Peki Ya Bundan Sonra? Bölüm 2: Neptün

Okumak yerine dinlemek isterseniz, yazının hemen altındaki podcast bağlantısına tıklayın.

2025’in ilk yarısındaki büyük fırtınayı atlattık, peki ya bundan sonraki olasılıklar neler?

Geçen bölümde büyük resim ve Satürn’ün Koç geçişini konuşmuştuk Bilge Baykuşlar. Bu bölümde bir defa daha Neptün’ün yeni hareketine bakacağız. Evet, Neptün Koç’a geçeli iki ay oldu fakat bu geçiş 14 yıl sürecek ve emin olun bu platform eğer bir 14 sene daha devam ederse defalarca bu konuya dalıp çıkacağız. Aslında bu geçişe Mart sonundaki son büyük Koç güneş tutulmasında değinmiştik. Genel olarak benim ilk bakış açım değişmedi. Şöyle demiştim:

“Benim Neptün geçişiyle ilgili emin olduğum tek bir konu var Bilge Baykuşlar. Neptün Balık’tayken 14 yıl boyunca meditasyon yaptık, nefesimizi inceledik, inzivalara çekildik, ruhumuzu araştırdık, konuştuk, danıştık, danışıldık, yazdık, okuduk, hem de çok kitap okuduk, büyük bir açlıkla rüyalara, felsefeye, ruhani bilgilere yöneldik. Fakat yaptıklarımıza gelince, pek de büyük değişim olmadı. Bakış açılarımız, düşünce yollarımız, ruhumuzu ifade etme şeklimiz değişti ama her şeyi paralel bir gerçeklikte yaşar gibi eskisi gibi yapmaya devam ettik. Aslında 14 yıl boyunca yaptığımız şey şuydu: BİZ “OLMAYI” ÖĞRENDİK. Şimdi bu yeni devirde öğrendiklerimizi uygularken yeni bir hayat kurmayı, yani “OLARAK YAPMAYI” öğreneceğiz. Yani dikkat edin, işleri yapma, yaşama, yaşatma yollarımız köklü bir değişimden geçecek.”

Fakat bu tabii ki, oldukça özet bir yaklaşım ve geçişin sadece bir yönünü içeriyor, oysa bu yaşam şeklimizi etkileyecek çok önemli bir hareket. Bugün sizlerle Astrobutterfly’ın mükemmel analizinden araya kendi yorumlarımı da kattığım seçkiler paylaşmak istiyorum. 

Ama önce hatırlayalım; bu seride paylaştığım büyük değişikliklerin hepsi en sonunda birbirine bağlanıyor. Yani bundan sonra Uranüs ve Jüpiter bölümleriyle devam edeceğiz ve sonunda aralarındaki enerji akışlarına bakacağız.

Yeni Neptün Döngüsü

Neptün bir burçta yaklaşık 14 yıl kalır, bu nedenle bir ömür boyunca sadece birkaç Neptün geçişini deneyimleyebiliriz. Bu çok ÖNEMLİ bir olay.

Neptün sadece burç değiştirmiyor, aynı zamanda Zodyak’ın son burcu olan Balık burcundan, ilk burcu olan Koç burcuna geçiyor.

0° Koç, Zodyak’ta çok güçlü ve önemli bir noktadır, çünkü her şeyin başlangıcını işaret eder. Koç burcunun 0 derecesinin 360 derecenin en önemlisi olduğu söylenebilir. Neptün için bu, Güneş etrafında yeni bir 165 yıllık döngünün başlangıcını işaret ediyor.

Neptün, 3 dış gezegenden biridir – diğerleri Uranüs ve Plüton. Dış gezegenler burç değiştirirse, büyük, temel, köklü değişikliklerden bahsediyoruz demektir.

Dış gezegenlerin geçişlerine baktığımızda, hayatımızın tüm yönlerini etkileyen kolektif dönüm noktalarına bakmış oluruz. Bu bağlamda, Plüton sadece ‘güç’ değildir, Neptün sadece ‘maneviyat’ değildir – dış gezegenlerin burçlar arasındaki hareketleri, hayatımızın hemen hemen her alanını etkileyen kuşaksal akımları temsil eder.

