Eyvah! Gerileyen gezegenlerim var!

Sevgili Dostlar, 2021 baharının ilk Pazartesine hoş geldiniz! Bu mevsime her şeye rağmen biraz daha iyimser başlayalım, bugün bir aydır bir kenarda saklı tuttuğum bir Steven Forrest blog mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Yıllardır hem yazıyorsunuz, hem de danışanlarımdan duyuyorum… “Şu, bu gezegen doğum haritamda geriliyormuş, benim hiç sağlıklı ilişkim olmayacak mı, ya da ben hiç refaha eremeyecek miyim?” Haritalarına baktırıp depresyona girenlerle, hatta bu hayattan bütün ümidini kesenlerle, tüm arzularına veda edenlerle bile karşılaştım! Tabii, haritada adına “zor” denilen açılar ve gerilemelerin birer lanet olduğuna, sizlerin bilerek ve isteyerek doğmadan önce sefaleti, kederi seçtiğinize kesinlikle inanmıyorum. Peki bu açılar ve gerilemeler ne anlama gelir? Benim deneyimime göre bunlar aynı zamanda en büyük potansiyelin bulunduğu alanlardır. Ve eğer bunlardan öğrenip ilerleyemeyecek olsanız asla ve asla haritanıza eklemezdiniz. Bu açılar birer armağandır tek eksikleri süslü püslü paketlenmemiş olmalarıdır!

Bugün Steven Forrest’in sevecen ve mizah dolu sesinden gerileyen gezegenlerin ne anlama gelebileceğini birlikte öğrenelim (forrestastrology.com)

Doğum Haritanızda Gerileyen Gezegenler

Eyvah! Ben doğduğumda Merkür geriliyordu! Lanetlendim mi? Bana yapılan ödemeler hayatım boyunca postada kayıp mı olacak? Bagajım hiçbir zaman bulunduğum şehre ulaşamayacak mı? 

Gerileyen gezegenler sıklıkla insanları korkuturlar, sanki “geri” durumdaki gezegenlerle doğmak yanlış bir şeymiş gibi. Ancak, çoğunluğumuzun en az bir gerileyen gezegeni vardır ve sıklıkla bu sayı birden fazladır. Bunlar haritanızdaki yüksek uğursuzluk kaynakları da değildir. Sadece ileri hareket eden gezegenlerden farklıdırlar. Biraz da baskın elin sağ yerine sol olması gibi.

Diğer her şeyden önemli olan prensip işe şudur, öncelikle kimsenin doğum haritasında “kötü, bozuk” olan hiçbir şey yoktur, asla! Evrenin temel kanunları bunu olanaksız kılar. Doğum haritanız mükemmeldir. Gerileyen gezegenler, kare açılar, zıtlıklar, Mars, Satürn, Plüton – tüm “kötü adamlar” – onların her birine ihtiyacımız var ve onlar size “iyi” gelebilir. Bu felsefi bir bakış açısıdır tabii, fakat bunu anlamak kritik önem taşır, en azından evrimsel astroloji bağlamında. (Eğer haritanızdaki bir takım konfigürasyonlar tarafından felakete mahkûm edildiğinizi söyleyecek bir astrolog tercih ediyorsanız, size bazı tavsiyelerde bulunabilirim.)

Kolunuzu tam önünüze uzatın ve işaret parmağınızı kaldırın. Şimdi parmak ucunuza sol gözünüzle bakın, sonra da sağ. Parmağınız doğal olarak arka plandaki görüntünün önünde bir sağa bir sola sıçrıyormuş gibi görünür. Plüton’a Mart ayındaki yıldızlı arka planın önündeyken bakın, bir de Eylül’de tekrarlayın. Parmağınız gibi sıçradı. Çünkü Mart ayında dünya yörüngesinin bir tarafındaydı, Eylül’de ise tam öbür tarafta. Sağ gözünüzle, sol gözünüzün arasındaki 186 milyon milmiş gibi – ve bu da Plüton’un sıçramış gibi görünmesi için yeterince uzak. 

