Melekler: Yüzdüğünüz Titreşim Denizi

Sevgili Dostlarımız, 

Yeryüzünüzdeki toprak bundan önce hiçbir zaman böylesine farklı görüşler ve çeşitliliklerle bu kadar çok çapalanıp alt-üst edilmemişti. İnsanlar bundan önce hiçbir zaman fikirlerini, görüşlerini, inançlarını ve arzularını böyle büyük bir güçle yüzeye çıkarmamıştı. Her zaman savaşlarınız ve anlaşmazlıklarınız olmuştu ama şimdi, burada, teknolojinizin de yükselttiği iletişim ve paylaşım becerinizle, her biriniz dünyanın kim olduğunuzu bilmesine ve inançlarınızı birbirinizle paylaşmanıza yol açan fırsatlara sahipsiniz. 

Hayat, deneyimler, düşünce tarzları, inanç sistemleriyle zengin bir büfe. Geniş sunum yelpazesinden neleri seçeceğinize siz karar veriyorsunuz. Büyük ebeveynlerinizin kuşağında çoğu insan, aile, içinde yaşanılan toplum, iş ve inanç topluluklarından gelen aşırı derecede kısıtlı bir dizi düşünce tarzıyla tanışıktı. Diğer taraftan siz, bütün bir dünyaya açıksınız! Tercihlerinizi belirlemek için sonsuz genişlikte bir seçenek havuzunuz var. Ve tıpkı bir büfeden seçim yapar gibi, neleri beğendiğiniz, kim olduğunuz ve bu dünyada nasıl boy göstermeyi arzuladığınız konularını düşünerek bulmak için çok daha büyük fırsatlara sahipsiniz. 

Bu karışık ve uyandırıcı enerjide göreviniz bir başkasını değiştirmek, onu kendi isteğinize doğru yöneltmek değil. Hemfikir olmadıklarınızı eğitmek ya da düzeltmek değil. Bütün bunların yerine işiniz, içinizde derinlere dalmak ve kendi gerçeğinize ait dingin, sakin merkezi bulmaktır. Siz kimsiniz? Neye inanıyorsunuz? Hayatınızda ne deneyimlemek istiyorsunuz? Ne yaratmayı arzularsınız? Ayağa kalkıp bu dünyaya nasıl katkıda bulunmak istersiniz? 

Seven misiniz, savaşan mı? Bahçıvan mısınız, hafriyatçı mı? Sanatçı mısınız, bilim insanı mı? Şiir yazmayı, fırıncılığı, yeni teknolojiler keşfetmeyi, araba yarıştırmayı, uçak uçurmayı, hayvanlara bakmayı… ya da milyarlarca deneyimden hangilerini seversiniz? Arabulucu mu, ortalığı karıştırıp huzursuzluğun ateşini körükleyen mi olmak istersiniz? Şifacı mı, eziyet eden mi? Kendi enerjisinin sorumluluğunu alan mı, gücünü çevresindeki herkese veren mi? 

Biz burada cennetlerde hiçbir yargıya sahip değiliz. Her biriniz yaratmak istediğinizin ve hayatı nasıl deneyimlemeyi arzuladığınızın özünü seçme hakkına sahipsiniz. Her biriniz ruhunuzun deneyimlemeyi dilediği gelişimi yaratacak yolu seçeceksiniz. Her biriniz, yaymakta olduğunuz titreşimin size tam olarak yansıtıldığını bulacaksınız, böylece öğrenebilir, ayırt edebilir, farkına varabilir ve eğer başka bir şey deneyimlemek isterseniz yeni bir titreşim seçebilirsiniz. 

Hayat deneyiminiz dış dünyanın ne yaptığına bağlı olmak zorunda değil. Herhangi birinin onayına bağlı olma ihtiyacı yok. Dünyanın ya da diğerlerinin isteklerinize uygun davranmasına ya da düşünmesine bağlı değil. Hayat deneyiminiz, sadece yaydığınız titreşimlere bağlıdır. Her zaman baskın olarak odaklandığınız şeyleri görecek ve çekeceksiniz. “Arayın, bulacaksınız. Kapıyı çalın ve açılacak” sözlerinin anlamı budur. 

Gördüğünüzü beğenmiyorsanız, odak noktanızı değiştirin sevgili dostlar. O güce sahipsiniz. Size neşe-keyif-coşku getiren düşünceler düşünün. Odaklanacak tutkulu, hevesli ve sevecen hissetmeye esin veren şeyler bulana kadar odağınızı dış dünyadan içe çevirin. Odağınızı eş-titreşimde olmadığınız davranış ve ruhlardan çekerek, heyecanlandıran hedeflere yöneltin. Hüzünlüyseniz, rahatlık getiren düşünceler bulmaya çalışın. Kimseyi, hiçbir şeyi yargılamaya ihtiyacınız yok. Kendinizi rahatlatmak için kimseyi kurtarmak ya da düzeltmek zorunda değilsiniz. Tek ihtiyacınız olan, odak noktanızı seçmektir ve bunu neyin sizi iyi ya da tam tersi hissettirdiğini bilerek yaparsınız. Bir radyo aynı zamanda hem AM hem de FM’e ayarlanamaz. Aynı şekilde, siz de hem kendinizle eş-titreşimde olana hem de olmayana uyumlanamazsınız. 

