Baş Melek Michael, bana bu haksızlık, hile ve hayal kırıklığı dolu durumda yardım ettiğin için çok teşekkür ederim. Lütfen kalbimin tüm zamanlarda huzur, barış ve inançla dolmasını sağla
Dostlarım, bu platform her zaman Meleklerin, Yüksek Benliklerimizin, Yükselmiş Ustaların ve Galaktiklerin sesini duyurdu. Ben araya elimden geldiğince az girmeye çalıştım. Burası onlara ve sizlere ait. Ancak bugün İnsan olan Ben konuşacağım, araya biraz da ego girecek. Çünkü çok kızgınım! İçimdeki İndigo sinirden ayaklarını yere vurup gözleri kapalı olan herkesin bağlarını çözüp atmak istiyor. Sizlerin de öyle olduğunu sanıyorum. İnternette sadece belli ana-akım gazetelere girebiliyorum, diğerleri kesinlikle ekranda çıkmıyor ve gördüğüm manşetler ve analizler egomu iyice ortaya çıkarıyor.
Bu kızgınlığın ve hayal kırıklığının temeli tabii ki KORKU. Asla bolluk içinde, özgür, bağımsız ve mutlu olamama korkusu, etrafımızda sürekli sürtüşme ve çekişme olacak, huzuru bulamayacağız korkusu.. Şu anda bu korkuyu Mor Alev ile yakıp dönüştürüyorum. Sanki bütün enerjiler bize ihanet etti. Bu ihanete uğramışlık duygusunu da Mor Alev’e atıyorum ki yanıp sevgiye dönüşsün. Geçen hafta yazdığım 30 Mart yazısının tam tersi oldu. Neden öyle gerçekleşmeyecek bir yazı yazmaya yönlendirildiğimi bilmiyorum, halbuki kendimden çok emindim ve diğer bütün astroloji ve enerji bloglarının tersine risk aldım, şimdi de yanıldığımı görüyorum. Bunun bana verdiği başarısızlık duygusunu da Mor Alev’le dönüştürüyorum şu an. İsyan ettiğim yanlış bilgilendirme sonucu insanların karar vermiş olması ve bütün sürecin hile ve yalanla ilerlemesi. Kendimi küçük, önemsiz ve etkisiz hissediyorum. Bu duygular sizde de varsa beraber çalışalım arkadaşlar. Niyetim bu yazının devamında birlikte önce ruhumuzu ve kalbimizi açmamız ve sonra da rahatlatmamız. Sonsuz yüksekten gelen o Mor – Eflatun enerjinin sizi aydınlattığını mükemmel kırmızı ve mavi karışımının bütün benliğinizi temizlediğini, yoğun karanlık enerjilerin hafiflediğini, korkunun uçup kaybolduğunu görün.
Bugün oturup yazmaya başlamadan hemen önce Michael’dan bir işaret istedim ve çektiğim kart “Bu durumla ilgili Michael’dan yardım iste” idi. İşte şimdi yardım istiyorum.
Her şeye rağmen, ben hala yalanın bu enerjilerde fazla barınamayacağını ve onu tamamen sileceğimize bütün kalbimle inanıyorum. Peki bu fiyaskonun bize verdiği ders, bize söylemek istediği nedir? Bundan sonraki adımlarımız ne olmalı? Nasıl adil, sevecen, yardımsever ve şefkatli bir toplum kuracağız? Yeni Dünya’yı nasıl yaratacağız? Bu soruların cevabını tam olarak bilmiyorum ama elimizde ipuçları var.
