyebiliriz.
Yeni ayın Neptün ve Uranüs’le olan akışları uyumlu, Neptün’den koşulsuz şefkat akarken, Uranüs sayesinde kozmik zekaya erişimimiz var. Bu da bize zihnimizde, kalbimizde açık olmamızı söylüyor. Bu enerjide imkansız sadece bir sözcük ve pek de anlamı yok, biz kabul edersek tabii. Uranüs’ün bizleri ne olursa olsun alıp hayat amacımıza giden yola yerleştirme özelliği vardır ve bunu beklenmedik, şaşırtıcı hatta şoke edici şekillerde yapmayı sever. Olumlu akış sayesinde bu semboldeki “pelerin” ya da “üstün güç”, tasavvuftaki “feyiz”, bilgelik ve lutüfların bahşedilmesi olabilir mi? Eğer kalbimizi açar ve ruhumuzun fısıltılarını dinlersek bence çok mümkün.
Yeni ayın Plüton ve Eris’le yaptığı açılar ise oldukça gergin. 2020-2021’deki Plüton-Eris karesini tekrar tetikliyor. Plüton’un ay ve güneşle zıtlığı bizleri güçle aramızdaki ilişkiye bakmaya teşvik ediyor. Eğer bu alanda dengeler bozuksa nerede gücünüzü verdiğinizi, nerede kurban rolüne yapışıp kaldığınızı, nerede gücünüzle zorbayı oynadığınızı görebilirsiniz. Güçle olan ilişkimizi sadece onun nerede suistimal ettiğimizi, nerede reddettiğimizi, nerede sorumluluktan kaçtığımızı görerek anlayabiliriz.
Semboldeki güç pelerini evet, güç veriyor ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk söz konusu. Güç onu taşımaya hazır olmayanlara verildiğinde sadece olumsuzluğa yol açar. Gücün getirdiği sorumluluğa hazır mısınız?
Dolayısıyla, şimdi de yüksek yaratıcı kaosun tanrıçası Eris’e bakıyoruz. İşin iç yüzünü görmek istiyorsanız, doğrucu Eris’ten iyisi yoktur. Yarım yamalak şeylere göz yumamaz, kendini kandırmaz ve aynayı yüzümüze tutar. Kendi gözlerimizin içine bakmadan o aynadan kurtulamayız. 2016’daki Uranüs-Eris birleşmesinin dünya çapındaki etkilerini hatırlayın, Brexit, 15 Temmuz, Trump…
Ay ve güneşin annenin, duyguların, ailenin, çocukluğun, halkların, yuvanın ve geçmişin, güvenlik hissimizin burcu Yengeç’te olduğunu unutmamalıyız. Duygusalız. Nostalji mümkün. Duyguları anlamlandırmak için zihnimize başvuracağız ve onun geçmişte işaretlemiş olduğu kilometre taşlarını kullanacağız. Yani benim birden bire 2016’daki o geceye dönmem bir tesadüf değil.
Bireyler üstü bu gezegenler toplamı bize bu ayın BÜYÜK DEĞİŞİM, hatta HÜCRESELDEN BÜTÜNE KADAR HER ALANDA RADİKAL DÖNÜŞÜM fırsatı ve belki de zorunluluğu olduğunu söylüyor. Bir defa daha geçmişe bakıp hala çözüm bekleyen şeyleri inceleyip üstesinden gelmenin vakti tam şimdi. Bu karmik bir enerji. Binlerce yılın karması çözülürken sadece çocukluğunuza veya birkaç yıl önceki anılarınıza değil, geçmiş yaşamlarınıza bile döndüğünüz rüyalar görebilirsiniz ya da bu şeyler durup dururken aklınıza gelebilir.
Ama bitmedi. Bir etken daha var. Ortalama ay düğümleri 12 Temmuz’da Terazi-Koç eksenine geçti, gerçek düğümler ise bu yeni aydan bir buçuk saat sonra bu geçişi yapacak. Tam sınırdaki düğümler bizi Nisan ayındaki Koç hibrid güneş tutulmasına geri taşıyor. Tutulmanın gerçekleştiği derecede şimdi yüksek geleceğimizi temsil eden kuzey ay düğümü var. Kader bizi çağırıyor. Yolunuzu bulmak için tutulma döneminde yaşadıklarınıza ve başlattıklarınıza bakıp bugüne olan bağlantılarını görmek yardım edebilir.
Bunların hepsi yetmezmiş gibi, Plüton’un ay düğümlerine olan güçlü karesinin başlangıcını da yaşıyoruz. Çok önemli anaretik derecelerde gerçekten bir kaçınılmazlık, bir kader hissi vardır. Kişisel ve kolektif bir kavşakta yön seçme halimiz devam ediyor.
Gölgelerimizi ve gücü nasıl suistimal ettiğimizi görüp sorumluluk alacak mıyız? Bize tam da şu anda bahşedilen “güç pelerinini” layığıyla taşıyacak mıyız?