Gerçekte, Plüton elbette yörüngesinde ağır ağır ilerlemeye devam etti. Sadece bizim değişmiş bakış açımız onu gerilermiş gibi gösterdi. İşte gerileme hareketi böyle çalışır. Ve işte bu yüzden bütün gezegenler gerileyebilir – hepsini hareket halindeki bir gezegenden seyrediyoruz, sanki bir atlıkarıncadayız. Sadece ay ve güneş bundan etkilenmezler

Yinelersem, bir gezegenin gerilemesinde hiçbir sorun yoktur. Ancak, bir gezegen bu durumdayken doğarsanız, bazı ayırt edici nitelikleri vardır. Astrolojideki diğer her şey gibi, bunu doğru ya da yanlış yapabiliriz. Haydi, önce bunun nasıl olumlu olabileceğine odaklanalım, sonra da bu denklemin olası karanlık tarafına bir göz atalım. Önce ayrılmaz bir temel noktayı anlayalım: Gezegenler dünyada harekete geçer. Onlar astrolojide ve hayatta aktif bileşenlerdir. Onlar bir şeyler yaparlar. Ruhları genellikle “Haydi ileri – marş marş!” dır.

Bunların hepsi basitçe bir hedefe nokta atışıdır, yeter ki gezegen ileri harekette olsun. Daha önce gidilmemiş yere cesaretle gitmektir – en azından içinde bulunulan döngüde. Yeni derecelere girer, bu da taze alanlar anlamına gelir. Fakat bir gezegen geriliyorsa, tam tersi yöne gidiyordur, gelecek yerine geçmişe. Bu dünyada harekete geçmeyi bırakmış değildir, ama enerjisinin bir kısmı çekilmiş ve iç dünyaya, yarın yerine geçmişe dikkat vermek üzere yeniden tasarlanmıştır.

  • Harekete geçmek yerine, derin düşünceye eğilimlidir.
  • Nesnellik yerine öznelliği sever.
  • Geleceğe bakmak yerine, geçmişi düşünür.
  • Dışarı gitmek yerine içeri gider.
  • Dışa dönüklük yerine içe dönüklüğe yatkındır.
  • Ortak gerçeklikle uzlaşmak yerine, kendi düşüncelerine sahiptir – ve düşüncelerini kendine saklar.

Gerileyen gezegenlerle ilgili karanlık düşünmeye meyilli astrologlar arasında sıklıkla “kendilerini ifade etmekte zorluk çektikleri” görüşü hakimdir. Bu gözlemde bir gerçek payı da vardır tabii. Fakat, bu çekinikliğin bir çeşit kusura delalet olarak görülmesine karşı dikkat edilmelidir. Kimi tercih edersiniz, hiç düşünmeden fevri davrananı mı, konuşmadan önce değerlendireni mi? Kolay soru, değil mi? Gerileyen gezegenler o ikinci kişi gibidirler. Yani, kendilerini ifade etmekte zorlanmaktan çok, bunu yapmaya pek de hevesli olmazlar.

Zihninizde altıncı sınıfa geri dönün. Sınıfınızda sessiz bir kız var, belki de kalın gözlüklerinin ardına saklanıyor. Öğretmen onu seçtiğinde, her zaman cevabı biliyor ama pek de kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Onun gibi çocuklarda bir sorun yoktur ama çok iyi tanınamazlar. Eğer öbür çocuklar onu düşünürlerse, biraz gizemli olduğuna karar verebilirler…  ama gerçekte onu düşünmezler bile. Doğum haritasında yedi gezegen geriliyor ve o da öyle davranıyor.

Yıllar sonra, büyük bir sınıf toplantısı olur. “Sessiz kız” şimdi çok iyi tanınan bir romancı. Merak edip çoksatan romanını alırsınız. Bir de bakarsınız ki, tuhaf bir şekilde tanıdık gelen okulda geçmektedir. Okudukça karakterleri tanımaya başlarsınız. Çok çabuk kibirli ve gösterişli tarih öğretmeniniz olduğunu anladığınız, müthiş bir kavrama gücüyle yazılmış bir portre vardır. O ve bir plastik ördekle olan macerasını okurken, kahkahalarla gözlerinizden yaşlar akmaktadır. Birkaç sayfa ilerlediğinizde, sınıftaki en kendiniz beğenmiş “güzel kızı, en ukala “kaslı oğlanı” aradan yakalarsınız. Herkesi en zeki, en keskin şekilde tutturmuş. Ve çok geçmeden bir sonraki bölümde kendinizi bulmamak için dua etmeye başlarsınız.

