Melekler: Yönetim ve Kontrol

Simon PradesSevgili Dostlarımız, Sizleri çok seviyoruz

İç dünyanızın yönetimini elinize alabileceğinizi anladığınızda insan olmak çok güzel bir deneyimdir.

İlahi olanla bağlantınız kesilmiş gibi hissettiğinizde ve dış dünyanızı yönetmeye çalıştığınızda, insan olmak çok zor bir deneyim olabilir.  Bu senaryoda mutluluk geçici bir deneyimdir, andaki gerçekliğiniz paylaştığınız yedi milyardan fazla diğer ruhun ve doğal olayların da işbirliğine bağlıdır.

Gerçekte stres, mutluluğu, huzuru, neşe-keyif-coşkuyu, sevgiyi, güvenliği, bolluğu vb. bulmak üzere dış dünyanızı yönetebileceğiniz yanılsamasının bir yan ürünüdür.

Dış dünyanızı yönetmek ve kontrol etmek üzere mücadele ettiğinizde çok kısıtlı ve kısa süreli bir etkiniz vardır. Ancak, iç dünyanızı yönetmeye odaklanmaya başladığınızda, işte o zaman huzurunuz, neşe-keyif-coşkunuz, bolluğunuz ve güvenliğiniz uzun süreli olacaktır. Dış dünyanız iç dünyanızı teyit etmeye başlayacaktır.

Her anda, düşünceleriniz ve duygularınızla yolunuza çıkacak olan deneyime “iç radyonuzun dalga boyunu ayarlıyorsunuz.” Her dakikada, sevecen bir sonuca olan inancınız sizi ona doğru yönlendirmemize yardımcı oluyor. Her dakikada, korku dolu bir sonuca olan inancınız, biz size yardımcı olmaya çalışırken lütufları ve yönlendirmeleri engelliyor.

Stresi gidermek için kendinize deyin ki:

  • Ben dünyanın tamamını yönetmiyorum.
  • Ben başka kimseyi yönetmiyorum.
  • Ben sadece kendi düşüncelerimi ve duygularımı yönetebilirim.
  • Öyle yaptığımda, dış dünyam değişecektir.

İlk önce, zihniniz büyük ihtimalle isyan edecektir. Bu sözcüklere inanmayacaktır. Onları beğenmeyebilir de. O, ilk önce dış dünyayı değiştirmeniz gerektiğine programlandı.

Hatta eski programlarınız kendilerinin yerine başkalarının geldiğini hissettiği için, çocuk gibi öfke nöbetleri yaşamanıza sebep olabilir! “Ben fikrimi değiştirmek istemiyorum. Bu doğru olmanın tek yoludur! Ben dünyanın değişmesini istiyorum. İşimin iyi olmasını istiyorum. Bu kişinin beni sevmesini istiyorum. X kişi beni ne kadar çok incittiğini anlayana dek mutlu olmayacağım. Hayat benim istediğim gibi görünene dek, reddediyorum kendi neşe-keyif-coşkumu, kendi bolluğumu, kendi huzurumu…!”

Gördüğünüz gibi, içinizde istediğiniz gibi hissedemeden önce dış dünyanızın değişmesini istemek boşunadır.

Herhangi birine, herhangi bir şeye, hatta kendi kalplerinize hükmetmeye, manipüle etmeye, yönetip kontrol etmeye çalışmak yerine, kendi zihninize hâkim olursanız etkiniz çok daha büyük olacaktır!

Çünkü zihinlerinizin ustası olduğunuzda kendinizi cennetten çıkma bir gerçeğe “ayarlarsınız”, bu da aradıklarınız için sizi bir mıknatıs haline getirir, zarifçe ve sevgiyle hayallerinize yönlendirilirsiniz.

Sizleri çok seviyoruz.

Melekler

***

Arkadaşlar, meleklerin bugün söylediklerini biliyoruz, defalarca okuduk, hak verdik, başkalarına anlattık…. Peki bu tekrarın amacı nedir? Neden son zamanlarda sanki en başa dönmüş gibiyiz, yeniden yaratımla ilgili yazılar yayınlanıyor, yeniden hayat amacımızı konuşuyoruz? Bu sabah “çarpım tablosunu ezberledik ama problemleri çözerken kullanmıyoruz” diye düşündüm. Gerçekten içine dönüp, orada çalışan ve sonra da öğrendiklerini dış hayatında da uygulayan çok az insan tanıyorum. Bir kopukluk var. Bütün bu bilgileri tatlı bir masal gibi alıyoruz ve özümsemiyormuşuz gibi geliyor.

