Sevgili Dostlar,
Meleklerin bu haftaki paylaşımı dünkü hayat amacı hatırlatmasından sonra bir detaylandırma niteliği taşıyor. Özellikle ilişkilerimizde dikenler batıyorsa, hayatımızın bahçesinde nasıl mutlu olabiliriz, nasıl gelişiriz ve daha önemlisi hayat amacımız olan sevgiye nasıl döneriz?
Sevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz.
Bir gül ağacının yanından geçerken, güle hayranlık mı duyarsınız yoksa dikenlerden şikâyet mi edersiniz? Genellikle dikenlerden şikâyet ettiğiniz zaman yanlışlıkla onların içine daldığınız zamandır. Çoğunuz sadece gülün güzelliğine çekilirsiniz. Eğer gülü budayan bir bahçıvansanız, dikenlerin farkında olursunuz ama orada oldukları için onları lanetlemezsiniz. Onun yerine ölü dalları, zamanı geçmiş çiçekleri keser, diken batmasın diye dikkat edersiniz. Çiçeklerin güzelliği harcadığınız emek, zaman ve enerjiyi değerli kılar.
Ama eğer bahçenizdeki yaban otlarını ayıklıyorsanız, dikenli bir bitkinin etrafında dans eder gibi değilsinizdir. Onun yerine topraktan yaban otunu çekip alır, gübre ürettiğiniz geri dönüşüm yığınına eklersiniz. Söz konusu yaban otu olunca, onun tabiatta bir amacı vardır ama bahçenizde o kadar faydalı görünmeyebilir. Siz de ona bahçenizde bitkilerinizin tercih ettiği gübre olarak yeni bir amaç verirsiniz.
İşte aynı şekilde, insanlar da – bakış açınız ve şartlanmalarınızın filtresinden geçerek – sizlere dikenler, çiçekler veya yaban otları gibi gelen davranışlar sunarlar. Bazı sözcükler ve davranışlar iğnelidir, battıklarında canınız yanar çünkü içinizde bir şey dikkatinizi çekmeye çalışıyordur. Bazı sözcükler ve davranışlar destekleyicidir, örneğin dayanıklı dallar gibi çünkü onlar sizi onaylar ya da cesaretlendirir. Bazıları ölü dallar gibidir, artık hayatınızda kullanışlılıkları kalmamıştır ve bazıları da çiçekler gibidir moralinizi yükseltir ve ilham verirler. Bazıları ise yaban otları gibi bu dünyada yeri olan ama bahçenizde gelişiminizi desteklemek dışında işi olmayan şeylerdir.
Birisi size dikenler sunduğunda, “dikenin batması” deneyimini saplantı yapmanın dışında kendinizi iyi hissedeceğiniz pek çok seçeneğiniz var.
Çiçeği arayabilirsiniz. Belki bu ruhlar sadece kendilerini sevmeye çalışıyorlardır. Belki beğeneceğiniz ve odaklanabileceğiniz daha iyi nitelikleri de vardır. Belki sadece kötü bir gün geçiriyorlardır. Belki onların kim olmaya doğru çiçek açacaklarını zihninizde canlandırırsınız. Her durumda, dikenlerdense çiçek açmaya odaklanmanız sizi ah-öyle-çok-iyi hissettirecektir ki. Gerçek şu ki, bazı dikenli insanlar içlerinde çok büyük güzellik taşırlar ve siz de onların dikenlerinin çevresinde dans etmeyi seçersiniz çünkü çiçekleri size ilham verirler. Pek çoklarınız kalpten sevdiklerinizle zorlu ilişkiler yaşıyorsunuz ve asla terk etmek istemiyorsunuz. Çünkü dikenlerine takılmaktansa, onlardaki ve kendinizdeki güzelliğe odaklanmanın gücünü öğrenmeyi seçiyorsunuz.
Bazılarının ise o kadar çok dikeni ve o kadar az goncası vardır ki, çiçek açmalarını beklemek içinizden gelmez. Onları kendi gelişimlerine bırakmayı tercih edersiniz. Bazı ruhların ise tıpkı yaban otları gibi, gelecek gelişiminize yakıt sağlamanın dışında bahçenizde yeri yoktur. Her durumda hepsi size bir katkıda bulunur ve değer sağlarlar, çünkü kim olduğunuzla ve hayatınızda ne istediğinizle ilgili daha fazla şey öğrenmenize yardım ederler.
Titreşimsel karışımınızda kimlerin ve hangi davranışların bulunmasını istediğiniz konusunda dürüst olma izniniz var ve cennetler de bunu teşvik ediyor. Her zaman bir durumu ya da kişiyi terk edemeyebilirsiniz fakat odak noktanızı istenmeyenden çekip görmeyi arzuladığınıza hedefleyebilirsiniz.
