Okumak yerine dinlemek isterseniz, yazının hemen altındaki podcast bağlantısına tıklayın.
Sevgili Bilge Baykuşlar, tam tutulma dönemi bitti derken, gecelerimiz tutulma kadar güçlü bir süper dolunayın dev enerjisiyle aydınlanıyor. Bu ustalık isteyen ve bizleri zeki harekete zorlayan bir dolunay. Gözümün önüne patlamaya hazır, dumanları tüten bir dişi volkanın içinde kaynayan, karışan, akışkan lavın sıcaklığını hissettiğimiz bir resim geliyor. Fakat bu volkan “Çifte Vaat” içeriyor. Çifte ödül. Çifte kazanç.
Dolunayın katılımcıları öncü burçların dört köşesini tutarak bir büyük kare oluşturuyor:
Güneş ve Juno aynı dereceyi paylaşıyor. Mitolojide Juno, Jüpiter’in karısı ve eşlikçisiydi ve bu nedenle Juno astrolojisi yakın ilişkileri ve partnerlik enerjisini temsil eder. Bu aynı zamanda Venüs ve Ay’ın da bölgesidir, ancak Juno’nun farklı göründüğü nokta, bu enerjiyi yeni bir ışıkta temsil etmektir. Başka bir kişiyle sınırların nerede olduğu, ne kadar paylaşımın kabul edilebilir, ne kadar geri durmanın uygun olup olmadığı gibi daha modern konularla yüzleşmenin yanı sıra, içerleme ve kıskançlıkla veya başka bir kişiye atfedilen yansıtılmış otorite ve kontrolle nasıl başa çıkılacağıdır. Juno, genel olarak yakınlık ihtiyaçlarımızı da temsil eder. Şimdi, ilişkilerin burcu Terazi’de olduğumuzu da ekleyerek karşı köşeye bakalım.
Güneşle Juno’nun hemen karşısında Terazi’nin zıt kutbu ve bireyin öne çıktığı Koç’taki ay Eris’le tam birleşmede, Chiron’la da kavuşum halinde. Hatırlayalım, mitolojideki olumsuz eril yorumların tersine Eris, HAKLI İSYAN ve ÖFKENİN tanrıçasıdır. İlk bakışta Eris’in sadece bir düğüne davet edilmediği için yol açtığı belalar son derece ucuz ve dar kafalı gelebilir. Ama orada olanlar hakkında çok daha önemli bir şey biliyordur. Aslında, onun dışlanması tarih boyunca tekrarlanan dişi deneyimi özetler: Hor görülmüş, uzak tutulmuş, tecrit edilmiş, şeytan gibi gösterilmiş, görmezden gelinmiş ve reddedilmiş. Verdiği tepkide, Eris çok uzun süredir ataerkil gücün parçalayıp ayırdığı dünyada kendi yerini ilan etmek üzere ayağa kalkan karanlık ve korkulan dişinin bedenlenmiş halidir. Yine çok iyi bildiğiniz gibi Chiron Koç’ta yıllardır “Varoluş Hakkımızı” kabul etmemiz, kimlik ve benlik yaralarımız üzerinde çalışıyor. Bu iki gezegen yaklaşık dokuz aydır iş birliği içinde.
Üçüncü köşemizde, Oğlak’ta son işlerini tamamlayan Plüton, karşısındaki dördüncü köşede ise Yengeç gerilemesine hazırlanan Mars bulunuyor. Mars arzuyu, hızı, cesareti ve mücadeleyi temsil eder. Ayrıca Mars bu Koç Dolunayını yöneten gezegen, baskın bir güç. Plüton ise gücü, dönüşümü, sırların açığa çıkışını ve gölgesiyle de manipülasyonu temsil eder. Bu ikisinin karşı karşıya gelmesi insanların istediklerini elde etmek için her şeyi göze alabilecekleri zaman zaman acımasız ama her zaman hırslı, tutkulu bir kombinasyondur. Durdurulamaz bir güçle karşı karşıya olabilirsiniz. Ya da belki de bu nitelikleri kendi içinizde somutlaştırabilirsiniz. Eğer başarmaya gerçekten kararlı olduğunuz, kendinizi adadığınız büyük bir mücadeleniz varsa, bu gezegen ikilisi size turbo güç verebilir.
