Okumak yerine dinlemek isterseniz, yazının hemen altındaki podcast bağlantısına tıklayın.
Dolunay Yay’dayken capcanlı, hevesli ve maceraperesttir. Jüpiter’in bakan, besleyen, hassas, koruyucu “anne ve çocuk” burcu Yengeç’e henüz geçmiş olması bu dolunaya duygusal beslenme faktörü de ekliyor çünkü ay ve Jüpiter birbirilerinin burçlarında. Bu, kişisel açıdan büyüme acılarını ve çocuklukta üzerimize aldığımız yükleri en sonunda salıverebileceğimiz, aidiyet hissimizi güçlendirebileceğimiz, eski hikayeleri anlatmaktan gerçekten bıkıp yeniye uzanmak için gerekli duygusal hazırlığı yapabileceğimiz bir dolunay.
Bu dolunay daha çok küresel sahnede etkilerini seyredeceğimiz bir dönem olarak hissettiriyor, ardından bizler de kendi kişisel tepkilerimizi yaşayacağız tabii. Yay büyük resim odaklı bir burçtur fakat bütünde olanın temeli bireyde (İkizler) yatar ve elbette bütünde bir şey oluyorsa birey de etkilenmek zorundadır. Yumurta-tavuk gibi.
Ben bu zamanda kesinlikle Yay’ın iyimserliğini ve mizah gücünü benimsememiz taraftarıyım. Olaylara ve kendi daha küçük dünyamızdaki şartlarımıza yepyeni gözlüklerle bakmalıyız. Yoksa dünya halleri karşısında savrulduğumuzu hissedebilir ve bu güzel yaz başlangıcında zihnimizde kaybolabiliriz.
Bu dolunayda ateşte bir büyük üçgenimiz ve bir de değişken burçlarda büyük karemiz var. Tabii, daha yeni burç değiştirmiş 4 büyük gezegeni ve Uranüs’ün de İkizler’e geçmek üzere olduğunu düşünürsek, dostlar, şu anda Yay’ın aydınlık enerjisini yansıtmamız bize gerçekten iyi gelecek. Genel atmosferi çok iyi yansıtan Kathy Biehl’in analizine birlikte bakalım (empowermentunlimited.com):
Bu ayın Yay Dolunayı, çok belirgin bir kader hissi taşıyor. Düşünce döngüleri ve zihin genişlemeleri, veriler ve görüşler, araştırma ve inançlar, gerçekler ve ideoloji ve daha pek çok şey arasındaki gerilimler doruk noktasına ulaşıyor.
Bunlar, dolunayın getirebileceği tüm coşkuyla ve hatta daha fazlasıyla birikiyor – sonuçta bu Jüpiter’in partisi ve onun tarzı abartılıdır. Sonra da hepsi havada asılı kalarak stresi ve gerginliği artırıyorlar. Dolunayların getirdiği salıverme ve rahatlama nerede? O çözülme, kendi programına göre, bir yıl boyunca biriken bir güçle, aniden ve öngörülemez bir şekilde ortaya çıkıyor.
Yay doğası gereği zihinsel olabilir, ancak bu burçtaki dolunay yine de yoğun duygusal etkiler yaratabilir. Sözler incitebilir, inançlar incitebilir, felsefelerin ve politikaların etkisi incitebilir.
Hepsi şu anda zirveye ulaşan dramaların bir parçası. Ayrıca “siyaset kişiseldir” sözünü de canlandırıyorlar. Yoksa “kişisel olan siyasi midir?” Her iki durum da, küçük ve büyük ölçekte ifade ettiğimiz, deneyimlediğimiz ve tanık olduğumuz şeylere uyuyor.
Bazı kargaşalar kaçınılmaz gibi görünüyor. Bazılarından kaçmak veya bırakmak zor gibi geliyor. Birçok hareket, dram ve duygunun içinde ve üzerinde asılı kalmış durumdayız ve bunlar artık görmezden gelemeyeceğimiz bir noktaya tırmanıyor.
Bunun nedeni, dolunayın düğümlerle olan ilişkisi. Güneş ve Ay, düğümlere kare yapınca bu konfigürasyon bir büyük kare oluşturuyor. Bu da hepimizi Tarot’taki Asılı Adam pozisyonuna getiriyor, olayların üzerinde asılı durumdayız ve (henüz) yönlendiremiyor veya uzaklaşamıyoruz. Ancak büyük kare değişken burçlarda olduğu için, bir durum, bakış açısı veya gelişme bizi bir yöne çekerken, başka bir durum, bakış açısı veya gelişme bizi başka bir yöne çekiyor. Hareket, başka bir çekiştirme meydana gelene kadar, çözüm ve kurtuluş yanılsaması yaratabiliyor.
Hızla artan gerilim ve ne olursa olsun saplanıp kalmışlık hissi bir amaca hizmet ediyor. Bu, durumları bir tür ağır çekimde görmeyi ve bunlara karşı tepkileri deneyimlemeyi, işlemden geçirmeyi ve ifade etmeyi kolaylaştırıyor.