Maitreya bir yükselmiş usta ve bir yeryüzü öğretmenidir. Bir çoğunuz onu başka yazı ve kitaplardan tanıyor olabilirsiniz. Bu bloga ilk defa misafir olan Lord Maitreya yeryüzünde yüzlerce hayat yaşadığını söyler ve aynı zamanda Sevgi ve Merhamet Budha’sı olarak da bilinir. Maitreya bize içinde bulunduğumuz durumu Linda Dillon aracılığıyla 13 Mart 2014 tarihinde şöyle anlatıyor:
Sizin insanoğlu olarak – Albert Einstein ya da başka bir bilim insanı değilseniz – bir sorun hakkında düşünürken durumu en mikro ya da makro açıdan görme alışkanlığınız yok. Şu anda herşey ama herşey restore oluyor, her bir insanoğlu, tüm varlıklar ve Gaia orijinal yapısına, masumiyetine dönüyor. … Sadece siz değil diğer galaksilerdeki yıldız kardeşleriniz bile size gönderilen Sevgi Seli enerjisinden faydalanıyor. Bunu dairesel hareket eden bir enerji olarak düşünebilirsiniz, aynı zamanda bunun yarattığı şok dalgaları, enerji dalgaları da evrene dağılıyor.
Ben yeryüzüne çok sık gelip konuşmalarınıza kulak misafiri oluyorum. Ve duyduklarım tutarlı, istikrarlı ve birbirine bağlı, sadece sizin Işık grubunuz değil, sadece kutsal birliktelikler arayanlar değil, sadece Işık İşçisi topluluğu değil, hepinizde. Şu anda oluşan bir tema var ve bu tema insanoğlunun neredeyse ateşli, hararetli bir şekilde, var olana razı olmayacakları, kabullenmeyecekleri, az olanla yetinmeyecekleridir. Bunu ne kişisel olarak istiyorlar ne de kolektif olarak.
Bu bir ilan, bu bir ümit ışığıdır. Sadece umut, inanç, güven beyannamesi değil, aynı zamanda kendi değerini ilan etmektir. Bunu beyan etmek, hem bireysel hem de kolektif olarak giderek daha fazla yapmış olduğunuz işi tanıdığınızı, daha fazla kim olduğunuzu ve ne potansiyel taşıdığınızı bildiğinizi ve bu illüzyonla yetinmeyeceğinizi ilan etmektir.
Bu layık olma duygusunun ilanı. Bu ilan burada yaratmaya geldiğinizin, bizimle ve birbirinizle birlikte yaratma yolunda olduğunuzu ve 3 boyutlu vücutlarınızda coşkuyu, sevgiyi deneyimlemek istediğinizi anlamaya başladığınızı gösteriyor. Bundan azı kabul edilemez. Bundan başka hiç bir şey yeterince iyi değil!
Ve bu bizim kulaklarımıza cennetin müziği gibi geliyor. Sadece Işık İşçisi topluluklarından değil,bunu gezegeninizde her yerde görüyorsunuz. Çeşitli şekillerde insanlar diyor ki “Ben bıktım”. Evet, aynı zamanda şöyle diyorlar: “Yorgunum. Sinirlerim çok gergin. Aşırı çalışmaktan yoruldum. Fazlasıyla veriyorum” Bunun yanında “Elimdekiyle yetinmekten bıktım. Bundan sonra yetinmeyeceğim” diyorlar.
Ve siz bunu görüyorsunuz. Mülteci kamplarında, kadın hareketinde, Venezuela’da, Kuzey Amerika’da. Ve kesinlikle Avrupa’da, Çin’de ve bu fikirlerin havada uçup yayılan tohumlar gibi heryere, her alana gidip filizlendiğini görüyorsunuz. Global hareketlerde çok büyük bir yükselme var.
Şimdi, tüm savaş, kaos ve kargaşaya bir çözüm oluştu mu? Maalesef hayır. Ama global hareketlerde genişleme ve yoğunlaşma var. Kanadalı Zimbabve’ye gidiyor, Fransız Çin’e gidiyor. Ve bu sadece organizasyonlar bazında değil. Bu insanların şöyle demesi: “Evet, ben bu durumda doğdum. Kuzey Amerika’da, rahat bir orta sınıf bölgesinde ve bu rahatlığın nasıl bir şey olduğunu biliyorum ve fakirliğin felaketlerini de. Onun için mülteci kamplarına gideceğim, Afrika’da suyu olmayan köylere gideceğim. Kendimi bu işe adayacağım. Yönetmek için değil, ama kardeşlerimle kendi özel kapasite ve yeteneklerimizle katkıda bulunarak yan yana çalışmak için.”
