Zamanın Dışındaki Gün ve Galaktik Yeni Yıl -2020

25 ve 26 Temmuz, yıllardır çok dikkatimi çeken Maya takvimine göre galaktik yeni yıla giriş tarihleri… Geçen yıl da belirttiğim gibi bu çok hâkim olduğum bir konu değil ancak gelen mesajlar bir sene sonra o kadar anlamlı geliyor ki, kendimi bu konuda araştırma yapıp yazmaktan alıkoyamıyorum!

Zamanın Dışındaki Gün: 25 Temmuz

Geçen yıl şöyle açıklamışım: “Zamanın Dışındaki Güne bir portal, bir geçiş, bir enerji kayması ve bir sonraki değişimden önce verilen bir armağan olarak bakabilirsiniz. Bu alanda hem her şey var, hem de hiçbir şey yok. Maya takvimi 28 gün süren 13 aydan oluşur. Toplamı 364 gündür. Ama bir yılda 365 gün vardır. İşte o son güne bu takvimde  “Zamanın Dışındaki Gün” denir. Artık gün gibi. Bir önceki yılın enerjisi çekilmiş ama henüz yenisi gelmemiştir. O yüzden bu çok özel bir gündür. Zamanın dışındaki bu gün, ay ve güneş takvimlerini denkler. Bu güne sonsuz kapasiteye sahip bir boşluk olarak bakabilirsiniz. Bu boşluk, aslında boşluk değil potansiyelin maddeye dönüşmemiş halidir. “OL” dememizi bekleyen enerjidir. Doğanın dişi yönüyle uyumludur.”

Bu sene Gillian MacBeth-Louthan diyor ki;

“Zamanın dışındaki güne geleneksel olarak “Sarı Tohum” denir. Bu gün, niyetlerimizin, sözcüklerimizin ve hareketlerimizin gücünü bilmemizi ister. Tıpkı yaşayan tohumlar gibi biz de bu zaman aralığında rüyalar tarlasına düşmek üzere saçılırız. Bu sene bizleri yeryüzünün can veren gücüne uyumlanmaya çağırıyor, doğuştan sahip olduğumuz hayati haklarımızı taşımaya devam etmemizi, umut tohumları ekmemizi, Işığın meyvesi, çiçeği ve hasatı olmamızı talep ediyor! Bu sene yığınlarca umut sunacak, ister o umut dağlar kadar büyük, ister hardal tohumu kadar ufak olsun. Sevgiyle aşılanmış umut, paha biçilemez, asla tükenmeyen bir hazinedir.”

Sizin harekete geçirmeye hazır olduğunuz umutlarınız neler?

İmgelemekten, hayal kurmaktan, düşünce gücünden oldukça fazla bahsediyoruz ve sonunda hep fırsatları, fikirleri ve o fırsat ve fikirleri harekete dönüştürerek yaratacağımızı vurguluyorum. Ama nedense bu son parça gözden kaçıyor. Bilmiyorum, işimize mi gelmiyor, masallardaki gibi sihirli değnekle bir peri gelecek diye mi bekliyoruz…  Bunu şikayetlerinizde görüyorum, bunu dertlerinizi açtığınızda okuyorum. Evde oturup, her zaman yaptığımızı yaptığımızda hep aynı sonucu yaratacağız. Evet bizler alışkanlıkların varlıklarıyız ama derinden değişim de istiyoruz. Biz tavır, davranış düşünce, bakış açısı, hareketlerimizi değiştirmeden kesinlikle o değişimi hissedemeyeceğiz, aksine istediğiniz size gelmek için uğraştığında durum daha da vahim hale dönüşebilir. Çünkü evrene çatışan enerjiler veriyoruz. Bir şeyi istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Çatışan enerji, adı üzerinde, iç ve dış mücadeleyi getirir. Direnç acıtır.

Dolayısıyla soralım; Acaba hangi hayalinizi gerçeğe dönüştürmek için gelen fikir ve fırsatları yakalamaya hazırsınız? O fikir ve fırsatlarla ne yapacaksınız?

Zamanın dışındaki gün sadece niyet tohumları ekmek için değil, o niyetlerin gerektirdiği hareketlere  kendini adamaya karar vermek için ideal!

Yeni Galaktik Yıl: 26 Temmuz

Geçirdiğimiz sene “Beyaz Manyetik Büyücü” senesi idi. Geçmişe dönüp bu konudaki yazıma bakalım:

“Beyaz Manyetik Büyücü senesi bizleri ortak yaşantımızı yeniden büyüleyici kılmaya çağırıyor. İnançlarımızın, düşüncelerimizin, titreşimimizin, niyetlerimizin ve hareketlerimizin gerçeklikler yaratan büyüler olduğunu hatırlatıyor. Artık abrakadabra zamanı geçmişte kaldı. Düşündüğümüz ve yaptığımız her şeyin abrakadabra olduğunu bilmeliyiz. Olumlu ilahi kapasitemizi kullanarak bu dünyada görmeyi istediğimiz aydınlanmış büyücüler olmamızın vakti geldi!”

