2020 Yengeç Yeni Ayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Yeni aylar,  her zaman bilinçaltı (ay) İle bilinçli benliğin (güneş) birleştiği andır. Eril ve dişi bir araya gelir. Tohum atılır. Bu yeni ay, üçlü tutulma serisinin ardından geliyor, tutulma tünelinden çıkarak yepyeni bir enerji alanına giriş yapıyoruz.

Sessiz ve derin, ay tekrar kendi bölgesinde. Yengeç’teki ikinci yeni ayla bir defa daha tohumlar atılıyor, niyetler ve başlangıçlar belki bu sefer biraz daha farklılaşmış şekilde ilan ediliyor. Bu, Mart 2023’e kadar sürecek yeni siyah ay döngüsü. O zamana kadar tekrar tekrar Yengeç konularının karşımıza çıkacağından emin olabilirsiniz, her şeyin altında onlar yer alacak: Bilinçaltı, duygular, dişi enerji, yuva, aile, kabile, halk, çocukluğumuz, anneliğimiz, duygusal güvenlik ihtiyacımız…

Oğlak ve Yengeç’in karşı karşıya olmasına şaşmamak lazım. Her ikisi de güvenlikle ilgili, biri iç, biri dış güvenlik. Yengeç içini güvende tutmak için kalın bir kabuk geliştirir, Oğlak ise dış güvenliğe odaklanır ve duvarlar inşa eder.

Bu önemli Siyah Ayda, ay ve güneşin tam karşısında Satürn’ü görüyoruz. Yeni ay da, Satürn de kritik derecelerde. Evet, yeni aylar yukarıda yazılan gibi başlangıçlarla ilgilidir ama eğer bir burcun son derecelerindeyseler aynı zamanda bitişi de işaret ederler. Bitişin başlangıcı? Ya da yeninin başlaması için gerçekleşen bitişler? Her ikisi de mümkün.

Olay yerinin neresi olduğunu biliyoruz: Güvenlik, yuva, aile, halk, ülke tanımlarımız ve hepsinden önemlisi duygularımız ve bilinçaltımız…

Yepyeni bir bilinçaltı yapılanmasına hoş geldiniz! 2023’e ulaştığımızda hiçbir şeyi eskisi gibi algılayamayacağımıza, duygusal tetikleyicilerimizin tamamen değişmiş ve böylece tepkilerimizin de inanılmaz farklı olacağına inanıyorum.

Ama günümüze dönelim, burada Satürn’ün rolü nedir? Zaten Covid-19 ve getirdikleriyle uğraşırken bir Satürn’ün baskısına ihtiyacımız var mı?  Ya köşedeki Eris’e?

Yengeç ve ay bir araya gelince duygu okyanuslarında boğuluyor gibi olabiliriz. Çocukluk korkularımız, güvensizliklerimiz, kendimizi içeriye kapatma dürtümüz başını alıp zirvelere çıkabilir. Mızmızlanabilir, olgunluktan çok uzak tepkiler verebiliriz. Satürn tam karşıda diyor ki; “Bu bir daha çok zor elde edebileceğiniz bir fırsat. Aklınızı başınıza toplayın. Birer yetişkin olun ve şikayetlerinizin kökenine bakın. Gerçek güç, gerçek düzen bastırılmış duygular ve rol yapmaktan gelmez. Kendini tanımaktan ve kökteki sorunları sağduyu ile çözmekten gelir.” İşte anda yaşadığımız baskı bir yetişkin olma baskısıdır. Duygularını bir yetişkin olarak yaşama, anlamlandırma ve onları birer gösterge olarak kullanma baskısı. Yengeç de, Oğlak da bu bağlamda birbirine benzer, kontrolü eline geçirmeye çalışır –  Oysa zorla hiçbir şey yaptıramayız, kendimize bile!

En derin duygularımızı onurlandırdığımızda (Yengeç, ay) ve farkındalığımızı yükselttiğimizde (Yengeç, ay), kalıcı sağlam yapılar inşa etmeye başlarız (Oğlak, Satürn). Artık sonraki kuşaklara (Yengeç, çocuklar) bırakacak ve gurur duyacak bir miras yaratma (Oğlak, Satürn) sürecine gireriz.

Çünkü bütün vızıldanmalar, kırgınlıklar ve şikayetler bittiğinde, geriye sadece sevgi kalır. Sevgi. En büyük yaratıcı güç.

