Ruh ve Yeryüzü Arasındaki Etkileşim

Visionary Artist Anabela FaiaSevgili Dostlarım,

Ben Yeryüzü (Toprak Ana, Gaia, Dünyanın Ruhu). Ayaklarınızın altındaki toprakta, soluduğunuz havada beni hissedin. Bir dakikanızı ayırın, içime gömülün ve gevşeyin. Zihninizdeki aktiviteden yükselen gerilim bedeninizdeki dokulara ve kaslarınıza oturuyor. Bilin ki, bedeniniz bu gerilimi atmanız için yardımcı olacaktır çünkü bedenin bu kadar çok gerilim taşıması doğal değildir, beden onu salıvermek ister. Zihninizin boş olmasına izin verin ve farkındalığınızı bedenin aşağılarına inmesi için serbest bırakın. Ayaklarınızın farkına varın, bilekleriniz, dizleriniz ve nefesinizin yavaşça karnınıza doğru yükselmesini izleyin.

Hayatınızda emin ve güvende hissetmemenizin sebeplerinden biri bedeninize iyice yerleşmemiş olmanızdır. Sıklıkla temel bir gerilim var ve sizi yukarıya doğru çekiyor, farkındalığınızı başınızda merkezlemenize sebep oluyor – ve bunu gereğinden çok daha fazla yapıyorsunuz! İşte o zaman diğer insanlar, hala yapmanız gerekenler, nelerin yolunda gitmemiş olduğu gibi konularda düşünerek bunalıyorsunuz. Bu konular endişe, huzursuzluk ve çalkantı yaratıyor ve çoğu zaman gerçeklerle de bağdaşmıyor.

Meşgul zihin işlerine bir mola verin şimdi ve bedeniniz bunu yapmanıza yardımcı olacaktır. Bedeniniz gevşemenizi ve dinlenmenizi istiyor. Gerginliğin akıp gitmesine ve düşüncelerinizin azar azar yavaşlamasına izin verin.

Yeryüzünün derinlerindeki köklerinizi hissedin. Bedeniniz bu dünyaya ait; bu dünyanın bir uzantısı, onun ifadelerinden biridir. Bedeninizdeki hücreler eski gücüne dönme/yeniden toparlanma süreciyle dengeye doğru çalışmayı biliyor. Bedeninize sorun: “Gevşemek için neye ihtiyacın var? Kendimi zihnimden çıkarmam için ne gerekiyor? Bedenimin doğal halini kabul etmem ve onunla ilerlemem için bana ne yardımcı olabilir?” Beden kendi içinde çok bilgelik taşıyor ve onun egosu yoktur. Sizinle çalışmak, size hizmet etmek istiyor ve doğal olarak dengeye odaklı.

Bedeni en çok karışıklık içine iten duygulara baktığınızda, göreceksiniz ki korku en önemlisidir. Koku enerjinizi kıskaç altına alır ve ayaklarınızın yere basmamasına, dengenizi kaybetmenize sebep olur. Bu da kalbinizin, bedeninizin, ruhunuzun doğal akışını yeterli şekilde dinlememenize yol açar.

Korku sizi ele geçirdiğinde, egonuzun içine kasılıp küçülürsünüz ve ışık bedeninizden çekilirsiniz. Işık doğal olarak bedeninizde akıp bedenden dışarıya parlayamaz. Böyle bir kasılma ve küçülmenin sonucu olarak da sonunda yorgun ve tükenmiş hissedersiniz ve bedeninize en iyi şekilde bakıp onu besleyemezsiniz.

Bedeni rahatsız eden ikinci enerji ise kontrol ve yönetme tutkusu dediğim şeydir: Bir şeyleri kontrol ve yönetme isteği, onları uygun gördüğünüz şekilde düzenleme, onların sizin hüküm ve egemenliğinize zorlama isteğidir. Ne zaman çok fazla yönetimde ve kontrolde olmakta ısrar etseniz, zorla yönlendirmek ve şartlarınızın tek yöneticisi olmak için mücadele etseniz, hayatınıza çok fazla baskı uygulamaktasınızdır. Tüm yönetim elinizde olsun istersiniz ve bu da enerjinizi çeker, sizi bitkin kılar. Bu sizi akıl karışıklığına ve kararsızlığa sürükler çünkü hayatınızı başınızdan doğru yönetmeye çalışmaktasınızdır ve bu çabanızda da sıklıkla başarısız olursunuz çünkü hesaba alınması gereken daha büyük güçler de vardır.

