Gelin bugün içinizde bir barınak yaratma ihtiyacınızdan konuşalım. Belki, böyle bir düşünce son zamanlarda yaşanılan yeryüzü temelli olayların sayısı düşüldüğünde mantığa aykırı geliyor.
Hepinizin BİR olduğu doğruyken, aynı zamanda doğru olan şey bir başkasını kurtarmaya çalışmadan önce sizin de yüzmeyi öğrenmeniz gerektiğidir. Bundan dolayı, dünyanın bu değişim sürecinde korkularınız ve kurban yaratma ya da kurbanlara yardım etme ihtiyacınız verimli değildir. Verimli olan neşe-keyif-coşkunuz ve öz-sevginizdir.
Diğerleri acı çeker görünürken, neşe-keyif-coşkulu hissetmek nasıl mümkün olur? Biz sokaklarda dans etmenizden bahsetmiyoruz, fakat onun yerine söylediğimiz şey şudur: Dünya çapında şu anda gerçekleşen fırtınalar, yangınlar, askeri hareketler ve diğer olaylar tarafından etkilenenler, bulundukları bu anda bile kendilerine en uygun şekilde hayatlarını geri alma yeteneğine sahipler ve elbette tabiata en uygun şekilde.
Korkularınız, 3D modellere göre neyin önemli olduğuna ve nelerin olması gerektiğine olan inançtan kaynaklanıyor. Bunun yerine, yeryüzü olayları yeni normalinizin bir parçası. Yeryüzü kendi varlığından molozları, atıkları, enkazları kaldırıp yok etmek için sarsılıp silkeleniyor, aynı sizin ruhunuzun karanlık gecesinde yapmış olduğunuz gibi.
Elbette, böyle bir düşünce varlığınızda daha da fazla korku yaratıyor. Çünkü sizler 3D barınma ve giyinme ihtiyaçlarınızı tam olarak anlıyorsunuz. Aslında bu yeryüzü-silkelenmesi sizleri hepiniz tarafından kullanılacak yeni yaratımlara zorluyor.
Bu, yeni çağda yeni bir dünyadır. Bundan dolayı varoluşunuzun modeli ya da kabul edilebilir olanlar da değişiyor. Belki doğal ikamet yapılarınızın artık genel olarak kullanılmadığını gözden geçirirseniz daha iyi anlayabilirsiniz – Birleşik Devletler ovalarındaki çim kulübeler, bazı Amerikan Yerlilerinin taşınabilir konik çadırları ya da İngiltere’nin saz çatıları ve kerpiç/kil/deniz kabuğu binaları gibi.
Böyle yapılar bir zamanlar yaşanabilir düşünülse de, çoğunuz bugün onların içinde yaşamıyorsunuz. O yapıları evleri olarak görenlerden çok da farklı olduğunuz için değil, daha rahat ve daha sağlam yapıları norm (model) olarak kabul ettiğiniz için. Bütün dünyada farklı şekillerde yok edilmekte olan şey işte bu normdur.
Eskiden geçerli olan artık geçerli değil. Şimdi geçerli olansa henüz ortada yok.
İşte böylece, hem yeryüzünün hem de insanlığın ihtiyaçlarını içeren bir yaşam tarzına doğru teşvik ediliyorsunuz – artık yeryüzünün insanların yönlendirmesini takip etmesini beklemeden.
Geçmiş haftalardaki yıkımın çoğu, yeryüzünün ihtiyaçları ve doğal korumalarına karşı mantıkta yaratılan evler ve yaşamların sonucudur. Çayırlar, ormanlar, resifler, bataklıklar, yeraltı su havzaları, çöller ve saymaya devam edebiliriz, tam da doğru insan evini ya da sanayi bölgesini yaratmak için buldozerlerle yok edildi.
Doğal felaketleriniz insanlık ve tabiatın birlikteliğini yaratmayan insan kibriyle ilgili.
