Arkadaşlar, geçen gün size Brenda Hoffman’ın aracılık ettiği Işık Varlıklarından çok etkilendiğim ve içinde bulunduğumuz değişim dönemini çok iyi anlatan peş peşe üç mesajdan ilkini iletmiştim. Bugün o mesajların ikincisini yayınlıyorum. İlk mesajın bağlantısı burada.
Sevgililer,
Mart ve Nisan aylarında maruz kaldığınız neredeyse bunaltıcı, baskılı ve çok yoğun enerjilere uyum sağlamaya çalışıyorsunuz. Belki az bir şey hissediyorsunuz, belki de bir şey hissetmiyorsunuz. Belki, konuyla ilgili fiziksel, ruhsal ya da duygusal sorunları görmezden gelmeniz olanaksızdı. Ama bunun bir önemi yok, çünkü işlemden geçirme ihtiyacınız olan şeyi, işlemden geçirdiniz.
Bazıları için, “yeni siz” rolünüz (Mor Alev: Yeni benliğinize ait görev ve özellikler) hala daha sisli veya bulanık. Diğerleri için, kim oldukları konusunda ya da ne haline geldikleri konusunda, yeni rollerinin parçaları bir araya gelmeye ve net bir vizyon oluşturmaya başladı. Her iki farklı his de diğerinden daha iyi olmasa da, bu mesaj, rollerinin taşıdığı etiket(ler) konusunda biraz daha rahatlamaya başlayanlarınıza hitap ediyor.
Şu anda sizler için en zor şey, o rolü nasıl gerçekleştireceğiniz sorusudur. Üç boyutlu teknikler yeni siz rolünü yaratmanız için yeterli değil. Ama henüz, hiçbiriniz Yeni Dünya tekniklerini tanımadığınız ya da onlarla henüz çok rahat olmadığınız için, kendinizi Var Olmayan Ülkedeymiş gibi hissediyorsunuz. (Never-never Land, Peter Pan’ın yaşadığı ada) Nerede olmak istediğinizi biliyorsunuz ama oraya nasıl ulaşacağınız hakkında hiç fikriniz yok.
Nereye gideceğinizi, o hedefi gerçekleştirmek için kaynaklarınız olmadan neden biliyorsunuz? Ah – rol etiketiniz birazcık havuç gibi. (Mor Alev: Sizi cesaretlendirmek, heyecan ve şevk vermek için küçük bir ödül) Hayallerinizi gerçekleştirmek için gerekli olan teknikler uzun zamandır sizlere ana hatlarıyla belirtilmiş ve anlatılmış olsalar bile, onlar tarafınızdan ya görmezden gelindi, ya yanlış anlaşıldı ya da inkâr edildi. Böylece yeni rolünüze giden yolu yaratmak için ihtiyacınız olanları sizlere yeniden açıklamak üzere süreç biraz süslendi.
Sizin yolunuz öz-sevgidir. Bu sözü çok duymuş olmanıza karşın, yeni size bir milim bile yaklaşmak için gerçekten, derinden öz-sevgiyi içselleştirmelisiniz. Bu sizin durma noktanız.
Bazıları için, öz-sevgi kolay olabilir, “Ben istediğimi istediğim zaman yaparım”. Ama çoğunluk için, öz-sevgi var olan yaşantınızı tamamen değiştirir. Kendinize karşı sevgi sözleri söylüyor olabilirsiniz, hatta öz-sevgiyi uyguluyor da olabilirsiniz. Ama gün içinde bedeninizi, mali durumunuzu, ilişkilerinizi, davranışlarınızı ya da ilgilerinizi değerlendirip derecelendirdiğiniz, azarladığınız zamanlar yok mu?
Kelimeleri kolaylıkla ağzınızdan döktürüyorsunuz ama iç düşünceleriniz ve davranışlarınız, kendinize olan tavrınız/kendiniz hakkındaki düşüncelerinizle uyum içinde değil.
Bu aşama, sizin için en iyisini bildiğini hisseden diğerlerinin size yansıttığı “-meli/-malı” larla ilgili değil. Bu aşama, sizin nasıl işlevselleşmeniz gerektiğini düşünen benliğinizden yansıyan basmakalıp sözler ve yapmacık düşüncelerle de alakalı değil. Bu aşama, kim olduğunuzu keşfetmenizle ilgili.