Okul günlerinde, romancımızın söyleyecek çok şeyi yoktu – ama tek bir detayı bile kaçırmadı. Hiç olmamaktansa geç olsun, şimdi onun gerileyen gezegenlerine bakıyorsunuz. İyice derine ekilmiş nergis soğanları gibi, çıkıp çiçek açmaları daha uzun sürdü, ama açtıklarında, yediveren oldular. O komik, delici içgörülere on bir yaşındayken de sahipti ama paylaşmaya hazır olduğunda kırkına gelmişti.  

Gerileyen gezegenler dünyadan geri çekilmeye aktif, direkt gezegenlerden daha fazla yatkındır. Bu da demek oluyor ki, müşterek anlaşmayla oluşturulmuş gerçekliğin çekim gücünden belli bir derecede özgürdürler. Örneğin, hepimiz “kahkaha yogasını” duyduk. Bir grupta birisi görünüşte hiçbir sebep olmadan gülmeye başlar. Çok geçmeden diğer herkes de gülmeye başlar. Veya bir tiyatroda birisi öksürür, ve tahmin ettiniz, ardından bir başkası da öksürür. Biz insanlar sürü yaratıklarıyız. Ancak tahminim şu ki, güçlü gerileme etkisi altındakiler o şartlar altında gülmesi ve öksürmesi çok daha az olasıdır. Gerileyen gezegenlerle, grup tarafından güdülmeye karşı bir şekilde bağışıklık vardır.

Bu fikrin doğuş noktası hakkında çok emin olmasam da, dâhilerin doğum haritalarında gerileyen gezegenlerin olduğunu çok duydum. Bu düşünceyi oldukça mantıklı buluyorum, konu hakkında çok fazla tek-boyutlu olmadığımız sürece. Tabii ki, gerileyen gezegenleri olan herkes bir dahi değil. Ve dahi olmakla alakalı başka faktörler de var, örneğin çok güçlü Uranüs ya da Kova etkileri veya sınır dışına taşan gezegenler gibi. Yine de, tüm dâhilerin öne çıkan niteliklerinden biri alışılmışın dışında düşünmeleridir. Grup düşüncesine karşı nispeten bağışıklık taşırlar. Sadece diğerleri güldüğü ya da öksürdüğü için aynını yapmaya da daha az meyilli olduklarını düşünüyorum. Ve o “dahi nitelikleri”, aynı zamanda gerileme nitelikleridir.

Evrimsel astrologlar olarak biz diğer astrologların pek düşünmediği bir soruyu hep sorarız. İşte bundan dolayı sahip olduğunuz doğum haritasına sahipsiniz. Haritanıza, doğduğunuz gün sahip olduğunuza göre, ona sahip olmanıza sebep olan şeyin doğumunuzdan önce olmuş olması gerekir. Biz bütün bunları anlamak için reenkarnasyon dilini kullanırız. Dolayısıyla, acaba neden gerileyen gezegenleri seçmiş olabilirsiniz? Bu da çok çabuk bizi derinlere sevk eder, ancak basitçe ifade edersek, o gezegenler sizi geçmiş yaşamlardan yanınızda getirmiş olduğunuz meselelerin karmik köklerine inebilmeniz için gerekenlerle donatırlar. Örneğin, Venüs geriliyorsa, bu hayatta size “garip bir şekilde tanıdık” gelen insanlarla karşılaşacaksınız. Onlarla birlikte bir çeşit karmik düğümü çözmeyi amaçlıyorsunuz –  “gerileme” geçmişinde olmuş olan bir şeyi, siz doğmadan önce.

