Okumak yerine dinlemek isterseniz, yazının hemen altındaki podcast bağlantısına tıklayın.
20 Mart sabah saat 06.06’da İlkbahar Ekinoksu gerçekleşiyor ve gündüzle gece eşitleniyor. Artık gündüzlerin süresi hızla değişmeye başlıyor, kuzey yarı küredeki günler neredeyse her gün birkaç dakika uzuyor. Güney yarı kürede ise tam tersi yaşanıyor.
İlkbahar Ekinoksunda Güneş, Zodyak çevresindeki döngüsünü bitirip ilk burç Koç’un ilk derecesine adım atar. Bir hikaye, bir döngü bitmiş, yenisi başlamıştır. Bu, astrolojik yeni yılın başlangıcıdır. Koç burcundaki ilk yeni ay ise yılın Sabian sembolünü belirler. Bu sene Koç yeni ayı bir tam güneş tutulması halinde gerçekleşirken çok dolu, çok değişken fakat bir o kadar da şefkatli bir yeni yıla gireceğimize inanıyorum. Çünkü tutulmanın Sabian sembolü “Kışın kuşları besleyen küçük kız”. Bu dereceyi 8 Nisan’da detaylı olarak inceleyeceğiz.
Kuzey yarı kürede olanlarımız için bahar umut, yeniden başlama, tohumların yavaş yavaş filizlenmeye doğru geliştiği bir zaman. Baharlar kolay değildir, hummalı bir çalışma ile kışın uykulu günleri ardımızda kalır ancak henüz bolluk gelmemiştir, ürünler tohum ve köklenme sürecindedir. Fakat artık hasat olasılığı çok daha yakındır. Bu da bizi heyecanlandırır.
Ekinokslar ise durağanlık enerjisinden hareketliliğe geçerken bizi dengeleyen özel günlerdir. Bu sene müthiş yoğun bir tutulma koridorunda gerçekleşen ekinoks bizlere kozmik akışla uyumlanma ve durup bir nefes alma şansı tanıyor.
Ekinoksun hemen ardından Süper Galaktik Merkezde bir ay tutulmamız ve iki hafta sonra Koç burcunda tam güneş tutulmamız gerçekleşecek. İkisi de yoğun, değişikliklere çok açık hareketler. Dolayısıyla ayaklarımızın sıkı sıkıya yere basması, dengede ve merkezde kalmamız çok önemli.
Gösteriş ve Görülme Arzusu
Kolektif duygu durumumuz, bilinçaltımız ve halkları temsil eden ay, bu ekinoks sırasında Aslan burcunda ve Sabian sembolü “Resmi kıyafetini giymiş yaşlı adam, bir av gezisinden getirdiği avların yanında poz veriyor”
Ay Aslan’dayken görülmek isteriz. Alkışlanmak, takdir edilmek, hatta biraz da başkalarından daha iyi olduğumuzu duymak isteriz. Cesaretimizin tanınmasını, belki de böylece toplumdaki yerimizin vazgeçilmezliğinin hatırlanmasını arzularız. Belki birilerine haddini bildirmeye çalışıyor bu yaşlı adam. Belki sadece egosunun okşanmasını istiyor. Belki de varlığını hatırlatmak peşinde.
Ne olursa olsun, bu görülme ve takdir edilme arzusunun temellerine inmeliyiz. Aslında ne istiyoruz? İçimizdeki çocuk neden bunca şekle girerek dikkat çekmek istiyor?
Günümüzde, bu Sabian sembolündeki davranış neredeyse trajikomik bir resim yaratıyor. Avlanılan hayvanlar, duvarlara asılmış postlar, resmi av kıyafetleri, artık kesinlikle onaylanmayan vahşi bir spor, (eski) erkekliğin kanıtlanması… Buna büyüklük veya aynı anlama gelen aşağılık kompleksi sebep oluyor olabilir mi? Ama günümüzde ya da değil, burada büyük bir gösteriş çabası söz konusu. Aşırı makyaj, aşırı ve içten olmayan kahkahalar, abartılı davranışlar, aşırıya kaçan hediyeler, kutlamalar, paylaşımlar geliyor akla. Bu aşırılıklarla neyi saklamaya ya da neyi çok önemli göstermeye çalışıyoruz?
