Ben burada ne yapıyorum? Ne yapmalıyım? İnsanlar bizimle olan bağlantıların yardımcı olabilecek kişilerle çalıştığında bunların bize en sık sorulan sorular olduğunu söylesek şaşırır mısınız? Bu soruların her zaman sorulduğunu bilseniz şaşırır mısınız? Şimdi, gerçekte bu konuya daha önce de baktık fakat artık alıştığınız gibi konu hakkında biraz daha fazla söyleyeceklerimiz var. Bu da sizi şaşırtmıyor büyük ihtimalle.
Bugün ilk yapacağımız şey, sorunuzu dolaysız, apaçık ve dümdüz cevaplamak olacaktır. Ne olabileceğinizi en sonunda öğrenmek için bu zamanda buradasınız. Yapmanız gereken ise – eğer böyle bir zorunluluk varsa – bunu öğrenmek üzerine çalışmaktır. Bunlar oldukça geniş ifadeler.
Fakat milyarlarca insana cevap verirken yanıt geniş olmalı, değil mi? İşte bu yüzden sizlere birkaç ufak püf noktası da vereceğiz. Olabileceğiniz şey gördüğünüz her şeyin eş-yaratıcısı olmaktır. Ve yapabileceğiniz ise neler yapabileceğinizi bulmaktır. Ne olamayacağınız ve neleri yapamayacağınız konusunda size öğretilen her şeyin yalan olduğunu öğrenerek başlayabilirsiniz, yalanlardan oluşan paketlere konulmuş, en güzel şekilde yalan kurdeleleriyle bağlanmış.
Size birkaç örnek vereceğiz. Onu yapamazsın. Onu isteyemezsin. O şekilde düşünemezsin. Sen sadece bir kişisin. Fark yaratamazsın. Korkuda olmalısın çünkü Tanrı seni cezalandırır. Bütün bu meseleye yönelelim, tam şimdi.
Sizlerin Tanrı olarak isimlendirdiğinizin ya da Kaynağınızı nasıl adlandırıyorsanız onun dışında fiziksel bedeninize ait en ufak bir atom ya da enerjinizin en minik nano parçası bile yoktur. Bu kelimenin tam anlamıyla olası değildir. Doğası gereği bu bir imkânsızlıktır. Böylece, yukarıdaki yalanlara biraz ışık tutmak için onları yeniden söyleyelim. Tanrı onu yapamaz. Tanrı onu isteyemez. Tanrı öyle düşünemez. Tanrı fark yaratamaz. Tanrı korku içinde olmalıdır çünkü Tanrı onu cezalandırır. Biliyoruz, bunların aptalca geldiğini. İşte mesele de budur, gerçekten. Bu aptalcadır. Bunun aptalca gelmesinin sebebi ise binlerce yıl boyunca ilahilikten oldukça uzak ve ayrı olduğunuz öğretildi ve asla başka türlü düşünmemelisiniz – asla! Ve “ama o onu söyledi” veya “o onu yaptı” benzeri bir şey söylediğinizde, Tanrı onun başında bir şimşek çakıp yok etmedi. Tanrı onu daha sonra yakalayıp sonsuza dek cezalandıracak dendiğinde ise inandınız. Sonsuza dek süren tek ceza kendinize layık gördüğünüz suçluluk duygusudur. Yani, buradan doğru sonsuza dek sürüyormuş gibi görünüyor.
“Peki, tamam, bunu öğrenmeliyim. Eğer buna tamamen inansam bile, hala daha ne yapacağımı bilmiyorum.”
Tam önünüzde ne yapılması gerekiyorsa onu yapın. Hayatınızda yapacak hiçbir şeyiniz olmadığını mı söylüyorsunuz? Elbette değil. Fakat, AH! Hayatınızda yapılacak gerçekten mühim, kritik, dünyayı değiştirecek, muazzam bir şey olmadığını mı söylüyorsunuz? Sizin için yapılınca fark yaratacak hiçbir şey olmadığını mı söylüyorsunuz? Size ufak bir sır verelim. Eğer herkes hayatının önüne getirdiği şeyleri elinden gelen en iyi şekilde yapsaydı, dünyanız çabucak değişirdi.