Ruh ve Yeryüzü arasındaki etkileşim hakkında size bazı şeyler anlatmak istiyorum, o etkileşim hangi şekli alırsa alsın. Ruhunuz bu bir hayatınızdan daha yaşlıdır. Ruhunuz Yeryüzünü pek çok defalar ziyaret etti ve her defasında ruh yeniden Yeryüzüne giden bir yol açmak üzere bir kanal yaratmaya çalışır. Beden ise işbirliğine hazırdır. Ruhunuzu kabul etmeyi, ruhunuzun bedeninizden doğru ışıldamasını ister, çünkü bu süreçte yer almak bedeninizin en doğal halidir. Ruhunuzun ışığını kabul etmek ister, çünkü böyle yaparak Yeryüzü de beslenir, ona da bakım yapılır. Ben sizin ışığınızı kabul etmeyi çok seviyorum!

Yani diyebilirsiniz ki, Gökyüzünden (cennetten) Yeryüzüne dikey bir akış vardır. Ruh alçalır ve ruhun ışığı bedene nüfuz eder, onun içine işler – beden ruhunuzun ışığıyla beslenir, ondan ilham alır. Beden ruhu kabul eder, ışıksa bedenden geçerek Yeryüzüne ulaşır. Bu bakış açısına göre, endişelenecek hiçbir şey yoktur ve her şey yolunda gitmektedir, her şey olması gerektiği gibidir. Peki, bütün bu gerginlik, kaygılar, saplantılı kontrol arzusu nereden gelmektedir? Bu saplantılı, tepkisel enerjilerin kökeni insan toplumundadır. Ondan kaynaklanan düşünce şekillerinden gelirler: Fikirler, standartlar, yargılar, özellikle geçmişten gelenler.

Yani ruh ve bedenin birbiriyle olumlu ilişkide olduğu Gökyüzünden Yeryüzüne olan dikey akışın yanı sıra, buna karşıt bir güç de iş başındadır. Bu daha çok yatay alanda olur ve kısıtlama, engelleme yaratır. Bu yatay akışlar toplumdan gelen zıt güçlerdir ve onların temelinde korku ve yargı, Yeryüzünde hayatın sadece ve tamamen hayatta kalmakla, mücadeleyle ve insan kardeşlerinizle rekabetle ilgili olduğu fikirleri yatar.

Bu enerjiyi bir dakikalığına bedeninizde hissedin. Önce yukarıdan aşağıya olumlu akışı hissedin; nasıl ruhunuzun bu dünyaya inmek istediğini ve Yeryüzünün de bedeniniz aracılığıyla ışığı kabul etme arzunu hissedin. Bu, böyle planlanmıştır. Bu akışı baştan ayağa kesintiye uğramadan hissedin. Ve şimdi, toplumdan gelen etkiyi hissedin. O istek ve sıkıştırmalar korkuyla, mücadeleyle, rekabetler, bir başkasından daha iyi olmak arzusuyla, borçlu hissetmekle harmanlanmıştır. Bir de bu akışın sizi nasıl hissettirdiğine bakın.

Sıklıkla, o kısıtlayıcı enerjilerin sizi nerede etkilediğini fiziksel seviyede hissedebilirsiniz. Çoktan mideniz veya karın bölgenizde, göğsünüzde, sırtınızda veya boğazınızda olabilirler. Ancak asıl önemli olan, hayat yolunuzda dikey akıştaki bağlantıyı gitgide daha fazla hissetmenizdir, bu Gökyüzü ile Yeryüzü, ruh ve beden arasındaki bağlantıdır. Bu akışa sadık kalmanız önemlidir, böylece Yeryüzündeki karşıt korku ve güvensizlik kuvvetleriyle yüzleşme beceriniz konusunda güçlü kalırsınız ve sonunda onların üzerinizdeki etkileri oldukça azalır.