Ve bu kare, yukarıda anlattığım her şey lider ya da öncü dediğimiz burçlarda gerçekleşiyor. Dolunaylar her ne kadar çoktan başlamış olan şeylerin sonucunu veya gelişme yolunu işaret etse de, dostlar, bu dolunay bir yeni ay gibi başlatıcı. Lider burçlarda olması ise özellikle ülke, topluluk ve kurum liderliklerinde değişiklikler olabileceğini anlatıyor.
Bu resmi aklınızda bir kenara koyun, buna geri döneceğiz ama şimdi, gelin, Kathy Biehl’in bu dolunayın gündelik hayatımıza olan etkilerini anlattığı analizine bakalım:
Mart 2023’te Koç/Terazi tutulmaları başladığından beri gökyüzü sürekli olarak hepimizi kendi kaderimizi kendimizin belirlemesi için uyarıyor. Şimdi bunu nasıl gerçekleştirdiğimize dair uzun ve sert bir bakış geliyor – vurgu “uzun ve sert” üzerinde.
Koç Dolunayı özerklik, atılganlık ve hırçınlık konularını tırmandırıyor. Devasa bir güce sahip ve bizi ileriye doğru fırlatacak başka bir ateşleyici roket serisini patlatıyor. En nihayet!
Bizi harekete geçiriyor, cesaretimizi, cüretimizi ve öfkemizi kamçılıyor, birçok şeyi uçurmaya hazırlıyor ve sonra … bizi hareketsiz bırakıyor.
Salıverme geldiğinde, ah bu ne büyük bir hafifleme getirecek. Rahatlamadan bahsetmiyorum bile. Ve dramatik, çok dramatik hareketler için motivasyonunuz ve gücünüz yükselecek. Ancak o zamana kadar, rahatsızlığın içinde debelenip duracağız.
Bu rahatsızlığın bir kısmı özerkliğimizle olan ilişkimizle ilgili: Sorumluluğu üzerimize alabileceğimizi mi, yoksa kendimizi güçsüz ya da sindirilmiş mi hissediyoruz? Rahatsızlığın bir kısmı ise öfke ve saldırganlıkla ilgili. İtaatkar olmaya mı şartlandırıldık, öfkemizi ifade etmekten veya iddialı davranmaktan mı vazgeçirdiler bizi? Kendimizi ortaya koymamız mı engellendi? Eğer kişi hayal kırıklığı ve öfkenin içinde yeterince uzun süre yaşarsa, durumun gerektirdiğinden çok daha büyük bir güçle patlak verebilir.
Bu konular Ay’la kavuşum halinde olan Koç’taki Chiron’la da bağlantılı. Chiron kalıcı bir yarayı, bir zayıf noktayı ve varoluşun fizikselliğinde ustalaşmanın güçlüklerini temsil eder. Chiron’un Koç burcunda geçirdiği zaman, haberleri zorbalık, güç istismarı ve toksik erkeklik konularıyla doldurdu. Bu Dolunay bunlara dişillik ve kadınlar üzerindeki etkiyi de ekliyor.
İlginç bir şekilde, bu dizilişte eril ve dişi roller tersine dönüyor. Eril olanı ve Dolunay’ın mantıksal ucunu temsil eden Güneş, doğası gereği ilişkilere ve başkalarının varlığını dikkate almaya yönelik olan Venüs yönetimindeki Terazi burcunda. Dişil ve duygusal olanı temsil eden Ay ise Mars’ın yönettiği Koç burcunda, yani kendi başına hareket edebilen ve sonuna kadar iddialı bir konumda.
Ay’ın yanındaki Chiron ile bu dizilişin oluşturduğu formül öfkeli, enerjik, motive kadınlar. Bir başka deyişle savaşa hazır kadınlar.
Dolunay, Chiron sorunları için bir dönüm ve salıverme noktası oluşturuyor – ancak biz onlarla uzun bir süre geçirdikten sonra. Bu da ateşimizi ve kararlılığımızı körüklüyor.
Sorunlarla vakit geçirme kısmı, Ay’ın Chiron’la birleştiği ve Güneş’in karşısında yer aldığı, her iki ucunun da Yengeç burcundaki Mars ve Oğlak burcundaki Plüton tarafından oluşturulan büyük kareden kaynaklanıyor. Büyük kare bizi aynı anda birden fazla yöne çekerek hareketsizleştiren bir etki yaratıyor. Büyük kareler bizi artan dramların ve duyguların içinde – ve eğer daha yüksek bir bakış açısıyla bakarsak üzerinde – askıya alır. (Tarot’taki Asılan Adam’ı düşünün.) Her iki açıdan da, deneyimlemek ve gözlemlemek dışında (henüz) pek bir şey yapabilecek durumda değiliz.