İşte bu konudaki artışı görmek yüreklendirici. Yani biz merhamete , eşitliğe, birbirini desteklemeye doğru bir hareketlenme var dediğimizde, gördüğümüz sadece devletler, global organizasyonlar, yardım dernekleri ya da Birleşmiş Milletler’in harekete geçmesi değil. Biz şahısların tek olarak ya da kendi kendine oluşturdukları grupların, hem evlerinde, hem de dünyanın bir ucuna giderek harekete geçtiklerini görüyoruz.
Bu bir ustalık işaretidir. Bu bir işarettir – evet her zaman misyonerler olmuştur, haklısınız. Ama bu durum insanların kendilerini misyoner gibi, kendini mağdur ya da bir amaç uğruna kendini işkenceye katlanıyor gibi hissetmelerini kesinlikle içermiyor. Bunlar şunu söyleyen sıradan insanlar: “Benim kalbim, ruhum, amacım ve görevim bunu yapmaktır!” Bunda tantana yok, bunda ödül beklemek yok. İnsanlık harekete geçti ve bu Sevgi Eylemidir. Bu bireylerin kendi ustalıklarını tanıması ve ilan etmesidir.
İşte buna bakın. Global sayılara bakın ve yüreklenin. Kaos, kargaşa gibi görünen yerlere bile bakın ve cesaret alın, moralinizi yükseltin. Örneğin, Ukrayna çok iyi bir örnek. Protestoların olduğu Venezuela gibi yerlere bakın, oraladarda insanlar “Ben bununla yetinmeyeceğim. Bu sevgi değil. Bu hak değil. Bu kabul edilemez ve gerekirse bunun için canımı vereceğim. Ama bunu yapmak zorunda olacağımı beklemiyorum.” diyorlar.
Siz insanlar çok başarılı gidiyorsunuz. Yapmış olduğunuz devasa ilerlemeyi küçük görmeyin, eksik değerlendirmeyin. Bu ilerleme sadece iç dünyanızda değil, hem yakın ilişkilerinizde hem de toplumlarınızda devam ediyor.
Sevgili dostlarım, insanlık harekette. Bu sadece yolda bir dönemeç. Eğer içinizde bir şey size harekete geçin, sokak çocuklarına yardım edin, mahallenizdeki parkı güzelleştirin, işkence gören hayvanları kurtarın, fakir öğrencilere bedava ders verin diyorsa, ve örnekler tükenmez… İşte bunu içinizde hissediyorsanız tam zamanı. Eğer içinizden benim gibi bir blog başlatmak geliyorsa toplayın cesaretinizi ve yazın ilk yazınızı. Diğer kalplere ulaşın. Şu anda kendimden emin olarak (unutmayın kendime güvenim bayağı sarsıldı bugün :) ) söyleyebileceğim tek şey güzelliği ve mutluluğu tek bir mucize, tek bir seçim, tek bir kişi getirmeyecek. Bunu hep beraber yapacağız.
Bu yazıyı bitirirken sanırım 8 saattir haberlere, gazetelere bakmadım ve ülkemizde neler olduğunu bilmiyorum. Ama bildiğim şey sevgi ile hareket etmek, içimde Michael’ın gerçek, barış, huzur ve cesaretini taşıyan mavi alevini yakarak yola devam etmek, her seferinde bir kalple konuşarak umudumu asla kaybetmemek.
Teşekkürler Michael ve Lord Maitreya!