Dikey bağlantınızı – bu dikey kanalı –  daha da güçlü hissetmeye başladığınızda, Yeryüzünde korku ve güvensizliği taşıyan eski enerjilere karşı kendi gücünüzü şekillendirmeye başlarsınız ve böylece ışık sizin aracılığınızla Yeryüzüne akmaya başlar. Artık Yeryüzündeki kolektif enerjiyi şekillendirmeye yardımcı olmaktasınızdır ve onu yönlendirerek daha aydınlık, daha ışıltılı hale getirirsiniz. Böyle olunca da diğer insanların kendi ruh ve bedenleri arasındaki akışa, yukarısı ve aşağısı arasındaki bağlantıya inanmaları kolaylaşır.

Hayatınızı ruhunuzdan doğru yaşamanız nasıl yaşayacağınız konusunda bir seçim haline geldiğinde, bu sadece iç ışığınızla ve yukarıdan aşağıya olan akışla uyumlanmanız anlamına gelmez, bu aynı zamanda toplumunuzda hala daha çalışan eski enerjilerden ayrılmanız anlamına gelir. Eski dünya ile koparsınız ve ruhunuzla bağlanarak doğma niyetindeki ve aşamalı olarak gelişen, gerçeklik haline gelen yeni dünyaya adım atarsınız.

inner childBu anlamda sizler bilinçli öncülersiniz, sadece kendi yolunuzda ilerlerken yeni olasılıkları açan bir ışık işçisisiniz. Pek çoklarınız için bu, yeni bir yola dönmenin keskin sınırıdır. Ancak hayatınızda toplumdan ister istemez öğrenmiş olduğunuz, zıt kuvvetler tarafından etkilendiğinizi hissedebilirsiniz: Yargılar, kısıtlamalar, sizi geride tutan, cesaret ve inancınıza engel olan olumsuz düşünceler. Böyle bir şey olduğunuzda kendinize merhametle yaklaşın. İçinizde yaşayan bir çocuk var ve o çocuk bir yanda ilham dolu, hayal ve vizyonlarıyla göklere uzanıyor, diğer yanda ise kırılgan, diğerlerinden gelen sevgiye ve onaya karşı hassas. Bu çocuk gerektiğinde onu korumaya alacak güçlü bilincinizde kalmanıza ihtiyaç duyuyor.

Zihninizde canlandırın, bu çocuk karın ve kalp bölgenizde duruyor, bedeninizin tam ortasında. Bu çocuğun bilgeliğini, bununla beraber kaygısızlığını ve kendine özgülüğünü hissedin. Özgün haliyle bu çocuk kendini toplumun onun neler yapıp yapamayacağıyla ilgili düşüncelerini umursamaz – o sadece odur. Bir dakikalığına o parlak ışığı hissedin, aynı zamanda hem Yeryüzüne ait hem de Gökyüzüne (cennete). Aynı zamanda, bu Yeryüzü gerçekliğinde yolunu bulması gereken bir çocuk ve size ihtiyacı var.

Bu çocuk korkulara yenik düştüğünde – çok küçük olduğunu, dış dünyadan gelen korkuya, olumsuzluğa, yargılara karşı gelemeyeceğini hissetme hali – desteklenip bakıldığını bilmek için size ihtiyacı vardır. Ne zaman bu çocuk kendi dışında sevgi veya onay arasa, niyetiniz onu desteklemek ve ihtiyacı olan şeyi vermektir. Bu iç çocuğu gücünüz ve sevginizle sarmalayın. Ve bununla kastettiğim Yeryüzünün enerjisidir: Çocuk tarafından ihtiyaç duyulan güvenlik, kişisel alan ve güç.

Bu çocuk için sınırlar da ihtiyaç dâhilindedir. Yeryüzü gerçekliğinde, içinizdeki çocuğun ne zaman vereceğini, ne zaman alacağını, ne zaman olanlara katılmayacağını ve sınırını çizeceğini öğrenmesi hayati önem taşır. Bu çocuğun nasıl sizden istikrarlı belirleyicilik beklediğini hissedin ve onu ona verin.

