Sevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz.
Bu yaşadığınız ne kadar mucizevi zamanlar! Her şey açığa çıkıyor, gündeme yerleşiyor. İçinize dönüyor, duygularınızın envanterini alıyorsunuz. Hayatınızın envanterini çıkarıyorsunuz. Kim olduğunuz, hayatınızda ne istediğiniz ve istemediğiniz hakkında berraklaşıyorsunuz. Diğer herkes de öyle.
Muazzam bir büyüme ve gelişme var, daha önce hiç olmadığı şekilde. Tecrit zamanında cennetlere tsunami dalgaları gibi arzular yolladınız. “Evet! Bunda hep birlikteyiz!” “Evet! Tabiat Anayı berrak ve saf görmeyi çok istiyoruz!” “Evet, güvende, sağlıklı, mutlu ve bağlantıda olmayı istiyoruz!” “Evet! Hayata daha önce hiç olmadığı gibi dönüyoruz, tamamen yepyeni bir varoluş haliyle dünyaya yeniden kendimizi göstermek istiyoruz” “Yaşamak istiyoruz! Nefes almak istiyoruz! Birliğimizi deneyimlemek istiyoruz!”
O zaman sevgili dostlarımız, ışık her zaman yapma eğiliminde olduğu gibi, karanlık alanları gösterdi. “Hep birlikte olma” arzusu, birlikte olmadığınız bütün alanların açığa çıkışını tetikledi. Yüzyıllarca irin toplamış olan ayrımlar yüzeye çıkıyor. İnsanlar kim oldukları, ne istedikleri ve neye inandıkları konularında berraklaşırken, anlaşmazlıklar giderek daha fazla alevleniyor. Sinirler yanıyor.
Sevmek çok daha basit, insanlar bunu sizin için kolay yaptığında. Bunu kolaylaştırmayanları sevmek ise sebat ve cesaret ister. Biz gerçekte asla diğer bir insana öfkelenmediğinizi öne sürüyoruz. Aksine, eğer dürüst olursanız – gerçekten, derinden dürüst olursanız – göreceksiniz, öfkeleniyorsunuz çünkü, diğer insan onu sevmenizi zorlaştırıyor. Veya bazı durumlarda, kendinizi sevmenizi zorlaştırdıklarını hissediyorsunuz. Bu sizi ya çileden çıkarıyor, ya da çok üzüyor. Sevebilme ve sevilebilir hissetme gücünüzü bırakmayı istemiyorsunuz. Derinlerde bir yerde biliyorsunuz, o size ait ve sadece sizin.
Sizden şunu düşünmenizi rica ediyoruz. Sizinle hemfikir olmayan birisini sevmek neden bu kadar zordur? Bir arkadaşınızla açık büfeden tatlı alıp almaması konusunda devasa bir çatışmaya girmezsiniz ama bazılarınız neredeyse kendinizi duygusal ölüme yaklaştırana dek siyaset, maskeler veya eşitsizliklerin nasıl düzeltileceği konularında tartışıyorsunuz. Kalplerinizi görüyoruz, sevgililer. En derin gerçeğinizde sevmeyi istiyorsunuz. Fikirler paylaşmak istiyorsunuz. Fikir ve ideallerin çeşitliliğini istiyorsunuz çünkü onları temel alarak çok daha iyi, hayranlık uyandıran bir dünya yaratabilirsiniz. “Benim yolum”, “senin yolun” diye ısrar etmeden ama kendinizi sizinle kimin ve neyin eş-titreşimde olduğuna göre düzenleyerek ve tüm fikirlerin en iyilerini alıp birlikte çok daha büyük bir şey yaratarak.
Neden sizin için aynı fikirde olmayan birini sevmek bu kadar zordur? Çünkü çoğu zaman sevgili dostlar, onlardan korkarsınız, fikirlerinden korkarsınız. Onların inandıkları şeyin işe yaramayacağına, hayatınızı veya hayat tarzınızı tehlikeye atacağına inanarak korkuya düşersiniz. Sağlığınızı tehlikeye atacağından, mali durumunuzda hiç hoş olmayan bir çöküntü yapacağından, değer verdiğiniz birisini inciteceğinden veya kendilerini inciteceklerinden korkarsınız. Gerçekte sevilebilir olmadığınızdan, değersiz olduğunuzdan veya kusurlu olduğunuzdan korkarsınız, çünkü sizi veya fikirlerinizi onaylamamaktadırlar. Ve bu liste devam eder de eder. Korku hissettiğinizde, sevmeniz zorlaşır ve başka hiçbir şey sizi kendi özünüzden yani sevgiden kopuk olmaktan daha kötü hissettiremez.
