2019 Terazi Mavi Dolunayı: Hayatınızın Resmindeki Denge – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Dört haftalık Mavi Dolunay döneminin zirvesini yaşıyoruz. Ve 20 Mart tarihindeki ilk Terazi dolunayından beri neler neler yaşandı! Bir kara delik ilk defa fotoğraflandı, Brexit olmadı, seçimler oldu, Sudan 30 yıl sonra diktatörünü alaşağı etti, 850 yıllık bir katedral gözlerimizin önünde yandı (bu konuda daha sonra konuşacağız) ve daha pek çok şey… Ama henüz hepsi sona ermedi, önümüzdeki günler hareket devam edecek.

Dolunay, ikinci defa Terazi’de tam son derecede. Bu sırada Öncü Burçlarda bir Büyük Kare Açıyla tamamlanma, bütünlenme, bitirme enerjisindeyiz. Oğlak’ta bir arada yol alan Plüton, Güney Düğümü ve Satürn, tam karşıda Yengeç’teki Kuzey Düğümü, Terazi’deki ayla kare açıda ve onun da karşısında doğal olarak Koç’ta Eris’i az önce ziyaret etmiş olan bir Güneş ve çok yakınındaki Uranüs’ü görüyoruz. Sevgili Bilge Baykuşlar bu sadece bir Mavi Dolunay değil, bu kendini çok güçlü bir tutulma gibi hissettirecek bir dolunay!

Fakat birkaç saniyeliğine bu enerjinin başlangıç noktasına gidelim: 20 Mart günü gerçekleşen birinci Terazi dolunayında ilişkilerden ve bütünsel şifadan bahsetmiştik:

“Bütünsel şifa nedir? Semptomları değil, kökeni şifalandırmak, sonuç değil, sebebi ele almak, bedeni, ilişkileri, ekonomiyi, toplumları, tabiatı parça parça görmekten ve o parçalarla uğraşmaktansa, bütüne bakmaktır.”

“Eğer sağlıklı ilişkiler istiyorsanız (Terazi), önce kendinizi (Koç) bir bütün olarak görmeli ve bütününüzü şifalandırmalısınız.”

Şimdi, bütünsel şifa konusunu aklımızda tutarak devam edelim.

Evet, gerginiz. Bu enerji, tutulmalara olan benzerliğiyle hikâyeyi çok çabuk değiştirecek bir güce sahip. Kapıları hızla kapayıp açabilir. Bir aydır baş sayfada en tepede duran Mavi Dolunay makalesinden alıntılarsam: “Mavi dolunayı, bir başyapıtı tamamlamak için gereken son yaratıcı dalga, bir operanın seyircisini heyecan ve duyguyla nefessiz bırakan finali, hayatınızı değiştirecek bir son tarihten hemen önceki telaşla koşuşma halleri olarak düşünebilirsiniz.” (Sarah Varcas)

Baskı artarken, dengesizliklerin tahammül becerimizin çok ötesinde olduğunu göreceğiz. Bu bir eşik, bir kaynama noktası. Siz, hayatınızda neyin dengesiz olduğunu biliyorsunuz. Haftalardır işaretlerini görüyorsunuz, hatta bazı yerlerde sirenler çalıyor. Ben ve Sen, BİZ. HEPİMİZ. Denge nerede eksik? Tahteravalli nerede dengeyi bırakmış da bir taraf çökmüş, diğeri havada?

Hatta son dört haftayı bırakalım, daha da geriye gidelim, 2011’den beri Koç-Yengeç-Terazi-Oğlak dörtlüsü sarsılıyor. Plüton- Uranüs kare açısı, Uranüs-Eris birleşmesi, tutulmalar… İtiliyoruz. Kendi kendimizi yönetme hakkımız, kendimizi ifade etme hakkımız, öz-sevgimiz, özgür irademize ve ilişkilere olan yaklaşımımızı kökten değiştirmeye önemle çağrılıyoruz.

O dengesiz noktalarda boşalmalar, patlamalar ya da – umarım gereğini çoktan yapmış iseniz – büyük şifalanmalar ve yumuşak değişimler yaşayabilirsiniz. Geçen dolunay bizi ayarlamalara ve değişimler başlatmaya, kuvveti farklı noktalara aktarmaya teşvik ediyordu, bu dolunay ise kritik derecede gerekeni yapıp yapmadığımıza bakıyor.

Sevgili Dostlar, bu Mavi Dolunay döneminde sadece küresel haberlere bakmayalım, pek çoğumuz kişisel olarak da büyük bir değişim dalgasının üzerinde yol alıyoruz ve bu da dalganın kırıldığı nokta. Ben de bu dört haftada hiç beklemediğim, fark ettiğim ama olmasa da olur demiş olduğum, kendim için “dev” bir engeli ne kadar da kolay bir şekilde yok ettiğimi görünce bu enerjinin gücüne hayran kaldım. Niyet bile etmemiştim ama oldu. “Engelleri, korkuları kâğıttan kaplana dönüşene kadar sevin” demişler ve sonra bir cesaret atılım yapın. Bu mavi dolunay döneminin bize armağanı da bu: Bir cesaret dengeye doğru adım atın. Gerisinin çok kolay olduğunu göreceksiniz.

Kozmik değişimci Uranüs, burç dışında ama yine de Güneşle bir ve dolunaya zıt açıda. Güneş 80 yıl sonra ilk defa Boğa’da Uranüs’le tam birleşecek. Bizi yıldırımlar savurarak uyandıran Uranüs hiç de dingin bir his vermiyor, aksine heyecanlıyız, alışılmadık bir alandayız ve statükoyu koruma telaşına düştüysek eğer, sinirlerimiz bozuluyor.