Belki “bu çocuk bunları çoktan bilmiyor mu?!” diye düşünüyorsunuz. Ama çocuğun bu Yeryüzü gerçekliğinde yolunu bulmak için bir yetişkine, bir rehbere ihtiyacı vardır. Bir çocuk doğal olarak sınırsızdır bu da etrafındaki enerjilerin onunla uyumlu olduğu, ortamda benzer düşüncelerin olduğu, enerjilerin doğal olarak sunulup kabul edildiği bir gerçeklikte mükemmel çalışacaktır. Fakat bu Yeryüzü gerçekliğinde ve herhangi bir sosyal çevrenin arenasında, enerjinizin sevgiyle kabul edildiğini ve rahatlıkla akabileceğini bilmek kadar, ne zaman geri çekileceğinizi ve bir sınır çizmeye ihtiyacınız olduğunu bilmeniz de faydalı bir ihtiyaçtır.

Bu sizin çocuk için yapma ihtiyacında olduğunuz bir alışma, uyuşma sürecidir. Çocuk, hisler aracılığıyla görme ihtiyacında olduklarınıza dikkatinizi çeker; örneğin belli bir durumda üzüntü, öfke veya kısıtlanmış hissetmesi gibi. Ve çocuğu bir şekilde korumak, ona davranışlarınızla destek olmak üzere sizin bu sinyale duyarlı olmanız ve karşılık vermeniz sadece size bağlıdır. Bir yetişkin olarak bu sizin işinizdir. Çocuk güvende, emniyette hisseder, sizin tarafından görülüp duyulduğunu bilir. (Mor Alev: Sevgili Dostlar, benim “olumsuz duyguların mesajını almak” adını verdiğim, bu platformda da defalarca anlatmaya çalıştığım işlemi bu kanallıkta Yeryüzü (Toprak Ana, Gaia) bir çocuk benzetmesiyle anlatıyor. Bu benzetme harika bir şekilde bize küçük benliğimizin de nasıl hissettiğini anlatıyor. )

Günlük yaşamınızda ruh-ışığınızı kabul ederken, bu enerjiyi dünyaya (toprağa) yönlendirmeniz önemlidir. İçinizdeki çocuk o enerjiyi almak, onunla parlamak ve o enerjiyle yaşamak ister ama dünyadaki zıt enerjiler tarafından huzursuzlanabilir ve siz bunu yönlendirebilirsiniz. Ruhunuzdan doğru, çok güzel, büyük ve aydınlık bir şey yapmak istersiniz. Oysa iç çocuğunuzdan gelen derin korkular ve endişeler de sizi geride tutabilir. Siz ruhunuz ve çocuk arasındaki kanalsınız.

Yeryüzüyle kalpten bağlantıya geçmek ve ilhamınızı takip etmek istediğinizde, zihninizde ruhunuza sol elinizle tutunduğunuzu zihin gözünüzde canlandırın. Onun sizden çok daha büyük olduğunu görün. Solunuzda duruyor ve gerçekte öz-benliğiniz olan bu figürün elini tutuyorsunuz. Onu bir melek gibi veya çok güzel ışıltılı bir varlık gibi görebilirsiniz. Onun sersemletici devasalıktaki ışığını hissedin, nasıl neşe-keyif-coşku ve bilgelikle dolu olduğunu hissedin.

Şimdi sağ yanınızda bir çocuk düşünün, o da elinizi tutuyor. Bu çocuk da çok güzel, ışıltılı ama çocuksu bir halde, masum ve bazen toy ve bir anlamda da dürtüsel. Bu çocuk sizin yaşam gücünüzü tutandır ve Yeryüzüne olan köklerinizi içerir. Niyet ise ruh ve çocuk, Gökyüzü ile Yeryüzü arasında bir kaynaşma yaratmaktır, bir BİRlik. Şimdi bunu hissedebilip hissedemediğinize odaklanın: Çocuk sağınızda ve ruhunuz solunuzda. İkisinin arasındaki kanal olun.