O zaman, birine karşı öfke hissettiğinizde, bu konuda farklı düşünmeyi deneyin. Kendinize şöyle demeyi deneyin, “Bu kişiye öfkeliyim çünkü _______dan korkuyorum. _______ dan korktuğumda sevmem zorlaşıyor. Ben gerçekten sevmek istiyorum. Gerçekten güvende hissetmek istiyorum. Gerçekten özümle bağlantıda olmayı istiyorum. Gerçekten kendimi sevmek istiyorum. Değerli, sevilesi ve doğru hissetmek istiyorum, en azından kendim için. Kaynağımla bağlı olduğumu hissetmek istiyorum. Gerçekte olduğum kişi olmak ve evrendeki tek gerçek güce bağlantımı ve ona olan inancımı hissetmek istiyorum.”
Sonra sevgililer, kalbinizde bu gerçek olgunlaştığında, sevgiyle bağlantıya geçmeye başlayın. Tartışmayı bırakıp gidin veya hemfikir olmama konusunda hemfikir olun. Anlamaya çalışın veya onların görüşlerine dayanamıyorsanız, basitçe deyin ki; “Özür dilerim. Nasıl istersen öyle düşünme hakkın olduğunu biliyorum ve bu düşünce senin için doğru. Ama aynı hakka ben de sahibim ve görüşlerimiz birbirine uyuşmuyor. Buna rağmen seni seviyorum. Umarım farklılıklarımıza rağmen beni sevebilirsin. İkimiz de iyi insanlarız. İkimiz de huzurlu, mutlu hayatlar istiyoruz ve bunun nasıl görünebileceği konusunda farklı fikirlerimiz var. Eminim, seninkiler senin için, benimkiler benim için doğrudur.”
Eğer böyle davranıp, böyle konuşsanız, sizinle mücadele etmek isteyenlerin size kesinlikle aklınızı kaçırmışsınız gibi bakacağı doğrudur. Ama aslolan şu ki, siz böyle yapınca kendiniz gibi hissedersiniz ve tek ihtiyacınız da budur!
Anlaşmaya çalışmayı durdurun. Onun yerine anlamaya çalışın.
Diğer taraftan, birisi öfkesini sizden çıkarıyorsa, onlara bakın ve basitçe deyin ki, “Ah! Bu can yakıyor. Benimle nazikçe konuşulmasını tercih ediyorum, onun için başka zaman konuşuruz”, ve bırakıp gidin. Ya da telefonu kapatın. Sessiz kalamıyorsanız, durumu terk edin. Belki onlar da kendilerine hâkim olamıyorlardır. O kadar büyük bir acı ve korku içinde olabilirler ki, bilinçaltları sevecen düşünme becerilerine el koymuştur. Bu sizinle ilgili değil sevgililer. Kendi korkularını gösteriyorlar. Siz diğerleri yapamadığında da kendinize iyi ve nazik davranın. Başkaları sizinle hemfikir olamadığında siz olun. Diğerleri sevemediğinde, kendinizi siz sevin.
Öz-sevgi alanındayken, öfkelerini size yöneltenler gülünesi öfke nöbetleri geçiren ufak çocuklara benzeyecekler ve sizinle ilgili sözcükleri sizin için hiçbir anlam taşımayacak.
Hatırlayın, herhangi birinizin sahip olduğu en büyük özgürlük, size neşe-keyif-coşku veren düşünceleri düşünme, size sevgi gibi gelen hisleri hissetme ve böylece İlahi olana uyumlanarak o enerjide gerçekte neye hizalıysanız onu alma, akışına izin verme ve deneyimleme özgürlüğüdür!
