2020 Yengeç Dolunayı – Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

2020 bir Yengeç Dolunayı ile başlamıştı ve 30 Aralık sabah saat 06.28’de (İst.) gerçekleşen Yengeç Dolunayı ile bitiyor. Yılın başındaki dolunay ve ay tutulmasının başlığı ise “Bildiğimizi Düşündüğümüz Dünya Çoktan Sona Erdi” ifadesiydi. Bazen dönüp okuyunca insan gerçek anlamı çok daha iyi anlıyor

Yılın son dolunayı o “sona eren dünya” için  nostaljiye kapıldığımız, duyguların denizinde çalkandığımız bir dönem olabilir. Geçmişle gelecek arasında tuhaf bir köprüde takılıp kalmış gibiyiz. Nereye gidiyoruz? Yuvamız neresi? Fiziksel evimize kapanıp kalmışken burası gerçekten ev mi? 

Aynı şey şu anda güneşin ayın karşısında durduğu Oğlak’ın yöneticisi Satürn için de geçerli. Ev neresi? Oğlak mı, eş yöneticisi olduğu Kova mı? Kova’da rahat mı? Oğlak’taki yıkımdan sonra o da yeni evinde Jüpiter’le geleceği getirmeye koyulurken, yeni dünya kuralları nasıl ve kimler tarafından yazılacak?

Sanki her şey havada. Eskiden kesin olarak gördüklerimizin hiç de kesin olmadığını öğrendiğimiz bu yılın sonunda, alışılmış düşünce ve inançlar ya inceleniyor, ya da kapı dışarı edildiler bile. Geçmişin hayaletleri ise Venüs güney düğümüyle birleşirken peşimizde. Mutlu günler ve o kadar da mutlu olmayanlar. Hepsi birbirine karışırken, ne kadarı gerçek, ne kadarı bizim uydurmamız? Hangilerine ne anlamlar yükledik ve hangilerinden ne anlamlar çaldık?

Yengeç, anneyi, çocuğu, yuvayı, duygularımızı, dişiliğimizi, çocukluğumuzu ve bilinçaltımızı barındırıyor. Ay burada çok rahat, duyguları büyüttükçe büyütüyor. Yaralar da karedeki Chiron sayesinde iyiden iyiye göze çarpıyor. Bundan sonra nasıl rahat ve korunaklı bir yuva hissimiz olabilir? Kendimizi anne kucağındaki bir küçük çocuk gibi güvende hissedeceğimiz bir an daha olacak mı?

Ayın Sabian  sembolü “Balığı tutabilmek için suya uzanan minik çıplak kız çocuğu”

Bu sembol saflık ve masumiyetle meraklanmamızı anlatıyor. Hiçbir önyargı olmadan, karşımıza neyin çıkacağına ait bir varsayımda bulunmadan sadece merakla ve keşfetme arzusuyla hedefe uzandığımız günleri düşünün. Korku yok. Kılıf yok. Bu benim elim. Bu benim annem. Annemin kokusu başka. Aynada gördüğümüzün kendimiz olduğunu anladığımız günler. Belki emekliyor belki de yürümeyi yeni öğreniyorduk. Hayata güven, kendimize güven. Yaşam deneyimine tamamen açık. Çıplak. Kırılgan. Ve her şey değerli. Umurumuzda değil en pahalı oyuncak, kırık bir düğme ya da tencere kapağıyla oynamak. 

Bir yerlerde bu merakı, hayatı kucaklama arzusunu gerilerde bıraktık. Ciddiyetin, kapanmanın daha önemli olduğuna inandık. Korkmanın hayati önem taşıdığına karar verdik. Bununla beraber en hassas, en yaratıcı parçalarımız da arkada kaldı. Rollerimizi birer kostüm gibi giydik, onları kendimiz sandık ve kırılgan çocuğu içeriye hapsettik. Neşe-keyif-coşkudan, yeniyi keşfetmekten ürker olduk. 

Bu senenin enerjisi bizleri adım adım soyarak çıplak bıraktı. Roller darmadağın oldu. Kostümler, hem mecazi hem de fiziksel kostümler, takım elbiseler dolap köşelerinde tozlanmaya bırakıldı. Kitlesel olarak kralların da çıplak olduğunu itiraf etmek zorunda kaldık. Eski varsayımlar, “ben bilirim” yaklaşımları, şartlanmalarla oluşmuş gelecek planları havada toz olup uçuştu. 