Size sevgi hisleri veren düşünceleri seçmekteki özgür iradeniz, ruhunuzun bu dünyada sahip olduğu en büyük özgürlüğünüzdür. Sizlere her zaman kendinizle eş-titreşimdeki şeylere odaklanmanızı öneriyoruz, çünkü bu sevecen, ilham verici ve neşe-keyif-coşkulu hissettirecektir. Bu sizin gerçeğinizle titreşimsel uyumda olacaktır.

Sizi seviyoruz. Sizi sevgiyle ve yumuşakça, kendinize karşı zarif ve sevecen hissettirecek düşüncelere yönelmeye teşvik ediyoruz. Dış dünyaya güç vermeyi azaltarak, iç dünyanıza daha çok güç vermeye çağırıyoruz. 

Siz bir titreşim denizinde yüzüyorsunuz; titreşim yayıyor ve aynı titreşimi alıyorsunuz. Paradigmanızı kendinize güvenlik, bolluk, sevgi ve neşe verebilmek için dış dünyayı yönetip değiştirmek zorunda olduğunuz üç boyutlu düşünceden, sadece istediğiniz titreşimlere uyumlanarak onları kolaylıkla kendinize çektiğiniz 5D gerçekliğe dönüştürmeniz için size yardım etmek istiyoruz.

Sizleri çok seviyoruz.

Melekler

Ann Albers ve Meleklere çok teşekkürler. (visionsofheaven.com)


En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Telif Hakkı©2020 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.

Copyright © 2020 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

6 comments

  1. Sevgili Mor Alev,
    Sayaca sevgi gonderip duruyorum, boylece onu da Buyuk birlesmeye dogru sayarken her gecen gun daha yuksek titresimle yuklemis oluyoruz 🙂

    Meleklerin yardimini, tum Evrenin sevgisi ve yardimini ictenlikle kabul ediyorum. Seyleri kabul edemedigimde, karma denen filtreyle sadece tarafli algiladigimda, icerideki sonsuz sessizlige, sifir noktasina donebilmek icin gereken tum bilgeligi bana iletmelerine kendimi aciyorum. Tum varolus icin cok tesekkur ederim! Her sey icin tesekkur ederim! Tesekkur ederim!

    Not: tam bu anda fark ettim,bu blogda kullandigim nickname hayatim boyunca tek 1 yerde bile kullanmadigim, aklima hic gelmemis bir sey. Bundan 1,5 yil once nasil oldu da boyle bir isim edindim blog icin, hic ama hic hatirlamiyorum, hatta pek sececegim bir isim degil. Sanki baskasi benim yerime secmis gibi. Kimbilir belki de oyle 🙂 melekler ile, tesekkurlerini sunar 🙂

    Liked by 3 people

  2. Sürekli ‘şifalanmak’ tan bahsediyoruz. Bedenen, ruhen, duygusal bakımdan vs.
    Doğuştan gelen genetik bir hastalığı şifalandırmak mümkün müdür? Mümkün olmasını çok isterdim.

    Beğen

    1. Epigenetik son yıllarda oldukça fazla ses getiren ve çığır açan bir bilim dalı, bize genlerimizin kurbanı olmadığımızı söylüyor. Kuantum fiziği de bunu destekliyor. Tabii sorduğunuz konudaki araştırmalar henüz emekleme aşamasında ancak bu mümkün değil demiyor. Yani, neden olmasın? Ancak ruhani açıdan bakarsak kusurlarımızla kusursuzuz. O genetik rahatsızlığı kağıttan kaplan olana kadar sevip kabul etmek ve sonra da onun etkisiz hale geldiğini görmek de mümkün bence. Tabii bu benim görüşüm. Bir tıbbi öneri değil. Sevgilerle

      Liked by 1 kişi

  3. Sevgili Mor Alev Merhaba,
    “….Kim olduğumu biliyorum, ne yaptığımı biliyorum, nasıl hizmet ettiğimi biliyorum…” 😊 (Sizden kopya çektim.) Yönetmiyorum, yönlendirmiyorum. Sadece kendimi, uyum, huzur, sevgi ve sevince açıyorum. Öyle de oldu. Teşekkür ediyorum.

    Liked by 2 people

Yorumlar kapatıldı.