Düğümlerin dahil olması, belirgin bir dönüm noktası hissi veriyor. İçinde olduğunuz durum (ne olursa olsun) bir kez kırıldığında, sadece hareket etmekle kalmayıp, eski yollardan uzaklaşıp yenilerine doğru ilerleyeceğimiz hissine dikkat edin.
Ayrıca, noktalar arasında bağlantı kurma yeteneğinizin arttığını da gözlemleyin. Özellikle ikilemler söz konusu olduğunda — düşünce döngüleri ve zihin genişlemesi; veriler ve görüşler arasında; araştırma ve inançlar arasında; gerçekler ve ideoloji arasında — uç noktaların nasıl birbirine bağlandığını veya bir hikaye oluşturduğunu görebilirsiniz. Hatta aşırı uçların birbirine yaklaştığını bile fark edebilirsiniz.
Bunun nedeni, bu hizalamada her şeyin birbiriyle uyumlu olmasında yatıyor. Güneş ve Ay’ın bulunduğu İkizler ve Yay burçlarının yöneticileri birleşiyor. Bir takım olarak çalışıyorlar ve her ikisi de duygusal modda, Böylece bu iki burçta doğal olarak bulunmayan duygusallığı telafi ediyor.
Yay’ın yöneticisi Jüpiter, bakıma, eve, geleneğe ve güvenliğe ev sahipliği yapan Yengeç’te çıktığı bir yıllık yolculuğunun ikinci gününde. Burası eski moda bir ülke, anneler ve börekler diyarı ve hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun herkeste şefkat ve koruma duygusu uyandırıyor.
Jüpiter hala dünya ekseninde, Yengeç burcunun 0 derecesinde olduğu için, bu an ve sonuç olarak tetiklediği hareketler, muazzam kolektif ve küresel etkilere sahip.
Jüpiter, İkizler’in yöneticisi ve kozmik haberci Merkür’le kavuşumda. Merkür, sadece üç gündür Yengeç’te ve düşünce ve iletişimimizi duygularla renklendiriyor. Jüpiter’le olan kavuşum onları pompalayarak büyütüyor ve yayılmalarını sağlıyor.
Her ikisi de Koç’taki Satürn ve Neptün ile kare açıdan sıcaklık, hatta yanıcılık kazanıyor. Ve bunlar Boğa’daki Venüs’le uyumlu açı oluşturarak, Dolunay’ın zihinsel ve felsefi eğiliminden fiziksel rahatlığa, duyusal deneyimlere ve paramıza ve diğer kaynaklarımıza dikkat etmeye geçmeye davet ediyor.
Bu çıkmazı ne bozacak? Asılı Adam’ı ağaçtan kim kurtaracak?
Bu gerçekleştiğinde, her şey yolunda gidecek. Kaçınılmaz eylemi tetikleyen, ayın Aslan’daki aksiyon kahramanı Mars ve Koç’daki Eris (uyumsuzluk tanrıçası) ve Chiron (yara ve şifa) ile oluşturduğu büyük üçgen. Ve her şeyi harekete geçiren, Mars’ın değişken ve öngörülemez değişim ajanı Uranüs ile oluşturduğu kare.
Bunlar Temmuz 2024’te de bir kare oluşturdu, bu nedenle şimdi olanların bir kısmı o dönemdeki olaylarla ilgili olabilir.
Mars, 15 Haziran’da kareyi tamamlayacak, ancak hareket o tarihten önce ateş almaya başlayacak. Kare, uyarı veya özür olmadan, hızlı ve keskin bir şekilde harekete geçmeyi, zincirleri kırmayı, felsefeleri, görüşleri, inançları havaya uçurmayı, bildiğimizi sandığımız şeyleri paramparça etmeyi ve gerçeğe daha yakın bir şeye ulaşmayı gerektiriyor.
Sevgili Bilge Baykuşlar, bu dolunay tam olarak tutulmaların orta noktasında. Mart ayında başlayan bir şeyler bir dönüm noktasına geliyor olabilir veya Eylül’de tam olarak karşımıza çıkacak bir şeyin doğuşuna şahitlik ediyor olabiliriz. Ne olursa olsun, bu dolunay bir süreçle alakalı, hikayeler devam edecek. Fakat bu oluşumlara farklı bir bakış açısıyla bakıp, farklı şekillerde değerlendirmeliyiz çünkü dolunayın Sabian sembolü:
“Ödünç gözlüklerle bir çocuk ve bir köpek”
Bu sembol bize diyor ki, görmekten korktuğunuz şeyden korkmayı bıraktığınızda, çocuksu oyunları ve gerçeği arıyormuş gibi yapmayı sona erdirdiğinizde, tam da karşınızda duran gerçeği olduğu gibi görürsünüz. Gerçek her zaman acıtmaz ama mutlaka özgürleştirir.
Yani perspektifimizi değiştirmeliyiz. Görüşümüzü çarpıtan gözlükleri çıkarmalı ve karşımızdakini olduğu gibi anlamalıyız. Zaten bu gözlükler bizim değil, sadece “ödünç”.