Telif Hakkı©2014 Mor Alev. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazıyı tümü olmak şartıyla, değiştirilmeden, bedava olarak, ve bu telif hakkı uyarısı ve internet bağlantısı (https://moralev.com/) ile birlikte kopyalamaya ve dağıtmaya izin verilmiştir. Copyright © 2014 by Mor Alev. All Rights Reserved. Permission is given to copy and distribute this material, provided the content is copied in its entirety and unaltered, is distributed freely, and this copyright notice and links are included. https://moralev.com/Mor Alev sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.


evet kızgınım üzgünüm bugün birşeylerin değişeceğini umuyordum ama sonuç aynı
BeğenBeğen
Aynen oyle,
BeğenBeğen
çoğumuz hayalkırıklığı içindeyiz.bu siyasetle ilgili değil çok fazla insanın hala yükselmekten korkması ve geçişi engellemeleri.bizler evrensel varlıklarız.gerçekle buluştuk gücümüzü biliyoruz ne yazıkki negatif enerji savaşıyor buna teslim olmayın.bu aralar heryerde depremler oluyor dünya bile arınıyor.temizlik henüz bitmedi.mor alevin sık sık dediği gibi merkez çekilin mutlu olduğunuz birşey yapın,hamur yoğurun spor yapın,ağlayın. enerjinizi yükseltin.dün büyük bir heyecan vardı.geceyse negatiflik yükseldi.bu sabah zaman bile yavaşladı sanki ve konuştuğum birçok kişi bir değişiklik hissediyor ruhsal olarak.bende hala kendimi toplayamadım.sanki aynı yerde ama farklı bir boyuttayım.son 1 yılı düşünün biri olacakları anlatsa güler geçerdik.ama öyle bir fırtına koptuki.şimdi fırtınanın gözündeyiz (kasırganın gözü )mola zamanı.çok kısa bir süre sonra tam içinden geçip çıkıcaz.evrensel fizik kuralları:))
gözlerinizi kapatın nefes alıp tutun sonra içinizdeki sıkıntıları üfleyin ve meleklerimizin bizi kucakladığını hissedin.
BeğenBeğen
Çok güzel öneriler Olimpia. Teşekkürler
BeğenBeğen
sevgili mor alev, 30 mart’la ilgili yazınız için kendinize asla kızmayın. siz güzel kalbinizle arzuladığınız değişimi bize aktardınız ve bizde buna gönülden katıldık.o yazınızla bizlere bir-iki günlüğüne güzel tablolar hayal etmemize vesile oldunuz. kişileri bir saat bile mutlu kılmak veya hayal kurmalarına yardımcı olamak, önemli bir başarıdır. ve şu anki yazınızla, bize umut vermeye devam ediyorsunuz. bu ayrıca teşekkür edilmesi gereken bir davranıştır. olacakları tanrıdan başka kimse bilemez. sizin en ufak bir yanıltıcı hatanız yok. lütfen bu konuda kendinize kızmayın. siz bize demez misiniz, “büyük resme bakın” diye?.kim bilir bu seçim nelere gebe? eminim bu sonuçların sebebini daha sonra anlayacağız.evet, ben de çok öfkeliyim. ve bu moralsizliğimin sebebi ne? bunu nasıl üstümden atacağım derken, siz yanıtı verdiniz. KORKU! ülkem için korku, gelecek için korku, elden bir şey gelmezse korkusu. ama dediğiniz gibi, lütfen birlik olalım ve birbirimize destek çıkalım. adalet, doğrudan yanadır. önerdiğiniz çalışmaları daha fazla yapalım. istemiyoruz, dedikçe evren istemediğimizi bizim karşımıza çıkarıyor. demek ki düşüncelerimizi değiştireceğiz. siz bizim için bir meşalesiniz. kendinize haksızlık ederek, o alevinizin kısılmasına izin vermeyin. sizi seviyorum ve eminim tüm blog dostları da seviyordur. gün gelir, her şey değişir. ama sizin bizim gelişmemize katkılarınız unutulmaz. vicdan ve vefa var ise, unutulmamalı da zaten.
