Günün Melek Kartı – Kurtuluş, Veda ve Yeni Başlangıç

Son ve başlangıç bir arada. Dönüşüm devam ediyor.

Bu kart veda anlamına gelir. Kurtulma ve son ‘YENİ’ ye, yeni gelene yol açar; bu kartın kendisi ilk olarak ‘SON’ u gözlerimizin önüne serer. Bu arada büyük ihtimalle bu son bizim tarafımızdan uzun zamandır dilenen, özlenen kurtarıcı bir sondur. Ama bu son acısız gelmez. Ancak olaylar kesinlikle doğal gelişir ve kaçınılmazdır. Korkularımızla yüzleşiriz ve artık bir şeyden kurtulmanın zamanının geldiğini anlarız. Bunun sonu ruhsal evrimleşme, tabuların yıkılması, çok daha derin bir anlayışa sahip olarak yeniyi kucaklamaktır.

Melekler bize diyor ki:

Bu proje, bu evre bitti. Yolunuza devam edin. Burada kalmanın bir faydası yok. Yeniye yer açın. Bu bitiş bir süre sonra sizi inanılmaz bir şekilde rahatlatacak. Değişime ayak uydurmak için zaman ayırın. Çok acele etmeyin. Kendinizi dinleyin ve kendinize iyi davranın.

Arkadaşlar, bence bu kartın iki yüzü var. Bir yüzü artık alıştığımız değişim mesajını tekrar tekrar vermesi, diğeri ise biz istesek de istemesek de bunun olacağını bize söylemesi. Geçen gün ‘Ay’ kartıyla yaptığımız çalışmanın aynısını öneriyorum bugün. Oraya yazdığım iki kısa duayı bugün ve bundan sonraki günler ve haftalarda korunma ve arınma aracı olarak kullanabilirsiniz.

Bir mesaj daha var:

Melekler ve yüksek benliğimiz o kadar yüce, sevecen ve bilge ki, beni her gün şaşırtıyorlar. Bu kartı çekmeden önce  bugünün 30 Ağustos olduğunu, ve aslında tarihimizde bu kadar önemli bir günün (buna 19 Mayıs, 23 Nisan ve 29 Ekim’i de ekleyebilirim) hiç de layıkıyla anılmadığını düşünüyordum, yani ne bir güzel belgesel var ortalıkta, ne de ‘gerçek’ gerçeklerden bahseden tarihçiler. O yüzden bugünün kartı bana birden bire ‘Kurtuluş’ dediğinde buraya bu kelimeleri yazmak zorunda olduğumu biliyordum. Bakın ben çift vatandaşlığa sahip biriyim. Her iki vatanım da benim için çok değerli ama değişim, cesaret, kahramanlık gibi özelliklerle birlikte ilerici düşünce, kişisel bağımsızlık, insan hakları, fırsat eşitliği, inanç özgürlüğü, cinsiyet eşitliği gibi hala günümüzde çok önemli konularda böyle bir hızlı evrimleşmeden geçmiş olan Türkiye gibi hiçbir millet, hiçbir ülke yok. Ne kadar şanslı olduğumuzu, ne kadar gururlu olduğumuzu ve ne kadar müteşekkir olduğumuzu göstermeliyiz.  Eskiye biz çoktan veda ettik. ‘Kurtuluş’ savaşına başladığımız gün ‘Artık biz saçma savaşlarda bir bencil hükümdarın hırsı için çocuklarımızı kaybetmek istemiyoruz, biz kendi vatanımızda bağımsız, bolluk ve barış içinde yaşamak istiyoruz’ dedik. Ve dediğimizi de yaptık.

Melekler ve Ustalar diyor ki, eğer bulunduğunuz yerden mutlu değilseniz ne geçmişi, ne etrafı, ne de ‘dış mihrakları’ suçlayın. Kendi içinize bakın. Ne değişmeli, ona karar verin, önce kendinizi değiştirin sonra da çevreye olan davranışlarınızı. Bizim büyük dedelerimiz ve ninelerimiz öyle yaptılar ve harekete geçtiler. Bugün onların sayesinde buradayız.

Teşekkürler Michael ve Gabriel!