Okumak yerine dinlemek isterseniz, yazının hemen altındaki podcast bağlantısına tıklayın.
Sevgili Bilge Baykuşlar, her yıl Eylül ayında Başak sezonu geldiğinde bir değişim telaşı başlar. Sıcaklıklar, hava durumu, yaptıklarımız, giysilerimiz, belki okulumuz, işimiz, belki de yaşadığımız yer değişir. Bunların hepsini bir şeyler daha iyi olsun diye yaparız. Bu da bizi Başak burcunun özüne getirir. Başak eksikleri görür ve tamamlamak için bir iç ve dış düzenlemeye gereksinim duyar. Rahatsızlığı rahatlıkla değiştirmek, acıyı şifalandırmak, geride tutanı bırakmak ister. Burası, hizmet ve şifanın alanıdır.
Bu sene Başak yeni ayı bize o eski deyişi hatırlatıyor: “Şifacı, önce kendini şifalandır.”
Dolayısıyla, bu ay yanlışları düzeltmek, bir detoks, bir arınma, bir temizlik planlamak için mükemmel bir zaman. Bu, ilişkilerimizin ya da bedenlerimizin temizlenmesi, evimizin, alanımızın veya iş ortamımızın temizlenmesi olabilir. Bu yeni ayın çağrısı sadeleşmek ve daha rafine, daha zarif olana geçiş yapmak – Aslan sezonunun altın varaklı teatral yaklaşımından sonra kesinlikle ihtiyaç duyduğumuz bir şey. Başak burcunun aydınlık yüzü hiçbir şekilde abartılı değildir. Şu anda dünyamızda dizginlenmesi, ölçülü dengeye gelmesi gereken bir şey varsa, tam zamanındayız.
İşte böylece, bu yeni ay büyük bir ÖZ-BAKIM ve ÖZ-ŞİFA mesajıyla geliyor.
Satürn de, birleşik ay ve güneşe gözlerin açılmasını sağlayan bir karşıtlık kurarak bizi belki en eğlenceli olmasa da, kesinlikle en sorumlu seçimlere itiyor. Satürn sert sevgi gezegenidir, “hayır” demek zorunda olan gezegen. Çünkü eğer Satürn “hayır” demezse kim diyecek? Elbette, gezegenlerin herhangi bir şeye neden olmak için orada olmadıklarını, sadece ruhlarımızın neye hazır olduğunu hatırlattıklarını biliyoruz. Yani Satürn aslında hepimizin içindeki “hayır” dır. İçimizdeki yetişkinin kontrolü ele almasıdır.
Peki, neyi bırakmaya hazırsınız? Neyi abartıdan makul ölçüye çekmeli ve zarifleştirmelisiniz? Değişmesi gereken bir yaşam tarzı alışkanlığı mı? Örneğin şekeri kesmek? Toksik bir ilişkiden çıkmak? Bir bağımlılığa hayır demek? İnanın, bu yeni ayın içerdiği bitişlerin ve başlangıçların sorumluluğunu kabul etmek tuhaf bir şekilde tatmin edici bir duygu olacaktır.
Sorumluluklarımızı görmezden gelirsek, Evren’in bunu bizim için yaptığını görebiliriz ve kimse disiplin edilmekten hoşlanmaz. Kimse kendisine ne yapacağının söylenmesinden hoşlanmaz. Bu yüzden, ilk adım atan ve yapmamız gerektiğini bildiğimiz şeyi yapan insan olup bunu hafifletelim.
Yeni ayın yöneticisi Merkür, gerilemesini yeni bitirdi, biraz yavaş. Fakat Yaralı Şifacı Chiron’la harika bir akışla bu şifa sürecinde bize yardım ediyor.
Onun için biraz öz-bakımın ne olup olmadığını konuşalım. Köpüklü banyolar ve mis kokular, bedenine iyi bakmak, sağlıklı beslenmek, spora başlamak ve hatta bir inzivaya gitmek harikadır ve kesinlikle öz-bakımın bir parçasıdır. Ancak bunlar sadece kozmetik değişiklikler olarak kalır da derinlere inemezse bir süre sonra ışıltıları kaybolur ve biz de kendimizi eski monoton düzende, eski alışkanlıklarda buluruz. Üstüne üstlük arzuladığımız rahatlamayı, keyfi, yeni hayatı yaratamadığımız için bir de hayal kırıklığı ve öfke yaşayabiliriz. Yani sadece dış değişiklerle sınırlı bir öz-bakım, öz-şifa getirmez.