Tabii ki, dış gezegen bulunduğu burcun temalarını kendi arketipi tarzında ifade edecektir.

Balık ve Koç Farkı

Neptün’ün Balık’ta olduğu dönemde, bağlantılı olmak, ruhsal birlik ve hepimizin bir olduğumuz fikri gibi Balık temalarının öne çıkışını gördük – hayallerin, ideallerin ve yanılsamaların geniş, sınırsız bir eritme potası.

Peki, Balık vurgusu Neptün’ün tarzında nasıl ortaya çıkıyor? Sınırları ortadan kaldırarak.

Neptün’ün Balık’ta kaldığı son 14 yıl boyunca onunla uyumlu önemli bir tema düşünürsek, bu tema küreselleşmedir. Balık burcu okyanus gibidir – sınırsız, uçsuz bucaksız – bu nedenle Neptün’ün Balık burcunda olması sınırların olmadığı hissini güçlendirdi.

Neptün’ün Balık geçişi sırasında ortaya çıkan ana temalar şunlar:

  • Neptün sınırları ortadan kaldırır. Hoşgörü, açık sınırlar, artan göç ve çok kültürlü entegrasyon konularına daha fazla vurgu yapıldı.
  • İnternet, sosyal medya ve e-ticaret patlama yaşadı ve herkesin küresel olarak bağlantı kurabildiği, paylaşımda bulunabildiği ve satış yapabildiği sınırsız bir dijital dünya ortaya çıktı.
  • Uzaktan çalışmanın, esnek ekonominin ve dijital göçebeliğin yükselişi, geleneksel iş yapılarının ve ulusal iş kimliklerinin kırılmasına yol açtı.
  • Internet yayın platformları (Netflix, Spotify, YouTube) medya tüketiminin sınırlarını ortadan kaldırdı. Farklı ülkelerden insanlar aynı içeriği tüketmeye başladı ve kültürel sınırlar bulanıklaştı.

Balık, Zodyak’ın son burcu olarak çözülme, teslimiyet ve kolektifle ilişkilidir. Koç ise ilk burçtur,  bireydir, yaşamı başlatan kıvılcımdır.

Koç, bu dünyaya geldiğimiz ve ilk nefesimizi aldığımız yerdir. Burada odak noktası, kendimizi ifade etmek, kim olduğumuzu tanımlamak, kimliğimizi bulmak ve hayatta kalmaktır. (Mor Alev: Bir önceki Koç-Satürn geçişi yazısında da bunu uzun uzun konuştuk) 

Balık sınırları ortadan kaldıran enerjidir, okyanustur. “Hepimiz aynı gemideyiz” der. Koç ise “Ben buyum” der:”Ben eşsiz bir bireyim ve beni senden farklı kılan şeyi bulacağım.”

Kişisel düzeyde, odak noktamız daha büyük bir şeyle bağlantı kurmaktan (Balık) kendimize odaklanmaya, kimliğimizi yeniden şekillendirmeye, amacımızı keşfetmeye ve hayatımızda daha aktif bir rol üstlenmeye kayacaktır.

Bu ne anlama geliyor?

Daha az seyretmek, alıcı olmak, sürüklenmek (Balık) – daha çok yapmak, kendini ifade etmek, yaratmak (Koç)


Daha az körü körüne inanmak (Balık) – daha çok kendi yolculuğumuzun kahramanı olmak (Koç)

Küresel düzeyde, Koç burcundaki Neptün, küreselleşmeden (Balık) özerkliğe ve kendine egemen olmaya (Koç) potansiyel bir geçişi işaret ediyor.

Kurumlar, insanlar ve uluslar, kendilerine özgü kimliklerini (yeniden) keşfetmeye başlayacak ve bu da yeni siyasi konumlanmalara, sınırların yeniden çizilmesine ve ulusal ve kişisel amaçların yeniden tanımlanmasına yol açabilir.