Bu şekilde yaratma özgürlüğünüz, başka kimsenin onayına bağlı değildir. Evrenleri yaratan güç içinizde yaşıyor. O sevgiyle uyuma geçtiğinizde tüm hayallerinizin özünün gerçekleşmesi için kimsenin sizinle hemfikir olmasına ihtiyaç kalmaz. Sevgiyi seçin. Neşe-keyif-coşkuyu seçin. Üzgün, öfkeli veya sarsılmış hissettiğinizde bulabileceğiniz herhangi bir daha iyi hissi seçin.
Ufak ufak seçin, böylece zihninizi sizi gerçekten iyi hissettiren düşüncelere doğru hareket ettirirsiniz. Ve bunu yaptığınız sırada sevgili dostlar, kimin sizinle hemfikir olup olmadığı, hangi siyasetçinin başta olduğu, kimin maske takıp takmadığı, mali durumunuzun veya sağlığınızın nasıl olduğu, desteğe ya da sevecen bir eşe veya felaket bir eski eşe sahip olup olmadığınız, bunların hiçbiri ama hiçbiri önemli değildir, çünkü siz tüm yaratılışın Kaynağına uyumlanıyorsunuz!
Sevgililer, Yaratan’ın verdiği gücünüze sahip çıkın ve kendi düşüncelerinizi seçme özgürlüğünüzü kullanın!
Sevgi sizin doğanızdır. Siz bu sözcükleri okurken bile, size can soluyan sevgidir. Sevgi daha iyi hissettirir. Sevgi her zaman yumuş yumuş bir his olmayabilir, çünkü bazen en basitinden kibar olma seçeneğidir. Sevgi her zaman “beğen” tıklamak değildir, fakat katılmasanız bile fikirlerin çeşitliliğini onurlandırabilirsiniz. Sevgi, sevgili dostlar, der ki; “Ben tüm şeyler ve varlıklarda bulunurum. Asla hep aynı olmayı niyet etmedim. Asla diğer herkesle tamamen aynı düşünmeyi niyet etmedim. Ben çeşitliliğimde, aynılıktan çok daha fazlayım.”
Tıpkı bedeninizdeki hücrelerin çok çeşitli ama uyumlu bir nüfus olması gibi, tıpkı belli bir eko sistemde uyumla yaşayan ağaçlar ve hayvanların çeşitliliği gibi, siz ruhlar, insan ırkının bedenindeki hücrelersiniz, asla diğer herkesle aynı fikirde olmak için tasarlanmadınız. Aksine, kendiniz olmak, sevgiyle hizalanırken kendi fikir ve ideallerinizi onurlandırmak için tasarlandınız. Ve o gerçeklikte, yaratılışın geri kalanıyla uyum içinde dans etmeye yönlendirileceksiniz.
Bir başkasıyla aynı fikirde olmadığınız veya onlar sizinle aynı fikirde olmadığı bir sonraki zamanda, kendinize hatırlatın. Ben sevgiyi tercih ediyorum. Daha iyi hissettiriyor. Aynı fikirde olmama konusunda hemfikirim. Korkuya ihtiyacım yok, “ölümün gölgesindeki vadide yürüsem de, kötüden korkmayacağım, çünkü sen benimlesin.” Yaratan çevrenizde ve içinizde sevgililer. Korkuya ihtiyacınız yok, dolayısıyla çatışmaya da ihtiyacınız yok. Ve sonra (rahatlatıcı derin bir nefesle) sevmeye özgürsünüz.