BeğenBeğen
Desteğiniz için çok teşekkür ederim Nezihe’cim. Sevgilerimle
BeğenBeğen
arkadaşlar, hepimiz kızgın ve üzgünüz ama unutmayalım ki yaşadığımız oyun alanı (dünya) sadece biz ve bizim gibi düşünenlerin yaşadığı bir yer değil. aramızda eski enerjiye tutunmak konusunda inat edenler de, tüm varoluşun bir parçası, tıpkı bizler gibi. ve her birimiz tüm gerçekliğin yaratıcılarıyız. kimse, hiçbir mesaj, yaşayacağımız muhteşem dönüşümün çok kolay olacağını söylemedi. şu an yapmamız gereken küsmek değil, ışığımıza sahip çıkmak ve onu yükseltebilmek için elimizden geleni yapmak olmalı. hak ettiğimiz güzel yaşamı ancak böyle oluşturabiliriz….
Sevgiyle, teşekkürler BM Michael, Lord Maitreya ve Mor Alev
BeğenBeğen
Ben teşekkür ederim sevgili Pervin.
BeğenBeğen
Sevgiyle Merhaba Mor Alev…Dünkü yaşanan olaylar sizi etkilediği gibi bir çoğumuz da çok etkilendi …Tabi ki beni de Akşam müthiş gerildiğimi enerjimin bir an düştüğünü farkettim….Ve derin nefes alıp vererek kendimi toparladım ama kızım çok kırgın ve üzgün…Evet Başmeleklerimiz ve tüm Üstadlarımız açıkça olmasa da bu sıkıntıların olacağından hepsi bahsetmişti …Aslında olacakları bildiğimiz halde , bedenimizde hissettiğimiz bu üzüntüleri de yaşamamız çok normal ve doğal…Arkturuslu Üstadların söylediği Yükseliş işleminizi tamamlamak için Ruhun karanlık gecesinden geçmeniz gerekir…Evet bu cümle beni kendime getirdi…Ve mesajın tamamı muhteşem …Ve mor alev Dostum sana çok teşekkür ederim…Bu muhteşem mesajları bizlerle paylaştığın için…Canım Tüm başmeleklerime Arkturuslu Üstadlarıma ve bizlere mesajlarıyla bilgilendiren tüm ışık varlıklarıma Minnettarım…Ve hepsine çok teşekkür ediyorum…Mor Alev Sizi Seviyorum…Sizi sevgiyle sarıp sarmalıyorum….İyi ki varsınız İyi ki varız… Gönlünüzden geçen herşey gerçek olsun…Sevgiyle ışıkla ve Aşkla…<3 <3
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim Yıldız. Sizin de gönlünüzden geçen her şey gerçek olsun
BeğenBeğen
dün gece kalbim Ankara’daydı, hep İstanbul ve Ankara’ya Mikailin koyu mavi alevini gönderdim, ben de sabah çok kızgındım ama oylar yeniden sayılıyor şu anda, bence enerji göndermeyi kesmeyelim kritik saatlerdeyiz, 3 yerin başkan adayı değişti gün içinde.. never give up diyorum sevgiler
BeğenBeğen
Asla yükselişin peşini bırakmayacağız sevgili Özlem. Teşekkürler
BeğenBeğen
Merhaba Mor Alev,
Ben dunden beri uyumadan olaylari takip ettim ve secim oncesinde, secim gunu sabahinda tum meleklerden yardim istedim ulkemiz icin. Bunu secim suresince aklima her geldiginde yaptim.. hatta aciklanan sonuclari icten ice kabul etmedim ve gercek cikacak meydana dedim hep, akabinde yine tum ulkeyi sarip sarmalayan kurelerin icine koydum diyebilirim:) nitekim olaylar degisti… hatta daha da degisecek, neden bilmem icim umut dolu… biraz once tum meleklere tesekkur ettim, cunku gercekten varlar ve calisiyorlar onu gordum. Ben sinir ve ofkeyi donusum icin sart buluyorum cunku bu duygular ciraya benziyor, boylece mor alevi haril haril yakabiliyorum yeri geldiginde… nacizane olarak sana tesekkur etmek ve iyi seylerin varligini hatirlatmak istedim. Bunlari donusturmeyi daha cok anlamama yardimci oldun, isigin tartismasiz gorunuyor. Lutfen umudu tut sikica, zaten hep etrafinda dolasiyor. Dedigim gibi, kibirle degil, samimiyetle bir kac kelam etmek istedim, lutfen bu dost yuregi boyle gor;) Sen cok guzel bir insansin, sevgiler,