Ay bir iki gün içinde bu gerilimden çıkacak. Güneş Plüton’la arasındaki kareyi temizleyip 22 Ekim’de, yani Dolunay’dan beş gün sonra Akrep burcuna girene kadar muhtemelen bunu hissetmeye ve bir şekilde hareketsiz kalmaya devam edeceğiz.
Terazi Güneş’in yöneticisi de kadınların rolünü ön plana çıkarıyor. Venüs Akrep burcunda şimdi direkt ve Oğlak burcundan çıkış kapısındaki son haftalarında olan Plüton’la sekstil açı yapıyor. Her iki gezegen de 29 derecedeyken, aralarındaki bağlantı güç, arzu, cinsellik ve parayla ilgili derin ve uç konuları harekete geçiriyor. Sekstilin Dolunay’ın öfkesini kadınların ölümlerine ve hayatta kalmalarına yönelik tehditlere yönlendirdiğini görmek hiç de zor değil.
Kendi yoğun arzularınız ve korkularınız da bu karışımın içinde. Ve bekleme dönemi sizin için devasa önemde belirleyici olabilir. Cesaret, cüret ve atılganlık artıyor ve bu bekleme en sonunda kırıldığında yaptığınız şey sizi şaşırtabilir.
Bu dolunayın uzayan sürecine Temel Reis’in ıspanaklarını mideye indirmek ya da enerji içeceklerini peş peşe içmek veya okyanustan karaya yönelirken güçlenen bir fırtına gibi cesareti körüklemek olarak bakın. Harekete geçme zamanının geldiğini bileceksiniz, siz de, ben de hepimiz de. Hem de öyle bir bileceğiz ki!
Kathy Biehl’e teşekkürler. (empowermentunlimited.com)
Şimdi, bir defa daha dört köşesi öncü burçlarda tutulmuş kareye dönersek, gördüğümüz büyük gerilim ne istiyor? Fikrimce DENGE ve EŞİTLİK istiyor. Binlerce yıldır terazinin bir kefesi hep daha ağır bastı. Dişi erile, azınlık çoğunluğa, düşünce kas gücüne, birey mahalle baskısına ezdirildi. Şimdi denge vakti ve terazinin kefeleri sallanıyor. Sallanmaya da daha devam edecek gibi görünüyor, dengelerin değişmesi her zaman çalkantılıdır.
Bu dolunayın istediği bir şey daha var ki, onu da Sabian sembolü çok güzel anlatıyor:
“Çifte Vaat”
Bu dolunay neye niyet ediyorsanız, onu hareketle desteklemenizi öğütlüyor. Dolunay güç, hız, ateş ve potansiyel yüklü. İstediğiniz her şeyi başarabilirsiniz! Fakat harekete geçmeli ve daha da önemlisi bu hareketin ne olacağına dikkatle karar vermelisiniz. Hatta bu dolunayın enerjisini arkanıza aldığınızda bir değil iki başarı, iki ödül, iki kazanç söz konusu olabilir. Kendinize verdiğiniz sözü tutun, hareketlenin ve öncü burçların karesinde hayatınızı baştan sona değiştirebilirsiniz!
“Çifte vaat” bana her zaman oldukça bütüncül bir sembol hissi vermiştir. Bu sembolün ifade ettiği kazanç sadece materyal değil, sadece bir teşekkür veya takdir değildir. Bu sembol ikinci ve çok daha önemli bir ruhani, psikolojik, evrimleşme kazancı getirir. Belki başarının getirdiği özgüven, belki evrene inanç, belki de büyük bir dönüşüm ve huzur…
O zaman ne yapacağız? Bu enerjiyle nasıl çalışacağız? Kendinize bir hissetme, anlama ve düşünme alanı tanıyın. Mars ve Koç çabuk hareket etmek ister, bu harekete hemen bugün, bir-iki saat içinde geçemeyeceğimizi biliyoruz. Olduğumuz yerde patinaj yapmamak veya gereksizce patlamamak için daha dikkatli, daha yavaş olmalıyız. Biliyorum, biliyorum, dolunay içimizde ilerlemenin ateşini yakıyor, koşmak istiyoruz ama aklınıza start almayı bekleyen olimpik atletleri getirin. Başlama sinyali verilmeden koşan diskalifiye olur. Diskalifiye olmayın, yılların emeğini boşa harcamayın. Siz vaktinizin ne zaman geldiğini anlayacaksınız. Juno, kendini adamanın, kararlılığın da tanrıçasıdır. Eris, bizleri hayat amacımıza yönlendiren müthiş iç çığlıktır. Onları bekleyin. Bütün bunları kolaylaştıracak ufak bir egzersiz şöyle olabilir:
Öncü Karenin Merkezinde Denge
Büyük karenin tam ortasında durduğunuzu ve dört bir yandan üzerinize talepler geldiğini, hangi yöne döneceğinizi ya da çatışan enerjilerle nasıl başa çıkacağınızı bilemediğinizi resmedin.
