Haftanın Enerjisi: İçten Gelen Huzur ve Güven

Bato Dugazhapov ArtSevgili Dostlar,

Bu güzel yaz günlerinde bayram tatilinizi sevdiklerinizle birlikte ve huzurla geçirmekte olduğunuzu umuyorum.

Bu haftanın enerjilerine baktığımda bir sürü çakışan akıntılar, çakışan hatlar ve amaçlar görünüyor. Bir sürü 150 derecelik açı var. Bunu olumsuz algılamaya ihtiyacımız yok. Çakışmalar daha çok zihin gözümde dokuma tezgâhında bir kumaşı ören iplikleri andırıyor. Merkür Pazar günü yön değiştirip ilerlemeye başladı, Mars ise aynı şeyi haftaya Pazartesi yapmak üzere, şimdi güzelce yavaşlıyor.

Tatilinizi olabilecek en verimli şekilde kullanarak hem huzurda kalıp, hem de yeni önceliklerinizi listeye alabilir misiniz? Bu öncelikler gerçekten sizin  – bir başkasının değil, toplumun değil, şartlanmaların değil- sizin en önemli olduğunu düşündüğünüz şeyler olabilir mi?

Evet, haftaya bir sürü şey hızlanacak, ama bu yaz geçirdiğimiz büyük güncellemeler ve değişimlerin gerçekten yürürlüğe girmesi için Zodyak bize 9 Eylül’deki yeni ayı işaret ediyor.

Şimdilik, huzurumuzu tanımaya ve evrene, hayata güvenmeye çağrılıyoruz. Gerçeğinizi ifade edin, kendi iç rehberliğinize güvenin, sensorleri açın, antenleri dikin ve sezgilerinizi adım adım takip edin. Bu tatilden sonra böyle bir alıştırma fırsatı elde edemeyebilirsiniz.

Hafta sonu Toprak’ta çok güzel bir Büyük Üçgen Açımız olacak, Güneş/Başak-Satürn/Oğlak ve Uranüs/Boğa. Bu hafta Ay da derin uzay gezegenlerine tek tek dokunarak Pazar günkü Balık Dolunayına hazırlanıyor. Yani hafta boyunca pratik ve gerçekçi yeni başlangıçların tohumlarının atıldığını görüyoruz. Düşüncelerinizi dinleyin. Onları hemen kovalamayın. Henüz kumaş da, deseni de ortada değil ama ipliklerin rengini görebilir, uyumluları tutup, diğerlerini eleyebiliriz.

Dolunay demişken, yılbaşı döneminde bütün bir yılın astrolojisine bakarken hangi güne rast geldiğin görünce beni hem güldüren, hem de hayrete düşüren Sabian sembolünü paylaşmak istiyorum. Bunu daha sonra uzun uzun yazacağım ama tatilin son günü (26 Ağustos, Pazar) öğlene rast gelen dolunayın sembolünü şu anda paylaşmazsam olmaz!

“Sahildeki iki tatil bölgesini birleştiren ince yolda yoğun araba trafiği”

Ne dersiniz?

Şimdi Blog Hamilerinin trafik önerilerine gelirsek:

Bu sembol hareket, kalabalık ve bir sürü insanın hedeflerine ulaşmaya çalıştığı bir zamanı gösteriyor. Bu derece bize sabırlı olmayı, bazen yol vermemiz gerektiğini, herkese saygı duyulduğunda amacımıza daha rahat ve hızlı ulaşabileceğimizi söylüyor. Belki yavaş akan trafikte durup manzarayı içimize çekmeliyiz, belki yan arabadaki insanlardan çok da farklı olmadığımızı görmeliyiz.

Bu enerjinin etkisinde önerilen, kalabalığın içinde kendi özel pozisyonunuzu görmeniz ve o kalabalığın ise hepimizi yansıttığını bilmenizdir. Nefes alın, anda kalın ve böylece kendi ruhunuzda sakinliği yaratıp çevrenize yansıtabilirsiniz. Bu akışta birlikteyiz.

Yani dostlar, acele etmeyin. Nasılsa eve ulaşacaksınız. Fiziksel ya da mecazi, nasıl olursa olsun, bu yolculuğun keyfine varın!