Ya gerileyen gezegenlerin karanlık tarafları? Astrolojideki diğer her şey gibi, işi berbat etmenin yolları vardır. Örneğin, o nergis soğanlarını öyle derinlere gömebiliriz ki asla gün yüzü görmeyebilirler. Gerçekten “kendilerini ifade etmekte zorlanırlar” demek kolaydır ancak bu eleştiriyi ikinci bir bakış açısıyla dengelemeliyiz. Düz giden gezegenler kendi fikirlerine sahip olmakta zorlanırlar.

Ölen bir şairin tomar tomar ışıltılı ancak basılmamış şiirlerinin yatağının altındaki bir kutuda bulunduğunu düşünün. Kimse tek bir kelimesini bile okumamıştır. Belki bu gerileyen Merkür (ses) veya Venüs’e (sanat) verilen zayıf tepkinin etkisidir. 

“Koltuk maceracısını” düşünün, asla bir okyanusu geçmeye ya da bir dağa tırmanmaya cesaret edememiş. Acaba bu gerileyen Mars olabilir mi?

“Astroloji hayranını” düşünün, kırk yıl boyunca okur ama asla ihtiyaç halindeki bir arkadaşıyla oturup onun geçişlerle acı çeken haritasını konuşmaz. Uranüs gerilemesi?

“Trajik romantiği” düşünün, bütün bir ömrünü aşk özlemiyle geçirmiş ama asla birini sevme riskini almamış. Yedinci evde gerileyen Satürn’e mi bakıyoruz?

Asgari ücretle çalışan birini düşünün, bir düzine milyon-dolarlık iş veya ürün fikri var ama hiçbirini deneyecek kadar yürekli değil. Bu onuncu evde gerileyen Jüpiter mi?

Yine, buradaki amacımız gerileyen gezegenlerin kendi tehlikeleri olduğunu tanımaktır ama evrimsel astrolojiye göre bu diğer tüm olası kombinasyonlar için de geçerlidir. Gerileyen gezegenlerin kendine has özelliği ise “çok derine ekilmiş” olmalarıdır ki, o zaman çiçekler asla açmayabilir.

 Ancak o çiçekleri açmak için çaba gösterirsek, sabırla ama yılmadan, parfümleri bir şehri, bir ülkeyi veya bir yüzyılı doldurabilir. Ludwig van Beethoven’i düşünün. Dört gerileyen gezegeni vardı – Mars, Satürn, Uranüs ve Neptün. Daha pek çok örnek var ama şimdilik biz burada bırakıyoruz.


En son nöroplastisite yöntemleriyle HAYATINIZI AKIŞA AÇMAK, ALMA-VERME DENGESİNİ KURMAK, KISIR DÖNGÜLERE SON VERMEK ve BOLLUĞA EVET! demek için “Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu” bağlantısına tıklayın.

SAĞLIKLI KİLOYA ULAŞMAK ve bedeninizle barışmak için Dönüşümsel Akış ve Bolluk Metodu ile Sağlıklı Zayıflama yönteminden faydalanmak için buraya tıklayınız.

Bu değişim döneminde, “Büyük Resme” ve yükseliş sürecindeki rolünüze dair daha fazla anlayış sahibi olmak, Yüksek Benliğiniz ve Ruh Ekibinizle daha yakın bağlantıda yaşamak üzere, Yüksek Benliğiniz (Yaratan Benliğiniz, Öz-Benliğiniz, İçinizdeki Işık) yönetiminde Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin.


Telif Hakkı©2021 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.

Copyright © 2021 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

14 comments

  1. 22 Mart doğumluyum ve haritamda 5 gezegenim ile kuzey ay düğümüm retro. Astroloji farkındalığım geliştiği zamandan beri retroları olumsuz görmeyi hep reddettim. Üçüncü on yılımı bitirdiğim bugün geriye dönüp baktığımda hayatımda çok önemli dönüşümler görüyorum. Ve iyi ki böyle bir harita ile dünyaya gelmişim.

