Sevgili Dostlar, Değişken Burçlarda geçen yıldan beri süren T Kare Açı yavaş yavaş sona ermek üzereyken, Astroloji dünyası birbirine girdi! Bu bir ay tutulması mı? Dolunay mı? 2016 yılının temel sorusu yine başrolde: Gerçek nerede?
Bana göre bu sorular hala fiziksel olarak içinde olduğumuzu düşündüğümüz düalite/zıtlık bilincini yansıtıyor. Benim cevabım hazır: Ne o, ne de o. Bu bir tutulmamsı dolunaydır, hatta onun için yeni bir kelime bile yaratabiliriz! Sadece iki olasılığın arasında gidip gelmek zorunda değiliz. Belli ki ortada üçüncü bir seçenek var.
Peki, tutulma olmayan ama enerjileri tutulmaya çok yakın dolunay nasıl olur? Süper güçlü! Bu konuda usta Sarah Varcas’a kulak veriyoruz:
“Bir sonraki Tutulma Dönemi başlamadan (19 Ağustos-23 Eylül) bir gün önce oluşan bu dolunay ‘neredeyse ama tam da olmayan’ bir ay tutulması. Böyle olunca da farkındalığımızı bilemek üzere çok daha keskin ve güçlü bir enerji taşıyor. Tutulma dönemleri son derece güçlüdür. Onlar tam dikkatimizle, derin saygılarımızla ve sadık bağlılığımızla onurlandırılmalıdırlar ki ancak böyle getirdikleri hediye ve lütuflara cevap verebiliriz. Bir türlü harekete geçemeyen değişimi hızla başlatırlar, belirsizlikleri tepetaklak ederler ve önümüzdeki altı ayı şekillendirecek olan konuları, sorunları ve ana temaları uyandırırlar. Eğer bu zamanlara dikkatimizi yeterince verirsek, hayatlarımızın en derin gerçeklerini keşfedebilir ve en etkili, en kişisel rehberliği alabiliriz. Tutulma dönemlerine hayatınızın gerçek anlamı hakkında hızlı kurslar olarak bakın, ama onda eksik olan bizim her gün eklediğimiz tüyler, çiçekler ve aşırılıklardır! (Yani, Sarah şunu söylemek istiyor; gerçekler süslenmeden ve olduğu gibi karşımıza çıkar, 3D deyişle, iyisiyle kötüsüyle.) İşte bu yüzden, tam tutulma dönemi başlamadan gerçekleşen dolunay şarkısını çok özel bir notada veriyor. Çünkü atmosferde bulunan devasa önemdeki bir şeye bizi uyandırmaya çalışıyor.”
Sarah Kova’daki dolunayı şöyle özetliyor:
“Kova’daki dolunay bizleri katı düşünce, inanç ve davranış şablonlarında tutan zihinsel alışkanlıkları ve bilinçaltı yönelimleri aydınlatıyor. Eğer istediklerimizi yapmak üzere ya da uzun süredir değiştirilmesi gerekenleri bildiğimiz halde onları halletmek için neden adım atmadığımızı merak ediyorsak, nasıl kendimizi zincirlediğimizi, nasıl gerçeklere karşı at gözlüğü taktığımızı ve kendi kendimizi sabote etmenin çamuruna saplandığımızı bu dolunay açığa çıkarıyor.
Bu uyandırış paldır küldür olabilir, özellikle ayın keskin ışığı sıkışıp kaldığımız o köşeye dış şartların bize komplo kurması yüzünden değil de, kendi kendimizi yerleştirdiğimizi gösterdiğinde. Elbette, böyle iç görüler acı ilaç olabilir, ama bu sadece birinci aşamadır. Evrenden gelen hafif bir hatırlatma geçmiş benliğimizi kucaklamamızı, onu azarlamamamızı söyler. Kendini suçlamak bizi hiçbir yere götürmez. Bu dolunayda ışık ne gösterirse göstersin, nazik ve kibar bir kalple karşılanmalıdır, sert ve eleştirel değil.”
