Bugün özgürlük hakkında konuşmak istiyoruz. Dünyanızdaki herkes özgür olmak istiyor. Çoğunuz kendinizi özgür olarak düşünüyorsunuz. Evet, biliyorsunuz hala daha gerçekte tutsaklık yaşayan ruhlar maalesef bulunuyor. Fakat çok şükür bu siz değilsiniz. Siz özgürsünüz. Özgür bir toplumda yaşıyorsunuz.
Çeşitli derecelerde bu doğru görünüyor. İstediğiniz yere gidiyor, istediğinizi yiyor, istediğinizi giyiyorsunuz ve kimse size ne düşüneceğinizi dikte etmiyor. Çoğu yerde, kendinizi böyle tarif edersiniz, değil mi? Moda olan yerlere ne sıklıkta gidiyorsunuz? Ne sıklıkta kabul edilebilir olduğunu düşündüğünüzü giyiyorsunuz? Ne sıklıkta zihninizdeki sesi memnun edecek seçimler yapıyorsunuz, hani o “yapmalısın” diyen sesi?
O ses kime ait? Biz diyoruz ki, aslında o ses tanıyın ya da tanımayın, pek çoklarının birleşmesinden oluşmuştur. O sizi yetiştiren ebeyenlerinizdir. O toplumunuzdur. O sizin tarihinizdir, hatırladığınız ve bilmediğiniz. En iyi aileler bile hayat için hazır olmanız konusunda çok dikkatlilerdi. Elbette öyleydi. Ve birçoğu bunun hayatta yüz yüze gelebileceklerinizle başa çıkabilmeniz için, kendi öğrendiklerini öğretmek olduğunu düşünüyorlardı. Bu, nihayetinde kendilerine öğretilmiş olanlardı. Bu, size hizada kalmanızı söyleyen toplumdur. Bu, size neyi kabul edip, neyi kabul etmeyeceğini söyleyen ödül ve ceza temelli yönetiminizdir. Bu, size ne yapıp yapamayacağınızı, neye sahip olup olamayacağınızı ve bir şeyi geçmişte yaptığınızda ya da yapmadığınızda sonuçların ne olduğunu söyleyen, bilinçaltınıza yazdığınız korkularınız, kaygılarınız ve yetersizlik hislerinizdir. Kendinizi kendinizden korumak için benimsediğiniz bütün kurallardır. Bu korkudur.
Tüm bu sesler, kendi hafızanızın da eklenmesiyle bir hikâye yarattı. Buna “Ben Kimim ve Neleri Yapabilirim” hikayesi deyin. Hikâye kitabını satın aldınız (buna inandınız) ve istendiğinde kelimesi kelimesine ezberlediğinizi anlatabilirsiniz. Gerçekte, bunu sürekli zihninizde yapıyorsunuz. En sevdiğiniz bölüm ise “Yapamayacağım, Olamayacağım Şeyler” bölümü, sahip olamayacağınız şeyler, farklı şekillerde olamayacağınız şeyler.
Ve bu hikayeler sizi hizada tutuyor. Neden? Sizi hizada tutuyor çünkü onları incelemiyorsunuz. Sizi hizada tutuyorlar çünkü pek çok yaşam boyunca, kim olduğunuzu ve gerçek değerinizi öğrenmediniz. Size anlatılan hikâyeyi kabul ediyorsunuz. Uyanmakta olanlarınız bile, hala daha içlerinizde daha derine kazdıkça daha fazlasını keşfetmeye devam ediyorsunuz. Ve daha fazla kazmak, daha da fazla şeyler yapmak, daha da fazla şey öğrenmek üzere kazı yapma yollarını aramaya devam ediyorsunuz. Ve cevap her zaman aynı.
Sizlere pek çok şekillerde, pek çok dilde, pek çok hikâye ve örneklerle, diğer her şey başarısız olduğunda kabul etmeniz gereken ve edeceğiniz bir gerçeği söylüyoruz. Anahtar sizsiniz. Cevap sizsiniz. Siz, yüzleşmediğiniz mükemmel İlahi çocuksunuz… buna rağmen, tam da görüntünün dışında duruyorsunuz… o perdenin arkasında… perde sadece bir perde. Arkasına bakın. Orada bir sürpriz kutlama bekliyor, hepiniz davetlisiniz.
Derinden ve koşulsuz seviliyorsunuz. Her zaman sevildiniz.
Konsey ve Ron Head’e çok teşekkürler. (ronahead.com)
Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Mor Alev 
Çok etkileyici…teşekkürler Mor Alev! Eline ve ruhuna sağlık 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Perdenin arkasını görmeye niyet ediyorum. Teşekkürler.
BeğenLiked by 1 kişi
Mükemmel bir zamanda gelen icime ferahlik veren ışık dolu mesaj …
Çok teşekkür ederim. Korkuları aralayip hayata güvenme zamanı 💖💖💖
BeğenLiked by 1 kişi
biliyorum…..
BeğenLiked by 1 kişi
Günaydınlar, 1309 09:47, yine içimi ısıtan, öze dönüşte rehberlik eden bir paylaşım. Teşekkürler, çünki öyle! Sevgiyle.
BeğenLiked by 1 kişi