Bu sembol bizleri eski keşif ruhumuza geri çağırıyor. 21 Aralık’taki yeniden doğumdan sonra ne kadar yerinde bir enerji. 

Hiçbir şey bilmiyoruz. Ne olacak, nasıl olacak bilmiyoruz. Bırakın geleceği, şu anda olanlara bile hâkim değiliz. Kırılganız evet. Ama ne olmuş! Zaten hepsi bir yanılsama değil miydi? Zaten hiçbir şey bilmiyorduk ki! Gözlerimizi kapatmış, biliyor gibi yapıyorduk. Cehaletimizi kabul etmemiz için milyarlarca insanın bir virüsle mücadeleye girmesi ve resmi rakamlara göre bugüne kadar 1.8 milyon insanın hayatını kaybetmesi gerekti. 

Burası sıfır noktası. Yeniden meraklanmalı, yeniden öğrenmeliyiz. Yaşamak nedir? İlişkilerimiz ne anlama gelir? Doğa nedir? Neden bu bedendeyiz? Bu dünyaya nasıl hizmet edebiliriz? 

Yanıtları arayabilmek için eski çok bilmişliğimize veda ettiğimiz bir dolunay bu. Bırakın gitsinler. Eski katı kurallar, bizi birbirimize düşüren korkular, tabiatla verilen savaş. Yenildik. Bitti. Ektiğimizi biçtik. Geçmişin yasını derinden hissedeceğimiz kesin. Bırakın duygular aksın. Bırakın hayal kırıklıkları, öfkeler, pişmanlıklar, çaresizlikler dalgalarla yıkanıp gitsin. 

Kendinize bir-iki gün izin verin. Sonra bir sabah Yengeç’in duygu dalgalarının geri çekildiğini hissedeceksiniz. Bu sefer gerçekten bitti diyeceksiniz. İşte o anda masumiyet de geri geldi. Bağışlanacak bir şey yok. Bağışlayacak kimse yok. Özgürsünüz ve her şey yepyeni.

Karşıdaki güneş ise  “Elinde harp taşıyan melek” sembolünde.

Güneş de aynı dolunay gibi ışığıyla saflık ve masumiyeti aydınlatıyor. Bu sembol bize ilham almayı, İlahi olandan gelen yumuşak müziği, yüksek benliğimizin, ışık varlıklarının kulaklarımıza fısıldamasını anlatıyor. Bu fısıltılar belki gördüğünüz bir resimde, belki gökyüzünde bulutlarda, belki bir kitapta, belki de meditasyonlarınız ya da gün içinde herhangi bir olağan işinizde saklı. Burada önemli olan fısıltıları duyduğunuzda artık klasikleşen “bu sevgi gibi mi?” sorusunu sormak. O zaman gerçek ilhamı ve aydınlanmayı küçük benliğimizin oyunlarından ayırabiliriz. 

Bu sembolü yorumlarken Dane Rudhyar diyor ki; “Bu resim en sade haliyle cennetin içimizde olduğunu söyler. Tek ihtiyacımız olan açık olmak ve hayatın armonisini dinlemektir. O armonide bizlerin de son derece gerekli bir rolü var. Bunu yapabilmek için, ayrıştırıcı ego-bilincimizi kıyıda bırakmalı ve evrensel nehrin akışına kendimizi teslim etmeliyiz. Bu sembol, evrensel yaşamın ritmine kendimizi uyumlamamızı anlatır. Böylece, her bir hayat durumunun, yaşam şartının ruhani anlamı ve amacı açığa çıkar.”

Bu dolunayın sunduğu enerji eğer kabul edersek;  büyük ve son bir arınmayla evrensel yaşamın ritmine uyumlanmamız, en derin benliğimizdeki hayat sevgisini, yaşama coşkusunu ve öğrenme arzusunu yeniden canlandırmamıza yardım edecektir. Anahtarımız ise “KABUL ETMEK” ya da bir diğer deyişle “TESLİMİYET.”