Öz-bakım için önce GERÇEĞİ GÖRMELİ, durumun kökenine bakmalı ve ona göre bakım ve şifa seçeneklerine yönelmeliyiz. Gerçek neden önemlidir? Çünkü gerçeği gördüğümüzde bir daha geri dönemeyiz. Bu kimileri için bir daha sağlıksız davranmamaktır, kimileri için yeni ve özsaygı kurallarıyla konulmuş sınırlardır, kimileri için evet, belli aralıklarla köpüklü banyolar yapmaktır :) Burada kilit nokta GERÇEKtir.
Gerçeği inkâr etmediğimizde yardım isteriz, gerçeği kabul ettiğimizde içimizdeki güzelliği görmeye bir adım daha yaklaşırız ve gerçeği sevdiğimizde kesinlikle ve kesinlikle şifa gelir.
Yeni ayın Sabian sembolü: “Duvağı çekilip alınan gelin”
Bu sembol bize gizli olanın artık saklanamayacağını gösteriyor. Konu ya da durum hakkındaki önyargımız ya da önceden verdiğimiz karar ne olursa olsun, onun içyüzünü, gerçeğini görüyoruz.
Bu sembolde bir kaçınılmazlık, bir kader hissi var. Artık ışığınızı saklamak çok zor. Hatta bu yeni ay sizi kimseniz, o olarak açığa çıkmaya çağırıyor. Eğer bunu kendiliğimizden yapmazsak, birisi kendimizi ardına sakladığımız perdeyi çekip alıyor. Bahane yok, numara yok, yapmacık olmak hiç yok. Çünkü işin içine Uranüs de giriyor. Uranüs’ün ağızları açık bırakacak şekilde gerçekleri yüzümüze vurma alışkanlığı vardır, şimşek çakar ve ortalık apaydınlık olur. Ve Merkür’le kare açıdayken bu olasılık çok yüksek. Kendi gerçeğinizi en sonunda gördüğünüzde çok şaşırabilirsiniz veya başkalarının duvağı/maskesi/peçesi düştüğünde gerçek sizi şoklayabilir. Birdenbire aslında kendiniz için doğru hizmet alanında olduğunuzu anlamanız veya sorun olarak görmüş olduğunuz şeyin bir lütuf olduğunu fark etmeniz gibi, gündelik hayatınıza çok olumlu bir şok olabilir. Veya bu enerji bir sorunun, ilişkinin, işin, davranışın, durumun gerçek yüzünü görüp önce şaşırmak, ardından çaresine bakmak gibi de yaşanabilir.
Böylece kişilerin, kurumların, toplulukların ve benliklerimizin gerçek kimlikleri açığa çıkıyor. Ve biliyoruz ki açığa çıkan şifalanır.
Başak ayrıntıların haritasını çıkarmayı sever, ancak bunların içinde kaybolabilir de. Uranüs ve Merkür bize fikrimizi değiştirmemiz ve biraz daha bağımsız olmamız için fırsat veriyor. İhtiyaç duyulan yapıları oluşturmalı ancak önümüzdeki aylarda ve özellikle girmekte olduğumuz tutulma koridorunda işlerin değişebileceğini bilmeliyiz.
Bunu bilerek, bu enerjileri nasıl birleştirebilir ve bizim için çalışmasını sağlayabiliriz? Sınırlamalarımız konusunda yaratıcı olmak, bu yeni ayın karmaşıklığı içinde yol almanın bir yolu. Kendimize esneklik şansı tanımak, bize sunulan şifaya doğru ilerlerken çok önemli.
Öz-bakımın ve öz-şifanın önemli bir kısmı da kendimize karşı yumuşak ve anlayışlı olmaktan geçiyor. Bahaneler ve ertelemelerden bahsetmiyorum, şartları anlayıp elimizden gelenin en iyisini yapmayı işaret ediyorum.
