Baş Melek Gabriel (Cebrail)’den Sevginin Yüzleri (8) : ONURLANDIRMAK

AtaturkDeğerli Sevgililer,

Haydi bugün Sevgi’nin niteliklerinden biri olarak bilinen “Onurlandırma” hakkında konuşalım. Bu nitelik;

Karşınızdaki kişiye, öncelikle Yaratan’ın İlahi bir kıvılcımı olduğundan dolayı, doğal olarak saygı duyma ve onunla olan her türlü etkileşiminizde, bu saygıyı gösterme yetisini içinde barındırır.

Bu nitelik, karşılıklı bir “değiş-tokuştur” Sevgililer. Çünkü iki kişi veya aile, iş arkadaşları, dost grupları arasındaki Sevgi’nin süregelmesi, büyümesi ve genişlemesi için;

-Kişilerin bakış açılarının, karşılıklı olarak daima saygıyla dikkate alınmasına,

-Birbirlerinin iyiliği, güvenliği ve mutluluğunun, karşılıklı olarak her zaman ön planda tutulmasına dair, doğal bir kabulleniş gerekir.

Bir ilişkinin başlangıcında kişilerin birbirine Sevgi “vermesi”, tabii ki mutlu bir değiş tokuştur. Ve her biri, kalplerde hissedilen duygulara hürmet ederek birbirlerine Sevinç ve Neşe yaratma, ilgi ve alaka gösterme çabası içindedir. Kişilere gönülden bahşedilen Sevgi, bütün hediyelerin en güzelidir. Karşılıklı Sevgi “alış verişine”, hiçbir bedel biçilemez. Her şeyin sürekli değiştiği bir Dünya’da, sonsuza dek büyüyerek, genişleyerek ve gelişerek sabit kalan tek olgu, Sevgi’dir.

Bazen kişi birisini öyle çok sever ki, Sevgi denen bu duygunun sağlam bir temele dayalı olarak ilelebet sürmesi adına, her şekilde sevdiğine yardım etmek, gerektiğinde destek olmak, moral ve ilham vermek için, çoğu zaman kendinden verir. Ancak bu Sevgi hafife alınıp, sıradan sayılıyorsa ve aynı şekilde karşılık görmüyorsa, o zaman kişinin Sevgi’si onurlandırılmıyor demektir. Çünkü bir ilişkinin sürmesi ve canlı kalması için, o ilişkinin onurlandırılması (saygı duyulması) gerekir. Aksi takdirde, “Sevgi vermek ve Sevgi almak” arasındaki denge bozulur ve büyük olasılıkla sorunlar ortaya çıkar.

Bir ilişkinin başında belirlenen niyetlere (taahhütlere) sadık kalmak, olgunluk gerektirir. Bireylerin, kendi yüksek suretlerini sergileyerek “İlahi potansiyellerine” ulaşabilme fırsatı bulmaları için, bu ilişkinin büyümeye ve gelişmeye devam etmesi gerekir. Şayet bir ilişkiyi sürdürmek her iki taraf için önemli ve anlamlıysa ve böylece ilişkilerini onurlandırıyorlarsa, o zaman Sevgi onları tamamlar ve her şeyin üstesinden gelir. Sevinç ve mutluluk çoğalır ve hayatları çok daha kolay ve zarafet ile akar.

Ancak taraflardan biri, her ilişkinin bir parçası olan “kabul edilebilir davranış sınırlarını” ihlal ederek ilişkiyi onurlandırmıyorsa, karşısındaki kişide acı, ihanet ve hüzün duyguları yaratır. Çünkü bu ilişkinin sağlamlığına ve güzelliğine olan güven duygusu yıkılmıştır. Üzüntüye sebep olan kişi ise, ilişkinin kutsallığını ihlal ettiği duygusunu yaşar. Böylece her ikisinin de, her şeyin doğru gittiğine dair hisleri zedelenmiş olur. Şayet insanlar birbirleri ile mutlu ve uyum içinde yaşamayı arzu ediyorlarsa, o zaman aralarındaki ilişkiyi her zaman onurlandırmaları gerekmektedir.

İki kişinin arasında oluşan bir ilişkide, üçüncü bir “varlığın” da mevcut olduğu unutulmamalıdır. Bu “varlık” Yaratan’ın enerjisidir. Dolayısıyla bir ilişkinin hayatta kalması ve gelişmesi için kişilerin, tam manasıyla dürüst, şeffaf ve sorumluluk sahibi olmaları gerekir. Şayet bu niteliklere saygı duyulmazsa, o zaman o ilişki işlevsiz hale gelir. Ancak taraflar arasında tekrar dürüst bir iletişim kurulması, aradaki çatlakları ve hizipleşmeleri düzeltecektir ve böylece yeniden mutlu bir ilişki ortaya çıkacaktır.

Her insanın kendisini ve kendi değerlerini bilmesi ve bu değerlerinden dolayı da kendisini onurlandırması, çok önemlidir. Çünkü bu değerler, kişinin Öz’ünün doğuştan gelen parçalarıdır. Ve bu Öz’ün ihlali, yani kişinin inandığı temel değerlerin kabul edilmemesi veya anlaşılmamış olması, mutsuzluğa yol açacaktır. Tüm ilişkilerde, tamamen açık ve dürüst olmak ve karşınızdaki kişiyi onurlandırmak, çok önemlidir. Onlara, size davranılmasını istediğiniz gibi davranırsanız, mutluluk ve sevinç daim olur ve Yaşam harika, paylaşımcı ve sevgi dolu bir maceraya dönüşür.

Bu konuyu düşünmeniz için şimdi yanınızdan ayrılıyorum. Işık aileniz tarafından her zaman çok sevildiğinizi ve size hayran olduğumuzu unutmayın.

BEN Baş Melek Gabriel

Bu çeviri Mor Alev Dostu tarafından yapılmıştır. Kendisine çok teşekkür ederiz. “Sevginin Yüzleri” yazı dizisinin diğer mesajlarını blogun sol tarafındaki “Konular” başlığı altına “Sevginin Yüzleri Yazı Dizisi – Baş Melek Gabriel (Cebrail)kategorisine tıklayarak ulaşabilirsiniz. Dizinin amacı ve bir araya gelme hikayesi ise şu bağlantıda: Yeni Yazı Dizisi – Baş Melek Gabriel (Cebrail)’den SEVGİNİN YÜZLERİ

©2011-2014 Marlene Swetlishoff, http://www.therainbowscribe.com

Telif Hakkı© 2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir
Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

5 comments

    1. Sevgili Özden, lütfen ne demek istediğinizi açıklayın. Bu her okurun gördüğü bir alan ve diğer okuyuculara ve blog sahibine de saygı açısından anlaşılır mesajlar bırakılması hem beni hem de diğer arkadaşları “onurlandırmaktır”. Çok teşekkürler

      Beğen

  1. Gercekten ne hissediyorsam ve neden aci cekiyorsam ertesi gun bu sayfada goruyorum. Yukardaki yazi cok anlamli. Acaba basmelek mikail bu sevgi anlasmasi ihlal edilen tarafta olanlara ne yapmasini onerirdi? Bir turlu buna cevap bulamiyorum.

    Beğen

    1. Sevgili Nihal, burada bu sorunun cevabı çok verildi. Sevgi, anlayış ve affetmek… İsterseniz detaylar için eski yazılara bir bakın. Affetmezseniz o duygular sadece sizi zehirliyor. Sevgilerimle

      Beğen

Yorumlar kapatıldı.