Önümüzdeki on sekiz ay boyunca Terazi’nin gölgesinden Koç’un ışığına yönlendiriliyoruz. Yönlendirmeyi uyguladığımızda ise Koç’un ışığı sayesinde Terazi gölgelerimizi şifalandırmış olacağız. Gölge Terazi “aman tatsızlık çıkmasın” diyerek sorunları halının altına süpürmeyi sever, diğer herkese bakar ve kendini boş verir. Mutluluğunu başkalarının mutluluğuna kurban eder. Koç ise “ben” olmayı öğrenmek, kendine istediğini isteyebilme izni vermektir. Plüton bunları kendi derinliklerimize bakmadan değiştiremeyeceğimizi söylüyor. Yüzeysel mutluluktan gerçek ruh huzuruna, keyifli birlikteliklere ve gerçek hayat zenginliğe giden yolu gösteriyor.
Bu bir yeni ay ve yeni aylar her zaman başlangıçları temsil ederler. Yengeç ise bir öncü burç olduğu için bu başlangıçlar hep çok güçlüdür. Özetlersek yeni başlangıçların tohumları
- Neptün ve Uranüs’e olumlu
- Eris’e kare
- Plüton’a zıt
akışlarla şekilleniyor.
Aynı zamanda;
- Ay düğümleri burç değiştirerek Plüton’dan kare açıda gerginlik alıyor
- Bu hafta Mars ve Satürn kafa kafaya geliyor
- Venüs gerilemek için duruyor!
Enerji çok yönlü ve potansiyel yüklü. O zaman sembolde omuza atılan şey bir gölge mi, güç ve sorumluluk mu? Bu bize bağlı Bilge Baykuşlar.
Hepinize harika bir yeni ay dönemi dilerken, sizleri tut.com’dan gelen son mesajla bırakıyorum:
Şimdiden ne kadar çok mucize yaratmış olduğunuzu bilseydiniz, sevgili, sizi hiçbir şey bir daha asla bunaltamazdı, korkutamazdı veya imkansız görünmezdi.
Evren
©Mor Alev 2023
Görseller: Julie Dillon
YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Büyük Anadolu Depremi: NASIL YARDIM EDEBİLİRİZ? Ve Sürdürülebilir Destek İhtiyacı. Görsele Tıklayın
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.






❤️❤️❤️
BeğenLiked by 2 people
Müthiş bir analiz sevgili Mor Alev…sonsuz🙏🙏🙏🌟
BeğenLiked by 2 people
🙏🙏🙏
Çok iyi geldi bu yazı. Teşekkürler
BeğenLiked by 2 people
merhaba, öncelikle bu ışıldayan yazı için çok teşekkürler. karanlık tünellerden geçerken moralev’in koşulsuz sevgisinden ne kadar istifade ettiğimi anlatamam. sizi ve sizden bize akan enerjiyi minnetle ve özenle kutluyorum yeniden.
aklımda kaç gündür; ”zamanın dışındaki güne yaklaşıyoruz” diye bir düşünce.
maya takvimine göre 13’üncü baktunun 11’inci yılına doğru yürümekte olduğumuz bu günlerde, jose arguelles’in dreamspell’i ve orijinal maya takvimi konusundaki bilgilerimi gözden geçirmek istedim. bu bilgileri sizle de paylaşma hevesi oluştu ertesinde. kısaca tabi.
maya kültürü kalıntılarının kolonyal misyonerler tarafından yok edilmeye çalışıldığını fakat maya’ların amazon’un ortasına inşa ettikleri gizli bir mabedin şans eseri bu yıkımdan kurtulduğunu belirtelim öncelikle. maya takvimini öğrenebilmemiz, bahsi geçen bu gizli mabedin 1930’larda keşfedilmesiyle mümkün olabildi sağladı.
takvimin yeniden keşfinden 50 yıl kadar sonra jose arguelles kendisinde vuku bulan kozmik hevesin itkisiyle orijinal maya takvimini birçok değişikliğe uğratarak dreamspell’i yarattı. matematiksel hesaplar, glifler, gliflere dair metinler dreamspell’de tamamen yeniden düzenlenmiştir.
jose arguelles’in samimiyetinden şüphe duymamakla ve verdiği emeğin takdir edilesi olduğunu belirtmekle beraber, maya uygarlığı tarafından yüzlerce yıllık gözlem gerektiren bir çalışmayla yaratılmış orijinal maya takvimine sadık kalmak gerektiğine karar verdim kendi adıma.
bu iki takvim arasında şu an 20 gün var. yani dreamspell’e göre yeni yıla (13.0.11.1.1) 26 temmuz’da girilecekken, orijinal takvime göre 15 ağustos’ta girilecek. ”zamanın dışındaki gün” denilen iki sene arasındaki nefes boşluğu da bu tarihlerden bir gün önceye tekabül ediyor. ben 14 ağustos’u bir inziva, 15 ağustos’u da bir kutlama olarak geçirmeyi teklif ediyorum kendime ve sizlere. her şeyler kutlu olsun. :)
BeğenLiked by 1 kişi