Şehirler, evler, su dağıtımı ve hatta dinlenme/eğlenme alanları bile sıklıkla bulunduğu bölgede doğal olanın tam tersi şekilde tasarlanıyor.
Yeni evler, yeni mahalleler inşa edenlerin hayallerinin doğayla çok az uyumu var. Bundan dolayı bu yapıların pek çoğu doğal güçler tarafından yıkıma uğradı ya da uğrayacaktır.
Bu bir cezalandırma değildir. Bu gerçeğe gözlerin açılmasıdır. Belki siz de ruhun karanlık gecesinde buna benzer bir şeyler yaşadınız. Bir zamanlar tanıdık ya da güya sevecen görünen, gözlerinizden perde kalktığında öyle görünmedi.
Yeryüzü için de aynen böyle. Yeryüzü insanlığın onu kontrol etme ihtiyacını kabul etti. Yağmur üretmekten, doğal orman yangınlarını engellemeye, sel alan deltalarda ve deniz kıyısında inşaata kadar. Ağaçlar kesildi, araziler dümdüz edildi, evler ve sanayi bölgeleri ne yeryüzü ne de insanlık için doğal olan yerlerde yapıldı. Bunun sebebi ise, Birleşik Devletler çölündeki evin, kuzey bölgelerindeki evin aynı görünmesine dair 3D rüyanın herkes tarafından gerçekleştirilebilmesiydi.
Dünyanın her yerinde benzer hareketler görülebilir. Aradaki fark, diğer ülkelerdeki bina ve aktivitelerin de o ülkenin en değerli yeryüzü ihtiyaçlarını göz ardı edecek şekilde yapılmış olmasıdır.
Bu sizler kerpiç evlere geri döneceksiniz demek değildir fakat sizlerin de gördüğünüz, depremler, orman yangınları, iklim anormallikleri, belli bitki ve hayvanların soyunun tükenmesi, zararlıların yayılması, hastalıklar, vs. gibi sonuçlarla yeryüzünü yönetmek ve kontrol etmeye çalışmak yerine yeryüzüyle birlikte yaşamayı öğrenmeniz demektir.
Yeryüzünü kontrol etme ihtiyacınız birkaç yıl önce bile düşünemeyeceğiniz şekillerde ters tepiyor. Uzaya bile genişleyen bir ihtiyaç, aynı okyanuslar ve su sistemlerinizde bulunan insan molozlarının yaptığı gibi kullanılmış silahlar ve uyduların etrafta amaçsızca dolandığı bir uzay.
Ne yapabilirsiniz? İzin verin, tekrar neşe-keyif-coşkunuza dönelim. Gelecekten korkmak yerine, siz ve diğerlerinin nasıl tabiatla uyumu yaratabileceğini düşünelim. Ne insanlık, ne de tabiat acı çekmek üzere yaratıldı. Fakat, çoğu insan finansal, duygusal, ruhsal insan rahatlığını sağlamaya çalışırken, tabiatın ihtiyaçlarını düşünmediler.
Yeni ikametler nasıl hem ekonomik olabilir hem de doğanın kendine bakma özgürlüğünü azaltan ya da saf dışı eden bir başka gri ya da bej ev yaratmak yerine nasıl yeryüzüyle kaynaşabilir?
İşte son yeryüzü değişikliklerinin neşe-keyif-coşkulu yanı budur, insanlık VE tabiatla rahatça akan yeni tasarımlar ve süreçleri düşünerek heyecanlananları teşvik etmektedir. Bunlar geçmişin sadece insanlığa hizmet eden ve yeryüzünün doğal şifalandırıcı güçlerini inkâr eden tasarımlarına benzemiyorlar.
Kendinizin ve tabiatın sifalanmasına izin verirken, onunla birlikte şifalanın. Şimdi yeni tasarımlar, yeni yaratımlar zamanıdır – sizin neşe-keyif-coşkunuz budur. Diğerlerinin hayatlarının yıkılması değil, onun yerine daha iyi ve hiç olmadığı kadar uyumlu yaratımlara bir çağrıdır bu. Öyle de oldu. Âmin.