Tam önünüzdeki, siz bunu henüz anlamasanız da, tam olarak öğrenmeniz gerekeni öğrenmeniz için ihtiyaç duyulan şeydir. Ve bu gerçekten de size özgüdür. Bu sizi şaşırtıyor mu? Kendine özgü değil misiniz? Yapmaya ihtiyacınız olan şey dünyanın tüm sorunlarını çözmek değildir. En azından öyle görünmüyor. Fakat bu önünüzdeki bulmacanın bir sonraki parçasına yönlenmeniz için tam da ihtiyacınız olan şeydir.
Bir noktada belli bir uyanış ve aydınlanma anı yaşayacaksınız. Belki birçok aydınlanma anı olacak. Ve milyarlarcanız kendi aydınlanma anlarınızı yaşarken, dünyanız değişecek. Başka türlü olamaz. Neden olamaz? Çünkü sevgililer, sizler o dünyanın yaratıcılarısınız. Etrafınıza bir bakın ve kimsenin yaratılışında bir payı olmadığı bir şey bulun. Ormana ya da akarsuya da işaret etmeyin! O sizden dolayı orada, teknolojik “bilgeliğiniz” onun orada olmasına izin vermeye devam etti.
Bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyoruz. Siz bu dünyayı bireysel olarak inşa etmediniz. Kişisel olarak bunun “suçu” sizde değil. Ama insan ırkının bunu yapmış olduğu ve yaptığı gerçeğinden de kaçış yok. Ve bu muazzam bir güç ister. Bir dünyayı inşa etmek ve sürekliliğini sağlamak muazzam güç ister. Ve sizler de uyanmalı, kim olduğunuzu, ne olduğunuzu anlamalısınız. Çünkü bunu bu yakınlarda yapmazsanız, dünyanız size bir şaplak atacak. Gezegeniniz burada olacak, siz burada olun ya da olmayın.
Size gösterilmeyen şey ise o uyanışa doğru ne büyük adımlarla ilerlemekte olduğunuzdur. Kendi üzerinize düşeni yapın. Hayatınızı dolu dolu yaşayın. Potansiyelinizi hayata geçirin. Ve eğlenin. (Neşe-keyif-coşkuda kalın.)
Konsey ve Ron Head’e çok teşekkürler. (ronahead.com)
Bu dönemde salıverme, arınma, kendinizi tanıma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, potansiyelinizin bütününü gerçekleştirmek üzere Yüksek (Öz) Benliğinizle daha aktif bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Mor Alev 
Ne kadar güzel bir yerdeyiz. Şimdi. Sevgi. Siz nasıl hissediyorsunuz Mor Alev? Mor Alev Varlıkları? Sevgi, Şükür ve Teşekkürlerimle. Hepimizi Seviyorum. Çok teşekkür ederim Konsey ve tüm hizmete hizmet edenler…
💙💚💜
BeğenLiked by 1 kişi
süper bir yazı,her şeyin özeti adeta …
her şeyi biz yaratıyoruz yaşadıklarımızı çevremizi hatta dünyayı bile,
bu yüzden ki ..dikkat edelim (ışık yolumuzdan ayrılmayalım,pozitif olalım,korkularımızdan kurtulup, kendimize ,bütüne güvenerek neşe ve coşku içinde yaşayalım…dünyamızı geliştiren insanlığı uyandırmak için sarsan olaylara odaklanmayalım…ki enerjisini yükseltmeyelim)
yaratım gücümüzün farkına varalım yoksa tüm insanlık tokadı yiyecek.
bir yazı ancak bu kadar açık ve net olabilir.
İN LACK ‘ EHC
BeğenLiked by 1 kişi