Veya zihin gözünüzde ruhunuzun arkanızda durduğunu canlandırabilirsiniz, büyük, iç ısıtan, sevecen bir figür ve çocuk ise karnınızın ortasında ve enerjinin o yönde akmasına izin verebilirsiniz, arkadan öne. Nasıl yaparsanız yapın, ortadaki pozisyonunuzun farkına varın. Siz kelimenin tam anlamıyla aracısınız. Siz, enerji akışını yönlendirensiniz. Ruh enerjinin akışına izin vermek için ne zaman yeni bir adım atılmasının veya yeni bir yöne dönülmesinin vakti olduğunu hissediyorsunuz, bunu yaparken günlük yaşam gerçekliğinde bu adımı atacak olan çocuğun derin hislerini de hesaba alıyorsunuz.

Bunu sizler için daha somut şekilde örneklemeyi istiyorum. Günlük yaşamınızda sizi en başında çekmiş olan bir işle ilgili bir durum olduğunu düşünün. Fakat şimdi gün geçtikçe şöyle hissediyorsunuz: “Bu hiç bana uygun değil, benim içimde bir şeyler var ve bu iş buna hiç hitap etmiyor”. Memnuniyetsiz hissediyorsunuz ve belki de uykularınız bile rahatsız bir hale geldi. Bedeninizde gerginliği hissediyorsunuz ve öncelikle temelden doğru hiçbir şeyi değiştirmeden bu ikilemi çözmeye çalışıyorsunuz. Belki sorun yeterince fark edilmemek, onay görmemek veya kendinizi işinizde ifade edememenizdir, bu çoğunuz için gerçek olan bir durumdur.

Bu olduğunda sebebi ruh gücünüzün uyanışta olmasıdır. Kapınızı çalmakta ve içinizdeki kaygıyı yükseltmektedir çünkü değişimi ilan etmektedir. Diyebiliriz ki, iç çocuğunuz iki parçaya bölünerek tepki verir. Bir taraftan daha fazla yaratıcılığa, özgürlüğe ve yerleşebileceği daha büyük alana özlem duymaktadır. Diğer taraftan, azarlanmaktan, cezadan korkmaktadır çünkü yeni bir şeyler, toplumun kabul ettiği ölçüler dışında şeyler yapmayı isteyerek çoğunluğun yürüdüğü yolun dışına sapmaktadır.

Bir çocuk doğal olarak dış etkilere karşı daha kırılgandır ve onlara çok daha kuvvetli tepki verir. Bu yüzden, sizin gücünüze, metanetinize ve onları dinlememekteki kararlılığınıza ihtiyacı vardır. Endişe, huzursuzluk, korku hislerini salıvermeye ve ruhunuzun gücüne teslimiyete ihtiyaç duymaktadır. Şimdi nasıl bir aracı rolü oynayabildiğinizi görün. Ne zaman ruhunuza daha açıksanız – ve bunu istiyorsunuz çünkü hayatınızın amacı budur – sıkıca iç çocuğunuzun elini tutun, çünkü onun da emniyet hissine ihtiyacı vardır.

Çocuğa o güvenlik hissini verebilirsiniz ve bunu yapmanın kilit noktası bu çocuğun dayanak noktasının siz olduğunuzu bilmenizdir. Onun dayanak noktası, demirlendiği yer dünya değildir, sizsiniz. İşte işiniz budur – Gökyüzü ve Yeryüzü arasında bir aracı olma görevi. İç çocuğunuzun ebeveyni, koruyucusu ve gözeticisi olun. Böylece ruh enerjiniz aşağıya, karın bölgenize, duygularınızın içine ve köklerinize inebilir. O zaman içinizdeki çocuk güvende hissedecektir ve kendine inançla dış dünyada adım atabilecektir.

Pek çok insanda şöyle olur; ruhlarının ışığına ve onunla yol alan ilhama açıktırlar – özlemler ve hayalleri vardır. Ancak, karın bölgesi onlara kapalıdır çünkü orada hala canlı olan korku duyguları bulunmaktadır, utanç ve güçsüzlük hislerinden dolayı görülmek istemezler. Sonuç olarak, ilham ve ruh ışığı tam olarak günlük hayata, gündelik düşünceler ve davranışlara yerleşemez, köklenemez. Sonunda bu durum insanın dengesini bozar. Bunun da sonucunda hayalleriniz, arzularınız ve özlemleriniz bir tarafta, gündelik gerçekler diğer taraftadır, aradaki büyük bir uçurum vardır. Ama ruhunuzun niyeti o farkı yok etmek, arada bağlantı kurmaktır. Böylece hayal ve arzularınıza inanabilir, onları gerçekleştirebilirsiniz.