Son aylarda, pek çok yeni parçanızı kabul ettiniz. Onların bazıları ile birlikte olmak da pek kolay değildi. İşte bu yüzden, yeni parçalarınız için, benliğinizin zorluk çıkaran parçalarını elemek ya da temizlemek ihtiyacındaydınız. Bu sizin kendi dağınıza tırmanmanızdı. (Mor Alev: Bu benzetmeyi Brenda’nın rehberleri sık sık kullanıyorlar. Daha önceki mesajlara göz atarsanız, oralarda da görürsünüz. Yaptığımız arınma ve salıverme işlemlerini dağa tırmanmak olarak anlatıyorlar)
Şimdi, yeni sizi yarattığınıza göre – yani yeni siz olan bütünlüğe doğru giden mükemmel yolu keşfederken yeni parçalarınızla birleşmeye devam ettiğinize göre – bir defa daha arınıyorsunuz. Bu durum son birkaç haftadır pek çoğunuzun başına geliyor.
Yeni sizin bütünlüğü konusunu ele alma zamanı geldi. Bunu henüz tam olarak başaramadınız ya da belki de düşünmediniz.
3D de grip olduğunuzda, nasıl başınızın ağrıdığını ya da midenizin nasıl döndüğünü düşündünüz. Eğer onlar da acımıyorsa, saçlarınız ya da tırnaklarınız hakkında hiç endişelenmediniz. Bu dündü. Bugün sizin için yeni bir yaklaşım.
Tüm parçalarınızı bir bütün olarak ele almanın vakti şimdidir. Bir bölümü, ya da tek bir hücresi bile rahatsız olduğunda, o parça rahatlayıp sevgiyi hissedene kadar gerisi tamamen duran bir varlıktan bahsediyoruz. Böyle bir düşünce çoğunuz için bunaltıcı gelebilir. Uyanık olduğunuz sürece, nasıl her parçanızın, her hücrenizin iyi olup olmadığını kontrol etmeniz nasıl mümkün olabilir?
Siz bir kestirme yarattınız, her hücre ve parçanızın sevgiyi hissettiğini ve varlığınızı sizin yolunuzda ilerlediğini bilmenizi sağlayacak çok basit bir kestirme. O kestirme sizin neşe, keyif ya da mutluluğunuzdur. Bu fikri defalarca okuduğunuz halde, orada burada onu uydurup kaydırdınız, ufak hileler yaptınız, “Bunu yapmam iyi bir şey, çünkü şu sevdiğim kişiyi mutlu edeceğim, ben de o şekilde mutlu olmalıyım.” Ama bu fedakârlık hareketini yaparken, görüyorsunuz ki neşe, keyif ya da mutluluğun bir kıvılcımı dahi yok.
Pek çoklarınız sürekli mutlu olamayacağınızı düşünüyorsunuz. Yanlış – bu düşünceyle bile mutluluğunuzu etkisiz duruma getiriyorsunuz.
Bu değişimin niyeti, sonuçtaki hedef süregelen mutluluk/neşe/coşku/keyif, değil mi? Ama bunun mümkün olmadığı inancına devam ediyorsunuz. Bu da sizin öz-sevgiyi içselleştiremediğinizin bir işaretidir.
Bu sizin yalnız, başına buyruk ve uyumsuz birisi haline geleceğiniz anlamına mı geliyor – anti-sosyal, tuhaf ve izole olmuş? Hayır. Sadece artık algılarınızı değiştirme zamanı geldi.
Belki birisi günü sizinle geçirmek istiyor, böylece onun planladığı sıkıcı aktivitelere uyma kararı aldınız, çünkü kendinizi buna zorunlu hissettiniz. Yüzünüzü asıp, hissettiğiniz rahatsızlığa işaret edebilirsiniz. Ya da güne bir maceraymış gibi yaklaşabilirsiniz. O kişinin ya da aktivitenin hangi parçası sevgi dolu, eğlenceli ya da öğrenme fırsatı taşıyor?
