Sarah Varcas’tan Ay Tutulması Yorumu: Hiçbir şey yapmadan dinleyin…

Arkadaşlar, kendi ay tutulması analizime ek olarak Sarah Varcas’ın bu harika yorumunu da yayınlamak istedim. Sarah inanılmaz isabetli bir Astroloji Ustası ve bir Sezgisel Danışman. Sabian sembolleriyle çalışmıyor ama aşağıdaki yorumu bu tutulmanın sembolüne fevkalade uyuyor.

Eğer okumadıysanız, benim yorumuma da şu bağlantıda ulaşabilirsiniz: Çemberi Kırmak: 4-4 Kapısı, Dolunay ve Ay Tutulması- Mor Alev Gökyüzü ile Yükseliş Raporu

Sarah Varcas’a çok teşekkürler. (astro-awakenings.co.uk)

Ay tutulması 4 Nisan günü, saat 15.00 de (İstanbul), Terazi’nin 15. derecesinde gerçekleşecek. 20 Mart’taki ve seçmediğimiz yolların zamanını dolduran güneş tutulmasına ortak olarak gelen bu tutulma, bu yeni yaratıcı döngüdeki hedeflerimize tam bağlılığımızı ifade etmemizi istiyor. Bu bağlılığın yanında, orijinallik ve taze bakış açılarını da bizden bekliyor, çünkü ancak böyle olan atılımlar önümüzdeki yıllarda mutlu ve isabetli sonuçlara ulaşacak. Bu, henüz gerçekleşmemiş eski umutlar ve hayalleri yeniden ilan etmenin zamanı değil. Ama bir zamanlar olduğumuz kişiyi yansıtanlar yerine, şimdi olduğumuz insanı yansıtan yeni ve çok daha canlı umut ve hayaller vakti.

Ay tutulmasında geçmişin çekimi güçlü olabilir ve bu tutulma da kesinlikle kuralın dışına çıkmıyor. Eski alışkanlıklarımızı kontrolsüzce bir bağlılıkla kucaklarken ve bunları yapmanın “görünüşte” sağlam sebepleri olduğunu iddia ederken, en iyi niyetlerimizin duman olup uçtuğunu görebiliriz! Bu yüzden, sizi eski davranışlara dönmeniz için cesaretlendiren o sese karşı dikkatli olun. O bir sabotajcı ve onu ihtiyatla yönetmek gerekiyor. Bu zamanın sabırsızlığı ve huzursuzluğu, kolay yolu seçmek için geçerli bir mazeret değil. Onun yerine, sağlam durmak ve bu sefer daha farklı tepki vermeye kararlı olmak için çok iyi bir sebeptir. Böylece geleceğe doğru yepyeni ve yaratıcı bir yol oluşturursunuz.

Sorunun bir parçası, ne olduğunu tam olarak bilememe ya da nereye doğru gittiğimizi anlayamama hissinin ve bununla da çelişen o gidilecek yere en kısa zamanda ulaşma arzusunun hüküm sürmesi! Bu da berraklığa çok izin vermeyen bir kombinasyon. Her iki omuzumuzda birer papağan var. Biri “hadi devam et!”, diğeri de “dur ve bekle!” diyor. Bir sonraki adımımızın ne olduğuna dair en ufak bir fikrimiz olmayabilir, çünkü hangi yöne ilerleyeceğimizi henüz bilmiyoruz, ama bir şeyler yapma zorunluluğunda hissetmek, bizi eski hedefleri ve arzuları yeniden canlandırmaya itiyor. O ses ne derse desin, sabır olağanüstü önem taşıyor. Bir şeyler oluşuyor, yavaş ama kesinlikle oluşuyor ve ilerlemeden onun ne olduğunu anlamak için bekleyip görmeliyiz.