İnsanoğlu alışkanlıkların varlığı. Hayatlarımızda aldığımız kararların %95 civarını düşünmeden alıyoruz. Neredeyse bütün hayatımızda alışkanlıklar konuşuyor! Yeni alışkanlıklar yaratmak da düşünüldüğü kadar zor değil. Sadece birkaç sefer aynı şeyi yapsak, zihinlerimizdeki yeni elektronik bağlantıları kurmuş olacağız. Sistemimiz öyle güzel çalışıyor ki, eski bağlantıları ise artık kullanılmayanlar kutusuna atıyor. Böylece neredeyse otomatikman kendimizi değiştirmiş oluyoruz. İşte bu yüzden tekrar önemli. Bilinçli olarak bu bildiklerimizi birkaç defa uygulamak çok önemli. Eskiye döndüğümüzü hissettiğimizde kendimizi alıp tekrar yeni davranış ve düşünce kalıplarına yerleştirmek de çok önemli.

Bunun için farkındalığımızı yükseltmeliyiz. Neyi neden söylüyoruz? Neden düşündüklerimizi düşünüyoruz? Neden hissettiklerimizi hissediyoruz? Neyi neden yapıyoruz? Alışkanlık mı? Yeni bilgiler var mı? Yaşamımızı geliştiriyor mu? Sevgi gibi mi?

Yaşadığımız dönem okul yıllarımız gibi, şimdilik oflayıp pufluyoruz, “ne işime yarayacak” diyoruz. Nasıl matematik, fen bilimleri analitik düşünmeyi, fiziksel gerçekliğimizi, sosyal bilimlerse duygularımızı, kendimizi ifade yollarını ve toplumlarımızda nasıl yaşandığını öğrettiyse, bu bilgiler de bize bizi öğretiyor. Evet, tekrar. Ama faydalı bir tekrar.

Sevgilerimle, Mor Alev

Ann Albers’a ve Meleklere  bu mesaj için çok teşekkürler.(www.VisionsofHeaven.com)

Enerjilerin çok yoğun olduğu bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, hayatınızı tam potansiyeliyle yaşamak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha yakın ilişki kurabilmek ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.

Telif Hakkı© 2017 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir.
Copyright © 2017 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/

5 comments

  1. Aradığım cevapları bulmak güzel… gerçekten bildiklerimiz hatta her biri bizi coşturan hah işte bu dediğimiz şeyler…Şu sıralar zihin öyle çok konuşyor ki öyle çok atışma varki… Tüm gün olumlama yapmaktan pinpon topu misali bir o yana bir bu yana gün sonu yorgun olduğum zamanlar bile oluyor…Yolumu şaşırdım derken merkezimde olmama dengeye dönmeme yardımcı olan bu desteğe teşekkür ederim…

    Liked by 2 people

  2. Okuduğum her yazıdan ayrı keyif alıyorum. İsterse binlerce kez tekrarlansın. Bu bilgiler DNA mıza işleyene ve gelecek kuşaklara aktarılana kadar okuyalım. Hiçbir yazı birbirinin aynısı değil. Hepsinde hımm bak bu konuda da uyanık ol derken buluyorum kendimi.

    Liked by 2 people

  3. Bir bilgiyi özümsemediğimiz, idrak etmediğimiz zaman o bilgi gerçekten bizim olmaz. O bilgiyi olduğumuz yada yaşadığımız zaman o bilgi bizim olmuştur. Bildiğimiz şeylerin bizim olması için onları kullanmamız, yaşamamız veya uygulamamız gerekir. Bu nedenle bazı şeyleri tekrar tekrar okumanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü her seferinde başka bir bölümünü idrak ediyoruz. Kendimizin yapıyoruz. Her seferinde farklı bir yönden görüyoruz ve özümsüyoruz.

    Sevgiler…

    Liked by 2 people

  4. bunu okuyunca acaba dedim ki bazılarımız daha mı sanslı yoksa daha mı az önyargılı ki okuyup geçmek yerine farkında olarak yasıyor. Okuduğumu öğrendiğimi bizzat deneyimlemeyi tercih ediyorum böyle yaptıkça oturuyor o his. Ama bunu yaparken fakında olarak mı yapıyorum yoksa içsel olarak yönlendiriliyor muyum çok emin değilim. Yönlendiren kendi öz’üm onu biliyorum tabii 🙂
    mesela birşey oluyor ve anında okuduğum veya öğrendiğim bir bilgi geliyor gözümün önüne veya ağzımdan çıkıveriyor kelimeler.Ama aslında o an onu hiç düşünmemiştim bu çözüm olabilir mi diye? bir anda çıkıyor. Ya aradan çıkmayı beceriyorum kendiliğinden akıyor..ki her ne oluyorsa güzel oluyor. Mutlu hissettiriyor…iyi ki varsın Mor Alev. Rehberliğini seviyorum…Teşekkur ederim

    Liked by 2 people

  5. Şükürler olsun yaşadım anda kalamadım akışta değildim fakat fark edip düzeltmem gerektiği farkındalığını da yaşadım şimdi kendimi kendi zihnimi değiştirmemin önemini çok daha iyi kavradım teşekkürler. Her zamanki gibi tam zamanında… ☺

    Liked by 2 people

Yorumlar kapatıldı.