Böylece tekrar bulunduğumuz ana, huzur ve hayata güven konusuna geliyoruz. Daha yola çıkmadınız, büyük ihtimalle, tatilinizin ortasındasınız ama huzurlu musunuz? Yaşama güveniyor musunuz?

Huzuru daha da derinden deneyimlemek için ufak bir hatırlatmayla sizleri Ann Albers’ın kanallığında Meleklerle baş başa bırakıyorum.

***

Huzur bir iç işidir

Sevgili dostlarımız, sizleri çok seviyoruz.

Kaotik bir dünyanın ya da kaotik bir hayatın ortasında, her zaman huzur bulabilirsiniz. Huzurunuzu hayatınızın istediğiniz gibi görünmesi şartına bağladığınızda uçup gider. Ancak kalıcı huzur, dış şartlara bağlı değildir. Kalıcı huzur temelini ruhun perspektifinden hayata bakıldığında her şeyin her zaman doğru düzende olduğunu bilmekten alır. Sessiz, sakin bir yerde vesveseli ve rahatsız hissedenler var ve etrafında bombalar düşerken huzuru hissedenler de var.

Huzurunuzu aksatan pek çok dış etkenler var, fakat huzurunuzu gerçekten kesintiye uğratan şey ya korkudur ya da direnç. Çevrenizdeki hayatı ne kadar olduğu gibi kucaklayabilirseniz, tüm yaratımın altında yatan sevgiye de o kadar fazla güvenebilirsiniz ve böylece kalbiniz de o kadar fazla huzurlu olabilir.

Emniyetiniz için veya maddi güvenceniz için korkabilirsiniz ama gerçekte tüm ihtiyaçlarınızın her zaman karşılanacağına güvenirseniz, sadece emniyeti ve güveni değil, gerçek bolluğu ve bereketi de deneyimlersiniz. Ruhunuzun gerçekte ne kadar bozulamaz, yok edilemez olduğunu bilseydiniz, dünyanın saldırılarının çok az anlamı olurdu. Çünkü ruhunuzun ışığı asla yok edilemez, söndürülemez, ölümde bile.

Sonsuza dek yalnız kalacağınızdan korkabilirsiniz ancak Yaratan’ın sizi benzer düşünce ve kalptekilere yönlendirdiğine güvenseydiniz, huzurlu, ışıltılı ve mutlu olurdunuz. Böylece kolaylıkla kendi “kabilenize” yönlendirilirdiniz. Huzurunuz size diğerlerini çeker.

Her dakikada kendinize şunu söylemeyi deneyin; “Hayat şu anda olduğu gibi ve ruhumun gelişimi için mükemmel. Daha mutlu bir hayat yaratıyor olsam bile, anın mükemmelliğine güveniyorum.”

Biliyoruz, insan düşüncesinin paradigmasıyla sarılmışken bunu yapmak aşırı derecede zor. Ölümün bir geçiş kapısı değil bir nihai son olduğuna inanmanız öğretildi. …..olana kadar mutlu olamayacağınız, …..olana kadar huzurlu olamayacağınız öğretildi. Zaman zaman programlamanızın dışına çıkmanız güç gelebilir. Buna rağmen sevgililer, bizlerin görevi yumuşakça ve sevgiyle size şunu hatırlatmaktır; bulunduğunuz anda da hayatınızda geriye dönüp de ruhunuzun gözünden veya Yaratan’ın gözünden bakmadıkça anlayamayacağınız bir mükemmellik olduğunu inançla kucaklarsanız, huzur gelecektir.

Sizleri çok seviyoruz.

Melekler

Meleklere ve Ann Albers’a çok teşekkürler. (visionsofheaven.com)

©Mor Alev 2018

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında kanuni işlem yapılır. http://moralev.com

2 comments

  1. Bu güzel paylaşım için çok teşekkürler,her zaman ki gibi kalbim ile kabul ettim ..iyi bir bayram diliyorum 🙏🏻💕

    Liked by 1 kişi

  2. Yine Harika ve ilham kaynağı bir yazı,siz uzun uzun yazınca ben de uzun uzun hissederek okuyorum. Her şey gönlünüzce olsun,teşekkür ederim 🙏🏼🧚🏼‍♀️

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.