Orta Doğu’daki zor duruma çok önem veriliyor ve bu anlaşılabilir bir şey çünkü içinizdeki şefkat orada acı çekenlere doğru akıyor. Ancak her gün tüm gün her hareketinizde ‘sevgi eylemi’ olmayı unutmayın. Bunu sorunları yaratanlar olduğunu düşündüğünüz kişileri yargılamadan yapın çünkü gerçekte onlar da acı çekiyorlar ve eşit şekilde bizim sevgi ve şefkatimizi hak ediyorlar. O durumu sadece sürekli sevgi akışı çözümleyebilir. Bu yazıyı okuyan sizler bu zamanda dünyaya doğmak istediniz ki böylece yeryüzünün herhangi bir yerinde askeri mücadelelerden ya da herhangi başka sebeplerden dolayı zarar gören ve acı çekenlere sevgi gönderebilesiniz.
Acı çekmek sizi illüzyonun daha da derinlerine çeken muazzam güçlü bir dikkat dağıtıcıdır. Günlük ‘sevgi eylemi’ olma niyetinizi tutmanızı unutturabilir. Bu mücadelelerin içinde olanların kendilerinin ve sevdiklerinin çektikleri acılar tarafından öyle dikkatleri dağılıyor ki o kadar çok ihtiyaç duydukları ruhani yardıma ulaşabilecekken bir dakikalığına bile içlerindeki o sessiz yere girmeleri imkânsız oluyor. Sizin acı çekenlere sevgi gönderme niyetiniz son derece etkili oluyor ve onların içlerinde bulunduğu mutsuz ortamın sürekli zihinlerini meşgul etmesine rağmen kısa anlarda huzur bulmalarına yardım ediyor.
Bildiğiniz gibi, her şeyin sonsuz varlığının bulunduğu ilahi enerji alanı sevgiden oluşmuştur, böylece aslında var olan her şey sevgiden yapılmadır. İllüzyonun tipik özelliği olan sınırlamalar sevgisiz yaşama teşebbüsünden kaynaklanmaktadır… Ondan ayrı olma teşebbüsünden. Sevginin gücü sonsuzdur ve illüzyona girerek ve kendinizi ilahi Kaynak’tan ayırma çabasıyla size ait olan yaşam gücünü, kuvvetinizi muazzam bir şekilde azalttınız. Elektriği bir benzetme olarak kullanırsak, sanki dev bir elektik santralından gelen enerji sadece size aitti ve siz onu güçbela tek bir ampulü yakacak kadar enerjiye indirmeyi seçtiniz. İşte bu yüzden uyanmanız sizin üstün yararınızadır. Uyandığınızda onsuz asla var olamadığınız ve olamayacağınız, içinizden sürekli geçen sevgi akımını azaltmayı bırakacaksınız; böylece sevginin hiçbir engel olmadan akımına izin vereceksiniz ve o zaman kendinizi gerçekten olduğunuz gibi tanıyacaksınız: Devasa etkisi olan varlıklar… devasa ışığı olan varlıklar.
Uyanmış ve tam bilinçliyken, illüzyonda deneyimlediğiniz hayat tarzının hayalini bile düşünemezdiniz. Bu gerçekten anlaşılacak gibi değil ama siz korku içinde ona tutunuyorsunuz ve onsuz bir hayat düşünemiyorsunuz. Pek çoğunuz insanoğlu vücudunuzu bıraktığınızda hayatın kalıcı şekilde bittiğine inanıyorsunuz. Tanrının yarattığı hiçbir şey ölmez. Ölüm illüzyona ait bir kavramdır… neredeyse ileriye atılan bir adım, sizin hayat olarak anladığınız ağır sınırlamaları olan deneyimden çok öte bir var olma şekline giriştir. Onun korkulacak bir yanı yoktur.