Arkadaşlar, benim aklıma Blade Runner (Bıçak Sırtı – 1982) filminde klonlanmış köle Batty’nin Harrison Ford’un oynadığı “insan” karakterine söylediği şu sözler geliyor:
“Korku içinde yaşamak oldukça etkileyici bir deneyimdi, değil mi? İşte köle olmak budur.”
Bu sözleri Temmuz ayında yaşadıklarınıza da, bundan önceki hayatınıza da, hatta dün almış olduğunuz bazı kararlara bile uygulayabilirsiniz. Hâlihazırda yaptığımız ya da yapmaktan çekindiğimiz pek çok şeyin temel sebebi korku değil midir?
Peki, bu dolunay sayesinde korku köleliğine tam bir son verme şansımız var dersem? Hem de fırtınanın sonu buralarda bir yerlerde, çok çok yakın ve zihinsel gelişimimiz sonucunda daha önce hiç görmediğimiz kadar güzel bir gökkuşağını ilk defa fark edebiliriz desem?
O zaman hemen Sabian sembollerine geçelim:
Ay Kova’da: “Teknisyen arabanın aküsünü bir hidrometreyle test ediyor.”
Bu fazlasıyla Uranüslü bir dolunay. Ay Uranüs’ün yönettiği Kova’da, Uranüs Koç’ta ve Ay ile Güneş’e uyumlu açıda. Zihinsel gücümüz, anlayışımız artıyor. Bununla birlikte daha insancıl, daha ilerici ve yenilikçi, hatta daha eksantrik hissediyoruz.
1925 yılında Sabian sembolleri bir araya getirildiğinde arabalar ve onların aküleri dünyadaki çoğunluk için hala daha birer esrarengiz, hatta inanılmaz buluşlardı. Hele arabanın aküsünü bir hidrometreyle test etmek!
Burada, doğa kanunları hakkındaki bilgilerimizi teknolojik toplumumuzdaki sorunları çözmek üzere kullanma yeteneğinden bahsediyoruz. Tabiat bize her zaman en sade haliyle çözümleri iletiyor. Onları kendi yaşamlarımıza uygulama konusunda ise zorluk çekiyoruz. En sade çözümler egolarımıza pek çekici gelmiyor. Doğal çözümleri görüyoruz ama tanımıyoruz, atlayıp geçiyoruz. Bu dolunayın ışığı inanılmaz bir zihinsel berraklık getiriyor. Analiz yeteneğimiz gelişirken hislerimizi de kullanmayı öğreniyoruz (hidrometre yani suyla temsil edilen his faktörü!).
Kendinizi test edin. Duygularınız ne durumda? Köpürüp taşma tehlikesi var mı? Hissettiğiniz gibi yaşayabiliyor musunuz? Yeryüzü aracınız yani bedeninizle aranız nasıl? Size sinyaller veriyor mu? Bu sinyalleri dinliyor musunuz? Analiz ediyor musunuz?
Elbette, söz konusu Uranüs olunca – ve yanındaki Eris’i de unutmamak gerek – her zaman beklenmediği beklemeliyiz. O yüzden bu dolunayın bize sağladığı zihinsel berraklık gerçek bir lütuf. İyice keskinleşen zekânızla olayların doğasını anlayabilir, durumu sadeleştirebilir ve çözümünü kolaylıkla getirebilirsiniz.
Tabiat, gözlerimizin önündeki en büyük teknoloji. Onu ve yine en büyük teknolojik varlığınız olan bedeninizi gözlemleyin. Akla hayale gelmeyecek aydınlanmalar yaşayabilirsiniz.