Bu, öncü burçlardaki büyük karenin bizlere meydan okumasıdır. Kendinizi bunalmış ya da aşırı hızlanmış hissedebilirsiniz. Harekete geçmeye can atarak farklı yönlere hücum etmek isteyebilirsiniz. Ya da yapacak çok şeyiniz ve çok az zamanınız vardır, bu da sizi felç olmuş ve ne yöne döneceğinizi bilemez halde bırakır.
Astroloji, dünyada olup bitenleri anlamlandırmamıza yardım eder. Gezegenlerin hareketleri dünyadaki yaşamı yansıtır. Elbette sizlerin bireysel titreşimleri de önemli bir katkıdır, bu nedenle yıldızların içinizde yaşadığını ve ışıldadığını düşünün. İç güneşiniz, ayınız, Chiron ve Eris’iniz, içinizdeki Mars ve güçlü Plüton.
Şimdi, etrafınızdaki güçlü enerjiyi içinize çekerken merkezdesiniz. Karenin dört noktasını ve temsil ettiklerini kullanabilir misiniz? Çevrenizdeki kargaşayı hissettiğinizde merkezde kalabilir misiniz?
Bu Dolunay’ın gücünü en iyi şekilde hayatınıza yönlendirmek için kendi yaşamınızda neleri serbest bırakmak ya da nelerden kurtulmak istediğinizi düşünün.
Başarısızlık riskini kucaklayıp büyük planları uygulamaya cesaret edecek misiniz?
Zodyak bizi asla desteksiz bırakmaz. Bütün bunları düşünürken içinizdeki Jüpiter’e dönün. Güler yüzlü iyimser ve inanç dolu, sistemin en büyük gezegeni Jüpiter, Güneş’e üçgen ve Ay’a altmışlık açı yapıyor.
Hayata güvenecek misiniz? Olaylar hızla ilerleyip eskiyi ortadan kaldırdığında geleceğinizi yeniden inşa etmek veya tekrar şekillendirmek için gerekli iç gücü bulabileceğinize inanacak mısınız?
Jüpiter’in kendi hayatınızda kimi veya neyi temsil edebileceğini düşünün. Burası olasılık ve fırsatın, uzlaşma şansının, gerçeğin, adaletin ve bilgeliğin ortaya çıkacağı yerdir.
Müthiş hareketli hatta çılgın kelimesinin bile yetersiz kalabildiği zamanlar yaşıyoruz. Dolayısıyla, bu dolunayda olmuş olanlara değil, neyin mümkün olduğuna ve neyi başarabileceğinize, ne yapabileceğinize odaklanmanız gerçekten yardım edecektir.
Peki, sonuç? Çifte vaadin gerçekleşmesi. Biri görünür ve dünyevi, diğeri hayatlar boyunca bizimle kalacak iki sözün yerine gelmesi.
Sonunda “dağın zirvesine” ulaşmanın en güzel yanlarından biri, Sevgili
– sevinç gözyaşlarıyla hayatın ihtişamını seyretmek, tırmanışın her santimini ve birçok beklenmedik aksiliği derinden anlamak ve her şeyin göz kamaştırıcı mükemmelliğini kavramak –
hala tırmanmakta olan, hala mücadele eden, hala kaybolmuş ve aklı karışık olanlara dönüp bakmak
ve onların da sadece bir fısıltı kadar kısa zaman içinde zirveye ulaşacaklarını mutlak bir kesinlikle fark etmektir.
Şükürler olsun,
Evren
(tut.com)
Hepinize harika vaatlerin gerçekleştiği bir dolunay dönemi diliyorum. Çok seviliyorsunuz ve asla yalnız değilsiniz.
©Mor Alev 2024
Görseller: Koç Dolunayı – Holga Jen, Büyük kare – stock image, 3 Kadın – Visions in Blue, Baykuşlar – Jane Olsen, Kaosta meditasyon – Lea Androic
YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.