Gündönümüne kadar üç ay boyunca, özellikle halka açık ortamlarda ve medyada gösterişli davranışlar ve abartılı ifadelerle karşılaşabiliriz. Ama bunları yazarken bile saçma geliyor, sanki hiç gösteriş görmüyormuşuz gibi, daha ne kadar fazla gösterişle karşılaşabiliriz bilmiyorum! Bunun bir tavan sınırı yok mu? Veya kendimizi abartılı bir gösterişçilik halinde bulabiliriz.
Gelin birlikte böyle davranışların komik yanını görelim, kızmak veya eleştirmek yerine “poz veren” kişinin içindeki çocuğa sevgilerimizi yollayalım. Eğer kendimizi böyle gereksizce “poz verirken, poz yaparken” bulursak, içimizde neye ihtiyacımız olduğuna odaklanalım.
Ay Aslan’dayken görülmek isteriz demiştim. Bu bağlamda, önümüzdeki üç ayda halkların görülmek istemesi, tepedekilerin sanki halk yokmuşçasına kararlar alması halinde direnişle karşılaşması, halkların daha isyankar, daha gürültücü olması, dikkat çeken teatral tepkiler vermesi hatta sahnede rolü alışılmış “ileri gelenlerden” çalması çok mümkün.
Bu İlkbahar Ekinoksunun dengeleyici, merkezleyici enerjisinden faydalanırsak önümüzdeki hareketli bahar günlerini, tutulmaları ve büyük Uranüs-Jüpiter birleşmesini çok daha olumlu deneyimleyeceğimize inanıyorum. Bunun için özellikle Ağaç Beden çalışmasını öneriyorum.
Ağaç Beden Çalışmasıyla Şifa ve Denge
Sessiz bir ortamda, rahatsız olmayacağınız bir pozisyonda oturun. Birkaç derin nefesle kendinizi sakinleştirin. Düşüncelerinizi yavaşlatın. Omuzlarınızdaki gerginliği atın, bedeninizi hissedin. Rahatsız noktalar varsa oturuşunuzu biraz daha ayarlayın. En rahat olduğunuzu düşündüğünüz, sakinlemiş halinizde bu çalışmaya başlıyoruz.
Ağaçların iki tarafta dizildiği harika bir patikada yürüdüğünüzü resmedin. Bu çok güzel güneşli bir gün ve dalların arasından güneş ışınlarının süzüldüğünü görüyorsunuz. Attığınız her adımda tabanınızın altındaki toprağı, ciğerlerinizde hafifletici temiz havayı hissediyorsunuz. Ilık hava, cildinize dokunuyor.
Sanki ağaçlar siz yürüdükçe yolu açıyor. Adımlarınız hafifliyor, bedeniniz ilerledikçe ağaçlıkla bir oluyor gibi… yapraklarda ışıltılar görüyorsunuz, kuşlar, kelebekler… Güzelliği takdir ediyorsunuz, bütün varlıklardan size yönelen saygıyı ve özeni hissediyorsunuz. Gördüğünüz her şey mükemmel. Çiçeklerin kokusu, arıların vızıltısı…
Bir dakikalığına durun ve burayı iyice inceleyin. Yaşamın kutsallığını hissedin. Bilinciniz iyice genişlesin, sınırların yok olmaya başlamasına izin verin. Ormanı hissedin, bilin.
Şimdi bu yolda devam edin. Ormanın bütün varlıkları size yol gösteriyor. Yürüdükçe insan yaşamınızın olumsuz etkilerinin, katı düşüncelerin, yargıların üzerinizden akıp gittiğini, enerjinizin temizlendiğini hissediyorsunuz.
İleride ağaçların çevrelediği bir açık alan görüyorsunuz. Güneşin parladığı bir yer. Ortada devasa bir ağaç var. Ona doğru ilerlerken günlük hayatınızı arkada bırakmaya devam ediyorsunuz, kendinizi koşmamak için zor tutuyorsunuz. Yürüyüş sırasında üç boyutlu yaşamın ağırlığı gitgide yok oldu, uçmakta özgürsünüz.
O açılığa ve ortasındaki ağaca ulaştığınızda onun sizi temsil ettiğini anlıyorsunuz. Onunla birleşmek, o olduğunuzu hissetmek istiyorsunuz ama önce onun size iletmek istedikleri var.
Biraz yükseliyorsunuz ve ağacın dört ana dalı olduğunu görüyorsunuz, dört ana daldan bir sürü orta ve ince kalınlıkta dal uzuyor. Dört ana dal, fiziksel, zihinsel, duygusal ve enerji bedenlerinizi simgeliyor.