Baş Melek Gabriel, 30 Ağustos’ta Shelley Young aracılığıyla diyor ki;
“Enerjinin yoğun olduğu zamanlarda kendinize iyi bakmanız kilit unsurdur. Sadece fiziksel öz-bakım değil, aynı zamanda duygusal öz-bakım da. Birçok eski sorun, yara, korku ve endişe incelenmek, iyileştirilmek ve salıverilmek üzere gündeme gelebilir. Bu sürece denge ve sevgi dolu bir noktadan yaklaşırsanız travmatik olması gerekmez.
Hoşunuza gitmeyen veya sizi harekete geçiren bir şey ortaya çıkarsa, sizi aşağıdaki soruları sormaya davet ediyoruz. Güvende hissetmek için neye ihtiyacınız var? Onaylanmak için? Rahatlatılmak için? İyileşmek için? Yatıştırılmak için? Bütünleşmek veya özgürleşmek için? Sevildiğinizi hissetmek için neye ihtiyacınız var? Önemli olduğunuzu hissetmek için neye ihtiyacınız var?
Bir dizi küçük çocuğunuz olduğunu ve hepsinin karşılanmayan bazı ihtiyaçları bulunduğunu hayal edin. Yetişkin, güçlü benliğinizin bakış açısından onların ihtiyaçlarının çoğunu gidermek çok kolay olurdu. Durup her bir çocuğa sormanız ve ardından rahatlıkları, güvenceleri ve esenlikleri için neye ihtiyaç duyduklarını değerlendirip vermeniz çok basit olurdu.
Bunu neden kendiniz için yapmıyorsunuz? Neden daha evrimleşmiş bakış açınızdan, şifa için ortaya çıkan her bir yönünüzü kendinize huzur ve rahatlık getirmek için bir fırsat olarak görmüyorsunuz? Daha büyük bir içsel bütünlük ve kabullenme duygusu getirecek ve içinizdeki dengeyi yeniden sağlayacak şey sizin sevginiz ve ilginizdir.
Kendi içinizde bir problem aramanıza gerek yok. Kendi bakıcınız olarak, gelişmeniz için gerekli ortamı yaratabilir ve ardından bilgeliğiniz ve ilahi yeteneğinizle ortaya çıkabilecek sorunları basitçe ele alabilirsiniz.
Ve Sevgililer, içinde bulunduğunuz zamanların güzelliği de budur; nihayet adım atmaya ve kendinize başından beri özlemini çektiğiniz sevgiyi vermeye hazırsınız – kendi sevginizi.“
Bu öz-bakım, öz-şifa, öz-şefkat ve öz-sevgi ayında hepinize harika rahatlamalar diliyorum.
©Mor Alev 2024
Görseller: Eylül’de koşu hazırlığı ve Banyo – Yaoyao Ma Van As, Açılan kalp – Catrin Welz-Stein
YEPYENi! “Sabian Hikayem”. Kendi gizeminizin kilidini açın. Kendinizi gerçekleştirin!
En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.
SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.
Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.
Bu yazının 5846 numaralı Telif Hakları Kanunu uyarınca tamamının ya da parçalarının kopyalanması, izinsiz olarak yayınlanması, yazarının adının değiştirilmesi, üzerinde hak iddia edilmesi yasaktır. Kanunun 71. maddesi uyarınca bunun aksi davranışlar hakkında yasal işlem yapılır. http://moralev.com
Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.





Yine efsane, yine ışık dolu bir yaklaşım. Korku çanları çalmadan, zarif önerilerle dolu… Çok teşekkür ederim.
BeğenLiked by 1 kişi
narsist bir ilişkiye aydıktan sonra; nereden başlayacağıma karar verdim.
teşekkür ederim.
BeğenLiked by 1 kişi
okadar huzur buluyorum bu guzel enerji veren destekliyen yazilariniz icin tesekur ederim anlamak icin iki kere okuyorum iyiki mor alev var yolumuz ufkumuz acik olsun sevgili dostlar
BeğenLiked by 1 kişi