***
Sevgili Dostlar, geçen hafta söz verdiğim gibi hızla çevirilere devam ediyoruz. Fakat o kadar çok bilgi geliyor ve öyle günceller ki, önceden planladıklarım yerine yeni gelen mesajları çarçabuk sizlere iletmeye çalışıyorum. Bu mesaj, 12 Eylül tarihli. Ve anladığınız gibi, bütün dünyada hissedilen doğal felaketlerin sebebini bizlere anlatıyor. Hepimizi tekrardan doğayla dost olmaya uyandırıyor.
Geçen hafta yayınlamış olduğum “yaşadığımız dönem üzerine düşünceler” yazısında bu olası gelişmelere biraz kenarından değinmiş, daha uzun dönem astroloji ve enerjilere bakmıştık. (Bağlantısı burada) Uranüs, Koç’un son derecelerinde fakat etkisi şimdiden Boğa’ya uzanıyor ve işte olanları hissediyoruz, görüyoruz. Mayıs 2018’de Boğa’ya tam giriş yaptığında neler olacak çok merak ediyorum. Emlakla, gayrimenkulle, toprakla ve parayla olan ilişkimiz baştan aşağıya yenilenecek. Toprakla ilgili olan her konu öne çıkacak. Önümüzdeki bu döngü, on yılı alacak büyük bir toprak devrimi ve evrimleşmesi dönemi olarak görülebilir.
Mesleği mimarlık, inşaat mühendisliği, vs. gibi inşaat sektörüyle ilgili olan danışanlarıma hep söylediğim bir şey var: “Siz çok değerlisiniz. Siz yeni dünyayı kuracaksınız. Nasıl yaşayacağımızı, nelerde bir araya geleceğimizi, nerede çalışacağımızı siz tasarlayacaksınız.” Ve çoğunun gözlerindeki ifadeyi görüyorum. Bana inanmazlıkla ve mesleklerine karşı olan kırgınlıkla sanki hiç olmayacak bir şeyin hikayesini anlatıyormuşum gibi bakıyorlar. Fakat bu doğru. Sizlere, her çeşit mühendise, ziraattan, enerji mühendisine, mimarlara, araştırma görevlilerine, bilim insanlarına her zamankinden çok ihtiyacımız var. Çünkü çevre dostu ve kullanışlı çözümlere ihtiyacımız var.
Ruhani bir şeyler yapmak için mutlaka şifacı, sanatçı, müzisyen olmamıza gerek yok. Matematiğin ve bilimin sihirli gücüyle yaşamı hepimiz için daha olumlu ve sevecen kılmaya ihtiyacımız var. Ve siz Bilge Baykuş Mühendisler, Mimarlar, içinize sinen işler yaptığınızda, işinize güvendiğinizde, yeni çözümler getirdiğinizde zaten ruhanisiniz.
Dizel arabaların ortadan kalkacak olmasına seviniyorum, fakat örneğin, çimento fabrikaları ne zaman bütün dünyada kapatılacak merak ediyorum. Bunun için ihtiyacın ortadan kalkması gerekir. İhtiyacın ortadan kalkması için yeni malzemeler kullanılmaya başlanmalıdır. Bunu yapacak olan mimarlar, mühendisler, müteahhitlerdir. Sizler, kelimenin tam anlamıyla ışık işçilerisiniz.