Güneş Aslan’da: “Şiddetli, ağır ve uzun fırtınadan sonra, bir gökkuşağı”
Bu sembol kendi kendini anlatıyor. Ağır, uzun ve şiddetli bir fırtınanın sonunda uzakta bir gökkuşağı görüyorsunuz. Bu demek ki orada güneş açmış, demek ki yakında bulutların hepsi dağılacak. Büyük bir rahatlama gelir. Kuşlar yeniden şarkı söylemeye başlar. Hayatlarımızda zorluklar ve engellerin olduğu zamanlar olabilir ama böyle fırtınalar olmasa gökkuşağının getirdiği lütuflar da olamazdı. Cesur olun. Yüreğinize güvenin. Çok daha iyi zamanlar geliyor. İşte işaretiniz bu gökkuşağında. Dinlenin, kendinizi toparlayın, dışarıya çıkın ve rahatlayın. Bundan daha güzeli olamaz.
Kısaca;
Korkunun kölesi olmak yerine hür, onurlu, yapıcı ve yaratıcı insanoğulları olmak elimizde. Bu dolunay ışığıyla bize bu fırsatı gümüş değil, altın tepside sunuyor.
Son zamanlarda çok yaşadığımız gibi “beklenmedik olaylar” olasılığı yüksek fakat beklenmedik olayları aslında derinlerde bir yerlerde görmezden gelmedik mi? Bizimle konuşan sezgilerimize arkamızı dönmedik mi? Korkup saklanmadık mı? Beklenmedik olaylar hiç de beklenmedik değildi.
Zamanında kendimizi test etseydik ve gerekli olanları yapmış olsaydık – söz konusu durum ne olursa olsun, işimiz, ilişkimiz, arkadaşlığımız, bereketimiz, okulumuz – daha rahat ve net olmaz mıydık? Neden uyanmak için bir devasa fırtınaya ihtiyacımız oldu? Bu şablonları net olarak görebiliriz.
Bir daha fırtınalara ihtiyaç duymadan gerekli değişiklikleri nasıl yapabiliriz? Dersleri alalım, kendimizi bağışlayıp yola devam edelim. Görüntü net. Gökkuşağı ufukta.
Hepinize harika bir tutulmamsı dolunay diliyorum. (Dolunay 18 Ağustos saat 12.26 da – İstanbul)
©2016 Mor Alev
Bu dönemde salıverme, arınma ve hayatınıza yeniden yön vermek konularında dönüşümünüzü hızlandırmak, ruhunuzun potansiyelini tam anlamıyla hayata geçirmek, Yüksek Benliğinizle daha yakın bir ilişki kurmak ve Mor Alev’le kişisel olarak çalışmak için randevu almak istiyorsanız lütfen “Yükseliş Enerjileri ile Kişisel Danışmanlık” bağlantısına gidin ya da moralev@outlook.com adresine yazın.
Çok teşekkürler mor alev 💗
Ben bir şeyi merak ediyorum
Burayı okumayanlar ve hatta melek enerjilerinden,astrolojiden bir haber olanlar bile yaşayacak mı değişimi?
Biz az da olsa hazırlıklı bilinçliyiz onlar için nasıl olacak?
BeğenBeğen
Sevgili Eylem, bunlar evrensel enerjiler. Elbette yaşayacaklar ve gördüğünüz gibi yaşıyorlar da… Bilip bilmemenin bir önemi yok, bazıları kendiliğinden uyanır, bazıları zaten sezgilerini dinler, bazıları zorlanır…. Eğer soru sormaya başlarlarsa sizin gibi ya da bu blog gibi kaynaklara ulaşırlar, sormasalar da kendileri iç gerçekliklerini kendi süreçleriyle bulabilirler. Bunda bir kural yok. Sevgilerimle
BeğenLiked by 1 kişi
Kizimin yeni bir okula kaydolmasi gerekiyor.Arka sokagimizda bir okul var…ama onu begenmeyip bir suru okulu oldurmaya calistim yaz boyu…Sonuc hep bir engel…ve her seferinde moral bozuklugu…Bir sey var diyorum bu iste…Kaderimize cikana razi olup mutlu olmakmi acaba?