Kim demiş Satürn ve Oğlak sevgiden anlamaz diye? Kim demiş bu yeni ayda da kare köşeyi tutan ve bizi en derin hayat amaçlarımıza yönlendirmeye çalışan Eris’in sevgiden hiç haberi yoktur diye? Duygular, sevgi, şefkat, bakım ve dişi enerji sadece Yengeç ve ayın tekelinde değildir.  İşte bunu anlamanın vakti gelmiştir.

Gerçek kırılganlığını (Yengeç) tanımak, cesaret (Koç, Eris, Mars, Chiron) ister.  Kırılganlığını tanıyan, kendini tüm kusurlarıyla da sevebilme yolunda büyük bir adım atmıştır. Koşulsuz sevgi bizi yuvaya (Yengeç) taşır.

Duygularımızı, bilinçaltımızı anlayabilmek, kendimizi koşulsuz sevebilmek için ise yumuşak olmalıyız. Gerektiğinde kendimize ve diğerlerine alan tutmalı ve susmalıyız. Gerektiğinde şefkatli bir annenin hasta çocuğuna verdiği gibi acı ilacı kendimize içirmeliyiz. Hepimiz bir şekilde hastayız. Güvensizlik, korkular, geleceği görememekten gelen kaygılar, öfke, sinir bozukluğu, hayattan keyif alamama, hiç gelmeyecek eski normali bekleme, an yerine dünde ya da yarında takılıp kalma… Tekrar tekrar dişi enerjinin şefkatli, şifalı kollarına çağrılıyoruz.

Hastalığın antik dillerdeki karşılığı dengenin bozulmasıydı. Bu yeni ayın Sabian sembolü ise tam da bu konuya sesleniyor:

“İkizleri tartan tanrıça”

Bu siyah ay, kesinlikle karmik dengeyi işaret ediyor. Bu dünyada her şey ama her şey, kozmik sebep-sonuç yasasına bağlıdır. Bu yasa sayesinde terazinin kefeleri bir aşağı bir yukarı salınır. Her hareket, kendine karşılık bir tepki alır. Sonunda kefeler dengeye gelir. Karma bu sebep-sonuç ilişkisinden başka bir şey değildir. Nasıl bir enerji veriyoruz, nasıl bir enerji alıyoruz? Karşıdaki Satürn ve Oğlak dikkatle seyrediyor.

Yengeç burcu gelgitler, denizler ve orada yolunu yan yan yürüyerek bulan bir kabukluyu içerdiğine göre, kozmik kefeler duygularımızla da sallanabilir. O zaman bir yengeç gibi yapacağız. Dalgaların arasında ayaklarımız sımsıkı toprağa basacak. Satürn’den yardım isteyeceğiz. Gerekirse yan yan ilerleyeceğiz. Ve izin vereceğiz duygu dalgaları bizleri yıkasın. Her duyguyla harekete geçmek zorunda değiliz. Bazen sadece orada olduklarını teyit etmek yeterlidir. Sonra denize karışıp giderler… Bazı duygular ise derin gerçeklerimizi açığa çıkarırlar, bu ikisini birbirinden ayırmayı uzun zamandır öğreniyoruz. Gerçek açığa çıktığında, artık harekete geçmek şart olur.

Bu sembolün üçüncü bir yorumu da, benzer alternatifler arasında kararsızlığı işaret etmesidir. Hangisi daha ağır? Hangisi daha uygun? Kararsızlık yaşayanlarınız, size şöyle söyleyebilirim, bunların ikisi de çok benzer sonuçlar doğuracağından önemli olan neyi seçtiğiniz değil, kendi enerjinizdir. Hangisini seçerseniz, seçin. Enerjiniz sağlam, özgüvenli ve olumlu olsun yeter!

Bu Siyah Yeni Ay, çarenin duyguları işlemden geçirip gereksizleri eleyerek dengeyi bulmakta olduğunu gösteriyor. Sebebi salıverdiğimizde, sonuç da değişecektir. Şefkatle bakıldığında manzara farklı görünecektir ve kusurlarımızdaki kusursuzluğu da o zaman anlayabiliriz. Ve böylece de… yuvamız, güvenlik anlayışımız, dişi enerjiyle olan ilişkimiz değişmeye devam ediyor.

Bu haftaya yeni ayla girerken (20 Temmuz, saat 20.32- İst.), Aslan Kapısı enerjileri de bu yılın akışını başlatıyor. 25 Temmuz, zamanın dışındaki gün, 26 Temmuz ise yeni galaktik yılın başlangıcı. Duygusal ve dönüşümsel bir haftaya giriş yaptık. Yeni durmak bilmeden akın akın geliyor.

Hepinize harika bir yeni ay dönemi diliyorum.

©Mor Alev 2020

---

YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile çalışmak istiyorsanız buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.

---

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com