Bu yaklaşım, açık sınırlar veya tek dünya oluşumu gibi küresel bağlantılılıktan çok, bizi ayıran (Mor Alev: bizi özgün kılan) özellikleri geri kazanmak veya oluşturmak üzerine odaklanacaktır. Bu, milliyetçi hareketlere, yerel öncelikli ekonomilere ve kişisel veya kültürel özgünlük tarafından yönlendirilen hareketlere yol açabilir. 

Mor Alev: Arkadaşlar, son zamanlarda ekranlarda, sosyal medyada ya da sokaklarda herkes tek tip görünmüyor mu? Giysiler, bakışlar, saçlar, tavırlar, fotoğraflar… Bir düşünün. Herkeste aynı kozmetik uygulamalar ve neredeyse aynı tepkiler… Bu değişiyor. Özgün benliğimizi ve kendimize ait zevkimizi, gerçekten kim olduğumuzu göstermek isteyeceğiz. Dahası kendi gerçeğimizi yaşamak isteyeceğiz. İyi haber şu ki, bu geçiş sonunda YARGILANMA KORKUMUZU arkada bırakabiliriz. Burada oldukça fazla bahsettiğim ÇEŞİTLİLİĞİN BİRLİĞİ kavramını gerçekten yaşayabiliriz. Fakat bu aşamalı olarak gerçekleşebilecek bir şey. Önce Koç usulü mücadelelere girmemiz gerebilir. Her etki tepki yaratır. Farklı olmamız karşımızdakini korkutabilir. Ancak farklılıklara olan hoşgörünün arttığını da yavaş yavaş görüyoruz, Balık geçişi bunu kolaylaştırdı ve devam edeceğini umuyorum.

Astrobutterfly’a geri dönersek:

Bu yeni vurgu, geleneklerin yeniden canlanmasına da neden olabilir – bu, mutlaka nostaljik, Yengeç burcunun “geçmişe dönüş” anlamında değil, daha çok Koç burcunun şiddetli gurur ve bireysellik anlayışından kaynaklanacaktır: “Bu benim DNA’m. Bulanık sınırların ve hiper bağlantılı olmanın ötesinde ben buyum.”

Trendler açısından, müzik, sinema ve kültürde daha fazla butik, kimlik odaklı ifadeler görebiliriz. Daha az formüle edilmiş, “herkese uyan” gişe rekorları kıran filmler veya kitle pazarı eğlencesi ve daha çok ham, cesur, kişisel ve niş içerikler. Yaratıcılar, küresel bağ kurmak yerine daha çok otantik kendini ifade etmeye önem verebilir. (Mor Alev: Neptün film ve sinema endüstrisini temsil eder.)

Koç, aynı zamanda keşifle de ilgilidir ve Neptün anlamında bu, uzay yolculuğu, derin deniz keşifleri ve bilincin yeni sınırları dahil olmak üzere gerçekliğin yeni boyutlarının keşfedilmesine işaret edebilir. Bunlar, Koç’taki Neptün’ün belirleyici temaları haline gelebilir.

Bir başka olası akım “şebekeden çıkmak” ya da şebeke dışı yaşam olabilir, yani elektrik, internet, yol, su gibi ağların dışında olmak, sadece evler için değil, insanlar için de.

Kişisel finans, kaynaklar, sağlık, eğitim – birçok kişi, artık güvenmedikleri sistemlerden çıkma ve kendi kendine yeterliliklerini geliştirme ihtiyacı hissedebilir.

Mor Alev: Şebeke dışı yaşam, bir köye veya köy bile olmayan medeniyetten uzak yerlere yerleşmek ve kendine yeterli olmak konularını Uranüs-Boğa geçişi için de vurgulamıştık ve 7-8 yılda bunun artık normalleştiğini görüyoruz. Konuyla ilgili kitaplar, belgeseller, filmler, hatta kurslar bile var. Yani enerjiler her zaman olduğu gibi birbirini destekliyor ve bu geçici bir akım değil.

“Kendi başımayım” demek, yalnızlık hissi yerine tam tersi güçlendirici olabilir.