    Bu muhteşem retro yazısı da bana günün en tatlı armağanı oldu =) Çok teşekkürler Moralev. İyi ki varsınız…

    Liked by 4 people

  2. Sevgili Mor Alev,
    Bu sefer basligi gorunce gercekten agzim bir karis acik bir “aaa!” Cikardim. Cunku sinavimdan kaldigimdan beri(bir hastanede dümdüz hekimlik yapmak disinda, sifaya dair aklimdaki guzel ve tum dunyaya dokunacak projeleri bir turlu gerceklestiremem,yazacak kitaplari ertelemem vs) bir zamanlar bir astrologdan duydugum, meslekle ilgili evimde(sanirim 6.evdi) Satürn gerilemesini kafama takip duruyordum. Dünden beri, bugun yuruyusumde bile surekli “satürn, gerilerken bana cok sey ogrettin ve bu da benim sifaci oldugum ilk hayat zaten degil, bana ne anlatmak istiyorsun, sabirli olmami mi?” filan diye soruyor, onun gucunu hissetmeye calisiyordum. Ben oldum olasi Satürn ve Uranüsü cok severim,ikisi de R gosteriyor haritamda. Ve ustune Neptun ve Pluton da geriliyor bir yerlerde. Ama ben astrolojiden anlamasam da, sezgisel olarak bu gerilemeleri, ozellikle bu R Saturn’un bana cocuklugumdan beri cok sey ogrettigini biliyorum! Onlardan hic korkmadim,haritamda geri kalan her sey cok duzgun cok sansli konumlardaymis hep boyle demislerdi,ben de bu R’lerin hayat maceramin asil kahramanlari olduklarini dusunerek onlari biraz kayirdim 🙂 (Bir de Aslanda ve 12.evimde Jupiter ikamet ediyor,iste bu da bayildigim bir sey,gerilemiyor ama haritamda en sevdigim sey)
    Ve sevgili Steven Forrest’in verdigi ornekteki o kiz sanki benim, gulumseyerek okudum.

    Ve bugun ILK KEZ tam da bu Satürn gerilemesinden korkacakken, “bu endiselenecek bir sey mi gercekten cunku meslekî hayatim hep cok agir ilerliyor, hayallerim hep cok zaman aliyor” derken bu yazi geldi… Kalplerimizin blogla ne kadar bir oldugunu gormekten hic sikilmayacagim! Sonsuz sukranlarimi iletiyorum canim Mor Alev.

    Liked by 1 kişi

    1. Altıncı ev beden, sağlık, şifa, sorumluluklar ve görevler evidir. Doktorun ve hemşirenin evi. Tam sizin mesleğin evi. Sevgilerle

      Liked by 1 kişi

  3. Dün eşimle dalga geçiyordum satürn merkür mars jüpiter retro kendisinde bugün bu yazı bana güzel cevap oldu 🤣 ve o sıradışılığı hep ters yöne gitmek isteyişi ve daha pek çok detay onunla çok uyumlu böyle anlatınca birdaha sevdim huysuz kocamı🤣♥️

    Liked by 1 kişi

  4. Merhaba Mor Alev,
    Bu yazınızı şimdi okuyabildim ama derin etkileri oldu yorum eklemek istedim. Ortaokul döneminde anlattığınız çocuk benim lise yıllarımdı son zamanlarda içimdeki karanlık denilen taraflarla barışıp ben sosyal içedönüğüm diyorum kendime ve bunda eksik bir taraf gördüğüm için ifade etmiyorum bunu aksine kendimi böyle sevdiğim kabullendiğim için. Ancak dediğiniz gibi o sessiz çocuk şimdilerde içinde biriktirdiklerini dış dünyayla paylaşmayı arzuluyor ve size yazılarınızı ses kaydı olarak paylaşma önerimi yapmama sebep olan da arzu idi. Her alanda heybemdekleri 40 ıma yaklaşırken dış dünya ile paylaşmak. Aydınlatıcı bu yazınızı okuyunca bir ışık daha tutulduğunu hissettim yolma. Emeğiniz için derin minnet ve teşekkürlerimi iletiyorum.
    Sevgiler,

    Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.