Kelly Beard , (karmictools.com) bu dolunayla ilgili şu yorumu yapmış: 

“Bu korkularınızı, güvensizliklerinizi, geçmişle (geçmiş insanlar, yerler ve şartlar) olan bağlarınızı salıvereceğiniz bir dolunay. Lütfen elinizden geleni yapın çünkü bunu başarmak için her şekilde destekleniyorsunuz. Kendimize ve gezegenimize bakmak için bilinçli olarak yeni yollar geliştirmeliyiz. Hepimiz “Anne”nin ne olduğuna dair sosyal/kolektif fikir ve tanımlarımızda bir tekrar düzenlemeye ve tanımlamaya gitmeliyiz. Anne hepimizin dünyaya geldiği “portal” ve sonunda döneceği yerdir. Hatırlayın acının temel kaynağı unutmaktır. Eş-yaratıcılar olduğumuzu, Sonsuz Kaynağa bağlı olduğumuzu unutuyoruz, minnet duymayı unutuyoruz. Ve hatırladığımızda sıkıntılar, acılar şükür uygulamalarıyla adım adım azalıyor. Önümüzdeki sene doğamızın “hisseden” (kadın ve erkeklerdeki Kutsal Dişi) parçası daha önce hiç olmadığı kadar yol gösterecek ve kendi hisseden, hassas doğanızla etkin bir şekilde bağlantıda olmanız büyük önem taşıyor. Bu da şu anlama gelir, sezgilerini dinlemek, ruh hali değişikliklerinizin mesajlarını almak. Ruh halinizdeki değişimler sizi yaptığınızdan alıkoymak ya da zayıflatmak amacı taşımaz, onun yerine bilinçli zihninizin farkında olamayabileceği ya da başa çıkamayabileceği şeyleri işaret eder.”

Yeni yıla giriyoruz. Her yılbaşında kendimize yeni yıl hedefleri seçeriz, hangi dağlara tırmanacağımıza karar veririz. Son derece Oğlak bir gelenek. Tabii ilk bir ayda çok karar bozulur. Hiç de Oğlak değil! Çünkü zamanlama enerjiye değil, bizim uydurduğumuz bir takvime bağlı. Ardından gelen kendini hayal kırıklığına uğratmış olma hissi de negatif ikramiye gibi. 

Bilge Baykuşlar, bu sene kendinize hedef seçmeyin demiyorum. Lütfen seçin. Ama bu sene gerçekten istediğiniz, şartlandırılma değil, kalbinizden geçen hedefi seçin. Bu konuda bu dolunay çok yardım edecektir. Hedefler 31 Aralık gecesi hazır olmak zorunda değil. Bence bir sonraki yeni aya kadar karar vaktiniz var. Oğlak yeni ayı. İki hafta verin kendinize. Geçmişi bıraktığımda ben kimim? Kalbim ne istiyor? Neşe-keyif-coşkum nerede? Bir yenidoğan olsam hayatımı nasıl sıfırdan şekillendirirdim?

Geçmişi, pişmanlıkları geride bıraktığınız, masumiyetinizi gördüğünüz, merakın, keşfetme arzusunun ve yaşama sevincinin herkes tarafından kucaklandığı bir dolunay dönemi diliyorum. 

©Mor Alev 2020


En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com

12 comments

  1. Sevgili Mor Alev,
    Bunu daha bircok dolunay/yeniay yazinda demisimdir ama suan yine “okudugum en guzel dolunay yazisiydi” dedim, cogu cumle tam kalbime dokunup gozlerimi sefkatle yasartti. Yine birebir bireysel dönüsümümü, oldugum asamayi yengec sicakligiyla ve senin bilgeliginle okumus oldum. Cok tesekkur ederim, varligina bin sukur ki gunes sistemimizle bu kadar senkronize gittigimi bilemeseydim kritik asamalarda cok fazla tereddut olurdu ve kaybolmak ihtimali cok artardi. Varligin, isigin, rehberligin en guzel hediye, ozellikle 2020yi blogla ve seninle el ele gecirmis olmak bir lutuftu, iyi ki varsin iyi ki iyi ki! Muhtesem bir dolunay gunu, 2020yi actigimiz gibi yine yengecte dolunayla bitirmemizden durup durup etkileniyorum. Cok duygusal vr cok yorucu bir gunun ardindan annesine kavusan bir cocuk gibi hissediyorum bu yilin ardindan bu dolunayda: o anne bir tanrica, bilinmezliklerle dolu, cok guclu, gizemliligine asik eden, sevgiyi ögreten, o cocuksu merakimiza bizi besleyen yasam atesini ekleyen, bizi kocaman kollariyla kucaklayan, Kutsal disi enerjinin, hayat verenin ta kendisi.
    Hepimize; hakikate uyandigimiz, bilincsizligi ve getirdigi otomatikligi hayatimizin her alanindan sildigimiz, tum bunlari yapacak fiziksel ve ruhani enerjiyi tum hucrelerimize doldurdugumuz capcanli bi yil dilerim, tipki cocuklardaki yasama sevinciyle doldugumuz bir yil olsun! Sevgilerimle.