Koç aynı zamanda savaşın burcudur. Savaş – mecazi veya gerçek anlamda – genellikle sınırların korunması veya yeniden tanımlanması için kullanılır. Bireyselliği veya özgürlüğü tehdit eden her şey, Koç’un karşı koyma içgüdüsünü tetikleyebilir.

Neptün’ün Koç burcunda olması daha fazla savaş anlamına mı geliyor? Kesinlikle değil – ancak insanlar ve uluslar egemenliklerini geri kazanmak veya tanımlamak için mücadele ederken çatışmalar, protestolar ve direnişler daha yaygın hale gelebilir. Ancak bağımsızlığını geri kazanma arzusu şiddet içermek zorunda değil. Bu,  yaratıcı, bilinçli biçimler alabilir.

Özetle: Neptün’ün Koç burcuna geçişi, muhtemelen bir paradigma değişikliğine yol açacaktır – Balık burcunun bağlantılılık ve küreselleşme çağından Koç burcunun yerelcilik, özerklik ve merkezi olmayan güç çağına.

Bunu, tedarik zincirlerinin küreselden yerelleşmeye geçişiylekimlik temelli siyasetin yükselişi ve kitlesel sistemlerin daha küçük, daha kişisel ağlara bölünmesiyle şimdiden görebiliyoruz.

Kova’daki Plüton gibi diğer dış gezegenlerin hareketlerinin daha geniş bağlamında, eski kurumsal ve geleneksel modelin çöktüğünü görebiliriz.

Daha fazla insan bağımsız çalışmaya, online işlere ve kişisel markalara yöneliyor. Bağımsızlık ve materyal özgürlük yeni hedefler haline geliyor.

Sahte Putlara Dikkat

Sevgili Bilge Baykuşlar, bu analizin benim için en önemli, en can alıcı bölümüne geldik. Neptün’e kozmik sis makinesi dediğim çok olmuştur, bu tanımı diğer pek çok astroloji meraklısı da kullanır. Neptün’ün Balık’tan çıkmış olması yarattığı yanılsamaların artık ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor, sadece farklı konularda yanılsamalara düşebiliriz.  O yüzden ilk iki yılda Satürn’ün de Koç’ta olmasını olumlu buluyorum. Koç’taki Neptün’le kendimiz, insanlar ya da şeyler hakkında abartılı düşünebiliriz, zihnimizde ürettiklerimizi gerçek kabul edebilir, olmayacak hayaller için savaşa girebiliriz. İdeal vardır ama yoktur, ideale doğru gelişim vardır. Mükemmel ise kesinlikle yoktur çünkü tanımı sürekli değişir.

Astrobutterfly diyor ki;

Neptün, idealleştirmeye ve nihayetinde kutuplaşmaya yatkındır.

Bir lideri, romantik partnerimizi veya bir arkadaşımızı körü körüne takip edecek kadar ideal görebiliriz. 

Birini ne kadar idealleştirirsek, bastırılmış – genellikle olumsuz – niteliklerimiz o kadar dışa vurulur ve başka birine yansıtılır, bu kişi de hikayemizin kötü adamı olur. Onlar “kötü” karakter haline gelir – korkulacak, nefret edilecek veya cezalandırılacak kişi.

Ve bu tehlikeli bir durumdur, çünkü iyi ve kötüışık ve karanlıkkahraman ve kötü adam senaryoları yaratır ve insanlar insan doğasının karmaşık ve nüanslı gerçekliği ile başa çıkmak yerine, siyah-beyaz, biz ve onlar ikilemine göre hareket ederler. 

Neptün’ün sisi kalktıkça, tamamen iyi bir insan olmadığı gibi, tamamen kötü bir insan da olmadığını görmeye başlarız.

Birini mükemmel olarak görmek – söylediklerini, düşündüklerini veya yaptıklarını ayırt etmeden takip etmek – sahte putlara kapılmamıza neden olur. 