Jüpiter yardımcı oluyor ve öğüt veriyor: Sadece dinle. Bu kadar. Sessizce otur ve dinle. Elbette biz de soruyoruz, “Neyi?” Cevap geliyor. “Sadece dinle, tek yapman gereken dinlemek”. Ve bunu yaparsak, neyi dinlediğimiz inanılmaz bir şekilde açığa çıkıyor: İç bilgeliğimizi, kalplerimizden yükselen Gerçek Benliğimizi, onun fısıldadığı gerçekleri ve o gözlerimizden bakarken değişen bakış açılarımızı. Bu iç bilme, bu kutsal varlık, her zaman kalplerimizin içindeki sessizlikte capcanlı duruyor. Ve bu zamanda bize söyleyecek çok şeyi var. Kelimeler ya da düşünceler, duygular, hisler ya da resimler şeklinde gelebilir söyleyecekleri. Tutulmuş ayın karanlığında, en iyi seçimleri yapmak ve kendimize en bilinçli yolu sunmak üzere ihtiyacımız olan her şeyi kabul edebiliriz. Ancak, bu bağlılık ve kararlılık ister, sakin olun, sessiz olun, dikkatinizi verin ve sabırlı olun. Burada yönetimde bizler yokuz, biz emir vermiyoruz, biz dikte etmiyoruz. Kutsal olanın toplanıp, hayatlarımızın dizginlerini eline alması ve bizleri dönüştürerek kendi yöntemleriyle öncülük yapmasına izin verdiğimizde bizler güçsüzüz. Nitekim bu güçsüzlükte, tam bir tezatla, olabilecek en büyük gücü kabul ediyoruz.

Bu zamanda ilişkiler sahnenin tam ortasında yer alıyor. Onların sağlıklı olup olmadıkları, kendi benliğimizle olan ilişkimiz hakkında çok şey anlatıyor. Dışarının içeriye aynalık yapması, hayatın doğasına ait bilgiler de veriyor. İçimiz ve dışımızın birbiriyle olan ilişkisini daha da çok anlayıp kabul ettikçe, acil harekete geçme dürtüsüne karşı koyup, seyredip beklediğimizde, kendimizin ilk görünüştekinden çok daha fazla potansiyele sahip oluğunu anlıyoruz. Berraklaştığımızda, iç arazimizi değiştirmek, dışarıyı da değiştirecek ve daha önce karşılaştığımız engeller dönüşüme uğrayacak.

Derin bilgelik şu anda hepimize açık. O kalplerimizin sessizliğinde, ama “BİRŞEYLER YAP!” zorlaması eğer izin verirsek, kendi bildiğini yapacak. Böyle zamanlarda hareket, yolu belirsizleştirir, ilerletmez. Çünkü hareketin doğduğu yer, kafa karışıklığı, gerilim ve bir sonra ne olacağını bilmemenin rahatsızlığından kaynaklanır. Bu kafa karışıklığını yaşamalıyız ki, yeni döngünün derin bilgeliği ortaya çıksın. Ancak böylece, yolumuzu gerçekten seçebiliriz. Nereye gittiğimizi bilmeyebiliriz, ancak kesinlikle oraya nasıl gideceğimizi öğreneceğiz. Eğer, sabırla beklersek, dikkatle dinlersek ve sakin ama uyanış yaşayan kalplerimizin sessizliğinde aldığımız rehberliğe uygun olarak harekete geçersek…

Sevgili Okuyucularım, Sarah’a katılıyorum. Her birinizin yeni astrolojik yıldan önce çok daha net ve berrak olacağınıza inanıyorum. Burada anahtar kelime meditasyon. Özellikle de tutulma döneminde yapılacak, sessiz meditasyonlar… Enerji çalışmasından değil, en yalın haliyle nefesinizi dinlemek, farkındalık meditasyonu ya da bir mantra eşliğindeki meditasyondan bahsediyorum. Bundan sonra hepinizin yolu inanılmaz derecede açık olacaktır!

Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, Yüksek (Öz) Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.