BeğenBeğen
Belki, “razı olmak” yerine, bu okulun iyi bir okul olabileceğini, kızınızın orada değerli deneyim ve arkadaşlar edinebileceğini ve o yüzden diğer okullar için engellerin bulunduğunu düşünebilirsiniz. Ama bence en önemlisi bu konuyla ilgili korkularınızı salıvermeniz. Neden korkuyorsunuz? Düşünce kalıbınızda ne var ki sizi bu kadar çok rahatsız ediyor? Bir salıverme çalışması yapın ve yeniden bakın. Sevgilerimle
BeğenBeğen
Sabah otobüs duraklarının yanından yürürken camlarının yansımasıyla yerde bir sürü küçük gökkuşağı oluşmuştu keyifle üstlerinden yanlarından izleyerek yürüdüm yolu. Defalarca o yoldan farklı gün ve saatlerde yürümüşümdür bu sabahki farklıydı 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Mor Alev,
Yazınızın özeti minvalinde olan bu son kısım, 2014 Eylül ayından bu yana öğrenmem gereken şeyi harika bir akıcılıkla açıklıyor;
‘Zamanında kendimizi test etseydik ve gerekli olanları yapmış olsaydık – söz konusu durum ne olursa olsun, işimiz, ilişkimiz, arkadaşlığımız, bereketimiz, okulumuz – daha rahat ve net olmaz mıydık? Neden uyanmak için bir devasa fırtınaya ihtiyacımız oldu? Bu şablonları net olarak görebiliriz.
Bir daha fırtınalara ihtiyaç duymadan gerekli değişiklikleri nasıl yapabiliriz? Dersleri alalım, kendimizi bağışlayıp yola devam edelim. Görüntü net. Gökkuşağı ufukta.’
Bu değerli cümleleri, bana dersimi öğreten kişi tarafından verilen ‘Who moved my cheese?’ isimli 21 sayfalık bir kitaptan öğrendim bu bir buçuk yılı aşkın sürenin sonunda. Bana kalırsa her dünyalının bir kez okuması gereken oldukça kısa ve yalın bir rehber. Eğer karşılaşmadıysanız okumanızı çok isterim bu deneysel kitabı.
Gelişimimle paralel ilerleyen her sürprizli yazınız için teşekkür ederim.
BeğenBeğen
Sevgili Işık, evet bu kitap artık bir klasik. Sanırım bundan 15-20 yıl kadar önce okumuştum. Rahatlıkla önerilecek bir kitap. Çok teşekkürler
BeğenBeğen
Merhaba. Yaklaşık 5-6 aydır yazılarınızı takip ediyorum. Bu süre boyunca yazdığınız, paylaştığınız ve benim içinde bulunduğum durumlara, duygulara, düşüncelere uymayan bir tek cümle bile karşıma çıkmadı. Sizden çok destek alıyorum. Mükemmel ötesi olarak algıladığım hayatım şubat ayında aniden yerle bir oldu ve ayakta kalmaya gayret sarfederken yeni yeni probkemler çıkmaya da devam ediyor. Anda kalmak, sakin ve huzurlu olmaya çalışmak, olanların beni geliştirmesine izin vermek ve rehberlerden yardım istemek rutin bir hal almaya başladı. Her zaman hakkıyla başaramasam da. Size yazmayı da pek düşünmemiştim aslında. Ama bugün birden bire plansızca parmaklarım yazmaya başladı. Yardımlarınız için teşekkür ederim. Paylaşımlarınız beni ayakta tutan birkaç elemandan biri. Sevgiyle 🙂
BeğenLiked by 3 people
🙂 Allah’ım sana şükürler olsun
Ve bana destek olan, yol gösteren evrendeki tüm varlıklar, binlerce kez teşekkür ederim.
Oğlumun üniversiteden mezun olduğu haberini aldım, yani ilk gökkuşağımı gördüm ve mutluluğum tarif edilemez.