Kendi rahatınız için bir başkasını değiştirmenin size düşmediğini zaten biliyorsunuz. Sizin tek göreviniz, tıpkı gül ağacı gibi, kendi çiçeklerinizi büyütmek ve bir bahçıvan gibi nelerin hayatınıza ait olacağına karar vermektir.
Bir gül ağacının herhangi bir parçasını eleştirir misiniz? Eleştirmiyorsanız, o zaman neden bir başkasını ya da kendinizi eleştiresiniz? Gülün dikeni battığında mücadele ve şikayetlerle ortalıkta gezinmiyorsunuz – “Şu çalıyı düşünebiliyor musun? Bana dikenini batırdı! O kim oluyor! Bu ne cüret! Buna hakkı yok! Bu ne $#!$! Şimdi ona nasıl hissettiğimi söyleyeceğim!” Veya ağlamazsınız, kendinize “Ben bunu hak edecek ne yaptım?” demezsiniz. Tepki vermek için birkaç saniyeden fazlasını harcamazsınız. Büyük ihtimalle, “Ay!” dersiniz, parmağınızı geri çekersiniz. Güle odaklanır, dikenleri temizler ya da başka yere gidersiniz.
Bir dahaki sefere birileri size diken sunarsa – bir olumsuz eleştiri, yargı, kabalık, vs. – kendinize “Ay!” diyerek odaklanmanızı başka yere yöneltin. Örneğin içlerinde çiçek açmakta olan güzelliğe odaklanmaya çalışın veya tamamen farklı ve keyif verici bir şeyi odak noktanız yapın. Yaptıklarının nedenini analiz etmekle vaktinizi boşa harcamayın. Yeshua’nın dediği gibi “diğer yanağı çevirin” yani odak noktanızı dikenli davranışlardan içlerindeki iyiye ya da hayatınızdaki bambaşka bir yöne değiştirin. Hayat size ne sunarsa sunsun, kendinizi ayarladığınız dalga boyundan siz sorumlusunuz. Defalarca söylemiş olduğumuz gibi, kendinizi hizaladığınız ne ise, yaşantınızda çoğalacaktır, dolayısıyla kendinizi hangi titreşime hizalayacağınızı bilgece seçin.
Tam şu anda, dünyanızda, pek çok dikenli insan, oldukça fazla dikenli davranışta bulunuyor. Onları kötü ve yanlış olarak yargılamak ya da etiketlemektense, küçük gül ağaçları olarak düşünün. Onlar da büyümeye teşebbüs ediyorlar. Kendilerini korumaya çalışıyorlar. Kendi gerçeklerini bulmaya ve ifade etmeye teşebbüs ediyorlar. Belki korkuyorlar. Belki üzgün, hayal kırıklığına uğramış ya da öfkeliler ve kimse dinlemiyormuş gibi hissediyorlar. Belki terk edilmiş hissediyorlar ve size ve çevrelerindeki yaşama dikenlerini sunarak kendi sevecen doğalarını terk ettiklerini anlayamıyorlar. Belki bunlar henüz onlara henüz rahat gelmeyen sınırlar. Belki de dikenli olan sizsiniz?
Yeryüzünüzde herkes gelişiyor – umarız dikenlerin ötesine, ışığa doğru uzanarak çiçek açmaya. Herkes kendilerinin bütününü yansıtan en güzel ifadelerine doğru büyüyor, ister yavaş, ister hızlı, o goncayı şimdi görün ya da görmeyin.
İşte böylece, dikenlerin arasında yolunu bulan, ölü dalları budayan, yaban otlarını bitkilerin çiçek açmasını destekleyecek gübre için ayıran bir bahçıvan gibi anlayın, hayatınızın bahçesinde nelerin büyüyeceğine karar veren sizsiniz. Güllere mi, dikenlere mi odaklanacağınıza dair karar size ait. Özgürlüğünüz ve mutluluğunuz bu seçeneğin sadece ve sadece kendinize ait olduğunu bilmekte yatıyor.
Sizleri çok seviyoruz.
Melekler
Ann Albers’a ve Meleklere bu mesaj için çok teşekkürler. (www.VisionsofHeaven.com)
YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Telif Hakkı©2023 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2023 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/
Ne güzel bir anlatım.
BeğenLiked by 2 people
🙏🙏🙏🙏🙏
BeğenLiked by 2 people
Benim için farkındalık sağlayan en önemli şey, hisleri görsel olarak imgelediğim paylaşımlar, okuduklarım, izlediklerim. Bu yazı öyle güzel farkındalık sağladı ki.. Emeğinize, ilminiz, bilginize sağlık.
BeğenLiked by 1 kişi
Bu sevgi dolu yazı için çok teşekkür ederim..
BeğenLiked by 1 kişi
Etrafımdaki insanları gül ağaçları olarak görmek… Uzun zamandır hep denediğim bir şeydi 🙂
BeğenLiked by 1 kişi