Kutsal kitaplarda “kendine put yapmayacaksın” denir. Bu emir sadece dini putlarla ilgili değildir. Evrensel bir insan eğilimi olan, iç gerçeklik ve ruhsal özerkliği feda ederek dışarıdaki insanlara, nesnelere veya ideolojilere anlam, kimlik ve güvenlik atfetme dürtüsünü ifade eder.

Neptün’ün büyüsü altındayken, genellikle kör oluruz. İnsanları, görevleri veya projeleri gerçekte oldukları gibi göremeyiz – onları olmasını istediğimiz gibi görürüz. Neptün’ün fantezisinde, bir put sadece hayranlık duyulan bir şey değildir – kutsallaştırılırMükemmeldir. Kusurları olamaz, hata yapamazlar.

Birinin daha az çekici yanlarını – ki bunlar tamamen normal ve insani özelliklerdir – görmeyi reddetmek, idolümüz değerlerimizle uyuşmayan şeyler söylediğinde veya tuhaf şeyler yaptığında bile, onları yeniden anlamlandırmamız, mantıklı hale getirmemiz, haklı çıkarmamız anlamına gelir – çünkü elbette idolümüz mükemmel olmalıdır. Bu, kognitif uyumsuzluk yaratır.

Onlar açıkça yanlış veya incitici bir şey yaptığında, hikayeyi çarpıtarak şöyle deriz: “Bu başka birinin suçu olmalı.”

Bu senaryoda, idolün yaptığı her şey haklı gösterilir, ama onlarda görmek istemediğimiz tüm olumsuz özellikler bir yere gitmek zorundadır. Ve böylece, başka biri kötülüğün vücut bulmuş hali olur, bir günah keçisi.

Bunu filmlerde görürüz, ama gerçek hayatta da görürüz: sporda, takımımızı idealize edip rakibi şeytanlaştırdığımızda; ünlüler kültüründe ve politikada. “İdol” bir çatışmaya girer ve aniden seyirci ikiye bölünür. Neptün’ün sisinin altında, iyi adam, kahraman ve kötü adam, zalim vardır.

Ama gerçek bu mu? Yoksa kendimizi Neptün’ün sahte idol tuzağına mı düşürdük?

Burada gerçekte neler oluyor?

Kaçış ve Dışarıya Kaydırılmış Ahlak Pusulası

Temelde, sahte idoller yaratmak bir kaçış mekanizmasıdır (tam bir Balık burcu özelliği) – içimizdeki ikilemle yüzleşmekten kaçınmanın bir yoludur.

Her insan gibi, biz de toplumun “olumlu” ve “olumsuz” olarak adlandırdığı özelliklere sahibiz. Spiritüel ideal, bu parçaları bütünlüğe kavuşturmak ve geri kalanını inkar etmeden veya reddetmeden kendimizin en iyi halini ifade etmektir.

Ancak bireyselleşme süreci zordur. Bu yüzden iç çalışmayı yapmak yerine, bunu dışsal olarak yapmayı seçeriz – kendimizin bazı kısımlarını ayırır ve bunları başkalarına yansıtırız. Işığımızı yansıtanları idol ilan ederiz – gölgemizi yansıtanları ise şeytanlaştırırız.

Sahte idol/tanrı/put – körü körüne hayran olduğumuz ve takip ettiğimiz kişi – aslında en yüksek potansiyelimizin aynasıdır. İdealleştirilen bu nitelikler kötü değildir; bunlar, kim olabileceğimize dair ipuçlarıdır.

Ancak idol “sahte”dir, çünkü “kötü”nün ortadan kaldırılabileceği, mükemmelliğin ulaşılabilir olduğu yanılsamasına dayanır.

Mükemmellik yoktur, en azından bu 3 boyutlu, etten ve kemikten oluşan gerçeklikte yoktur. Ve bu, kabul etmesi zor bir gerçek olabilir, özellikle de içimizde ilahi bir şeyi, tüm bunların ötesinde bir şeyi hatırlayan ve ona özlem duyan bir parça olduğu için.

Ama gerçekten gelişmek istiyorsak, dışarıya bakmayı bırakmalı ve bunun yerine içimize bakmaya başlamalıyız.