Sizleri çok seviyoruz
Melekler
Ann Albers ve Meleklere çok teşekkürler. (visionsofheaven.com)
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
YENİ! En son nöroplastisite yöntemleriyle hayatınızı akışa açmak, alma-verme dengesini kurmak, kısır döngüleri sona erdirmek ve bolluğa “evet!” demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
2019 Haziran’da YENİ! SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Teşekürler moralev
BeğenLiked by 1 kişi
Namaste ❤
BeğenLiked by 3 people
Bu birebir benimle konuşan bir mesaj oldu o kadar iyi geldiki her kelimesi için şükürler olsun Öyle büyük bir ikilemde ve kafa karışıklığımda cevap oldu ilaç oldu nasıl ifade ederim bilmiyorum.kesinlikle yalnız değiliz duyuluyoruz seviliyoruz ve gerçekten yardım var bu yorumu göz yaşları içinde yazıyorum yaşadıklarımı kaldıramıyorum içinden çıkamıyorum dediğim anda yetişti imdat Allahım dedim cevap geldi ruhuma çokteşekkürler mor alev 🙏
BeğenLiked by 1 kişi
İki gündür o kadar iyi geliyor ki yazdıklarınız. Tam da surat asmaya ve taraf tutmaya zorlandığım günlerde ne yapacağım derken gelen iki güzel mesaj. Rehberliğin için teşekkürler Mor Alev
BeğenLiked by 1 kişi
Bu blogu o kadar seviyorum ki… Dün geçmişte yaşadığım sorunlara kafam gitmiş ona göre bir ihtiyaç listesi belirliyorken birden durup – iyide ben artık kimim? Bunlara ihtiyacım var mı ki artık cidden diye düşündüm ve aynı şeyi yazının içinde gördüm. Bugünde anlaşamadıklarımı düşünüyordum. Aslında onun varlığınıda kendi varlığımı da tanıdığımda ne kadar huzurlu olduğumu. Aslında insana herkesten lazım olduğunu. Benzer insanlarında farklı insanlarında çok şey kattığını. Çeşitlilik ne güzel. Zenginlik ne güzel. Çatışmanın bitmesini deneyimlemek ne güzel. Bu his ne güzel. Çok şükür güneş içimi ısıtıyor, umut ısıtıyor, Sevgi ısıtıyor… İyiki varız🤗
BeğenLiked by 4 people
Bu yazıyı her gün bir kez okumam lazım 🙂 Resmen kocaman bir nefes gibi 💗🙏
BeğenLiked by 3 people
Bugün bir sokak köpeği tarafından özgürleştirildim. Siyah, patileri beyaz, ayakları tazı gibi uzun, çok sportif, görkemli en fazla 2 yaşında, gözlerinde bambaşka bir ışık olan bir hayvandı. İçimden bir ara onun gerçekte hayvan kılığına girmiş bir üstad olabileceğini bile düşündüm. Hiç bu kadar güçlü bir sevgi aurasına ya maruz kalmamıştım ya da deneyimlemek için yeterli genişliğe kendi auram ulaşamıyordu.
Buraya yeni bırakılmış belliydi. Tertemizdi. Parlak tüylüydü.
Öyle bir şeytan tüyü vardı ki çocuk parkında gölgeliğe sığınmış, mahallenin en saldırgan köpeklerinden biriyle birden güreşmeye ve oyun oynayarak onu da dönüştürmeye başladı. Hatta ikimizi birden öyle bir dönüştürdü ki bu saldırgan olanla aramızdaki husumet sihirli el değişmiş gibi değişti ve harmoniye dönüştü. Saldırgan olanla bakışarak anlaştığımız uzun bir göz teması ve dilsiz bir konuşma gerçekleşti. İkimiz de uysallaşıverdik.
Sabah saatlerinden beri aşağıda güreşmeye devam ediyorlar, bir kaç defa inip su, yoğurt ve top indirdim.
Balkondan baktığımda gözlerimdeki yaşlara engel olamıyorum, baktıkça arınmaya dönüşmeye devam ediyorum.
Benden daha aciz görünen bir varlıktan çok yüksek bir master dersi aldım, ne kelimelerle ifade edebilirim ne de üstüne bir kitap yazsam yeterli olur.
Her zaman olduğu şekilde korku ile aşağı inip de karşımda bir ışık kulesi gibi duran o ürkek, sevgi arsızından hiç konuşmadan evrensel sevginin tüm kodlarını tüm varlığımda duydum, duymaya devam ediyorum.
Teşekkürler kara çocuk.
BeğenLiked by 1 kişi
çok teşekkürler harika bir paylaşım
BeğenLiked by 1 kişi
Rab çobanımdır hiçbir eksiğim olmaz.
Beni yeşil çayırlarda yatırır.
Sakin, pak suların kıyısına götürür.
İçimi tazeler, bana öncülük eder.
Ölüm vadisinden geçsem bile hiç korkmam.
Çünkü sen benimlesin, değneğin güven verir.
Sana güvenirim, sığınağım sensin Rab.
Yaşam kaynağım sensin, yaşam amacım sensin.
Ömrüm boyunca iyilik ve sevgi,
Ömrüm boyunca iyilik ve sevgi,
İzleyecek beni.
Hep Rab’bimin evinde oturacağım.