Bir insanın vücudunu bırakma zamanı tesadüfi değildir. Kazalar ve hastalıklar hayat yolunda sizin planladığınız deneyimlerdir ve size olan her şey sizin kendi kişisel planınızın bir parçasıdır. Vücut bulmuş halinizdeyken bu size o kadar açık görünmemekte ama buna rağmen bazılarınız gelecek hayat yolunuzdaki planlarını sezgisel olarak hissetmekte oldukça iyi olmaya başladınız. Farkında olmanız gereken şey ise her biriniz evinize dönen, Gerçeğe giden yoldasınız: Sevginin sizi yaratıldığınız neşe ve sonsuz güçle doldurduğu ve sizin bu durumun tamamen ve sonsuza kadar farkında olduğunuz varoluş durumu Gerçektir.
Hepinizin istikameti Tanrının sonsuz varlığında, tüm yaratılışın sevgi dolu Kaynağında ebedi neşedir. Ve her birinizin eve dönüş yolu sizin tarafınızdan dünyaya gelmeden önce kişisel olarak ve benzersizce yaratılmıştır ki siz seçtiğiniz ders ve deneyimleri tam olarak istemiş olduğunuz gibi yaşayabilesiniz. Size olan hiçbir şey şans eseri değildir. Ama bazen bazı yaşadıklarınız size kazara olmuş gibi gelir çünkü başka sebep düşünemezsiniz. Ancak hiçbir şeyin size şans eseri olmadığını kabul ederseniz hayatlarınızın size sunduğu dersleri fark etmeniz ve öğrenmeniz çok daha kolay olur. Ve bu olduğunda, hayatınızın çok daha az stresle çok daha kolayca akmaya başladığını göreceksiniz. Bunun sebebi başınıza gelen şanssızlıklara karşı savaşacak ve diğerlerini – ya da Tanrıyı! – suçlayacak yerde sizin etkin olarak ortaya çıkan durumları kabul etme seçimini yapmış olmanızdır.
Hayatınızı Dünya gezegeninin neresinde geçiriyorsanız, öğrenmeyi ve tecrübe etmeyi seçtiğiniz dersler için seçtiğiniz yer orasıdır. Nerede doğduğunuz, kime doğduğunuz ve nerede yaşadığınız size ‘olan’ diğer olaylardan daha fazla şans eseri değildir. Dünyada insan olarak kaldığınız sürece bu sebepleri anlamanız imkânsızdır, hele bir başkasının hayat yolunu anlamanız kesinlikle olası değildir. Buna ihtiyacınız da yoktur.
Eğer yardım edebileceğiniz bir kişiyle karşılaşırsanız ya da böyle bir kişinin farkına varırsanız yardım edin; bu durum sizin derslerinizden biri olacaktır. Ancak gidip yardım edecek insan aramanıza gerek yok. Tabii ki öyle yapmayı seçebilirsiniz, ancak birlikte öğrenebileceğiniz ya da birbirinize öğreteceğiniz dersler için insan hayat yolunuzda karşılaşmayı seçtiğiniz herkes kesinlikle olması gereken zamanda karşınıza çıkacaktır. Hayat yollarınız her zaman planlandığı gibi gelişecektir; bunun sizi mutlu ya da mutsuz etmesi bu gerçeği değiştirmez.
Sürekli anınızı yaşayarak her dakikanıza dikkat verin. Bunu yapmak yolunuzu takip etmenin ve derslerinizi en az rahatsızlıkla öğrenmenin en etkin yoludur. Hayat yolunuzu yaratırken onu gelen her durum için sayısız seçenekler sağlayacak şekilde esnekliklerle inşa ettiniz. Yaptığınız tüm seçimleri düşünün, dakika dakika, öngöremediğiniz seçimleri ve ileriye gitmek için başka güzergâhlar sağlamak zorunda kalmış olduğunuz seçimleri. En verimli şekilde ilerlemek için önünüzde açılan yola güvenin, sevgiyle ve şefkatle yol boyunca ilerleyin. Eve giden en kısa yol budur.
Sizi seven kardeşiniz İsa.
Orjinal ingilizcesine buradan ulaşabilirsiniz.
Telif Hakkı©2013 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.wordpress.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir. Copyright © 2013 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.wordpress.com/
Mor Alev 