Neptün’ün Koç’ta olmasıyla, kendi ruhani otoritemizin kaynağı olmaya ve spiritüel özerkliğimizi geri kazanmaya davet ediliyoruz. İnançlarımız, ideallerimiz ve özlemlerimizden sadece kendimizin sorumlu olduğunu fark ettiğimizde, artık başkaları tarafından kolayca aldatılamaz, hayal kırıklığına uğratılamaz veya yanılgıya düşürülemez hale geliriz – çünkü iyi ile kötü, kahraman ile zalim dinamiklerini yaratanın kendi yansımalarımız olduğunu anlarız.

Dünya olduğu gibidir – tam olarak anlaşılamayacak kadar karmaşık ve çok katmanlı. Algılarımızı filtreleyen, pembe (veya korku dolu) gözlüklerimizdir. Gerçeklik değil.

Kusurlu İnsanlığımıza Şefkat

Neptün Balık’tan Koç’a geçerken, bizden Neptün’ümüzü sahiplenmemiz isteniyor. İnancımızın, anlamın ve gerçeğin kaynağını dışarıda aramayı bırakıp, bunları kendi içimizde bulmamız talep ediliyor.

Liderleri, kahramanları ve kurtarıcıları dışarıda aramayı bırakıp, her şeyin başladığı yer olan içimizde aramaya başlayacağız. Kendi “kişisel kurtarıcımız” olacağız.

Bu, Neptün’ün Koç’tayken liderliğin veya hayranlığın sonu geldiği anlamına gelmiyor. Dünyada hala başkanlar, ikonlar, kahramanlar ve komutanlar olacak. Ancak belki de onları tanrılar veya şeytanlar olarak görmeyi bırakıp, oldukları gibi, yetenekleri ve kusurları olan insanlar olarak görmeye başlayacağız.

Ve belki de kendimiz için de aynısını yapmaya başlayacağız: Kusurlu insanlığımızı kabul edip ona şefkat duymaya.

“Artık mükemmel olmak zorunda olmadığın için, iyi olabilirsin.”

John Steinbeck, Cennetin Doğusu

Doğum Haritanıza Etkisi

Bireysel seviyede, bu son derece önemli bir değişim. Neptün, son 14 yıldır odak noktasında olan bir evden veya yaşam alanından çıkıp tamamen yeni bir alana giriyor. Bir zamanlar hayatınızın ana teması gibi hissedilen şey yavaş yavaş kaybolmaya başlayacak ve yeni bir yaşam alanı yumuşakça odak noktasına yerleşecek.

Neptün, kendimizi yeniden yaratmamızın, teslim olmamızın ve hayatın akışının bizi yeni yerlere taşımasına izin vermemizin talep edildiği yerdir.

Neptün, değişimin gerçekleştiği yerdir – her zaman Plüton veya Uranüs’ün getirebileceği gibi dramatik olaylar yoluyla değil, incelikli, sürekli bir yeniden yapılandırılmayla hayatın o alanını algılama, değer verme ve onunla etkileşim kurma şeklimiz değişir.

Neptün bizi içten dışa yavaşça dönüştürür, böylece gerçekten değer verdiğimiz şeylerle daha derin bir uyum yakalarız, bunu kelimelerle ifade edemesek bile.

Örneğin, 2011 yılında, Neptün ilk kez Balık burcuna ve 10. evinize girdiğinde, başarıyı daha geleneksel veya imaj odaklı terimlerle tanımlamış olabilirsiniz: prestijli bir iş unvanına sahip olmak, “grubun neşesi”, “mükemmel anne” veya “saygın avukat” olarak bilinmek gibi.

Ancak bu Neptün geçişinin sonunda, size gerçek tatmini getiren şeyin tamamen farklı göründüğünü ve hissettirdiğini keşfedebilirsiniz.

Geriye dönüp bakarsanız, değerlerinizin değiştiği tek bir belirleyici an olmadığını fark edebilirsiniz. Değişim, daha çok, kıyı şeridinizi yavaş yavaş yeniden şekillendiren bir dizi hafif dalga gibi gerçekleşmiştir.