İçinizdeki çocuğun elini tutun; ona içe dönmeyi ve şüpheyle, belirsizliklerle doluyken size gelmesini öğretin. Dışınızdaki dünyanın etkilerinden bağımsız olmayı öğretin. Ve böylece güçlü, sağlam ve dengeli olursunuz. Bu sayede ruhunuzun akışı Yeryüzüne yönlendirilebilir.

Bu adım adım ilerleyen bir süreçtir ve herkes için kendine özgü bir yolda ilerler. Bu süreçte size yardımcı olmak isteyen Gökyüzü ve Yeryüzü güçlerini hissedin. Aynı zamanda temel göreviniz olan aracılığı da hissedin. Bu görev sizin büyüklüğünüzden kaynaklanmaktadır. Bu görev, Gökyüzü ve Yeryüzü kuvvetleri, ruhunuz ve içinizdeki çocukla işbirliği yapmanızdır. Bana verdiğiniz zaman ve dikkat için çok teşekkür ederim. Sevgimle size uzanmak en derin dileğimdir.

Bu mesaj için Pamela Kribbe ve Yeryüzüne çok teşekkür ederiz. (jeshua.net)

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak, böylece potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2017 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2017  by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

11 comments

  1. Muhteşem tam da bununla ilgili oturmuş düşünüyordum düşüncelerime ışık oldunuz çok teşekkür ederim yolumuz ışık olsun .

    Liked by 1 kişi

  2. Günlerdir enerjileri en nazik şekilde kabul etmek için düzenli olarak vücudumu gevşetmeye çalışıyorum.Yıllar boyunca vücudumu ne kadar germiş olduğumu fark ettim.her nefeste kendi mi bırakıyorum diye telkinde bulunuyorum..Neşem ve enerjim arttı,kendimi sevgiyle kabuldeyim,harika şeyler yaşıyorum.Her nefeste bu gevşemeyi dünya anamız ile evrenle paylaşıyorum.Bu mesaj tam benim halime uyuyor ,Çok ciddi hastalık sorunları ile uğraştığımız yakınlarıma enerjlerimi öylesine harcamışım ki kendimden vazgeçmişliğimi gördüm,elimden gelenin en iyisini yapıp diğer sorumlulukları kendilerine bırakabildim.her şeyin güzele doğru gittiğini hissetmeye başladım.Aslında seçimlerimizi yapıyoruz,kendi ilahi varlığımızın farkına varmak yada bunu ertelemek.. teşekkürler mor alev

    Liked by 5 people

  3. Teşekkürler tam olarakta bugün Şuan duymak istediğim çözümünü unuttuğum herşeyi hatırlattığın İçin. Işık seninle olsun. Meleklerimden bir tanesini sana gönderiyorum ki yanağına kocaman bir öpücük kondursun. Benim aradığım o güzel cümleleri bana verdiğin için

    Liked by 3 people

  4. Gökyüzünden yeryüzüne aracıyız,ışık taşıyoruz…Bu bilinçle devam,daha neler öğrenebilirim,daha nasıl idrak edebilirim..Teşekkürler mor alev 💜💜💜

    Liked by 2 people

  5. İçinizdeki çocuğun elini tutun; ona içe dönmeyi ve şüpheyle, belirsizliklerle doluyken size gelmesini öğretin. Dışınızdaki dünyanın etkilerinden bağımsız olmayı öğretin. Ve böylece güçlü, sağlam ve dengeli olursunuz. Bu sayede ruhunuzun akışı Yeryüzüne yönlendirilebilir.

    Muhtişem

    Liked by 1 kişi

  6. Mor Alev içimdeki çocukla bağımı güçlendirmem için neler yapabilirim🤔 rehberliğin varlığın için minnettarım🌈🌸💕🙏🏻🦋

    Liked by 1 kişi

    1. Sevgili Nebiha, burada verilen çalışmayı tekrarlayın. Ayrıca ana menüdeki yöntemler bölümünde bulunan kalp meditasyonu da yardımcı olacaktır. Sevgilerle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.