Biz daha az teknik kişiler ise seçimlerimize dikkat etmeliyiz. Bizler daha iyisini, daha doğa dostu seçenekleri talep etmeliyiz çünkü bu işler tek taraflı gelişmiyor. Bahsettiğim bir köye taşınıp orada eski çözümlerle yaşamak değil, bahsettiğim metropollerde bile yeni çevre dostu seçeneklere yönelmek. Örneğin, güneşin ülkesi Türkiye’de büyük şehirlerde neredeyse hiç güneş enerjili ısınma sistemi görememek beni inanılmaz şaşırtıyor. Neden bu ülkede güneş enerjili kiremitleri görmüyoruz? Neden doğalgaza yükleniyoruz? Ve daha bir sürü soru… Evet, özür dilerim, biraz söylendim, biraz da uzattım ama işte böyle her seçimimizde sevgi gibi hissettirene yönelirsek, Gaia ile uyumlu sağlıklı ve verimli yaşamlar yaratabileceğimizden eminim.
İçinizdeki neşe-keyif-coşkuyu tüm dünyaya yansıtmanız dileğiyle…
Bu mesajı ileten Brenda Hoffman ve aracılık ettiği Işık Varlıklarına çok teşekkürler. (www.LifeTapestryCreations.com).
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak, böylece potansiyelinizin tamamını gerçekleştirmek üzere Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
😍🙏✌💓
Windows Phone’umdan gönderildi
________________________________
BeğenLiked by 1 kişi
çok teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Son zamanlarda yayınlanan yazılarda hissettiğim bir şey var; hazırlanın mesajı. İnsanoğlu yanlış adımlarla doğayı zora sokuyor. Yaşadığımız afetler, küresel Isınma etkileri, nesli tükenmekte olan hayvanlar hep bunların sonucu. Böyle giderse ‘ doğal’ olarak nasıl sonuçlar çıkacak biliyor ve yaşıyoruz da. Fakat özellikle ülkemiz için daha Yıkıcı sonuçlar gelecek gibi bir hissiyata girdim son mesajlardan. Sanki bu Sürece hazırlık gibi geldi… Dilerim hepsinin üstesinden gelebiliriz sevgi ve bağlılık gücüyle…
BeğenBeğen
Sevgili Çeşminaz, bu bahsettiğiniz sizin korkunuz. Korkularınızı salıverin. Neden burada daha yıkıcı sonuçlar olsun? Herhangi bir yerden farkımız yok. Bütünden de kesinlikle ayrı değiliz. Acaba, kendi sevdiklerinizin veya kendinizin başına bir şeyler gelmesinden mi korkuyorsunuz? Peki, bahsettiğiniz yıkıcı sonuçlar ne olabilir? Bunların üstesinden nasıl gelirsiniz? Bu soruları sorduğunuzda salıverilmesi gerekenler de ortaya çıkacaktır. İçiniz rahat olsun. Biz buraya bu korkuları temizlemeye geldik. Sevgilerimle
BeğenBeğen
Muhteşem bı yazı teşekkürler.bi mühendis olarak ilk kez isime farklı bı açıdan bakmam farkindaligina ulaştım.Son 1 haftadır meditasyonlarimda tüm dünya mor alev enerjisi ile yıkanırken ,sevgi selinin de aynı anda çok güçlü aktığını hissediyorum.ve kulaklarimda nedense We’ re the world şarkısı cinlarken ,tüm insanlık kol kola, omuz omuza yepyeni bir dünya inşa ediyor .eşzamanlı hissettiklerimiz için çok mutluyum .yeni dünyada herkes sevgi dolu,neşe dolu,keyif dolu.sarkilar söylüyor ,dans ediyoruz.telas yok ,endise yok.çocuklar gülerek oynuyor.ve 1 haftadır güne yüzümde güzel kocaman bi tebessüm ile başlıyorum .bu duyguyu hissetmek muhteşem.
Şükürler olsun
Sonsuz sevgilerimle
BeğenLiked by 1 kişi
Harika mükemmel👏🏼Bilge enerjiler yayildikca,dogayi kurtaran mimar mühendislerin cogalmasini diliyorum🙏🏼Ve inaniyorum ISIK iscilerimiz cogaliyor🙏🏼Tesekkür ederim🙏🏼
BeğenLiked by 1 kişi