Ne var bunda! diyebilirsiniz, Haklısınız. Ama biz öyle zorlu bir yoldan geçtik ki; şu AN’ki hislerimi anlatmaya kelimeler yetmez.
Belki benzer durumda olanlara ümit olur diye kısaca bahsetmek isterim;
Hiperaktivite teşhisi konmuş bir çocuğun annesi olmak zordur. Ya da hayatı zorlaştırılır. Verilen ilaçları kullanmadan, dayatmalara aldırmadan, önce kendimi eğiterek, telkinlerle büyüttüm onu. Dışarıda çok sevilen, zararı kendine bir çocuktu. Sorunlu okul hayatı, lisede “ingilizce, saglık ve din” derslerinden kalıp okuldan atılmak 🙂 açık liseyi bitirmek, sadece bildikleriyle 2 yıllık üniversite kazanmak, orayı bitirip dikey geçiş sınavıyla 4 yıllığa geçiş yapıp İşletme Bölümü’nden mezun olmak!
Az şey değildir sevgili dostlar. Ama oğlum başardı, anne olarak ben başardım, umutlarımızı her daim yeşil tutarak biz başardık.
Görüntü bu kadar net olamazdı Sevgili Mor Alev 🙂 Teşekkür ederimmmmm.
Günümüz güzel geçsin…
BeğenLiked by 1 kişi
Tebrikler! ❤
BeğenBeğen
Fiziksel olarak farklı hisseden var mı? Oldu mu? Sevgili mor alev dostları?
Sabahtan beri bir uyuşukluk, nedensiz bir tembellik içindeydim. Her zamanki sabah yürüyüşümü yapmak istemedim. İstediğim bacaklarıma yoğun bir masajdı sadece ,koşullar elvermedi ,zorlamadim açıkçası. Sonrasında yüzmesinin iyi geleceğini düşündüm biraz da güneşi selamlamak istedim, uzun süredir ilk kez sudan nasıl cikacagimi bilemedim. Oysa hergün sudan zorla çıkarırlar beni 🙂
İnanılmaz bi el ayak çekilmesi, ayakta duramama hali. Uykuda çekiliyorum ama boşluk, bolca su içiyorum, saat 3 suları kısmen daha ayığım:)
Paylaşmak istedim, hepinize kucak dolusu sevgiler 🙂
BeğenBeğen
Bu dolunay başta vücudum ve sinir sistemim olmak üzere beni dağıttı.. eskiye döndüm bir şeyleri yerinden salladım. “sakın geri döneyim deme pişkin pişkin, ne yaptığını görüyorum” mesajı verdim eski sevgiliye, ortada hiç bir şey yokken, kıskançlığımdan elbette burada kendine bir güven sorunu var.Hayır yani sen ne diye adamı takip ediyorsun hala ha dönerse o zaman güzelce konuşur yoluna gidersin. Akşam itibariyle egoma iyi hizmet ettim valla..:) eskisine oranla çok kendimle konuştum, kendimi rahatça durdurdum, bu halimle eğlenmem de cabası.. şükürler olsun! 🙂 “Gölgelerim, hadi son kez buldunuz rahat alanı keyfini çıkardınız; bunlar son çırpınışlarınız olsun” diyorum napim ayol! Eris bana elmayı sağlam fırlattı 🙂 Şifam olsun 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Dün akşamüstü saatlerinden itibaren eristen bir elmayı da ben yedim güzelce ama hep kabullen ve direnme dedim kendime çünkü başlangıç zamanı tam yin yoga’yı ilk kez deneme zamanıma geldi ve yin yogada amaç vücudu duyguları ve ruhu serbest bırakmak direnmemek anlamına geliyor ve bunca zaman aslında nelere direndiğimi ve direndiğim için ne kadar kendimi zorladığımı açık ve keskin şekilde anladım. Teşekkürler evren
BeğenLiked by 1 kişi
İçinde bulunduğumuz bu müjdeli ve güzel durumdan benim ve bütünün en yüce hayrına sevgiyle harika bir biçimde faydalanmaya niyet ediyorum.Evrenin muhteşem nizamına güveniyor bolluğu bereketi ve sevgiyi seçiyorum.Ve öyle de oldu.Teşekkürler teşekkürler teşekkürler !