Dünyadaki çoğu yanlış anlama ve anlaşmazlık, insanlar sadece biraz zaman ayırıp “Bu başka ne anlama gelebilir?” diye sorsalar önlenebilir.
Shannon L. Alder
Bu, bilgi ve inancın çatıştığı bir dolunay. Yay inanır, felsefidir, noktaları birbirine bağlar. İkizler ise bilgiyi toplar, iletir. Gözlükleri çıkardığımızda gerçeği görmeye başlarız, İkizler’in ilettiği bilgileri farklı değerlendiririz ve bu değişikliklerle bir şeyler yapmaya çağrılırız. İkizler’deki güneşin Sabian sembolü ile işte bu tepkiyi görüyoruz:
“İşçi hakları mitingi”
Burada bir protesto var, emeğinin karşılığını veya layık oldukları çalışma şartlarını isteyen insanlar bir araya gelmiş. Tek başına olsa pek bir şey değiştiremeyecek insanlar toplanınca önemli bir güç oluşturuyorlar. Yaklaşmakta olan Mars-Uranüs karesini düşünürsek, hoşnutsuzluğun bir defa sokaklara yansıdığı bir zamana giriyor olabiliriz. Buna Ay-Chiron-Eris-Mars üçgeni de katkıda bulunacaktır.
Bizler de artık ayrılığı bırakıp bütünü düşünmeli ve sadece kendimizi kurtarmaya çalışmanın anlamsız olduğunu fark etmeliyiz. Bütün sağlıklı ve refah içinde olmadan bireyin rahatı ve mutluluğu sadece geçici. Yani yumurta-tavuk benzetmesine geri dönüyoruz.
Hayatta önemli olan, sadece yaşamış olmamız değildir. Önemli olan, başkalarının hayatlarında ne gibi bir fark yaratmış olduğumuzdur.
Nelson Mandela
Bütün bunlarla birlikte dolunayda Kuzey Düğümüyle birleşmiş Nessus’u da görüyoruz. Nessus görevi kötüye kullanmayı ve güç suistimalini anlatır. Gözlükleri çıkarınca, emanet ettiğimiz gücün nasıl niyet ettiğimiz gibi olumlu kullanılmadığını görebiliriz.
Hatırlıyor musunuz, Ocak sonundaki Kova yeni ayında kibir ve Icarus’un eriyen kanatlarından konuşmuştuk. Hatta sormuştum: “Kim çok abartıyor, Bilge Baykuşlar? Kim çok ama çok ileri gidip kimseyi dinlemiyor? Kim kendini tanrı sanıyor?” Bu enerji hala daha aktif ve kanatlar erimeye devam ediyor, bunu artık görebiliyoruz.
Umutsuzluğa düştüğümde, tarih boyunca gerçeğin ve sevginin her zaman kazandığını hatırlarım. Zorbalar, despotlar ve katiller olmuştur ve bir süreliğine yenilmez görünmüşlerdir fakat sonunda her zaman düşerler. Bunu düşünün – her zaman.
Mahatma Gandhi
Bu, çok yönlü bir dolunay. Bir tarafta yardım, bakım, duygusallık, diğer tarafta gerçekleri görmemizi talep eden bir ışık, harekete geçiren bir güneş ve ateş üçgeni. Aynı anda, geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmış bizler! Adil bir hayat arzusu ve isyan. Dolayısıyla bir-iki gün gerçekten de “asılı kalmış” gibi hissedebiliriz. Bu hiç sorun değil. Bu size baş aşağı bakarken perspektifinizi değiştirme şansı da verebilir. Düşünün, değerlendirin, bilgileri özümseyin. Tepetaklak olmuş sarkarken, bırakın ceplerinizdeki ihtiyaç duymadığınız yükler düşüp gitsin. O bir-iki gün geçtikten sonra çok daha isabetli hareketlere yöneleceksiniz.
Ve öyle asılmış dururken, evet, gülümseyin, kendinize ve başkalarına karşı kibar olun. Bu haftanın olumlamaları size yardım edecektir, onları ve altında yatan anlamları özümseyin.
Ve son olarak, hayatınızda şu anda sizin için önemli olan bir konuda bir risk alsanız ve şimdiye kadar yapmadığınız bir şey yapsanız ne kadar daha mutlu ya da verimli ya da özgür hissederdiniz, bir düşünün. Artık enerji değişti. Bu yılın ilk beş ayı gibi yardımsız değilsiniz.
Yay her zaman “haydi, daha yukarı, daha ileri” der, maceranızın bundan sonraki bölümü acaba nasıl olacak?
©Mor Alev 2025
Görseller: Dolunay- Jens fine art, Çocuk ve köpek – Canva, Asılı Adam – Chiro Marchetti, Protesto – Stockphoto
Dinlemediyseniz, kaçırmayın:
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve BEDENİNİZLE BARIŞMAK için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayın.
“Sabian Hikayem”. Benzersiz bir çalışma: Gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
Mor Alev 