Şimdi ağaç bedeninizin dalları arasında uçuşurken bazı dalların diğerleri kadar sağlıklı olmadığını görüyorsunuz.
Sağlıklı olmayan ilk dala sarılın ve ağacınıza sorun, “Sorun nedir? Nasıl yardım edebilirim?” aldığınız cevapla birlikte, o dala sevginizi verin.
Gelen bilgilere dikkat edin. Bu bilgileri çalışmadan sonra hatırlamaya niyet edin. Sağlığını kaybetmiş yaprakların ekinoks rüzgârlarıyla uçup gittiğini görün. Gerekiyorsa, bir buluttan arındırıcı yağmurunu rica edin. Taze, yepyeni yaprakların filizlendiğine şahit olun.
Sonra eğer varsa, diğer sağlıksız dallara geçin. Bütün bir şifalandırma sürecini tekrarlayın.
Ağacınızın tamamı şifa bulduğunda dalların arasında sevgiyle gezmeye, yaprakların fısıltısını duymaya devam edin. Ağaç benliğinizin kalbinden insan benliğinize yönelen minneti ve sevgi hissedin.
Sonra belli bir noktada artık enerjileriniz birleşmeye başlayacak. Siz gerçekten ağacın kendisi olduğunuzu hissedeceksiniz. Bu olduğunda onunla bütünleşmeye izin verin.
Ayak tabanlarınızın altından yayılan güçlü köklerinize dikkatinizi verin. Her bir kök saçağının güçlendiğini, uzadığını, kalınlaştığını görün. Diğer ağaçların kökleriyle birbirine dolandığını, bazı noktalarda ayrılamaz şekilde birleştiğini görün.
Ağaçlar ve Orman diyor ki; “Biz bir BÜTÜNÜZ. Biz BİRin parçalarıyız.” Kökler ağının bütün bir dünyayı ışıltılı bir biçimde sardığını görün. Ağaçlar tek görünse de birbirinden farklı olsa da kökleri bir bütünü oluşturuyor, ışıltılı kök ağı kozmosa yayılıyor, sonu yok, başlangıcı yok… Tek bir ağacın tek bir dalı şifalandığında bütün bir orman şifalanıyor. Köklerle bağlantı güçleniyor.
Şimdi köklerden aldığınız güçle, dengeyle gövdeye dönün. Bedeniniz ağacınızın tamamı. Rüzgârı, güneşi, havanın taşıdığı rutubetin canlandırcılığını hissedin.
Ve kollarınız, dallarınız, yukarıya uzanıyor. Uzanıyor, uzanıyor, uzanıyor… Uzandıkça daha çok yaşam, daha çok canlılık, daha çok coşku, sevinç, ilhamı hissedin.
Dallarınız da başka ağaçların dallarıyla karışıyor. Bir sincap, başka bir ağacın dallarından size atlıyor, bir örümcek ağını bir başka ağaçla aranızda örüyor. Kuşlar konuyor, şarkılarını söyleyip uçuyorlar. Taşıdığınız kuş yuvalarındaki minik yumurtaları ve üzerinizde yaşayan karıncaların topraktan en tepeye doğru çizdiği yolları fark edin. Yapraklarınıza güneşi sevgiyle kabul edin. Fotosentezi yaşayın. Yukarıdan aşağıya indirin, bedeninizin tamamını besleyin. Sonra köklerden aldığınız nemi, sevgiyi, güveni, dengeyi yeniden yukarıya taşıyın.
Burada biraz kalın. Dengedesiniz. BİRsiniz. Keyfini çıkarın. Hazır olduğunuzda kendinizi yumuşakça insan yaşamınıza geri getirin. Ağacınıza, ormana, size yardımcı olan bütün elementlere teşekkür edip gününüze geri dönün.
Hepinize harika bir ekinoks, dengeli, bolluk içinde muhteşem günler diliyorum.
Çok seviliyorsunuz ve asla yalnız değilsiniz.
©Mor Alev 2024
Görseller: Hayat Ağacı – Creative Motions, Avcı – Looney Toons, Orman – Bilinmiyor, Ağaç Beden – Ann Wertheim
YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.






Değişip dönüştüğümüz, iyiliğe, sevgiye giden bir yıl olsun. Doğayla ve ormanın farkındaki ağaçla bir olarak…
Teşekkürler Moralev.
BeğenLiked by 1 kişi