Sevgili Bilge Baykuşlar, 28 Mart akşamı Terazi’de dev bir dolunayımız var, “ben-biz” ekseninde. Dünkü Arkturus mesajından da anlayacağınız gibi, ilişkiler konusuna geri döndük. Hayatımızdaki en önemli iki konudan biri, diğeri ise elbette fiziksel sağlığımız.
Bugün bu alana çok daha dünyevi bir bakış açısından bakacağız. Hatta ilk birkaç cümlede dedikodu gibi bile gelebilir! Ama değil. Bu hafta okuduğum Cheryl Richardson blog paylaşımı sanki neredeyse iki yıldan fazladır iletilen “grup düşüncesinden özgün düşünceye geçişin” vurgulandığı Brenda Hoffman ve Arkturus mesajlarını, astrolojinin söylediklerini almış ve bu fiziksel dünyaya getirmiş gibi hissettim. Öyle hissedince de sizlerle paylaşmasam olmaz! Dolunay enerjilerinin detayına ise bir sonraki yazıda bakacağız.
Cheryl Richardson, dünya çapında bir yaşam koçu ve öz-bakım diye bir şey neredeyse hiç duyulmamışken bunu savunan bir yazar. (cherylrichardson.com) Okuyalım:
Kraliyet Kabilesinin Bize Öğrettikleri
Geçen hafta Oprah Winfrey’in Prens Harry ve Meghan Markle ile olan röportajını seyrettim. Böyle bir niyetim yoktu ama kablo televizyonu olmayan bir arkadaşım bizim televizyonda seyretmek isteyince, memnuniyetle kabul ettim, böylece birlikte vakit geçirmenin keyfini yaşayabilecektik.
Hiç beklemezdim ama röportaj bütün bir hafta aklımda kaldı. Prens Harry, Meghan ve Kraliyet Ailesiyle ilgili çok çeşitli düşünce ve yorum olsa da, ben böyle şeylere karışmam. Hayatımın bir kısmını toplumun gözü önünde yaşamış olduğum için, televizyon ya da sosyal medyada gördüğüm herhangi biri hakkında varsayımlar yapmayacak kadar deneyimliyim çünkü asla hikâyenin (veya gerçeğin) tamamını bilmediğimizi biliyorum.
Ama beni bu röportajla ilgili etkileyen şey onun sembolik niteliğiydi. Bir kabile içinde var olmanın anlamı ve onu terk ettiğinizde neler olduğu konusunda bir kozmik manzara sunması.
“Kabile” dediğimde, itibarını korumak ya da iyi ilişkiler içinde olmak için kurallar ve yönlendirmelere uyulması zorunlu olunan bir grup ya da sistemden bahsediyorum. Bu örneğin bir aile olabilir, bir işyeri, bir eğitim kurumu, siyasi parti, kulüp ya da dini bir organizasyon olabilir.
Kurallar çok berrak olabilir – her ay gel, üyelik ücretini öde, belli tarih ve saatlere uy, etik kurallara saygı göster, vs. Veya kurallar gizli kapaklı olabilir – suiistimalden, tacizden bahsetme, asla en baştakini (patronu, reisi, başkanı, vs.) sorgulama, ne pahasına olursa olsun huzuru koru.
Psikolojik olarak gelişip olgunlaşırken, bazı kabilelerimizle ilişkilerimizi sorgulamaya başlamamız hiç de sıra dışı değildir. Örneğin değerlerimiz değişmiş olabilir ve aynı arkadaş gurubuyla vakit geçirirken eskisi gibi rahat hissetmeyebiliriz. Veya bir terapiye yaptığımız yatırım bize pozisyonunu kötüye kullanan bir patronla çalıştığımız işyerini terk etme zamanının geldiğini anlama cesaretini ve özgüveni vermiş olabilir. Çünkü biliriz, saygıyla ve onurlu davranılmaya layığız.
Gelişimimizi desteklemeyen, düşünce özgürlüğümüzün olmadığı ya da otorite ve kuralları sorgulamamıza izin verilmeyen bir sistemdeysek, umarım geliştiğimiz insan olabilmek için veda etme ihtiyacımızı tanıdığımız noktaya ulaşırız. Bu da gelişimin bir sonraki evresinin başlangıcıdır.
Röportajın gelişimini seyrederken, evrimsel süreci fark ettim.