    Liked by 3 people

  2. Büyük ve son bir arınmayla evrensel yaşamın ritmine uyumlanmayı en derin benliğimdeki hayat sevgisini, yaşama coşkusunu ve öğrenme arzusunu yeniden canlandırmayı diliyor ve kabul ediyorum:)

    Musmutlu yıllar ve ANlar OLsun.

    Liked by 1 kişi

  3. Dün gece ‘Soul’ diye bir animasyon izledim, tam da bunu vurguladı, yenidoğan olsan nasıl başlarsın,şu an ki sen olur musun, teşekkürler.

    Liked by 1 kişi

  4. Bugün kızım ilk adımlarını attı, gözlerim dolu ve müthiş bir mutluluk hissi yaşadım, neşe, keyif ve çoşku hepsi bir arada 🙂 üzerine de dolunay yazınızı okuyunca sevincim ve heyecanım ikiye katlandı. Bebek adımlarının merakını ve heyecanını yaşadığımız yeni bir yıl ve yeni cesur bir dünya diliyorum hepimize sevgili mor alev 💜

    Liked by 2 people

  5. Bu dolunayda geçmişin tüm yüklerinden arınmaya en yüksek versiyonum ol’maya özümle bütünleşmeye ve bu yolculuğu neşe keyif coşku ile yapmayı tüm kalbimle diliyorum ve oyle de oldu şükürler olsun 🙏❤

    Liked by 1 kişi

  6. Mutlu Yıllar Sevgili Mor Alev, Sevgili Blog Hamileri ve Bizler🙏🏻🌟☀💜♾💐

    Şimdi yeniden doğuş zamanı, ister sıfırdan ister küllerimizden seçim BİZ e ait🌟🙏🏻♾

    Feray R.

    Liked by 1 kişi

  7. Kalpten teşekkürüm var 🙏🏼♥️en zor zamanlarda güç aldığım kaynaklardan biri oldunuz🙏🏼 moralev ve burda buluştuğumuz herkesle kalpten, fizik beden ötesinde farklı bir boyuttan bir kabile oluşturduğumuzu görüyorum. Herbirinize; varlığınız benim için o kadar kıymetli ki! herbirinizin yorumu ayrı dokunuyor ve diyorum ki;iyilikte var🙏🏼 böyle güzel ruhlarda var🙏🏼Hepimiz için dileğim; sevgiyle sarılıp sarmalanalım ,şefkat ve nezaketle karşılayıp karşılanalım, önünüze çıkan herşeye kalp bilgisiyle yaklaşarak keşfin keyfine daldığımız neşeli yepyeni bir yıl olsun 🙏🏼🪄💫 sihir biziz 🎊♥️

    Liked by 1 kişi

  8. Sevgili Mor Alev. Dolunay muhteşem yazı muhteşem. Rehberliginize sonsuz tsk.. Neden bunları yaşıyorum dediğimde hep yanıtlarınız rehber oldu. Sizin ve blog okuyucusu herkesin yeni yılda neşe keyif ve coşkuyla akmasını dilerim. Mutlu yillar😍😋

    Liked by 1 kişi

  9. Merhaba mor alev ,Dünyanızı değiştirin başlıklı yazınızdan sonra hayatım değişmişti. Şimdilerde ise o yaşam amacıma uygun olanla yapmak istediklerimi planlıyor ve hayata geçiriyorum. Bir gün gelmekte olan enerji geldiğinde ve yapmak istediklerim kendini dış gerceklikte gösterdiğinde ,öğün mor alev tüm dünyayı aydınlatacak. Herşey için teşekkürler . En güzel geleceğe en guzel yeni yıllar …

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.