BeğenLiked by 1 kişi
Mor Alev’cim günaydın,merhabalar ben Övgü
Bugün benim doğum günüm ve ben ilk defa doğum günüm için bu kadar farkındayım,heyacan değil,ama sanki çok anlamlı ve özel olduğunu hissediyorum.Genelde hatırlanırsa paylaşırım,biraz geride durarak bugünü yaşarım.Ama nedense bu kez öyle hissetmiyorum,gerçi hiç bir programım yok,ama yine de çok özel olduğunu hissediyorum.Neden böyle merak ediyorum..Çok teşekkür ederim,inşallah en yakın zamanda görüşmek dileğiyle,çok selam ve sevgiler.Ve gerçekten Alllahıma binlerce kere şükürler olsun,seninle ve yazılarınla buluştuğum ve tutunduğum dalım olduğunuz için,birliğimiz için,öpüyorum..Bugün sanki gerçekten benim doğum günüm…💁🙏💕💜
BeğenLiked by 1 kişi
Doğum günün kutlu olsun!!! ❤ ❤ ❤
Bugünkü meditasyonunda bu soruyu sorabilirsin. Aynen birlikte yapmış olduğumuz gibi. Ancak, her güneş döngüsü yeni bir hikaye, yeni bir yaşam demektir, yeniden doğmak gibi. Hele böyle bir dolunayla birleşince!
BeğenBeğen
Merhaba Mor Alev,
Yazı muhteşem,lakin duygu olarak darman duman oldum. Bir yanım kendimle ve hayatla deli gibi savaşıyor,bir yanım teslim olmuş-hayatın,doğanın akışına bırakmış durumda.Savaşmalı mıyım,teslim mi olmalıyım.Ne yapmalı,nasıl çözmeli sıkıntıları bilemez haldeyim.
Sevgilim savaşırsam mı beni anlayacak;akışına bırakırsam mı?Ne zaman anlayacak??Gelen iş teklifini değerlendirmeli miyim,yoksa kalıp ideallerim için direnmeli miyim?Hangisi doğru,hangisi mutlu edecek,benim gökkuşağım nerede???sorular sorular sorular…
Bir yükselen-bir düşen motivasyonla başlayan süreçte,umarım sorularımın cevapları bana gelir.
Kucak dolusu sevgiler,
BeğenBeğen
Merhaba, facebook ta son çıkan yazılar mail olarak bana gelmemiş , bir problem mi var acaba, gerekirse listeye tekrar ekler misinşz, çok tesekkurler sevgiler
18 Ağustos 2016 07:14 tarihinde Mor Alev yazdı:
> Mor Alev posted: “Sevgili Dostlar, Değişken Burçlarda geçen yıldan beri > süren T Kare Açı yavaş yavaş sona ermek üzereyken, Astroloji dünyası > birbirine girdi! Bu bir ay tutulması mı? Dolunay mı? 2016 yılının temel > sorusu yine başrolde: Gerçek nerede? Bana göre bu sorular h” >
BeğenBeğen
Sevgili Fulya, mesajları kontrol etmek amacıyla ben de bir başka email hesabımdan doğru aboneyim, bana hiçbir sorun olmadan mesajlar ulaşıyor. Yanlışlıkla spam dosyanıza düşüyor olmasın? Bunu wordpress’e de bildireceğim. Sizin aboneliğinizi maalesef ben yönetemiyorum, bu bir blog ve herkese açık olduğu için ancak siz yönetebiliyorsunuz. En son gelen mesajın altında bir aboneliği yönet bağlantısı vardır, isterseniz ona tıklayın ve bir bakın en son hangi ayarda kalmış. Sevgilerimle
BeğenBeğen