- Kuralların artık işe yaramadığını tanımak;
- Kabilede kalmayı umarak otoriteyle açıkça konuşmaya teşebbüs etmek;
- Sisteme karşı gelme korkusuyla yüzleşme kararı;
- Ve en nihayetinde tehlike anlamına geldiğini bilmemize rağmen, yeni bir yöne gitmek için ısrar eden iç baskıya teslim olmak.
“Aileyi” terk etmek yaşamı tehlikeye atıyormuşsunuz gibi hissettirebilir. Fakat bir noktada, odadaki fil giderek büyüdüğünde ve kaçınılmaz olduğunda, artık sessizliğe tahammül edilemez. Tam bu noktada kendimizi gerçek ve efsane arasındaki kavşakta buluruz ve eğer yeterince uyanmış ve farkındaysak, hangi yolun seçilmesi gerektiğini biliriz.
İşte o anda cesareti bulmak için derinlere inmeye ve kişisel gelişimimizi desteklemeyi isteyenlerin yardımlarına güvenmeye ihtiyacımız vardır. Sonuçta, bir kabileden çıkmaya karar veren kişinin üzerinde büyük baskı yapılır (işte bu yüzden çoğumuz gerekenden çok uzun süre kabilede kalırız.) Bir seviyede, kararımızın diğer üyelerin de isyanını kaçınılmaz kılacağını biliriz: Suçlama, utandırma, sözlü taciz ve son olarak kesin uzaklaştırma.
Peki bunun sizinle ya da benimle ne alakası var? Salgın hastalık pek çoklarımızı hayatımızı tanımlayan kabilelerden uzaklaştırdı – okullar, işler, aileler, inanç grupları, arkadaş grupları ve hatta birlikte olamadığımız bazı aile fertleri. Ve bu durum sıkıntılı olsa da, bazılarına belli grupları yeniden değerlendirme fırsatı verdi. Bir zamanlar verdiği enerjiyi vermeyen ya da gelişimimizi aksatan bir sisteme ara vermek, şifalanma ve cesaret yaratmak üzere alan tanıdı.
Dünya açılırken, ait olduğunuz kabilelere dikkatle bakmak ve şimdi olduğunuz insana yardım edip etmediğini değerlendirmeye almak bilgece bir öz-bakım hareketi olacaktır. Bunu yaparken, belki işinizden, gönüllü aktivitelerinizden, inanç gruplarınızdan ya da hatta evliliğinizden ayrılmanın vaktinin geldiğini keşfedebilirsiniz. Kendinize karşı dürüst olun ve çıkışınızı planlarken ihtiyaç duyacağınız desteği alın. Bu, beklemiş olduğunuz kurtuluş olabilir.
Sevgilerle,
Cheryl
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Telif Hakkı©2021 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2021 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/
Bu kadar sarsıcı ve destekleyici bir güç olduğunuz için teşekkürler. Mesajların eşzamanlılığı büyüleyici.
BeğenLiked by 2 people
❤
BeğenLiked by 1 kişi
Güzel yüreginin takip ettigi kanalliklara ve seninle ayni frekansta olup, bu muhtesem silkelenmeyi okumak icin burda oldugumla mutluyum..iyi ki varsin MorAlev
BeğenLiked by 2 people
❤
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkurler.🌼Tam da ışimle ilgili boyle bir karar alip hayata gecirmişken , bu mesajıniz* doğru karar* dememi sağladi.Sizi sevgiyle takip ediyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev,
Carpici, destekleyici bu mesaj hala daha golgelerde beslenen yalnizlik korkuma bir kez daha bakma ihtiyacima isaret etti, tesekkur ederim. Ayrica yazarin iletisim bicimini cok berrak buldum. 🙏
BeğenLiked by 1 kişi
Aile kabilesi en zor terkedis 😅 Kendimi kotu hissetmeye zorlar gibiydim. Bu yazi tam zamaninda yetisip kararimin dogrulugunu gosterdi👏🏻
Seninle ayni frekansta yukselmek en buyuk mucize Mor alev 💙
BeğenLiked by 2 people
“Fakat bir noktada, odadaki fil giderek büyüdüğünde ve kaçınılmaz olduğunda, artık sessizliğe tahammül edilemez.“ cümlesini okuyunca çok etkilendim çünkü daha dün okuduğum çocuk kitabı peter carnavas’ın “Fil” idi. Babasının depresyonunu büyüyen bir fil olarak gören bir kız çocuğu. 🙂 çok dokunaklıydı.
BeğenLiked by 2 people