Ve yine hareketleri vurgulamışım. Sihir, “kararlı niyet-inanç-fırsat/fikir değerlendirme-harekete geçme” formülünden oluşuyor.

İlginçtir, şimdi geriye dönüp baktığımda sembolün verdiği görüntü bana beyaz gömlekleriyle tıp ve bilim insanlarını hatırlatıyor. Geçen galaktik yılın ikinci yarısını kendimizi onlara teslim ederek geçirdik!

Geçen sene bu zaman şunları da eklemişim: “Beyaz Manyetik Büyücü senesi bilinçte büyük bir yeniden yönlenme başlatıyor. Şimdi geleceği kodlamanın ve BİR olduğumuza dair unutulmuş anıları dünyaya yeniden hatırlatmanın zamanı geldi.”

Bu sene Covid-19 hepimizi bir araya getirdi. Ayrıldık, tecrite girdik ama aynı zamanda aynı yazgıyı yaşadık, zihnen, ruhen BİR olduk. Kolektif bilinç müthiş aşamalardan geçti. İçeriye kapanarak kendimizi araştırdık. Üç beş kişi değil, üç-beş milyon değil, bir ara dünya nüfusunun yarısı tecritteydi!

Bence çok güzel bir yıl olacak demişim, fikrimi değiştirmedim. İlerleme ve yükseliş açısından müthiş bir seneydi. 3D açıdan ise zorlu bir yıldı, zorlu günler devam ediyor ve edecek, kendimizi kandırmayalım. Bu öyle iki ayda üstesinden gelinebilecek bir durum değil. Daha üçüncü trimestere bile girmedik.

Ama en zor zamanlar aynı zamanda en yüksek niteliklerimizin parlama şansı bulduğu zamanlardır. Dickens’ın İki Şehrin Hikayesindeki “En iyi zamanlar, en kötü zamanlardı” sözlerinin hala daha ne kadar popüler olduğunu düşünürsek evet, bizden birer büyücü olmamız istendi. Biz de elimizden geldiğince bunu yapmaya çalıştık! Başardık mı? Tabii ki yoldan çıktığımız, kendimize acıdığımız, öfkelendiğimiz, yerdiğimiz, yargıladığımız günler de oldu. Ve sonra da ayağa kalkıp içimizdeki gücü hatırladığımız, ben bunu nasıl çözerim dediğimiz zamanlar… Bence ikincisi birincisinden daha fazlaydı.

Önümüzdeki yılın enerjisine bakalım isterseniz.

“Mavi Ay Fırtınası”

Maya inancına göre Mavi Fırtına, saflaştırıcı yağmurla dolu bulutları anlatır, o bulutlar aynı zamanda şimşekler ve yıldırımlarla yanılsamaları aydınlatır, temeli yanılgılar olan yapılanmaları da yerle bir eder. Bu çözülme, dağılma, imha süreci devam ederken fırtınanın elektriği dönüşümü ateşler.

Hepimiz, her birimiz dönüşümün elektrik taşıyıcılarıyız. Kolektif yanılsamanın antidotu görevi görüyoruz. Yıldırımların yol açtığı alevlerin içinden geçerken, bir tarafta saflaştıran yağmur, diğer tarafta dönüşüm ateşi, geriye bizimle kalan tek şey gerçek benliğimiz olacaktır.

Mavi Fırtına, ışık bedeni enerjiyle doldurur, hayat verir. Ruhani susuzluğun ilacıdır. Fakat bu devasa gücün  bir özelliği daha var. Bu fırtına Ay sembolizmi de taşıyor.. Duygularımız, dişi enerji ve zıtlıklar… İç ve dış, ruhani ve fiziksel, kişisel ve kolektif… Bu seneki görevimiz, fırtınanın içinden geçerken dengeyi korumak. Fırtınanın gözündeki denge olmak. İçi ve dışı, dişiyi ve erili, almayı ve vermeyi, zihni ve hisleri dengelemek.

Bu müthiş güçlü enerjide tıpkı hafta başındaki Siyah yeni ayın Sabian sembolü gibi, kefeleri dengede tutmalıyız. “Bu dünyada her şey ama her şey, kozmik sebep-sonuç yasasına bağlıdır. Bu yasa sayesinde terazinin kefeleri bir aşağı bir yukarı salınır. Her hareket, kendine karşılık bir tepki alır. Sonunda kefeler dengeye gelir.”

Önümüzdeki yıl gelgitler olacak, fırtına devam edecek, buna şüphe yok. Ama siz inançla arınmaya devam ederken, şimşekler çakıp dalgalar yükselirken, eğer dengenize sürekli olarak dikkat ederseniz, hem kendiniz hem de diğerleri için bir korunaklı doğal koy olabilirsiniz. Bunu yapabiliriz, yapabilirsiniz. Bu güç hepimizde var.