BeğenLiked by 5 people
İyi ama 2 sene önce beni durup dururken sözleriyle rezil eden birine tam 2.5 saat tahammül ettim.Beni o kadar etkiledi ki insanlardan korkar kaçar oldum,inanın insanların yanına gidemiyorum artık.Şimdi bu kişiyi sevmek saygı duymak onurlandırmak nasıl olur?
BeğenBeğen
Sevgili Cem, Bu yazıda fikirlerdeki çeşitliliği onurlandırın diyor. Hakaretleri değil. İsterseniz bir daha okuyun yazıyı. Bahsettiğiniz konuyla ilgili olarak, öncelikle kendinizi bu duruma soktuğunuz için bağışlayın lütfen. Tahammül etmek zorunda değildiniz. Melekler de bunu söylüyor. Kalkın gidin diyor. Kötü davranışları olan, bizi kıran, hayatımızı bir anlamda cehenneme çeviren insanlarla ilgili çok yazı yayınladım, kimi benim özgün makalelerim, kimi de çeviri. Hepisini sağ sütundaki tüm yazılar başlığı altındaki ilişkiler kategorisinde bulabilirsiniz.
BeğenLiked by 1 kişi
Sevğili MOR ALEV Tam bu günlerde yaşadığım bilmeden o ortamdan uzaklaştığım şeylerden bahsetmiş arkadaşım neden bana kaba davranıyor bendeki kendisini yıpratıyor diye soruyordum kendime çok iyi geldi teşekkür ederim sevğiler
BeğenLiked by 1 kişi
Hani geçen günler paylaştığınız yazıda bu dönemde pek çok şey açığa çıkacak, öncelikle kendinizi affetmenizi istiyoruz diyorlardı ya nasıl doğru. Çünkü istemeden, farkında olmadan da olsa yaptıklarımı görüyorum geçmiş yıllarda. Onlardan özür dinleyesim geliyor ama en çokta kendimden. Boş yere kendimden güzellikleri esirgediğim için. Geliştirdiğim inançlar yüzünden neşe, keyif, coşkumu çalmışım kendimden. İyiki bugün açığa çıkıyor diyorum. İyiki o uykudan uyanıyor insan. Acı da duyuyorum yalan değil. En çok kendimden özür diliyorum ve en çok kendimi affediyorum bugün.
BeğenLiked by 2 people
Artık şaşırmıyorum diyorum ama yine de yok artık demekten kendimi alamıyorum. Beni duydunuz düşüncelerimi okudunuz. Iyi ki de yaptınız. Nefes aldım. Düşündüm. Şükürler olsun. Özüme bakmamı sağladığınız için tşk.ederim
BeğenLiked by 2 people
Sevgili Mor Alev Merhaba
Her gün tekrar tekrar okuyorum yazılarınızı, bloga gelen mesajları ve sizin yanıtlarınızı ve her seferinde bir şey katıyorsunuz yaşantımıza. Sadece blog takipçilerine değil, size ulaşması pek mümkün olmayan dostlarımıza da bizim aracılığımızla ulaşıyorsunuz.Ve her seferinde adınızı sevgiyle anarak 💖anlatmaya çalışıyorum sizden aldıklarımı😊.
Teşekkür ediyorum Sevgili Mor Alev🙏🙏🙏💖💖💖
BeğenLiked by 2 people
Her paragrafının anlamını hayatımın her anında hatırlamak istediğim bir yazı. Çıktısını alarak her yere yapıştırmak istiyorum. Teşekkür ederim ☺️
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili mor alev, şu dönem insanlarla sosyalleşmeye hasret olup, buluşmalar yada yazışarak sohpetler sonrasında iyi hissetmemekte neyin nesi aceba. Dönemin enerjileri ile ilgili olabilirmi sence.
BeğenBeğen
Bu daha çok sizin kendi içinizde yanıt aramanız gereken bir şey gibi görünüyor. Ama bugünkü yazım da belki yardımcı olabilir. Yazıda hatırlatıyorum, hepimiz stres altındayız, hepimiz öyle ya da böyle Covid-19 ve getirdiği şartlarla travmatize olduk. Sevgilerle
BeğenBeğen
🙏❤️🌺💫🌈
BeğenLiked by 1 kişi