BeğenBeğen
Çok teşekkürler. Çıra benzetmesi harika. Bir şeyler bizi rahatsız etsin ki aklımıza o şeyi dönüştürmek gelsin. Çok beğendim bu fikri. Sevgilerimle
BeğenBeğen
ben hiç şaşırmadım çünkü yükselmemiş bilinçlerden yükselmiş düşünce çıkmaz ..bu bir anda olmaz ama birkaç sene önce h,ç birimiz bu enerjilerin ve hatta kendimizin farkında değildik … eninde sonunda bu enerjiler galip gelecek. sevgi galip gelecek..sizin bize sunduğunuz ışık için teşekkür borçluyuz..
BeğenBeğen
Ben teşekkür ederim sevgili Neşe.
BeğenBeğen
Beni bugün merkezimde tutabilen tek cümle ”Gecenin en karanlık zamanı şafaktan hemen öncesidir.” cümlesiydi ve bunu siz başardınız. Lütfen kendinize haksızlık etmeyin.Hepimiz için iyiki varsınız.Etrafımızda felaket tellallığı yapan yüzlercesi zaten var.Onların kime ne katkısı oldu bugüne kadar.Açık yürekliliğinizde ayrıca övgüyü hakediyor.
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim Işıl. Yorumunuz gözümden kaçmış, onun için geç cevaplıyorum. Özür dilerim.
BeğenBeğen
sevgılı mor alev. merhaba.
varlıgınızla eksık benlıgımızı nasıl mutlu kıldıgınızı, zaman zaman nasıl heyecanlandırdıgınızı bılsenız kendınıze bu kadar yuklenmezdınız. bırseylerı anlayabılmek ıcın bazen bır seylerın tekrar tekrar yasanması gereklılıgını bloklarınızdan ogrendım.
varlıgınız varlıgımıza ınanın ısık tutuyor.
soylenecek sozlerın bıttıgı yerdeyım aslında. susuyorum. tum duyularımı sessızlıge actım. anlamaya hıssetmeye duyumsamaya calısıyorum. netım safım seffafım duraganım. aslında bıldık ve beklandıktı tum bunlar ıcten ıce. anlamak lazım. bakmak gormek lazım. sız varsınız. ben varım. blok okuyucularınız burada. aslında degısen bır sey yok. hayatın gebelıgı suruyor. yalancı bır dogumsancısıydı bu. yasam gebe yenı olaylara. sakın saglam durabılmek, kopmamak, sevgı ve saygı cemberını dahabır ınancla buyutme kuvvetlendırme zamanı sımdı. tum bunlar yasanılması gereken seyler. bılgının ısıgın farkındalıgın evrenı sarma zamanı. zorlamadan, kendılıgınden, durgun suyun akması gıbı. duzenlenmesı gereken seylerın, bılınclı ınsan sevgısının evrımsellesmesı, ıkıncı el yasamların mıladını doldurması gereken zamanlar bunlar. ınsanlık olarak donusebılmek adına, bır olabılmek adına dunyalı olabılmek yolunda, bırlık, dırlık, sevgı, sefkat, merhamet, paylasım, esıtlık, teklık ıcın sadece ulkemızde degıl tum dunya ulkelerınde, ınsanlıgın durumunu anlayabılmek, evrensel cozum bulabılmek ıcın daha genıs bakmamız gerektıgının ıfadesı bunlar.
sadece ben degıl, sadece aılem degıl, sadece sehrım degıl, sadece ulkem dedıl, sadece dılım degıl, sadece dınım degıl.
bız dunyalıyız. ve kocaman bır aılemız var, bır dunya cocugumuz, bır dunya annemız, bır dunya babamız, bır dunya kardesımız, bır dunya dostumuz var.