Hepinize harika bir zamanın dışındaki gün, ilhamı harekete dönüştürecek cesur bir yeni galaktik yıl diliyorum.

©Mor Alev 2020


YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.

Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com

7 comments

  1. Merhaba
    Yaklaşık 3 senedir yazılarınızı takip ediyorum.Paylaşımlarınız için her zaman minnet duydum ama bunu daha önce mesaj yolunile dile getirmemiştim.bugün içimden yazmak geldi.Kullandığınız dil ve paylaştığınız kanallıkların titreşimi, gerçeği gün yüzüne çıkaran ve cesaret veren türden . Bazen birbirimize ettiğimiz teşekkürlerin bile ne kadar sınırlı kaldığını görüyorum ama diyebilecek başka birşey de bulamıyorum. Gönlünüze,ellerinize , aklınıza , akışınıza sağlık 🙏🏼Güzel gün(ler) diliyorum.Işığınız parlasın Aşk ile kalın.Teşekkürler…

    Liked by 4 people

  2. “Ama en zor zamanlar aynı zamanda en yüksek niteliklerimizin parlama şansı bulduğu zamanlardır.
    Dickens’ın İki Şehrin Hikayesindeki “En iyi zamanlar, en kötü zamanlardı” sözlerinin hala daha ne kadar popüler olduğunu düşünürsek evet, bizden birer büyücü olmamız istendi.”

    Işık OL duğunuz için, çığ gibi büyüyüp aydınlattığınız için sonsuz şükranlarımla zamansız zamanlarda….

    Namaste 🙏🙏🙏💜💜💜🌸🌸🌸🌞⭐🥰

    Liked by 3 people

  3. Ben yaşadığım bazı deneyimleri paylaşmak istedim..marttan beri ciddi korku ve kaygılar yaşadım herkes gibi..bana bişey olur mu sevdiklerime bişey olur mu korkusu ile..sonra gerek sizin yazılarınızla gerekse diğer başka yazılar ve videolarla kendi özüme gücüme kısmen de olsa tutunmayı başardım..olumsuzluğa değil olumluya ve gücümü farketmeye kafa yormaya başladım..böylece o olumsuz sesleri çok büyük ölçüde kıstım..istediğim hayallere odakladım hayal kurdum vs… çok enteresan bu dönemde içimden bir ses hep şunu söyledi durdu, artık cesur olma zamanın geldi artık hayatı izleme tam ortasında ol..ben de nasıl yani? tam da pandemi zamanımı atılım yapıcam zamanımı ki diye sordum kendıme.. hiç olmadık yerlerden hayal dahi edemeyeceğim bir yerden iş teklifi geldi…bodruma yerslesmek ıstemıstım hep orada kalma ve iş açısından durduk yere muhtesem fırsatlar cıktı..inanamadım… ama yine cesaret edip adım atamadım..fakat bişeyi anladım..ve nerdeyse bikaç aydır doğru düzgun uyumuyorum yani beynim çok enteresan uykuya gecmıyor..geçsede sık sık defalarca uyanıyorum saate bir yarım saatte bir… bişey oluştu bende hem aşırı cesur olma isteği ve evet yapabilirim hissi (benden beklenen değildir ) hem de beynim dahil tetikte sanki bir değişim oluşuyo bişeyler olusuyo..yani ne kadar anlatabildim bilmiyorum…rüyalarım çok değişik olmaya başladı..ilkkez bu dönem evlenip, karnımda beni seçmiş olabilecek bebeği düşündüm…bir bebek beni seçmiş ve gelmeye çalışıyor..aklıma bunlar geldi durduk yere..çok tuhaf düşünceler benım için..paylaşmak istedim.. bu dönemlemi ilgili yoksa ilgili değil mi bilemedim…ve birkaç gece önce bir rüya gördüm..buludnguğum evin odasını açıyorum içerisi arı kaynıyor..önce korkuyorum snra öldürmek istiyorum ama diyorumki bunları öldüremem önemli ve faydalı yaratıklar diyorm..sonra odaya kapıyı açıp göz ucuyla bakıyorum, aman tanrım kocaman muhteşem ihtimaıyla kraliçe arı içerde yüksek bir yerde ve tüm arılar onun için çalışıyor..usulce odanın kapısını kapayıp inanıyorum içim rahat ediyor gibi hisler hissettim… hayırlara vesile olsun

    Liked by 1 kişi

  4. harika bir yazı teşekkürler

    25 Tem 2020 Cmt 11:38 tarihinde Mor Alev şunu yazdı:

    > Mor Alev posted: ” 25 ve 26 Temmuz, yıllardır çok dikkatimi çeken Maya > takvimine göre galaktik yeni yıla giriş tarihleri… Geçen yıl da belirttiğim > gibi bu çok hâkim olduğum bir konu değil ancak gelen mesajlar bir sene > sonra o kadar anlamlı geliyor ki, kendimi bu konuda ara” >

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.