Neptün böyle çalışır. Çoğu zaman farkına bile varmadan sizi evrimleşmeye ikna eder, ta ki bir gün kendinizi bambaşka bir yerde bulana kadar.

Neptün, haritanızda yeni bir eve girerken, aynı süreç başlayacak, ancak bu kez hayatınızın yeni bir alanında.

Örneğin, 11. evinizse, odak noktanız sosyal ağlarınız, topluluklarınız, umutlarınız ve gelecekle ilgili idealleriniz olabilir. Bu, uzun ve rüya gibi bir süreç olacak.

Neptün bize asla net bir harita vermez, ancak yine de bir niyet belirleyip evrene sorabiliriz:

  • Nasıl hayatımın bu bölümünü ruhani olarak yeniden düşünüp şekillendirmeye açık kalabilirim?
  • Bu alanda ideal vizyonum nedir?
  • Burada benim için gerçekten önemli olan nedir ve bu nasıl değişebilir?

Evin yanı sıra, Balık’tan Koç’a burç değişimi de çok önemli. Son 14 yılda Neptün süreci daha kabul edici bir nitelikteyse, yani iç görünün rüyalar, teslimiyet veya dinginlik yoluyla akmasına izin veriyorsa, Koç’taki Neptün şimdi aktif katılım çağrısında bulunuyor.

Koç harekete geçmek, başlatmak ve kendi yolunu çizmek ister. Dolayısıyla, bu yeni dönemde dönüşüm katılım yoluyla gerçekleşecek. Yaparak. Bilinmeyene cesaretle adım atmaya istekli olarak.

Neptün’ün haritanızda geçtiği ev merkezi bir rol oynayacak, çünkü bu iç “yeniden” yönelim zamanla orada ortaya çıkacak.

Ve bu yolculuk sırasında Neptün’ün doğum anındaki gezegenlerinize yaptığı açılar, ek katmanlar sunacak ve akıl karışıklığı, aydınlanma, kurtuluş veya ilham anlarını vurgulayacak. Bu anlara dikkat edin. Bunlar rastgele değildir. Bunlar ilahi bir döngünün parçalarıdır.

Neptün eşiği geçip 165 yıllık yeni bir döngüye başlamaya hazırlanırken, kendinize şunu sorun:

  • Hayatımın hangi alanında “RESET” düğmesine basmam gerekiyor?
  • Nerede eski hayallerimi bırakıp benim gerçeğime daha uyumlu bir hayalin şekillenmesi için yer açmaya hazırım?
  • Kaosun ortasında ve Neptün’ün okyanusunun sisinde, hangi yeni bölüm sessizce doğuyor?

İçinizdeki pusula sizi cevaba yönlendirsin. Neptün asla net talimatlar vermez, ancak kalbi ile dinleyenlere her zaman ipuçları bırakır.

Sevgili dostlar, birinci bölümde astrolojik evler ve kısa anlamlarını paylaşmıştım. Neptün’ün hayatınızın hangi alanını sessiz ve derinden değiştireceğini merak ediyorsanız, internette (örneğin astro.com’da) doğum haritanızı çıkarın ve Koç burcunun kaçıncı eve denk geldiğine bakın. Ardından verdiğim özette bu alanın kapsamını görebilirsiniz. 

Bu harika analiz için astrobutterly.com’a çok teşekkürler.  Bir sonraki bölümde görüşmek üzere…

©Mor Alev 2025

Görseller: Neptün-Koç – Astrotwins, Deniz Tanrısı Neptün – bilinmiyor, Yansıma – Essentially Nomadic

Dinlemediyseniz, kaçırmayın:


En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve BEDENİNİZLE BARIŞMAK için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayın.

“Sabian Hikayem”. Benzersiz bir çalışma: Gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com

HİZMETLER

Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

2 comments

  1. Sevgili MorAlev,

    Size, size ilham olan her yazara, düşünüre, kanala ve bunun bize ulaşmasını sağlayan bu platforma çoooook teşekkürler… Hevesle diğer yazıları bekliyorum.

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.