ınsanız bız, ınsanlıgız bız, tum bu sorunların yasananların ufak ısler olma zamanı daha gelmedımı? bırbırımıza karısma, bırlesme, kagıt parcası olan sahtelıge aldanmama, esaretı altına gırmeme zamanı gelmedımı? bırbırımıze sahıp cıkma zamanı daha gelmedımı? bılım adamlarının ınsanları canlıları hayatı oldurme buluslarının donusme zamanı gelmedımı.? varlıgın yokluga sunulma zamanı gelmedımı? herseyı ınsanlıgın hayrına faydasına cevırme zamanı?
sız sıprutuel ınsanlar sevgı ınsanları ısık ınsanları nerelerdesınız? sızlerın kafalarınızı kagıt kalemden kaldırma, yol gosterme, bırlestırme, bıldıklerınız cercevesınde bır olma zamnınız gelmedımı? varlıgınızı fayda saglatmadan kefene gırebılecek tek sey olarakmı yanınızda gotureceksınız? neden tum varlıgınızı ortaya koymuyorsunuz? bılgınızı gorsellıgımıze sunmuyorsunuz, bız buradayız haydı demıyorsunuz?
dılımız dınımız rengımız mılletımız bız bırız. dunyanın her neresındeysenız.
buyrun su an ben sıze bır kart cekıyorum……. sevgili sipritüel aydınlar….. ısık işçileri….
ve dıyorkı meleklerımız…….
basardın……
bır kart daha…… guc sende……
bır kart daha….. kabugunu kır…..
bır kart daha….. degısımı kucakla….
bır kart daha…. yolun acık……
bır kart daha….. bır adım at…..
bır kart daha ……. ınan……….
bır kart daha ……. coskuyla atla…….
bır kart daha……. ısıgı yarat…….
bır kart daha……. yenı bır dunya
son bır kart daha ….. 2 kart cıktı ……..al……….ve……….ÖZGÜRLÜK
ISTE 30 MARTIN MUCIZESI…………
bunu ben degıl melek kartları soyluyor.
bir suc-i lisan ettiysem affola.
sıhat, sevgı ve ısıkla kalın.
EFLATUN
BeğenBeğen
Çok teşekkürler Eflatun.
BeğenBeğen
sevgılı mor alev aslında durumu blogunuzda oyle guzel ızah etmıssınızkı …….
üzüntünüz meger ne kadar yersızmıs. gulumseyın.
bu sonuc ve surecı ruhun karanlık gecesı gecıtı olarak zaten hıssetmıssınız ve yayınlamıssınız. Bakın………..
ruhun Karanlık Gecesi, oldukça rahatsız edicidir. Ama bir o kadar da bilgilendiricidir. Bu karanlık gece, tüm dış ekiplerimiz, tüm muhteşem çok boyutlu varlıklarımız ve tüm 3. Boyutta olmayı seçen gönüllülerimiz için, geçmeleri gereken bir geçittir.
Evet, hepiniz kişisel ve Gezegensel Yükselişin olduğu bu çok zorlayıcı dönemde, 3. Boyut oyununu oynama şerefine nail olmak için, yaşam planınızı gönüllü olarak yazdınız ve uyguladınız. Kesinlikle bundan daha zor zamanlar da oldu…………….. …………………………………………………………vs. lutfen yazının devamını tekrar okuyun. okyun ve salın kendınızı. bırakın zıhnınızı. ruhunuz bedenınızden ayrılsın zıhnınızı bılgının evrensel ısıgına tasısın. ısıgın ıcınde tohumu gorun bır gul gıbı acılsın altın sarısı ısıklar sızı sarmalasın sevgıyle coskuyla bırlık olmanın hazzının bılgısını alın ve bırakmayın. dogacak guzel gunlere tasıyın ve ınanın.
benım gordugum sandıgım seyı acaba kac kısı goruyor.
bu kadar tesaduf ard arda olamaz.
cok guzel seyler olacak arkadaslar.
mor alev dostumuzun dedıgı gıbı akısa gecmek ve akısta kalabılmek lazım.
sevgıler.