Değişiminizin bu noktasında dünyanızı, acı ya da korku yerine, neşe, coşku, keyif içinde algılamayı öğreniyorsunuz. Bu kelimeleri okumak kolay. Ama içselleştirmek çoğunuz için hala daha zor.
Yeni yarattığınız kişisel niyetiniz, kendinize ve seçtiğiniz yola ait algılarınızı değiştirmenizden geçiyor. Yolunuz kolay mı ve öz-sevgide mi? Ya da “mümkün olduğunu düşünmüyorum ama yine de bir deneyeyim” düşüncesiyle birlikte zorluklar içinde mi?
Zor ve kolay arasındaki fark, sizin kendinizi ne kadar sevdiğinizdir.
Yeni siz, başkalarının üzerine basmasını, üzerinden atlamasını ya da pek yaklaşmadan yanından geçmesini bekleyen zayıf bir varlık değil. Yeni siz, istediğini istediği zaman yaratma yeteneğine tam olarak sahip, aşırı derecede güçlü bir tanrı/tanrıça. Ama bu sadece siz kendinizi buna inanacak kadar severseniz gerçek olacak.
Yeni size yaklaşımınız 3D kısıtlamalarıyla oldu, “Eğer Evrenin standartlarına uygun bir şekilde doğru düşünceleri düşünürsem ve doğru hareketleri yaparsam, bu mümkün olabilir.” Ama yeni siz şöyle der: “Elbette bu mümkün, çünkü arzuladığım şeyi yapmak ya da olmak için becerilerim var ve ben bunu gerçekleştirmek için tam güce sahibim. Başkalarının bunun mümkün olup olmadığını ya da nasıl bu hedefe ulaşacağım hakkındaki düşüncelerinin hiç önemi yok. Ben benim. Onlar onlar. Ve başkalarının kısıtlamaları olmadan kendi yolumu yarattığım için, kendimi seviyorum.”
Arada göz ardı ettiğiniz parça, enerjilerinizi, odağınızı size mutluluk veren şeye yöneltmekti, bu da sizin için doğru olan yolu yaratacaktır. Belki bu son düşünce biraz belirsiz geldi. Bunun hepsi algı ile ilgili. Algı, sizin 3D den yeni size geçişinizin yoludur. Güzelliği görün ve yolunuzdasınız. Ağır ve sıkıntılı şeyleri görün, sadece minicik bile olsa olduğunuz yerde kalırsınız.
Siz sizsiniz. Bunun sevgi içinde olmasına izin verin. Ve bağlantı kurduğunuz her varlık da kendine özgüdür. Eğer öfke ve zevksizlik yansıtırsanız, diğerleri de o frekansa takılacaktır, bunu yapmak zorunda oldukları için değil, ama bu kendilerini rahat hissettikleri 3D de olduğu için. Eğer, sevgi, neşe, coşku ve evet eğlence yansıtırsanız, onların sizinle deneyimleyecekleri frekans bu olacaktır – belki en başta değil ama en sonunda buna dönecektir. Çünkü herkes o noktaya doğru geçiş yapıyor.
Öz-sevgide kendiniz olun ve hep arzuladığınız ışık feneri olursunuz, sizin için doğru olan rolde. Varlığınızın sadece bir parçasında bile 3D olun, başkaları da buna tutunacaktır, çünkü bu kendi düşüncelerini ve davranışlarını sevgiye doğru değiştirmekten daha kolay ve rahattır.
Brenda Hoffman ve aracılık ettiği Işık Varlıklarına çok teşekkürler. (www.LifeTapestryCreations.com).
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Telif Hakkı© 2015 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir Copyright © 2015 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/
merhaba moralev. öncelikle mart nisan ayının en büyük değişimini kadınlığımı kabul etmede yaşadığımı paylaşmak isterim. ben daha önce hiç bu kadar kadın hissetmemiştim ve çevremdekilerle bunu paylaştığımda onlar da aynı şeyleri hissettiklerini söylediler. ya da erkeklerle konuştuğumda (bilinçli olanlarla) onlar da kadınların üstünlüğünü( bu biz eziğiz siz daha iyisiniz anlamında değil ama artık bizlerin farkında oldukları ve kutsallığımızı görmeleri gibi) paylaştılar. sevgilerimle, güzel günleriniz olsun
BeğenBeğen