Bu zamanda kelimeler o kadar da önemli değil. Kendinizi savunmayı, açıklamayı veya sözlerle ikna etmeyi seçmek yerine bırakın sizin için davranışlarınız konuşsun (Merkür Koç burcuna geçti). Ve elbette “ne ekersen onu biçersin” enerjisi de güçlenerek devam ediyor. (Satürn, Plüton Oğlak’ta) Ve bu sırada da dikkat edin, “ben neler çektim biliyor musun?” tavrı artık işe yaramıyor. (Venüs, Merkür ve Chiron birbirine çok yakın.) Eğer bu dolunay dalgaların kırılmasıysa, kıyıda büyük şifa yatıyor. Temmuz ayında Oğlak’ta bir ay tutulması yaşayacağız, o da bir sonraki denge arınmasını tetikleyecek. Her şey bizi 2020’deki gerçeklik değiştirecek Satürn-Plüton birleşmesine hazırlıyor.

Dolunayın Sabian Sembolü “Filozofun başında üç bilgi öbeği”

Bilgelik gerçeğin ve sevginin sentezidir, her ikisi de insan doğasını ve yaşam şartlarını derinden anlamayı gerektirir. Bilgi, tek başına bilgelik değildir. Önemlidir ama anlayış olmadan kısırdır hatta tehlikeli bile olabilir. Bilgelik deneyim ve içselleştirmeyi de içerir. Teorik anlayıştan çıkarak her şeyin nasıl da birbirine bağlı olduğunu idrak ve takdir ettiğimiz bir zihin yapısıdır bilgelik. Yani sadece akıl ve bilgi eksiktir. Sadece beden ve fizik gücü yeterli değildir. Duygular onu yaşayacak beden ve anlamlandıracak beyin olmadan eksiktir. Bütüne bakılmalı ve hatta yaşanmalıdır. Bu sembol bizi uyarıyor, zihinde kalmayın. Sadece analize dalmayın. Hissedin. Yaşayın. Ve ancak öyle gerçekten BİLİRSİNİZ. Ve öyle olunca da BÜTÜNSEL ŞİFAYA ulaşırsınız.

Semboldeki 3 rakamı, aynı zamanda 2019 yılının numerolojik titreşiminde. Dan Millman, 3 enerjisi taşıyan bir dönemi şöyle anlatıyor: “Üçüncü yıl, filiz toprağı yarıp gün ışığına çıkar, bu bir görünebilme ve dikkatli büyüme zamanıdır. Filiz hala taze ve zarar görmeye açık haldedir. Bu zaman, bir incinmeye açık olma duygusu getirebilir. ‘Acaba bunu yapabilir miyim?’ şeklinde kuşkular ortaya çıkabilir. Ufuklarımız giderek genişler; daha çok şey görür ve deneyimleriz. Artık baharın son günleridir.”

Toparlayalım:

Hareketli günler yaşadık ve daha da hareketli günlere giriyoruz. Tüm ilişkilerinize bakın. Sadece insanlar arası ilişkiler değil, çevre, toplum, kurumlar, ülkeler… Her türlü ilişki öne çıkmaya devam ediyor. Dengesiz alanlar değişmek zorunda. Korkmayın, değişimi siz başlatın. Ruh-beden-zihin üçlüsüne ise çok dikkat! Değişim bilgelikten gelmeli. Zihnin söylediğine ruh ve beden olumsuz tepki veriyorsa durumu yeniden gözden geçirin.

Şimdi, kaç paragraf okudunuz, zaman ayırdınız, çok teşekkür ederim. Enerjiyi anlatmaya çalıştım, umarım faydalı buldunuz. Ama bütün bunları şu anda unutun.

Geri çekilin. İyice uzaklaşın, uzaklaşın, uzaklaşın ve hayatınızın resmine bakın. Devasa bir fresk gibi, kocaman bir duvarda yaşamınızın tüm yönlerini gösteriyor. Bütününü. Hayatınızın farklı alanlarına bakıyorsunuz ama aynı anda. İş, eğitim, eviniz, aşkınız, banka hesabınız, sağlığınız, aileniz, sorumluluklarınız, sevdiğiniz şeyler, alışkanlıktan yaptıklarınız, sabah uyandığınızda ilk düşündüğünüz şeyler… Bu sizsiniz. Hepsi sizsiniz. Ve hepsi nasıl da birbirine bağlı, değil mi? Bu bulmacada bir parçayı bile yenilesek, diğer hepsine yansıyacak. Hissedin. Düşünün. Parçalar, şekiller, renkler arasındaki ilişkilere bakın. Uyum? Uyumsuzluk? Işık dengesi nasıl? Ne değiştirirdiniz, neyi tutardınız, neyi yenilerdiniz? Resimde boşluklar var mı? Resim size neşe-keyif-coşku dolu geliyor mu?

Cevaplarınıza önem verin ve bir cesaret atılın! Kelimelerle süslemeyi başka zamana bırakın, mızırdanmayın, zaman kaybetmeyin, analize de gerek yok, zaten ölesiye analiz ettiniz, şimdi gidin yapın! “Günbatımında işbaşında görülen periler” bizimle.

Hepinize harika bir dolunay dönemi diliyorum.

©Mor Alev 2019

---

Bu dönemde ruhunuzun potansiyelini bütünüyle anlamak, hayata nasıl geçirebileceğinizi öğrenmek, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

2019’da YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın veya moralev@outlook.com adresine yazın.

---

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com