EFLATUN
BeğenBeğen
Sevgili Eflatun, çok teşekkürler.
BeğenBeğen
Sevgili Mor Alev,
Sizin sayesinde sevgi enerjimin farkına vardım. öz olarak kendimin farkına vardım. size ve bütün Baş Meleklere sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Hepimizin çıkaracağı öz sonuç: öğrendik ki sevgi ışığımızı birlikte olursak güçlendirebiliriz.
Halkımız öğrendi ki, birlikte olmazsan başkaları senin hakkında karar verir.
Aslında yaşadıklarımızda çok güzel mesajlar var. istesek bu kadar geniş kitleye bu mesajları veremezdik.
Yaşadığımız her şeyin bir tesadüf olmadığının farkındalığını bana gösterdikleri bütün Baş Meleklerimize şükranlarımı sunuyorum.
Sevgiyle, figen
BeğenBeğen
Çok teşekkürler Figen.
BeğenBeğen
aynı durumdaydım, aynı düşüncelerle geçmeyi diledim… herkesi sevgiye boyadım… daha iyiyim…
BeğenBeğen
Sevgili Mor-Alev,
ben de ilgili mesajınızı okudum ve benim duama katkıda bulundu.sevginin kazanacağı bir seçim olmasını dilemiştim kendi adıma. benim, ilgili herkesin ve bütünün en yüksek hayrına olan neticenin gerçekleşmesini seçmiştim. katkınız için teşekkür ederim.
hatırlamalıyız ki, biz kendi adımıza seçimler yaparız ancak akışa bırakmak esas noktadır. değişim bazen bir anda olsa da bazen basamaklardan oluşur. sabah uyanıp her şey aynı kaldı demek, resme yakından bakmaktır.
“benim arzu ettiğim olsun” hissinden doğmaktadır. yani aslında içimizdeki korkudan doğar. kaybetme korkusudur. güvende olmama, yok olma hissidir. oysa “ben sevgiyi seçtim. akışa bıraktım” pozitif olandır. tam teslimiyettir. koşulsuz olandır.
“benim istediğim olmadı” bir yerde sorun mu var” tam teslimiyetin olmadığını yani bir yerde negatif bir hissin, korkunun, tereddüttün işaretidir.
akışa bırakmak her zaman püf noktadır.
dualarımız, niyetlerimiz, seçimlerimiz ne işe yaradı denirse, son üç güne uzaktan bakmak yeterli olacaktır :))) öncelikle yukarıda ifade ettiğim gibi kendi içimizdeki korku ve tedirginlikle yüzleşmemize hizmet etmiş oldu.
bütün açısından bakacak olursak, alışılagelmedik tepkilere, canla başla çalışan gönüllülere ve sonuçlara şahit oluyoruz. saklı gizli kalmıyor.
sevgi, emin adımlarla kazanıyor. bunda hepimizin katkısı olduğuna inanıyorum.
” yüreğine ışık koy, yüreğine yıldız koy, yola devammmm” :)))
herkese selamlar ve sevgiler
BeğenBeğen
Kesinlikle haklısınız. Bu yazıdan sonra da yalanların pul pul parçalanıp döküldüğünü görüyoruz. Demek ki ilk yazım, yani yalanın kazanamayacağı konusundaki öngörüler bir bakıma kendini gözümüzün önüne atarak yavaş yavaş gerçekleşiyor. Sevgiler ve teşekkürler
BeğenBeğen